İBNÜ’l-A‘RÂBÎ, Ebû Saîd

(أبو سعيد ابن الأعرابي)

Ebû Saîd Ahmed b. Muhammed b. Ziyâd el-Basrî (ö. 341/952)

İlk sûfî müelliflerden, muhaddis.

Basra’da doğdu. Bağdat’a giderek fıkıh ve hadis ilmiyle meşgul oldu. Burada Cüneyd-i Bağdâdî, Amr b. Osman el-Mekkî, Ebü’l-Hüseyin en-Nûrî ile tanışması onu tasavvufî konulara yöneltti. Hadis âlimlerine göre sika bir râvi kabul edilen İbnü’l-A‘râbî’nin rivayet ettiği hadislerin bir kısmı Sülemî’nin Ŧabaķāt’ı ile Ebû Nuaym’ın Ĥilyetül-evliyâǿ adlı eserinde yer almaktadır. Hayatının son yıllarını Mekke’de geçiren ve “şeyhü’l-Harem” unvanıyla tanınan İbnü’l-A‘râbî burada vefat etti.

Tasavvufu, “Fuzûlî işleri terketmektir” şeklinde tarif eden İbnü’l-A‘râbî (Sülemî, s. 428), tasavvufa uzak bir âlim kadar hadisle ilgili yeterli bilgileri elde edememiş olan sûfînin de doğru yolu bulamayacağı kanaatindedir. Ona göre sahâbe döneminde kullanılmayıp daha sonra sûfîler arasında yaygınlık kazanan sekr, sahv, fenâ, seyrü sülûk gibi terimler yerine Kitap ve Sünnet’te bulunan takvâ, cihad, huşû, tevazu gibi terimler kullanılmalıdır. Münâvî’nin, “Müridleri terbiye etme konusunda kendine has bir metodu vardı” şeklindeki ifadesi (el-Kevâkib, I, 11) bu konuyla ilgili olmalıdır. Tevhid anlayışını, “Yakınlık bahis konusu olduğu sürece mesafe vardır, halbuki tasavvuf ikilik değil birliktir” sözüyle ifade eden İbnü’l-A‘râbî (Herevî, s. 492) zühdü “zaruri olanı almak”, rızâyı “itirazı terketmek”, mârifeti ise “cehli itiraf etmek” şeklinde tarif eder. Ona göre ilim çeşitli vasıtalarla, hakikat ise yalnız mükâşefe ile elde edilebilir.

İbnü’l-A‘râbî’nin sonraki tasavvuf klasiklerine kaynak olan eserlerinin çoğu günümüze ulaşmıştır. Ebû Nasr es-Serrâc, el-LümaǾ adlı eserinde vecd konusunu anlatırken İbnü’l-A‘râbî’ye dayanmış ve onun Kitâbü’l-Vecd’ini özetlemiştir. İbnü’l-A‘râbî’yi tanıtırken, “Meşhur eserleri vardır” ifadesini kullanan Ebû Nuaym (Ĥilye, X, 375), onun zâhidlerin hayatı ve menkıbeleri hakkında yazılmış ilk kitap olan Ŧabaķātü’n-nüssâk adlı eserinden (Keşfü’ž-žunûn, II, 1108) geniş ölçüde istifade etmiştir. İbnü’l-A‘râbî’nin Kitâbü’z-Zühd, Risâle fi’l-mevâǾiž ve’l-fevâǿid (Brockelmann, I, 358), Kitâbü Rüǿyetillâhi tebâreke ve teǾâlâ, Kitâbü’l-MuǾcem fi’l-ĥadîŝ’i (Sezgin, I, 661) günümüze ulaşan başlıca eserleridir. Kaynaklarda adı geçen diğer eserleri de şunlardır: Târîħu’l-Baśra, el-CemǾ ve’t-tefrîķ, Kitâbü’l-Veśâyâ. Onun ayrıca, Mekke’de görüştüğü Endülüslü filozof İbn Meserre’nin fikirlerini reddetmek için bir eser kaleme aldığı belirtilmektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

Serrâc, el-LümaǾ, s. 376-389; İbnü’l-Faradî, Târîħu Ǿulemâǿi’l-Endelüs, Kahire 1966, II, 40; Sülemî, Ŧabaķāt, s. 427-430; Ebû Nuaym, Ĥilye, X, 375-376; Herevî, Ŧabaķāt, s. 492; İbnü’l-Cevzî, el-Muntažam, VI, 371; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XV, 407-412; a.mlf., Teźkiretü’l-ĥuffâž, II, 852-853; a.mlf., el-Ǿİber, II, 252; İbn Tağrîberdî, en-Nücûmü’z-zâhire, III, 45, 306; İbnü’l-Mülakkın, Ŧabaķātü’l-evliyâǿ, s. 77-78; Câmî, Nefeĥât, s. 221; Münâvî, el-Kevâkib, I, 11; Keşfü’ž-žunûn, II, 1108; İbnü’l-İmâd, Şeźerât, II, 354-355; Brockelmann, GAL Suppl., I, 358; Îżâĥu’l-meknûn, I, 367; II, 320, 349; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, I, 62; Sezgin, GAS, I, 660-661; Elûzâd Muhammed, “el-Melâhimü’l-Ǿâmme li-şaħśiyyeti İbn Meserre ve ârâǿih”, Mecelletü Külliyyeti’l-âdâb ve’l-Ǿulûmi’l-insâniyye bi-Fâs, sy. 6, Dârülbeyzâ 1982-83, s. 43-44.

Ethem Cebecioğlu