İBN ÂCURRÛM

(ابن آجرّوم)

Ebû Abdillâh Muhammed b. Muhammed b. Dâvûd es-Sanhâcî (ö. 723/1323)

el-Âcurrûmiyye adlı eseriyle tanınan Kuzey Afrikalı dil ve kıraat âlimi.

672’de (1273-74) Fas’ta doğdu. Aslen Safrû şehri civarında yerleşmiş bulunan Sanhâce kabilesine mensuptur. Berberî dilinde “sûfî” anlamına gelen Âgurrûm (Âcurrûm) lakabını ilk defa dedesi Dâvûd’un bir şeref unvanı olarak kullandığı söylenmektedir. İbn Âcurrûm’un tahsili ve hocaları hakkında yeterli bilgi yoktur. Ancak Fas’ta dil, edebiyat, kıraat, fıkıh ve matematik tahsili gördüğü kaydedilmekte; hac yolculuğu sırasında Kahire’ye uğradığı, burada meşhur dilci ve müfessir Ebû Hayyân el-Endelüsî’nin derslerine devam edip icâzet aldığı bilinmektedir. Hac farîzasını yerine getirdikten sonra Fas’a dönen İbn Âcurrûm Karaviyyîn Camii’nde dil ve kıraat dersleri vermeye başladı. Öğrencileri arasında oğulları Ebû Muhammed Abdullah ve Mindîl lakabıyla tanınan Ebü’l-Mekârim Muhammed başta olmak üzere Ebü’l-Abbas Ahmed b. Muhammed el-Cezennâî, dilci ve fakih Ebû Muhammed Abdullah b. Ömer el-Vângīlî ed-Darîr, Ebû Abdullah Muhammed b. Abdülmüheymin el-Hadramî, fıkıh ve kıraat âlimi Ebü’l-Abbas Ahmed b. Muhammed el-Hazrecî ve Muhammed b. Ali el-Gassânî gibi birçok âlim bulunmaktadır. İbn Âcurrûm 20 Safer 723’te (28 Şubat 1323) Fas’ta öldü. Bugün Bâbülhamrâ diye bilinen Bâbülcizyîn yakınındaki Endülüslüler mahallesinde defnedildi.

Kûfe dil mektebinin terimleri olan “hafd”ı “cer” yerine kullanması, emir fiilinin meczûm olduğunu söylemesi ve “keyfemâ” edatını cevâzım arasında sayması gibi sebeplerden dolayı İbn Âcurrûm’un Kûfe dil mektebine mensup olduğunu söyleyenler olmuştur (Süyûtî, I, 238; Ömer Ferruh, VI, 394). Ancak kendisi, Basra dil mektebi mensupları gibi bedeli terceme, ma‘tûfün aleyhiyi mensûkun aleyhi zamiri de kinâye yerinde kullanmaktadır. İbn Âcurrûm’u herhangi bir dil mektebine bağlı olmadan doğruluğuna inandığı görüşleri benimseyen bağımsız bir dil âlimi olarak kabul etmek daha uygundur.

Eserleri. İbn Âcurrûm’un en meşhur eseri el-Muķaddimetü’l-Âcurrûmiyye’dir ([el-Ecrûmiyye, el-Ücrûmiyye, el-Cerûmiyye] fî mebâdiǿi [ķavâǾidi] Ǿilmi’l-ǾArabiyye). Müellifin hac münasebetiyle Mekke’de bulunduğu sırada yazdığı rivayet edilen eser bir nahiv kitabı olup isim ve fiillerin tasrifleri ve i‘rabı ile harflerin i‘rabı üzerine özlü bilgiler ihtiva etmektedir. Eser, yöntemi ve ana kuralları çok sade bir dille ifade etmesi gibi sebeplerden dolayı İslâm dünyasında ve XVI. yüzyıldan itibaren Avrupa’da tanınarak çok rağbet görmüş, belli başlı Batı dillerine tercüme edilmiş ve birçok defa basılmıştır. el-Âcurrûmiyye’nin, Ebü’l-Kāsım ez-Zeccâcî’nin (ö. 337/949) el-Cümelü’l-kübrâ’sının bir muhtasarı olduğu söyleniyorsa da (İA, V/2, s. 696) tarif ve tertiplerinin karşılaştırılmasından bu iddianın doğru olmadığı anlaşılmaktadır. el-Âcurrûmiyye ilk defa Roma’da basılmış (1592), daha sonra Latince tercümesiyle birlikte Pierre Kirsten tarafından Breslau’da (1610), R. P. Thomas Obicini tarafından Latince tercümesi ve şerhiyle birlikte yine Roma’da (1631) yayımlanmıştır. Eser ayrıca birçok defa basılmıştır (Leiden 1617; Bulak 1239, 1252; Beyrut 1841, 1859, 1896, 1415/1995; Cezayir [nşr. Bresnier] 1846; Viyana [nşr. G. Kanyurszky, Macarca şerhiyle birlikte] 1887; İstanbul 1315; Kahire 1298, 1333, 1344; Necef [nşr. Ahmed Habîb el-Kasîr el-Âmilî] 1962; Hindistan 1853; Münih 1876; Kudüs 1876; Dımaşk 1301, 1376/1957; Mekke 1314; Fas 1345; Erzurum [nşr. M. Sadi Çöğenli - Kenan Demirayak] 1997).

el-Âcurrûmiyye’ye altmış civarında şerh yazılmış olup eseri şerheden belli başlı âlimler şunlardır: Ebû Zeyd Abdurrahman b. Ali el-Mekkûdî (Tunus 1292;


Kahire 1304, 1309, 1345); Hâlid b. Abdullah el-Ezherî (Amsterdam 1756; Bulak 1251-1290 arasında altı baskı; Kahire 1262-1319 arasında altı baskı; Fas 1315); Hasan b. Ali el-Kefrâvî (Bulak 1242; Kahire 1280 vd. ondan fazla baskısı yapılmıştır); Ahmed b. Zeynî Dahlân (Kahire 1297-1344 arasında on baskı; Mekke 1305, 1314; Medine 1304); Abdullah b. Fâzıl el-Aşmâvî (Şerĥu’l-ǾAşmâvî, Bulak 1287; Kahire 1291); Hâşim b. Şehhât eş-Şerkāvî (Şerĥu’ş-Şerķāvî, Kahire 1326); Ebü’l-Abbas Ahmed b. Ahmed es-Sûdânî (Şerĥu’s-Sûdânî, Fas, ts.). Bunlardan Ezherî şerhinin beş, Kefrâvî şerhinin basılmış dört hâşiyesi vardır (İbn Âcurrûm, neşredenlerin girişi, s. III, VIII; Brockelmann, GAL, II, 308-310; Suppl., II, 332-335; Abdullah Kennûn, MevsûǾatü meşâhîri ricâli’l-Maġrib, II, 21-22; Ömer Ferruh, VI, 397-399). Eser çağdaş âlimlerden Mustafa es-Sekkā (Şerĥu’l-Âcurrûmiyye, Kahire 1979), Muhammed Abdülmün‘im Hafâcî (Tehźîbü’l-Âcurrûmiyye fî Ǿilmi ķavâǾidi’l-ǾArabiyye, Kahire 1371/1951) ve Muhammed Muhyiddin Abdülhamîd (et-Tuĥfetü’s-seniyye bi-şerĥi’l-Muķaddimeti’l-Âcurrûmiyye, Kahire 1353) tarafından da şerhedilmiştir.

el-Âcurrûmiyye’yi nazmeden başlıca âlimler ve eserleri de şu şekilde sıralanabilir: Şerefeddin Yahyâ el-İmrîtî, ed-Dürretü’l-behiyye fî nažmi’l-Âcurrûmiyye (Hindistan 1263/1846; Kahire 1290, 1302, 1369; Beyrut 1416/1996); Rifâa Râfi‘ et-Tahtâvî, Cemâlü’l-Âcurrûmiyye (Bulak 1280); Abdüsselâm en-Neberâvî, el-Kevâkibü’l-celiyye fî-nažmi’l-Âcurrûmiyye (Bulak 1298; Muhammed b. Ömer en-Nevevî el-Câvî’nin Fetĥu Ġāfiri’l-ħaŧıyye Ǿale’l-Kevâkibi’l-celiyye fî-nažmi’l-Âcurrûmiyye adlı şerhinin kenarında); Ali es-Senî el-Meserrâtî, el-Manžûmetü’s-seniyye limâyüsemmâ metne’l-Âcurrûmiyye (Kahire 1307); Alâeddin Ali b. Nu‘mân el-Âlûsî, Nažmü’l-Âcurrûmiyye (Beyrut 1318); Abdullah b. Hac eş-Şinkītî, “Nažmü metni’l-Âcurrûmiyye” (nşr. Halîfe Büdeyrî, Mecelletü Külliyyeti’d-daǾveti’l-İslâmiyye, Trablus 1398/1989, VI, 269-279).

el-Âcurrûmiyye’yi Thomas Erpenius (Grammatica Arabica dicta Gjarumia, Leidae 1617; Palermo 1796; Paris 1844), R. P. Thomas Obicini (Grammatica Arabica, Roma 1631), P. Kirsten (Grammatices Arabicae, Breslau 1610) ve Chr. Schnabel (Particula prima Agrumiae, Amstelaedami 1755) Latince’ye; L. Vaucelle (l’Adjroumieh, Paris 1833), E. Combarel (la Djaroumiya, Paris 1844), L. J. Bresnier (Djaroumiya: Grammair arabe élémentaire, Cezair 1846,1866) ve M. Brein (Al-Adjroumiieh, Cezayir 1866) Fransızca’ya; J. J. S. Perowne (Al-Adjrumiieh, Cambridge 1832, 1852) İngilizce’ye; E. Trummpp (Ajrumiyah des Muhammed b. Daud, Munih 1876) ve R. E. Brünnow (Kitabu’l-agurumijja, Chrestomathie aus arabischen Prososchriftstellern içinde, Berlin 1895, s. 138-151) Almanca’ya; Adolf Grohmann (Kitāb al-Adschurrumıyyah, Roma 1911) İtalyanca’ya tercüme etmişlerdir (el-Acûrrûmiyye’nin şerh, hâşiye, ta‘lik, nazım ve tercümeleri için bk. İbn Âcurrûm, neşredenlerin girişi, s. III-VIII; Sarton, III/1, s. 1010; Brockelmann, GAL, II, 308-310; Suppl., II, 332-335; Ömer Ferruh, VI, 396-399; Abdülhâdî el-Fazlî, s. 19-20, 115-116; Demir, s. 49-61; DMİ, I, 85-87).

İbn Âcurrûm’un ayrıca, Kāsım b. Fîrruh eş-Şâtıbî’nin (ö. 590/1194) eş-Şâŧıbiyye adıyla bilinen Kur’an kıraatine dair didaktik manzumesine Ferâǿidü’l-meǾânî fî şerĥi Ĥırzi’l-emânî adıyla yazdığı bir şerhi (Rabat Millî Ktp., Evkaf, nr. 146) ve İmam Nâfi‘ kıraatiyle ilgili “el-Bâri‘” adlı bir manzumesi (urcûze) vardır.

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Âcurrûm, el-Muķaddimetü’l-Âcurrûmiyye fî ķavâǾidi Ǿilmi’l-ǾArabiyye (nşr. M. Sadi Çöğenli - Kenan Demirayak), Erzurum 1997, neşredenlerin girişi, s. I-VIII; Sehâvî, eđ-Đavǿü’l-lâmiǾ, IX, 82; Süyûtî, Buġyetü’l-vuǾât, I, 238-239; İbnü’l-Kādî, Ceźvetü’l-iķtibâs, Rabat 1972, I, 221-222; Makkarî, Nefĥu’ŧ-ŧîb, VII, 128; Keşfü’ž-žunûn, II, 1296; İbnü’l-İmâd, Şeźerât, VI, 62; Hânsârî, Ravżâtü’l-cennât, IV, 135-136; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 145; Muhammed b. Ca‘fer el-Kettânî, Selvetü’l-enfâs, Fas 1316, II, 112; Serkîs, MuǾcem, I, 25-26; Brockelmann, GAL, II, 308-310; Suppl., II, 332-335; C. Zeydân, Âdâb (Dayf), III, 156-157; Sarton, Introduction, III/1, s. 1009-1010; G. Troupau, “Trois traductions latines de la Muqaddima d’Ibn Āğurrūm”, Etudes d’orientalisme dédiées à la mémoire de Levi-Provençal, Paris 1962, I, 359-365; a.mlf., “Ibn Āғјurrūm”, EI² (İng.), III, 697; Abdullah Kennûn, en-Nübûġu’l-Maġribî, Beyrut 1395/1975, I, 220; a.mlf., MevsûǾatü meşâhîri ricâli’l-Maġrib: İbn Âcurrûm, Beyrut, ts., II, tür.yer.; E. Fendik, İktifâǿü’l-ķanûǾ, Kum 1409, s. 304-305; Ömer Ferruh, Târîħu’l-edeb, VI, 393-399; Abdülhâdî el-Fazlî, Fihristü’l-kütübi’n-naĥviyyeti’l-maŧbûǾa, Zerkā 1407/1986, s. 19-20, 115-116; ayrıca bk. tür.yer.; Abdullah el-İmrânî, “İbn Âcurrûm”, MaǾlemetü’l-Maġrib, Rabat 1410/1989, I, 145; Sâlihiyye, el-MuǾcemü’ş-şâmil, I, 4-5; Ekrem Demir, İbn Âcurrûm ve el-Mukaddimetü’l-Âcurrûmiyyesi (yüksek lisans tezi, 1997), UÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, tür.yer; Halîfe Büdeyrî, “Nažmü metni’l-Âcurrûmiyye”, Mecelletü Külliyeti’d-daǾveti’l-İslâmiyye, VI, Trablus 1398/1989, s. 262-279; Recep Dikici, “İbn Âcurrûm ve el-Âcurrûmiyyesi”, TDA, sy. 98 (1995), s. 93-95; Moh. Ben Cheneb, “İbn Âcurrûm”, İA, V/2, s. 696-697; a.mlf., “İbn Âcurrûm”, DMİ, I, 84-87; Âzertâş Âzeryûm, “İbn Âcurrûm”, DMBİ, I, 118; II, 413.

Hulûsi Kılıç