İBN ŞEDDÂD, Bahâeddin

(بهاء الدين ابن شدّاد)

Ebü’l-Mehâsim (Ebü’l-İzz) Bahâüddîn Yûsuf b. Râfi‘ b. Temîm el-Mevsılî el-Halebî (ö. 632/1234)

Eyyûbî devlet adamı, fakih ve tarihçi.

10 Ramazan 539 (6 Mart 1145) tarihinde Musul’da doğdu. Küçük yaşta babasını kaybettiği için dayılarının yanında büyüdü. Anne tarafından dedesi Şeddâd’a nisbetle İbn Şeddâd diye tanınır. Kur’an’ı ez-berledikten sonra İbn Sa‘dûn el-Kurtubî’den on bir yıl boyunca kırâat-i seb‘a ile hadis ve tefsir dersleri aldı. Kendisine hadis ve fıkıh okutan hocalar arasında Ebü’l-Berekât İbnü’ş-Şîracî, Ebü’l-Fazl Abdullah et-Tûsî, Ebü’r-Rızâ Saîd eş-Şehrezûrî, Ebû Muhammed Abdullah es-Sanhâcî ve Ebû Bekir Muhammed el-Ceyyânî zikredilebilir. Daha sonra tahsilini ilerletmek amacıyla Bağdat’a giderek Nizâmiye Medresesi’ne girdi ve kısa süre içinde muîd olup (566/1171) yaklaşık dört yıl bu görevde kaldı. Bu arada Ebü’l-Hayr Ahmed el-Kazvînî ve Şühde el-Kâtibe gibi meşhur hocalardan ders aldı.

569 (1174) yılında Musul’a dönen İbn Şeddâd, Ebü’l-Fazl Muhammed eş-Şehrezûrî’nin kurduğu medresede hocalık yaptı. Bu arada Musul Atabegi İzzeddin Mes‘ûd b. Mevdûd tarafından Abbâsî Ha-lifesi Nâsır-Lidînillâh’a, Selâhaddîn-i Eyyûbî’ye ve diğer bazı hükümdarlara elçi olarak gönderildi (en-Nevâdirü’s-sulŧâniyye, s. 102, 111-112, 119). 583’te (1188) hac dönüşü Dımaşk’ta bulunduğu sırada Kevkeb Kalesi’ni kuşatan Selâhaddîn-i Eyyûbî’nin daveti üzerine yanına gitti ve ona Buhârî’nin çeşitli dualar içeren bir cüzünü okudu. Daha sonra Selâhaddîn-i Eyyûbî’nin 27 Receb 583’te (2 Ekim 1187) Haçlılar’dan geri almış olduğu Kudüs’ü ziyaret etti ve Feżâǿilü’l-cihâd adlı eserini sunduğu sultanın takdirini kazanarak yakın çevresine alındı (Cemâziyelevvel 584 / Temmuz 1188). Selâhaddîn-i Eyyûbî tarafından kazaskerliğe getirilen ve Kudüs kadılığına tayin edilen İbn Şeddâd onun ölümüne kadar (589/1193) yanından ayrılmadı; savaşlarda beraberinde bulunduğu gibi hadis ve fıkıh konularında danışmanlığını, bazan da elçiliğini yaptı. 585 (1189) yılında Alman İmparatoru Friedrich Barbarossa’nın büyük bir Haçlı ordusuyla İslâm topraklarına doğru harekete geçtiği haberi üzerine yardım sağlamak amacıyla Abbâsî Halifesi Nâsır-Lidînillâh ile diğer bazı hükümdarlara elçi olarak gönderildi (a.g.e., s. 178-179). Haçlılar’la antlaşma yapıldıktan (588/1192) sonra da Kudüs’te bir Şâfiî medresesi kurmakla görevlendirildi.

İbn Şeddâd, Selâhaddîn-i Eyyûbî’nin ölümünün ardından Halep’e gitti ve 591 (1195) yılında Halep Eyyûbî Sultanı el-Melikü’z-Zâhir Giyâseddin tarafından vakıfların idareciliği yanında Halep kādılkudâtlığına tayin edildi; burada aynı zamanda bir vezir ve müsteşar konumundaydı. Eyyûbîler’in hemen her konuda görüşlerine başvurduğu İbn Şeddâd, çeşitli bölgelerde hüküm süren bu büyük hânedanın fertleri arasındaki ilişkileri düzenlemek amacıyla 593 (1197), 608 (1211) ve 613 (1216) yıllarında Halep’ten Kahire’ye gidip geldi; 629’da da (1232) el-Melikü’l-Azîz’le evlenen el-Melikü’l-Kâmil Nâsırüddin’in kızını Kahire’den getiren heyetin başkanlığını yaptı.

Kendisine verilen iktâ ve ihsanlardan elde ettiği gelirle Nûreddin Mahmud Zengî’nin kurduğu medresenin karşısına 601 (1205) yılında büyük bir Şâfiî medresesiyle bir dârülhadis yaptıran İbn Şeddâd’ın şöhreti birçok kişinin ilim tahsili için Halep’e gelmesine sebep oldu. Kahire’de bulunduğu sıralarda, yaşlılığı sebebiyle medresede ders veremediği günlerde de evinde ilim öğretmekten geri durmadı. Yetiştirdiği çok sayıdaki öğrenci arasında İbn Hallikân, Ebû Şâme el-Makdisî, İbn Vâsıl, Cemâleddin Ebû Abdullah el-Fâsî el-Mukrî, Zekiyyüddin Ebû Muhammed el-Münzirî, Kemâleddin İbnü’l-Adîm, Cemâleddin Muhammed es-Sâbûnî ed-Dımaşkī ve Şehâbeddin İsmâil el-Hazrecî el-Kavsî gibi


âlimler bulunmaktadır. Kaynaklarda dindar, faziletli ve cömert bir kişi olduğu belirtilen İbn Şeddâd 14 Safer 632’de (8 Kasım 1234) Halep’te vefat etti ve sağlığında medresesiyle dârülhadisi arasına kendisi için yaptırdığı türbeye defnedildi.

Eserleri. 1. en-Nevâdirü’s-sulŧâniyye ve’l-meĥâsinü’l-Yûsufiyye (Sîretü Śalâĥiddîn, es-Sîretü’l-Yûsufiyye). Selâhaddîn-i Eyyûbî ve dönemini anlatan kaynakların başında gelmektedir. Selâhaddîn-i Eyyûbî’nin hayatı ve kişiliğinden sonra savaş ve fetihleriyle dönemin önemli olaylarını ele alır. Bizzat ifade ettiğine göre (s. 141) İbn Şeddâd eserini, 584 (1188) yılına kadar güvendiği bazı şahısların na-killerine, o tarihten sonraki olaylar için ise ağırlıklı olarak kendi müşahedelerine da-yandırmıştır. III. Haçlı Seferi için temel kaynaklardan biri olan ve gerek müslüman gerekse hıristiyan tarafların sosyal ve idarî durumlarına dair birinci elden bilgiler veren kitapta bazı önemli tarihî belgeler de yer almaktadır (meselâ bk. s. 191-192, 202-204). Albertus Schultens’in Latince (Leiden 1732-1755), Baron Mac-Guckin de Slane’ın Fransızca (RHC Or., III) çevirisiyle birlikte yayımladığı eseri, iki defa da Kahire’de basıldıktan sonra (1317, 1346) Cemâleddin eş-Şeyyâl tamamıyla (Kahire 1384/1964, 1415/1994), Muhammed Dervîş ise bazı bölümlerini seçerek (Dımaşk 1979, 1987) tekrar yayımlamıştır. Kitap, Claude Reignier Conder tarafından da The Life of Saladin or What Befell Sultan Yûsuf adıyla İngilizce’ye çevrilmiştir (London 1897; Delhi 1988). 2. Delâǿilü’l-aĥkâm. Ahkâm hadisleri hakkındadır. Konuları fıkıh bablarına göre sistematik düzenle seçilen hadisler, sahâbî râvileriyle birlikte verildikten sonra hangi hadis kaynaklarında bulundukları, rivayet farklılıkları ve sıhhat açılarından ele alınmaktadır. Metinlerde geçen garîb kelimeler açıklandığı gibi hadisten çıkarılan fıkhî hükümler de sıralanmakta ve arkasından sahâbenin, mezhep imamlarının ve diğer fakihlerin konuyla ilgili görüşlerine yer verilmektedir. Eser Muhammed en-Nüceymî tarafından iki cilt (Beyrut 1412/1991), Muhammed Şeyhânî ile Ziyâdüddin el-Eyyûbî tarafından da dört cilt (Dımaşk-Beyrut 1413/1992) halinde neşredilmiştir. Nûreddin Muallim de ibadetlerle ilgili bölümün tahkikini konu alan bir doktora tezi hazırlamıştır (1412/1991, Câmiatü Ümmi’l-kurâ külliyyetü’ş-şerîa [Mekke]). 3. Melceǿü’l-ĥükkâm Ǿinde iltibâsi’l-aĥkâm. Kadılar ve kadılık göreviyle ilgilidir (Brockelmann, GAL, I, 386). Fâyiz Abdullah Muhammed Fâyiz eserin tahkikini esas alan bir doktora tezi hazırlamıştır (1414/1993, el-Câmiatü’l-İslâmiyye külliyyetü’ş-şerîa [Medine]). 4. Feżâǿilü’l-cihâd. Selâhaddîn-i Eyyûbî’ye ithaf edilmiştir (en-Nevâdirü’s-sulŧâniyye, s. 141). 5. Esmâǿü’r-ricâlelleźîne fî Müheźźebi’ş-Şîrâzî. Ebû İshak eş-Şîrâzî’nin Şâfiî fıkhına dair el-Müheźźeb adlı eserinde geçen şahıslar hakkında olup bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’nde kayıtlıdır (Cârullah Efendi, nr. 255). 6. Kitâbü’l-ǾAśâ. Hz. Mûsâ ve Firavun’la ilgilidir (Brockelmann, GAL, I, 386). 7. Dürûsü’l-ĥadîŝ. İbn Şeddâd’ın 629 (1232) yılında Kahire’de verdiği hadis derslerinin notlarından oluşmaktadır (a.g.e., a.y.). 8. el-Mûcezü’l-bâhir. Fürû-i fıkıhla ilgilidir (İbn Hallikân, VII, 100). 9. Kitâbü’l-Aħfiyâǿ mine’l-evliyâǿ (İbnü’ş-Şa“âr, X, 354). 10. et-Tuĥfetü’l-ǾAzîziyye (a.g.e., a.y.).

BİBLİYOGRAFYA:

Bahâeddin İbn Şeddâd, en-Nevâdirü’s-sulŧâniyye (nşr. Cemâleddin eş-Şeyyâl), Kahire 1415/1994, s. 102, 111-112, 119, 141, 178-179, 191-192, 202-204; ayrıca bk. neşredenin girişi, s. 5-20; a.mlf., Delâǿilü’l-aĥkâm (nşr. Muhammed Şeyhânî - Ziyâdüddin el-Eyyûbî), Dımaşk-Beyrut 1413/1992, neşredenlerin girişi, I, 10-25, 45-48; a.e. (nşr. Muhammed b. Yahyâ b. Hasan en-Nüceymî), Beyrut 1412/1991, neşredenin girişi, I, 3-9, 26-27; İbnü’ş-Şa“âr, Ķalâǿidü’l-cümân fî ferâǿidi şuǾarâǿi hâźe’z-zamân (nşr. Fuat Sezgin), Frankfurt 1410/1990, X, 349-356; Münzirî, et-Tekmile, III, 384-385; İbnü’l-Adîm, Zübdetü’l-ĥaleb, III, 77, 82, 132, 135, 137, 164, 168, 175, 176, 185, 206, 207, 211; Ebû Şâme, eź-Źeyl Ǿale’r-Ravżateyn, s. 163; İbn Hallikân, Vefeyât, VII, 84-100; İbn Vâsıl, Müferricü’l-kürûb, III, 8-9, 70,71, 212, 236, 237; IV, 254-255, 311, 313; V, 29-30, 89-92; İbnü’d-Devâdârî, Kenzü’d-dürer, VII, 176, 178, 184, 314; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XXII, 383-387; a.mlf., MaǾrifetü’l-ķurrâǿ (Altıkulaç), III, 1216-1220; Safedî, el-Vâfî, XXIX, 196-203; Yâfiî, Mirǿâtü’l-cenân, IV, 82-83; Sübkî, Ŧabaķāt (Tanâhî), VIII, 360-362; İsnevî, Ŧabaķātü’ş-ŞâfiǾiyye, II, 115-117; İbn Kādî Şühbe, Ŧabaķātü’ş-ŞâfiǾiyye, II, 96-97; İbnü’l-İmâd, Şeźerât (Arnaût), VII, 276-277; Brockelmann, GAL, I, 386; Suppl., I, 549-550; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 553-554; N. Elisséeff, Nūr ad-Dīn, Damas 1967, I, 43-45; Franz Rosenthal, A History of Muslim Historiography, Leiden 1968, s. 104, 173; H. A. R. Gibb, Saladin: Studies in Islamic History, Beirut 1972, s. 52-53, 74, 75, 121, 126, 160; a.mlf., The Life of Saladin from the Works of ‘Imād ad-Dīn and Bahā’ad-Dīn, Oxford 1973, s. 2; Ramazan Şeşen, Salâhaddîn Devrinde Eyyûbîler Devleti, İstanbul 1983, s. 11, 55, 133, 250, 262, 295-296, 366; a.mlf., Müslümanlarda Tarih-Coğrafya Yazıcılığı, İstanbul 1998, s. 141, 147, 155; F. Gabrieli, Arab Historians of the Crusades (trc. E. J. Costello), London 1984, s. XXIX; Adnan Sâdık Erzi, “İbn Şeddâd”, İA, V/2, s. 825; Gamal el-Din el-Shayyal, “Ibn Ѕћaddād”, EI² (İng.), III, 933-934; Nâsır Güzeşte, “İbn Şeddâd”, DMBİ, IV, 74-76.

Casim Avcı