İBN ZÂKÛR

(ابن زاكور)

Ebû Abdillâh Muhammed b. Kāsım b. Muhammed b. Zâkûr el-Fâsî el-Mağribî (ö. 1120/1708)

Edip, şair, fakih ve tarihçi.

1076’da (1665) Fas şehrinde doğdu; ta-nınmış ailelerden İbn Zâkûr’a mensuptur. Dil, edebiyat, şiir, belâgat, tarih, fıkıh, hadis, usul, tıp, astronomi gibi çeşitli ilim dallarında zamanının meşhur âlimlerinden ders aldı. Bunlar arasında başta dil, edebiyat ve şiir üstadı Ebû Ali el-Yûsî olmak üzere Ebû Îsâ Muhammed Mehdî el-Fâsî, Muhammed b. Tayyib el-Kādirî ve Fas Kadısı Ebü’l-Abbas Ahmed b. Muhammed el-Hârisî gibi âlimler sayılabilir. Daha sonra tahsilini ilerletmek, Tıtvân ve Cezayir’deki akraba kabirleriyle sâlih ve âriflerin türbelerini ziyaret etmek amacıyla seyahate çıktı. Merakeş’te Ebü’l-Abbas el-Attâr’dan İbn Sînâ’nın el-Urcûze fi’ŧ-ŧıbb’ını okuyup Tıtvân’da Ebü’l-Hasan Ali Bereke’nin, Cezayir’de Muhammed b. Muhammed b. Abdülmü’min el-Hasenî gibi âlimlerin ders halkalarına katıldı ve çeşitli icâzetler aldı. Bu seyahatlerin onun olgunlaşmasını, bilgi ve tecrübe kazanmasını büyük oranda etkilediği görülür. 20 Muharrem 1120’de (11 Nisan 1708) Fas şehrinde vefat etti.

Dindar bir kişiliğe, güçlü bir hâfızaya ve keskin bir zekâya sahip olan İbn Zâkûr on üç-on dört yaşlarında iken şiir söylemeye başlamış ve methiye, mersiye, gazel, zehriyyât, rebîiyyât, mev‘iza, ihvâniyyât gibi geleneksel formlarda ve müveşşah türünde, ayrıca bazı ilmî konuları açıkladığı didaktik tarzda birçok manzume kaleme almıştır. Çoğu hocaları ile evliyâ, meşâyih ve sâlih kişiler hakkında düzenlenmiş olan methiyelerinde mübalağaya kaçmış ve sunî sanatlara yönelmişse de duygularındaki yoğunluk ve samimiyet daha ön planda görülür. Bu manzumelerinden hocası Ali Bereke için yazdığı en beğenilenlerinden biridir. Mersiyelerinde acıma ve yakınmadan ziyade kişinin erdemlerini dile getirmiş, derin tecrübe ve ruhî coşkudan yoksun olan gazellerinde ise mânevî güzellikten çok fizikî güzellikleri tasvir etmiştir. Endülüs ve Mağrib şiirinde yaygın olan zehriyyât ve rebîiyyâtta da canlı biçimde tabiat, kır, bahçe, çiçek ve baharı tanımlayan edebî sanatlarla dolu örnekler vermiştir. Zühd ve takva sahibi olma-sına rağmen bazı şiirlerinde geleneğe uya-rak hamriyyât ve nesîbe de yer verdiği görülür. Şiirin geleneksel formlarını işlemedeki zayıflığını müveşşah türünde gösterdiği başarıyla kapatan İbn Zâkûr, Endülüs’ün en meşhur müveşşahlarına nazîreler yazmış ve bunları güç anlaşılır edebî sanatlarla, tarihî telmihler ve göz alıcı tasvirlerle bezemiştir. Müveşşah türü şiirlerinde işlediği temalar gazel, medih ve tasvirdir. Hutbe ve mektuplarıyla bazı kitaplarının mukaddimelerinde seci zayıflığı ve kısmen rekâket bulunan sanatlı bir edebî üslûp kullanmasına rağmen ilmî çalışmalarında yalın ve açık bir anlatım tarzı takip ettiği görülür.

Eserleri. 1. Neşrü ezâhîri’l-bustân fî men ecâzenî bi’l-Cezâǿir ve Tıŧvân min fużalâǿi’l-ekâbir ve’l-aǾyân. Cezayir ve Tıtvân’daki icâzet aldığı hocalarının biyografileriyle onlardan okuduğu kitaplardan bahseden fehrese türü bir seyahatnâmedir (Cezayir 1319; Rabat 1387/1967). 2. Miķbâsü (MiǾyârü)’l-fevâǿid fî şerĥi mâ ħafiye mine’l-Ķalâǿid (Tezyînü Ķalâǿidi’l-Ǿiķyân bi-ferâǿidi’t-tibyân, Ferâǿidü’t-tibyân Ǿalâ Ķalâǿidi’l-Ǿiķyân). Feth b. Hâkān el-Kaysî’nin Ķalâǿidü’l-Ǿiķyân adlı biyografisine yazılmış bir hâşiyedir (Rabat el-Hizânetü’l-âmme, nr. 2291). 3. el-MuǾribü’l-mübîn Ǿan mâ teżammenehü’l-Enîsü’l-muŧrib ve Ravżatü’n-nisrîn. İbn Ebû Zer‘in el-Enîsü’l-muŧrib bi-ravżı’l-ķırŧâs fî aħbâri mülûki’l-Maġrib ve târîħi medîneti Fâs ve İbnü’l-Ahmer’in Ravżatü’n-nisrîn adlı biyografik eserlerinin muhtasarıdır; müellifin adı zikredilmeksizin CemǾu tevârîħi Medîneti Fâs adıyla ve İtalyanca bir mukaddimeyle birlikte neşredilen eser (Roma 1295/1878) daha sonra Fas’ta da (ts.) basılmıştır. 4. ǾUnvânü’n-nefâse fî şerĥi (Dîvâni)’l-Ĥamâse. Ebû Temmâm’ın el-Ĥamâsetü’l-kübrâ adlı şiir antolojisinin şerhidir (Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye, nr. 317-318). 5. Tefrîcü’l-küreb Ǿan ķulûbi ehli’l-ereb (edeb) fî mâǾrifeti Lâmiyyeti’l-ǾArab. Şenferâ’nın Lâmiyyetü’l-ǾArab adlı kasidesinin şerhi olup Zemahşerî’nin aynı kasideye yazdığı şerhle birlikte basılmıştır (AǾcebü’l-Ǿaceb fî şerĥi’l-Lâmiyyeti’l-ǾArab, Kahire 1328). 6. Îżâĥu’l-mübhem min Lâmiyyeti’l-ǾAcem. Tuğrâî’nin Lâmiyyetü’l-ǾAcem adlı kasidesinin şerhidir (Ziriklî, VII, 230). 7. en-Nefeĥâtü’l-ereciyye ve’n-nesemâtü’l-be-nefseciyye bi-neşri mârâķa (raķķa) min maķāśıdi’l-Ħazreciyye. Abdullah b. Osman el-Hazrecî’nin aruza dair el-Ķaśîdetü’l-Ħazreciyye’sinin şerhidir (Brockelmann, GAL Suppl., I, 545-546). 8. el-Cûd bi’l-mevcûd fî-şerĥi’l-Maķśûr ve’l-memdûd. İbn Mâlik et-Tâî’nin Tuĥfetü’l-mevdûd fi’l-maķśûr ve’l-memdûd adlı 164 beyitlik didaktik manzumesinin şerhidir (Abdülhafîz Mansûr, s. 343). 9. er-Ravżatü’l-ceniyye fî-żabŧı’s-seneti’ş-şemsiyye (er-Ravżatü’l-ceniyyetü’z-żâbıŧa li’s-seneti’ş-şemsiyye, Urcûze fi’t-tevķīt ve ĥisâbi eyyâmi’l-Ǿâm). Yılın günleri, takvim ve yıldız hesaplarıyla ilgili bir kasidedir (M. Haccî, s. 502). 10. er-Ravżü’l-erîż (erîc) fî bedîǾi’t-tevşîĥ ve münteķa’l-ķarîż. İbn Zâkûr’un divanıdır. Başlarda kafiyelerine göre alfabetik sırayla dizilen şiirlere daha sonra yeni yazılanlar düzensiz olarak eklenmiştir. Müellif nüshası Abdülhay el-Kettânî’nin özel kitaplığında bulunan divanın Rabat’taki el-Hizânetü’l-âmme’de de başka bir nüshası mevcuttur (nr. V, 189). Abdullah Kennûn el-Hasenî divandan seçtiği manzumeleri el-Münteħab min şiǾri İbn Zâkûr adıyla yayımlamıştır (Kahire 1942, 1966).

İbn Zâkûr’un kaynaklarda adı geçen diğer eserleri de şunlardır: eś-ŚanîǾu’l-bedîǾ fî şerĥi’l-Ĥilliyyeti źâti’l-bedîǾ (Sa-fiyyüddin el-Hillî’nin el-Kâfiyetü’l-bedîǾiyye’sinin şerhi), ed-Dürretü’l-meknûze fî-teźyîli’l-Urcûze (İbn Sînâ’nın tıbba da-ir kasidesinin zeyli) MiǾrâcü’l-vüśûl ilâ semâvâti’l-uśûl (Cüveynî’nin el-Varaķāt adlı usul kitabının nazma çekilmiş şekli), el-İstişfâǿ mine’l-elem bi-źikri śâĥibi’l-ǾAlem (el-İstişfâǿ mine’l-elem fi’t-teleźźüź bi-źikrâ âŝâri śaĥibi’l-ǾAlem; Şeyh Abdüsselâm b. Meşîş’in şeceresi), EnfeǾu’l-vesâǿil fî eblaġi’l-ħuŧab ve ebdeǿi’r-resâǿil, el-Ĥüsâmü’l-meslûl fî ķaśri’l-mefǾûl Ǿale’l-fâǾil ve’l-fâǾil Ǿale’l-mefǾûl, el-Ĥulletü’s-siyerâǿ fî ĥadîŝi’l-Berâǿ (DMBİ, III, 612-613).

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Zâkûr, Tefrîcü’l-küreb Ǿan ķulûbi ehli’l-ereb fî maǾrifeti Lâmiyyeti’l-ǾArab (Zemahşerî, AǾcebü’l-Ǿaceb fî şerĥi Lâmiyyeti’l-ǾArab içinde), Kahire 1328, s. 59-91; a.mlf., el-Münteħab min şiǾri İbn Zâkûr (nşr. Abdullah Kennûn), Kahire 1966, neşredenin girişi, s. 8-22; Ebû Abdullah Muhammed b. Tayyib el-Alemî, el-Enîsü’l-muŧrib, Fas 1315/1897, s. 19-38; Kādirî, Neşrü’l-meŝânî, III, 201-204; E. Lévi-Provençal, Les Historiens des Chorfa, Paris 1922, s. 264, 269, 287-290, 403; Brockelmann, GAL, I, 26;


Suppl., I, 54, 545-546; II, 684; Ziriklî, el-AǾlâm, VII, 230; Muhammed Dâvûd, Târîħu Tıŧvân, Tıtvan 1379/1959, I/3, s. 350-353; Abdülhafîz Mansûr, Fihrisü’l-maħŧûŧâti’l-Aĥmediyye bi-Tûnis, Beyrut 1969, s. 91-92, 343; Abdullah Kennûn, en-Nübûġü’l-Maġribî fi’l-edebi’l-ǾAra-bî, Beyrut 1395/1975, III, 90, 139-140, 239, 299, 325; a.mlf., İbn Zâkûr (MevsûǾatü meşâhîri ricâli’l-Maġrib içinde), Beyrut, ts. (Dârü’l-kitâbi’l-Lübnânî), II, 5-32; Abdülhay el-Kettânî, Fihrisü’l-fehâris, I, 185-186; Hannâ el-Fâhûrî, Târîħu’l-edebi’l-ǾArabî fi’l-Maġrib, Beyrut 1982, s. 407-420; M. Haccî, Fihristü’l-Ħizâneti’l-Ǿilmiyyeti’ś-Śubeyĥiyye (Selâ), Küveyt 1985, s. 502; M. Hadj-Sadok, “Ibn Zākūr”, EI² (Fr.), III, 996-997; M. Ali Lisânî Fişârekî, “İbn Zâkûr”, DMBİ, III, 610-613.

İsmail Durmuş - İsmail Ceran