İBN ZEKVÂN, Ebû Amr

(أبو عمرو ابن ذكوان)

Ebû Amr Abdullāh b. Ahmed b. Beşîr b. Zekvân ed-Dımaşkī (ö. 242/857)

Kırâat-i seb‘a imamlarından İbn Âmir’in meşhur iki râvisinden biri.

10 Muharrem 173’te (9 Haziran 789) muhtemelen Dımaşk’ta doğdu. Bazı kaynaklarda Ebû Muhammed künyesi ve Fihrî, Behrânî, Kureşî nisbeleriyle de anılır. Ancak İbn Hacer, Fihrî nisbesiyle anılmasının doğru olmadığını belirtmiştir. İbn Zekvân, İbn Âmir kıraatinin Yahyâ b. Hâris ez-Zimârî rivayetini Yahyâ’nın talebesi Eyyûb b. Temîm’den okudu ve ölümünden sonra Dımaşk’ta hocasının yerine kıraat şeyhi oldu. Onun kırâat-i seb‘a imamlarından Kisâî ile dört ay birlikte olup kendisine Kur’ân-ı Kerîm’i birkaç defa okuduğunu söylediği bildirilmişse de Zehebî bu bilginin ihtiyatla karşılanması gerektiğine işaret etmiştir. İbnü’l-Cezerî ise önce, İbn Zekvân’ın Irak’a gitmiş olması halinde Kisâî’den okumuş olabileceğini belirtmiş, ardından Kisâî’nin Dımaşk’a gittiğine ve Dımaşk Emeviyye Camii’nde kıraat okuduğuna dair elde ettiği bilgiyi zikrederek İbn Zekvân’ın Kisâî’den okuduğunu ispat etmeye çalışmıştır (Ġāyetü’n-Nihâye, I, 405, 537). İbnü’l-Cezerî ayrıca onun İshak b. Müseyyebî’den Nâfi‘ kıraatiyle ilgili bazı vecihler rivayet ettiğini de belirtmiştir.

Hadisle de meşgul olan İbn Zekvân Vekî‘ b. Cerrâh, Velîd b. Müslim, Mervân b. Muhammed, kıraat hocası Eyyûb b. Temîm gibi şahsiyetlerden rivayette bulundu. Muhammed b. Mûsâ es-Sûrî, Ahfeş ed-Dımaşkī, Ahmed b. Yûsuf et-Tağlebî ve Muhammed b. Kāsım el-İskenderânî kıraat ilminde İbn Zekvân’dan istifade edip onun İbn Âmir’den gelen okuyuşunu rivayet ettiler. Ebû Dâvûd ve İbn Mâce es-Sünen’lerinde İbn Zekvân’dan hadis aktardılar. Ahmed b. Enes b. Mâlik, Bakī b. Mahled el-Endelüsî, Ebû Zür‘a ed-Dımaşkī, Ebû Zür‘a er-Râzî ve Ebû Hâtim er-Râzî gibi âlimler de ondan hadis öğrenip rivayet edenler arasında zikredilir.

Dımaşk’ın Derbülhâşimiyyîn tarafında ikamet eden İbn Zekvân, Hişâm b. Ammâr ile birlikte İbn Âmir kıraatinin en yetkili kaynağı olmuş, Hişâm Emeviyye Camii’nde hitabet görevini yürütürken o da aynı camide imamlık yapmıştır. İbn Zekvân 7 Şevval 242’de (6 Şubat 857) Dımaşk’ta vefat etti. Vefat günü 27 Şevval (26 Şubat), vefat yılı 243 olarak da zikredilmiştir. Ancak Zehebî ve İbnü’l-Cezerî bu son tesbitin yanlış olduğunu belirtirler. İbnü’l-Cezerî’nin en-Neşr’inde (I, 145) ölüm yılının 202 (818) olarak gösterilmesi bir baskı hatası olmalıdır. Ziriklî’nin, en-Neşr’i kaynak göstererek İbn Zekvân Abdurrahman b. Ahmed adıyla ikinci bir şahsa yer vermesine (el-AǾlâm, IV, 64, 188) bir açıklama getirmek mümkün görünmemektedir.

Velîd b. Utbe, Irak bölgesinde İbn Zekvân’dan daha güzel Kur’an okuyan bir kişinin bulunmadığını söylerken Ebû Zür‘a ed-Dımaşkī, “Bana göre Irak, Hicaz, Şam, Mısır ve Horasan’da kıraat konusunda ondan daha üstünü yoktu” der. Bundan dolayı İbn Mücâhid’in (ö. 324/936) Kitâbü’s-SebǾa’sından sonra yedi kıraat konusunda yazılan ve imamların râvilerini iki ile sınırlayan eserlerin hemen hepsinde İbn Âmir’in kıraati için tercih edilen iki râviden biri İbn Zekvân olmuştur. Zehebî de onun kıraat ilmindeki yerini ortaya koyarken kendisini, İbn Âmir kıraatinin diğer râvisi Hişâm b. Ammâr ile karşılaştırarak kıraat konusunda İbn Zekvân’ın Hişâm’dan çok ileride, ilimde ise Hişâm’ın ondan çok daha ihatalı olduğunu söylemiştir. Hadis konusunda Ebû Hâtim, İbn Zekvân hakkında sadûk terimini kullanırken Yahyâ b. Maîn ondan “zararı yok”, İbnü’l-Cezerî de “sika râvi” diye söz etmiş, İbn Hibbân ise kendisine eŝ-Ŝiķāt’ında yer vermiştir.

İbn Zekvân’ın Aķsâmü’l-Ķurǿân ve cevâbühâ ve Mâ yecibü Ǿalâ ķāriǿi’l-Ķurǿân Ǿinde ĥareketi lisânih adlı eserleri kaynaklarda zikredilmektedir. Dâǿiretü’l-maǾârif-i Büzürg-i İslâmî’de bu iki eser Kitâbü Aķsâmi’l-Ķurǿân ve cevâbühâ ve mâ yecibü Ǿalâ ķāriǿi’l-Ķurǿân Ǿinde ĥareketi lisânih adıyla tek kitap olarak gösterilmiş (III, 529), Abdülmecîd Katâmiş ise İbnü’l-Bâziş’in el-İķnâǾ adlı eserine yazdığı dipnotta (I, 105, dipnot 2) bu ibareyi yukarıda belirtildiği gibi iki ayrı eser olarak zikretmiştir. Ebû Amr ed-Dânî, et-Teysîr’inde İbn Zekvân’a ait bir esere daha atıfta bulunmuşsa da (s. 187, 194) bu eserin adını vermemiştir.

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Ebû Hâtim, el-Cerĥ ve’t-taǾdîl, V, 5; İbn Hibbân, eŝ-Ŝiķāt, VIII, 360; Dânî, et-Teysîr (nşr. O. Pretzl), İstanbul 1930, s. 6, 187, 194; İbnü’l-Bâziş, el-İķnâǾ, I, 105-106; İbn Asâkir, Târîħu Dımaşķ (Amrî), XXVII, 6-11; Mizzî, Tehźîbü’l-Kemâl, XIV, 280-283; Zehebî, MaǾrifetü’l-ķurrâǿ (Altıkulaç), I, 402-405; a.mlf., Târîħu’l-İslâm: sene 241-250, s. 307-310; Safedî, el-Vâfî, XVII, 20; İbnü’l-Cezerî, Ġāyetü’n-Nihâye, I, 404-405, 537; a.mlf., en-Neşr, I, 145; İbn Hacer, Tehźîbü’t-Tehźîb, V, 140-141; İbnü’l-İmâd, Şeźerât, II, 100; Ziriklî, el-AǾlâm, IV, 64, 188; Kehhâle, MuǾcemü’l-müǿellifîn, VI, 21; “İbn Źekvân”, DMBİ, III, 529-530.

Tayyar Altıkulaç