İBN EBÛ ZER‘

(ابن أبي زرع)

Ebü’l-Hasen Alî b. Abdillâh (Muhammed) b. Ahmed b. Ömer b. Ebî Zer‘ el-Fâsî (ö. 741/1340)

el-Enîsü’l-mutrib adlı eseriyle tanınan Faslı tarihçi.

Eseri dolayısıyla yaygın bir şöhrete sahip olmasına rağmen kendisiyle ilgili çok az bilgi bulunmaktadır. Merînî Sultanı Ebû Saîd’in (1310-1331) kâtipliğini yapmıştır. Hakkındaki bilgi eksikliği önce ismi, soyu ve el-Enîsü’l-muŧrib’in müellifi olup olmadığı konusunda görülmekte, bu sebeple ortaya çıkan görüş ayrılıkları eserin ilmî değerini ilgilendirmektedir. Kitabın yazma nüshalarının bazılarında müellifinin adı Ebû Muhammed Sâlih b. Abdülhalîm el-Gırnâtî, bazılarında ise Ebü’l-Hasan Ali b. Abdullah b. Ebû Zer‘ veya Ebü’l-Hasan Ali b. Muhammed b. Ahmed b. Ömer b. Ebû Zer‘ el-Fâsî olarak yazılmıştır. Bu farklılık, müellifi bilinmeyen Büyûtâtü Fâsi’l-kübrâ adlı kitapta (s. 63-64) verilen şu bilgiden kaynaklanmaktadır: “Sâlih b. Abdülhalîm (ö. 726/1326)


bu bilgileri el-Enîsü’l-muŧrib adlı eserinde zikretmektedir. O bu kitabını 726 (1326) yılından önce bitirmiştir. el-Enîs adını taşıyan iki kitap vardır; birincisi küçük olanıdır ve bu Ahmed b. Ebû Zer‘e aittir. Bu kişi halkın arzusu üzerine Karaviyyîn Camii’nde imam olarak görev yapmış, 710 yılından sonra vefat etmiştir”. Bu bilgi yanlıştır. Çünkü Ahmed b. Ebû Zer‘, iki kitabın küçüğü denilen el-Enîs’in müellifi değil eserin 76. sayfasında belirtildiği gibi müellifinin yakınlarından biridir ve bu hususu Ebû Hasan Ali el-Ceznâî de teyit etmektedir (Zehretü’l-âs, s. 24, 80). Yine bu aileden olan Muhammed b. Muhammed b. Abdullah b. Ebû Zer‘, 745 Rebîülâhirinde (Temmuz 1345) Misbah el-Yâlsûtî’nin verdiği bir fetvanın dört şahidinden biridir (Venşerîsî, VII, 172-174). Söz konusu yanlışlık, H. R. Idris (EI2 [İng.], III, 694-695) ve İbn Merzûk’un el-Müsned’inin İspanyolca tercümesinde (s. 497) Maria Jesus Viguera tarafından da yapılmıştır. René Basset ise Büyûtât’ın adlarını verdiği bu iki tarihçinin iki isim taşıyan tek şahıs olduğu şeklinde bir yanılgıya düşmüştür (İA, V/2, s. 727). Benzeri bir hata da İbn Ebû Zer‘in ölüm tarihi hakkında yapılmıştır. Bazı tarihçiler onun 710 (1310) veya 720 (1320) yılında vefat ettiğini söylemişlerdir. Halbuki İbnü’l-Kādî, 741’de (1340) vefat eden ünlüler hakkında bilgi verirken onu da bunların arasında göstermektedir (Luķatü’l-ferâǿid, s. 193). İbn Sûde’nin, “Bazı nüshalar bu tarihi 732’ye çıkarmaktadır” (Delîlü müǿerriħi’l-Maġribi’l-aķśâ, I, 125-128) şeklindeki sözleri de bu bilgiyi doğrulamakta, yani ölüm tarihinin 710 veya 720’den epeyce sonra olduğunu göstermektedir.

Büyûtâtü Fâsi’l-kübrâ müellifinin dışında Mağrib tarihi hakkında eser yazanlardan hiçbiri iki el-Enîsü’l-muŧrib’den bahsetmemiştir. Meselâ İbn Merzûk el-Hatîb, İbn Ebû Zer‘in vefatından otuz bir yıl sonra Sultan Ebü’l-Hasan için yazdığı el-Müsned’in kaynakları arasında bu isim altında sadece İbn Ebû Zer‘in kitabına yer vermiştir (s. 17). İbnü’l-Hatîb de 772 (1370) yılının başlarında el-İĥâŧa adlı eserine son şeklini verirken kaynakları arasında Sâlih b. Abdülhalîm el-Gırnâtî’nin adını anmamış, yalnız “İbn Ebû Zer‘in Fas Tarihi” demekle yetinmiştir (I, 4, 83). Bu esere temas eden ve ondan faydalanan İbn Haldûn, Ceznâî, İbnü’l-Kādî, Makkarî, Nâsırî ve Kettânî gibi Mağrib tarihçilerinin tamamı eseri İbn Ebû Zer‘e nisbet etmektedir. Abdullah Kennûn bütün âlimlerin bu konuda görüş birliği içinde bulunduğunu söylemekte (MMLA, XVI [1963], s. 43-54), ayrıca adının da Ebü’l-Hasan Ali b. Muhammed b. Ahmed b. Ömer b. Ebû Zer‘ el-Fâsî olduğunu kesin biçimde belirtmekte (a.g.e., s. 48), fakat daha sonra ihtiyatlı bir dille bunun tercih edilen görüş olduğunu söylemektedir (en-Nübûġu’l-Maġribî, I, 222, 229). İsim zincirinin Ebü’l-Hasan Ali b. Ebû Zer‘ el-Fâsî kısmı kesin olmakla beraber nesep silsilesinde geçen diğer isimler üzerindeki ihtilâf bugün de sürmektedir.

Eserleri. 1. el-Enîsü’l-muŧrib. Tam adı Enîsü’l-muŧrib bi-ravżi’l-ķırŧâs fî aħbâri mülûki’l-Maġrib ve târîħi medîneti Fâs olan ve kısaca el-Ķırŧâs veya Ravżü’l-ķırŧâs adıyla bilinen eserde müellif, 172 (788) yılında İdrîsî hânedanının kuruluşundan 726 (1326) yılına (Merînî Hükümdarı I. Ebû Saîd dönemi) kadar geçen süre içinde Mağrib’de hüküm süren bazı devletlerin (İdrîsîler, Mağrâveliler ve Benî İfren, Murâbıtlar, Muvahhidler ve Merînîler) tarihini anlatmaktadır. İbn Ebû Zer‘, Merînîler kısmında resmî kaynaklardan da istifade etmiş, kendi memleketi olduğu için Fas şehrine özel bir önem vermiştir. Eser genelde Mağrib, özelde Fas şehri tarihi durumundadır. Ceznâî, İbnü’l-Ahmer, İbn Haldûn ve diğer bazı tarihçiler, ele aldığı dönem hakkında en meşhur Mağrib tarihi olan bu esere güvenirken İbn Merzûk el-Hatîb, Muhammed b. Tayyib el-Kādirî ve bir kısım şarkiyatçılar onu eleştirmişlerdir (Muhammed el-Menûnî, I, 70). Gerek geçmişte gerekse günümüzde Fas tarihiyle ilgilenen tarihçiler bu kitaptan büyük ölçüde faydalanmışlar ve ondan pek çok nakilde bulunmuşlardır. Eserin en önemli yanı bazı yanlışlıklarına, çelişkilerine ve nisbeten ağır diline rağmen Mağrib tarihi hakkında daha önceleri yazılmış, ancak günümüze ulaşmamış bazı kitaplardan nakiller yapmış olmasıdır. Enîsü’l-muŧrib’i X. yüzyıl müelliflerinden biri el-Ķırŧâsü’ś-śaġīr adıyla ihtisar etmiştir. İbn Zâkûr da, el-MuǾribü’l-mübîn Ǿan mâ teżammenehü’l-Enîsü’l-muŧrib ve Ravżatü’n-nîsrîn adındaki eserine onu esas almıştır (İbn Sûde, s. 127, 128, 163). C. Johann Tornberg tarafından yayımlanan eserin (Uppsala 1843) Fas’ta 1303-1313 (1885-1895) yılları arasında dört baskısı yapılmıştır. Muhammed el-Hâşimî el-Filâlî kitabın I ve II. ciltlerini tahkik ederek yayımlamış (Rabat 1355), daha sonra Dârü’l-Mansûr eserin tamamını yeniden neşretmiştir (Rabat 1973). Kitabı Petis Delacroix 1693 yılında Fransızca’ya, Franz von Dombay Almanca’ya (Agram 1794-1797) ve J. S. A. Moura Portekizce’ye (Lizbon 1828) çevirmiştir. Tornberg’in 1846’daki Latince tercümesinin (Annales regum Mauritaniae, Uppsala 1846) ardından ikinci bir Fransızca tercümesini A. Beaumier yapmıştır (Paris 1860). 1918 yılında Ambrosio Huici Miranda, Valencia’da eserin ilk İspanyolca tercümesini yayımlamış, bundan uzun süre sonra Hespéris dergisinde kitaptaki Murâbıtlar’la ilgili bilgileri incelediği “Ravżü’l-ķırŧâs ve’l-Murâbıŧûn” adlı çalışmasını neşretmiştir (sy. I/3 [1960], s. 513-541). Bu yazısında Dozy ve Hopkins gibi tarihçilerin görüşlerini eleştirmiş ve Brockelmann’ın iddialarına verdiği cevaplarla onun bazı görüşlerini çürütmüştür (a.g.e., s. 513). Huici Miranda, eserin ikinci İspanyolca tercümesinin (bk. bibl.) girişinde eser için şöyle demektedir: “Kitap bol miktarda değerli ve doğru bilgi ihtiva etmektedir, fakat hiç kimse diğer kaynaklarla kıyaslamadan tek başına bu bilgilere güvenmemelidir”. 2. Ezhârü’l-bustân fî aħbâri’z-zamân. İbn Ebû Zer‘, el-Ķırŧâs’ta “büyük kitabımız” dediği bu eserine çeşitli atıflar yapmaktadır (meselâ bk. s. 19, 131). Kitabın çok erken bir dönemden itibaren kaybolduğu bilinmekte ve ismini Zehrü’l-bustân fî aħbâri’z-zamân olarak veren Büyûtâtü Fâsi’l-kübrâ dışında herhangi bir yerde bu eserden nakillere rastlanmamaktadır. 3. eź-Źaħîretü’ŝ-ŝeniyye fî târîħi’d-Devleti’l-Merîniyye. Eserin İbn Ebû Zer‘e ait olduğu kesin değildir. Abdullah Kennûn, bu kitapla el-Ķırŧâs arasında bir karşılaştırma yaparak ibarelerindeki benzerlik ve görüşlerindeki paralellik sebebiyle her ikisinin aynı yazara ait olduğu sonucuna varmış (Mecelletü Tıŧvân, sy. 2 [1957], s. 143-155) ve onun arkasından Alemî de bu görüşü benimsemiştir (bk. bibl.). Ancak sadece bu benzerlikler iki eserin aynı müellif tarafından kaleme alındığını kanıtlamak için yeterli değildir. Öte yandan Muhammed el-Fâsî (Mecelletü Tıŧvân, sy. 5 [1960], s. 159-164), el-Ķırŧâs’ın yazarının İbn Ebû Zer‘ değil Sâlih b. Abdülhalîm olduğunu ileri sürdüğüne göre eź-Źaħîretü’ŝ-ŝeniyye’nin de bu tarihçiye aidiyeti ihtimali ortaya çıkmaktadır. Eserin iki ayrı neşri mevcuttur (Cezayir 1920; Rabat 1972).


BİBLİYOGRAFYA:

İbn Ebû Zer‘, al-Anīs al-muŧrib bi-rawđ al-Qırŧās fī ajbār mulūk al-Maġrib wa tārīj Madīna Fās (trc. Huici Miranda), Valencia 1964, tercüme edenin girişi, s. 20; İbnü’l-Hatîb, el-İĥâŧa, I, 4, 83; İbn Merzûk et-Hatîb, el-Müsnedü’ś-śaĥîĥu’l-ĥasen fî meǿâŝiri Mevlânâ Ebi’l-Ĥasen: Hechos memorables de Abū’l-Hasan sultan de los Benimerines (nşr. ve trc. Maria J. Viguera), Madrid 1977, s. 17, 497; Venşerîsî, el-MiǾyârü’l-muǾrib, Beyrut 1401/1981, VII, 172-174; Ali el-Ceznâî, Zehretü’l-âs (nşr. A. Bel), Algiers 1923, s. 24, 80; İbnü’l-Kādî, Laķŧü’l-ferâǿid (nşr. Muhammed Haccî), Rabat 1396/1976, s. 193; Keşfü’ž-žunûn, I, 199; II, 962; İbnü’l-Ahmer, Neŝîrü’l-cümân (nşr. M. Rıdvân ed-Dâye), Beyrut 1407/1987, s. 359; İbn Sûde, Delîlü müǿerriħi’l-Maġribi’l-aķśâ, Dârülbeyzâ 1960, I, 125-128, 163; Muhammed Ekensûs, el-Ceyşü’l-ǾAremrem, Rabat 1336, s. 31; Abdullah Kennûn, Meşâhîru ricâli’l-Maġrib, Beyrut 1961, s. 45 (nr. 29); a.mlf., en-Nübûġu’l-Maġribî fi’l-edebi’l-ǾArabî, Beyrut 1395/1975, I, 222, 229; a.mlf., “İbn Ebî ZerǾ”, MMLA, XVI (1963), s. 43-54, 63-64; a.mlf., “Müǿellifü’ź-Źaħîreti’ş-şeniyye hüve müǿellifü’l-Ķırŧâs”, Mecelletü Tıŧvân, sy. 2 (1957), s. 143-155; Büyûtâtü Fâsi’l-kübrâ, Rabat 1972, s. 29, 63-64; Sarton, Introduction, III, 957-958; Abdülazîz Binabdullah, el-MevsûǾatü’l-Maġribiyye, Fas 1975, I, 28; Abdülazîz Sâlim, Târîħu’l-Maġrib, İskenderiye 1982, s. 28-29; Muhammed el-Menûnî, el-Meśâdirü’l-ǾArabiyye, Rabat 1983, I, 70-71; Huici Miranda, “Ravżü’l-ķırŧâs ve’l-Murâbiŧûn”, Hespéris, I/3, Paris 1960, s. 513-541; Muhammed el-Fâsî, “el-Müǿerriħân İbn Ebî ZerǾ ve İbn ǾAbdilĥalîm”, Mecelletü Tıŧvân, sy. 5 (1960), s. 159-164; Alemî, “eź-Źaħîretü’ş-şeniyye”, DaǾvetü’l-ĥaķ, sy. 9, Mekke 1971, s. 157-161; sy. 3 (1972), s. 134-142; René Basset, “İbn Ebî Zer”, İA, V/2, s. 727; H. R. Idris, “Ibn Abī ZarǾ”, EI² (İng.), III, 694-695; Muhammed Âsaf Fikret, “İbn Ebî ZerǾ”, DMBİ, II, 657; M. Mûsâ Hasan, “İbn Ebî ZerǾ”, MevsûǾatü’l-ĥađâreti’l-İslâmiyye, Amman 1993, s. 115-117.

Câsim el-Ubûdî