İBN VÂRE

(ابن وارة)

Ebû Abdillâh Muhammed b. Müslim b. Osmân b. Vâre er-Râzî (ö. 270/884)

Hadis hâfızı.

190 (805-806) yılı civarında Rey’de doğdu; büyük dedesine nisbetle İbn Vâre diye anıldı. Tahsil için yaptığı uzun yolculukları sırasında Ebû Âsım en-Nebîl, Muhammed b. Yûsuf el-Firyâbî, Ebû Nuaym Fazl b. Dükeyn, Kabîsa b. Ukbe, Ubeydullah b. Mûsâ el-Absî, Ebû Müshir, İbn Ziyâd en-Nîsâbûrî, İbn Ebü’l-Cârûd, Ârim el-Basrî gibi hocalardan hadis öğrendi. Kendisinden yaşça büyük olan Zühlî ile Ali b. Medînî, Ebû Avâne el-İsferâyînî, Ebû Zür‘a er-Râzî, Ebû Hâtim er-Râzî, İbn Ebû Hâtim, Nesâî, İbn Ebû Dâvûd, Hüseyin b. İsmâil el-Mehâmilî ve el-CâmiǾu’ś-śa-ĥîĥ’inde yer vermemesine rağmen Buhârî ondan rivayette bulunan talebeleridir. İbn Vâre’nin Süfyân b. Uyeyne ve Yahyâ b. Saîd el-Kattân’dan hadis dinlediği ileri sürülmüş, ancak bunun doğru olmadığı belirtilmiştir (Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XIII, 31). İbn Vâre Ramazan 270’te (Mart 884) Rey’de vefat etti. Bazı kaynaklarda onun 265’te (878-79) öldüğü söylenmekteyse de Zehebî bunun doğru olmadığını kaydetmiştir (a.g.e., XIII, 31).

Hadis otoritelerinin güçlü bir hâfızaya sahip olduğunu bildirdikleri İbn Vâre’yi Nesâî ve İbn Ebû Hâtim güvenilir olarak tanıtmakta, Ebû Ca‘fer et-Tahâvî de onun hadis ilmini iyi bildiğini söylemektedir. Ebû Zür‘a’nın, yanına geldiğinde kalkıp İbn Vâre’yi kendi yerine oturtması ona verdiği değeri göstermesi bakımından önemlidir (Hatîb, III, 259). Kibirli olduğu zikredilen İbn Vâre kendini “ebü’l-hadîs, ümmü’l-hadîs, zü’r-rıhleteyn” gibi sıfatlarla tanıtırdı. Bu huyu sebebiyle Süleyman b. Dâvûd eş-Şâzekûnî ve Ebû Küreyb el-Hemdânî gibi âlimler ona hadis rivayet etmemişlerdir. Çevresindeki insanlar kendisinden hadis dinlemek istedikleri halde zaman zaman rivayete ara vermesinin de bu kişiliğinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.

Sâlih b. Ahmed b. Hanbel’in Sîretü İmâm Aĥmed b. Ĥanbel adlı eserini rivayet eden İbn Vâre’nin (Sezgin, I, 503) pek çok eseri bulunduğu belirtilmekteyse de (Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 18; Kehhâle, XII, 21) bunlardan hiçbirinin adı zikredilmemekte ve günümüze ulaşıp ulaşmadıkları bilinmemektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Ebû Hâtim, el-Cerĥ ve’t-taǾdîl, VIII, 79-80; İbn Hibbân, eŝ-Ŝiķāt, IX, 150; Hatîb, Târîħu Baġdâd, III, 256-260; İbn Ebû Ya‘lâ, Ŧabaķātü’l-Ĥanâbile, I, 324; Mizzî, Tehźîbü’l-Kemâl, XXVI, 444-452; İbnü’l-Cevzî, el-Muntažam (Atâ), XII, 204-205; Zehebî, Teźkiretü’l-ĥuffâž, II, 575-577; a.mlf., AǾlâmü’n-nübelâǿ, XIII, 28-32; a.mlf., Târîħu’l-İslâm: sene 261-280, s. 176-178; Safedî, el-Vâfî, V, 27; İbn Hacer, Tehźîbü’t-Tehźîb, IX, 451-453; Süyûtî, Ŧabaķātü’l-ĥuffâž (Lecne), s. 261; Hazrecî, Ħulâśatü Tehźîb, s. 359; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 18; Kehhâle, MuǾcemü’l-müǿellifîn, XII, 21; Sezgin, GAS, I, 503.

Ali Akyüz