İBN UKDE

(ابن عقدة)

Ebü’l-Abbâs Ahmed b. Muhammed b. Saîd el-Hemdânî el-Cârûdî (ö. 332/944)

Şiî hadis hâfızı.

15 Muharrem 249’da (10 Mart 863) Kûfe’de doğdu. Dördüncü ve beşinci nesilden dedeleri Benî Hâşim’in mevlâsıdır. Babası kitap istinsah etmek, edebiyat ve sarf-nahiv öğretmekle hayatını kazanan ve Şîa’nın Cârûdiyye koluna mensup olan Zeydî bir âlimdi. Sarf ve nahivde derin bilgisinden dolayı Ukde lakabıyla anıldığı için oğlu da İbn Ukde diye tanındı (Sem‘ânî, IV, 214; İbnü’l-Esîr, II, 348). İbn Ukde 260 (874) yılı civarında hadis tahsiline başladı, öğrenimini tamamlamak için Hicaz ve Bağdat’a gitti. İbn Ebü’d-Dünyâ, Ebû Müslim el-Keccî, Hasan b. Ali b. Affân, Ali b. Dâvûd el-Kantarî, İbn Ebû Hayseme gibi muhaddislerden ders aldı. Kendisinden İbnü’l-Ciâbî, İbn Adî, İbn Şâhin, Taberânî, Dârekutnî, Hâkim el-Kebîr, İbnü’l-Mukrî el-İsfahânî, İbn Cümey‘ el-Gassânî, İbn Ziyâd en-Nîsâbûrî gibi Sünnî muhaddislerle Hârûn b. Mûsâ et-Telukberî, Ahmed b. Muhammed b. Salt gibi Şiî âlimler rivayette bulundu. İbn Ukde 272’de (886) hadis öğrenmek için Bağdat’a gitti. Otuz yıl sonra yaptığı ikinci seyahatinde Bağdatlı muhaddis Yahyâ b. Sâid’in bir rivayetine karşı çıkması üzerine Yahyâ b. Sâid ve arkadaşları tarafından dönemin vezirine şikâyet edildi. İbn Ukde’yi hapsettiren vezir kimin haklı olduğunu öğrenmek üzere İbn Ebû Hâtim’e mektup yazdı; İbn Ebû Hâtim’in İbn Ukde’yi haklı bulması üzerine de onu serbest bıraktı. Bu olay İbn Ukde’nin daha çok tanınmasına vesile oldu. Bağdat’a üçüncü defa Safer 330’da (Kasım 941) gitti; Rusâfe ve Şiîler’e ait Berâsa camilerinde hadis meclisleri akdetti.

Yaşadığı dönemde Kûfe’nin en büyük muhaddis ve hâfızı, tefsir ve ricâl âlimi olan İbn Ukde âlî ve nâzil rivayetler toplamış, talebelerinden de hadis yazmıştır. Kûfe’de İbn Mes‘ûd’dan sonra ondan daha güçlü bir hadis hâfızının görülmediği, özellikle Kûfeliler arasında Ehl-i beyt’in rivayet ettiği hadisleri ondan iyi bilen bir kimsenin bulunmadığı belirtilmiş, çok sayıda hadisi toplayıp ezberlediği, kütüphanesinde de pek çok kitabın yer aldığı rivayet edilmiştir. İbn Ukde 7 Zilkade 332’de (1 Temmuz 944) Kûfe’de vefat etti.

İbn Ukde sika bir muhaddis olmakla birlikte onun güvenilir sayılmadığını ileri


sürenler de vardır. Zeydiyye’nin Cârûdiyye koluna mensup olan İbn Ukde’yi Kûfeliler’in rivayetlerini tahrif etmek, Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer aleyhinde sözler nakletmek, bazı Kûfeliler’e hadis yazıp onlardan bu hadisleri rivayet etmelerini istemek, daha sonra bu hadisleri onlardan bizzat rivayet etmekle suçlanmıştır (Hatîb, V, 20-22). Ayrıca garîb ve münker hadis rivayet ettiği, meçhul râvilerden hadis naklettiği, rivayet ettiği hadislerle amel etmediği ve rivayetlerinde bazı ölçüsüzlükler bulunduğu belirtilmiştir. Bilhassa vicâde yoluyla elde ettiği hadisleri rivayet etmesi yüzünden tenkide uğramıştır. Buna rağmen İbn Adî onun hadiste otorite olduğunu, tenkide uğrayan herkesi eserine alma prensibi sebebiyle el-Kâmil’de onun biyografisine de yer verdiğini söylemektedir (I, 208). Zehebî, İbn Ukde’nin hadis uydurmakla itham edilemeyeceğini, Ebû Ali en-Nîsâbûrî de aleyhinde söylenenlere itibar edilmemesi gerektiğini, Dârekutnî ise onun herkesin bildiği şeyleri bildiğini, ancak başkalarının ondaki ilme tam olarak sahip olmadığını belirtmektedir. Sika bir muhaddis olan Da‘lec b. Ahmed’in el-Müsned’inin kontrolünü İbn Ukde’ye yaptırması da onun güvenilirliğini ve ilmî seviyesini ortaya koymaktadır.

İmâmiyye mezhebine mensup muhaddislerden çok sayıda hadis rivayet eden İbn Ukde’den Sünnî ve Şiî hadisçiler rivayette bulunmuşlardır. Bunda onun aşırılığa kaçmaması, Hz. Ebû Bekir’le Ömer’i öven rivayetleri nakletmesi etkili olmuştur. Resûl-i Ekrem’in, Hz. Ali’ye Ebû Bekir’le Ömer’i göstererek onların ehl-i cennetin efendisi olduklarını bildirmesiyle ilgili hadisi ölümünden iki yıl önce talebelerine yazdırdığını söyleyen Zehebî, İbn Ukde’nin aşırı Şiîler’den olmadığını kaydetmektedir (AǾlâmü’n-nübelâǿ, XV, 343).

Eserleri. 1. Kitâbü Źikri’n-nebî ve’ś-śaħratü ve’r-râhib ve ŧuruķu źâlik. Nabia Abbott tarafından İngilizce tercümesiyle birlikte Studies in Arabic Literary Papyri adlı eser içinde neşredilmiştir (Chicago 1957, I, 100-108). 2. Cüzǿ min ĥadîŝih (Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye, Umumi, nr. 4581, vr. 9-15). 3. Kitâbü’r-Ricâl. Ca‘fer es-Sâdık’tan rivayette bulunanlar hakkında olup yaklaşık 4000 râviyi ve her birinin rivayet ettiği hadisleri ihtiva etmektedir. 4. Tefsîrü’l-Ķurǿân. Şiî âlimi Ahmed b. Ali en-Necâşî (ö. 450/1058) bu tefsiri gördüğünü bildirmiş, VIII. (XIV.) yüzyılda da eserden faydalanıldığı belirtilmiştir (DMT, IV, 498). 5. Kitâbü’s-Sünen. Çok hacimli bir eser olduğu kaydedilmiştir.

İbn Ukde’nin kaynaklarda adı geçen diğer eserleri de şunlardır: Kitâbü’t-Târîħ ve źikru men reva’l-ĥadîŝ (tamamlanmamıştır), Kitâbü Śulĥi’l-Ĥasan ve MuǾâviye, Kitâbü’l-Ĥasaneyn, Kitâbü’r-Râye, Kitâbü men revâ Ǿan emîri’l-müǿminîn ǾAlî ve Müsnedüh, Kitâbü men revâ Ǿani’l-Ĥasan ve’l-Ĥüseyin, Kitâbü men revâ Ǿan ǾAlî b. el-Ĥüseyin ve aħbâruh, Kitâbü men revâ Ǿan Ebî CaǾfer Muĥammed b. ǾAlî ve aħbâruh, Kitâbü men revâ Ǿan Zeyd b. ǾAlî ve Müsnedüh, Kitâbü men revâ Ǿan Fâŧıma min evlâdihâ, Kitâbü men revâ Ǿan ǾAlî ennehû ķasîmü’l-cenneti ve’n-nâr, Kitâbü’ş-ŞîǾa min aśĥâbi’l-ĥadîŝ, Kitâbü Tesmiyeti men şehide maǾa emîri’l-müǿminîn ĥurûbehû mine’ś-śaĥâbe ve’t-tâbiǾîn, Kitâbü’l-Cehr bi’l-besmele, Kitâbü Aħbâri Ebî Ĥanîfe ve Müsnedüh, Kitâbü’l-Vilâye ve men revâ yevme Ġadîr Ħum, Kitâbü Fażli’l-Kûfe, Kitâbü’t-Tesmiye fî fıķhi Ehli beyt bi’l-aħbâr, Kitâbü’ş-Şûrâ, Kitâbü Ŧuruķı ĥadîŝi’n-nebî li-ǾAlî “Ente minnî bi-menzileti Hârûne min Mûsâ”, Kitâbü Yaĥyâ b. el-Ĥüseyin b. Zeyd ve aħbâruh, Kitâbü’l-Âdâb, Kitâbü Ŧuruķı ĥadîŝi “men küntü mevlâhü fe-ǾAliyyün mevlâhü”, Kitâbü’ŧ-Ŧâǿir, Müsnedü ǾAbdillâh b. Bükeyr b. AǾyün, Ŧarîķu tefsîri ķavlihî teǾâlâ “innemâ ente münźir”, Kitâbü’l-Meĥâsin, Kitâbü’l-Müvâlât (İbn Hacer el-İśâbe’de bu eserden faydalanmıştır, Sezgin, I, 182).

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Adî, el-Kâmil, I, 208-209; Ahmed b. Ali en-Necâşî, Ricâlü’n-Necâşî (nşr. M. Cevâd en-Nâînî), Beyrut 1408/1988, I, 240-242; Ebû Ca‘fer et-Tûsî, el-Fihrist, Beyrut 1403/1983, s. 56-57; a.mlf., Ricâlü’ŧ-Ŧûsî (nşr. M. Sâdık Âl-i Bahrülulûm), Necef 1381/1961, s. 441-442; Hatîb, Târîħu Baġdâd, V, 14-23; Sem‘ânî, el-Ensâb (Bârûdî), IV, 214-215; İbn Şehrâşûb, MeǾâlimü’l-Ǿulemâǿ (nşr. Muhammed Sâdık Âl-i Bahrülulûm), Beyrut, ts., s. 16-17; İbnü’l-Cevzî, el-Muntažam, VI, 336-337; İbnü’l-Esîr, el-Lübâb, II, 348; İbn Abdülhâdî, ǾUlemâǿü’l-ĥadîŝ, III, 28-32; Zehebî, Teźkiretü’l-ĥuffâž, III, 839-842; a.mlf., AǾlâmü’n-nübelâǿ, XV, 340-355; a.mlf., Mîzânü’l-iǾtidâl, I, 136-138; Safedî, el-Vâfî, VII, 395-396; İbn Kesîr, el-Bidâye, XI, 209; İbn Hacer, Lisânü’l-Mîzân, I, 263-266; Hânsârî, Ravżâtü’l-cennât, I, 208-209; Îżâĥu’l-meknûn, I, 303; II, 260, 287, 290, 297, 306, 311, 350; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, I, 60; Kettânî, er-Risâletü’l-müsteŧrafe, s. 112; Sezgin, GAS, I, 182; Elbânî, Maħŧûŧât, s. 87; Abbas el-Kummî, el-Künâ ve’l-elķāb, Beyrut 1983, I, 358-359; Nüveyhiz, MuǾcemü’l-müfessirîn, I, 59-60; C. Avvâd, Ħazâǿinü’l-kütübi’l-ķadîme fi’l-ǾIrâķ, Beyrut 1406/1986, s. 216-218; W. Madelung, “Ibn ǾUķda”, EI² Suppl. (İng.), s. 400-401; DMT, IV, 498; Ahmed Pâketçî, “İbn ǾUķde”, DMBİ, IV, 318-319.

Kemal Sandıkçı