İBNÜ’l-EKFÂNÎ

(ابن الأكفاني)

Ebû Abdillâh Şemsüddîn Muhammed b. İbrâhîm b. Sâid el-Ensârî es-Sincârî (ö. 749/1348)

Tabip ve çok yönlü âlim.

Aslen Musul’un batısındaki Sincâr şehrindendir; İbn Sâid es-Sincârî diye de anılır. İlk eğitimini kadı olan babasından aldığı düşünülebilir. Hayatının önemli bir kısmını Mısır’da geçirmiştir; ancak bu ülkeye ne zaman gittiği bilinmemektedir. Kahire’de İbn Seyyidünnâs’ın derslerine devam etmiş ve öğrencisi Safedî’yi onun meclisinde tanımıştır. Kaynaklar İbnü’l-Ekfânî’nin tıp, eczacılık, felsefe, astronomi, geometri, aruz, ahbâr ve tarih sahalarında geniş bilgi sahibi olduğunu, özellikle Moğol tarihi üzerinde tartışılmaz bir yerinin bulunduğunu kaydeder; ayrıca mineraller, alet yapımı ve hat sanatı gibi konularda da iyi yetişmiştir. Onun ilâç hazırlamakta başkalarından sakladığı, kendine has bazı yöntemler uyguladığı da belirtilmektedir. Kahire’deki Bîmâristân-ı Mansûrî’nin idaresi kendisine verildikten sonra, daha önce yaşadığı gösterişli hayattan ve pahalı zevklerinden vazgeçip ömrünü hastalarına adamış, bir salgın sırasında da vebaya yakalanarak ölmüştür (Makrîzî, es-Sülûk, III/2, s. 797).

Eserleri. A) Tıp. 1. Keşfü’r-reyn fî aĥvâli(emrâżi)’l-Ǿayn. Üç bölümden meydana gelen eserin birinci bölümünde gözün anatomisi, göz sağlığının korunması ve muayenesinde dikkat edilmesi gereken hususlar incelenir. Burada verilen bilgiler İbn Sînâ’nın el-Ķānûn fi’ŧ-ŧıbb’ından aktarılmıştır. İkinci bölümde kırktan fazla göz hastalığının belirti, sebep, teşhis ve tedavileri ele alınır. Yapılan araştırmalar, İbnü’l-Ekfânî’nin bazı göz hastalıklarının teşhisine önemli katkılarda bulunduğunu göstermiştir. Üçüncü bölüm ise göz hastalıkları için kullanılan basit ve birleşik ilâçlarla ilgili olup alfabetik sıraya göre düzenlenmiştir ve Ali b. Îsâ el-Kehhâl’in listesindekinden daha fazla ilâç içermektedir (Süleymaniye Ktp., nr. 2900/6; TSMK, III. Ahmed, nr. 1968; Antalya Elmalı Halk Ktp., nr. 2900, vr. 74a-99b). İbnü’l-Ekfânî bu çalışmasını et-Tecrîd min Keşfi’r-reyn fî aĥvâli’l-Ǿayn adıyla ihtisar etmiş (Nuruosmaniye Ktp., nr. 3576, vr. 2b-43b), Ebü’l-Hümâm Nûreddin Ali el-Münâvî de bu ihtisarın Viķāyetü’l-Ǿayn bi-şerĥi Tecrîdi Keşfi’r-reyn adıyla bir şerhini yapmıştır (Vatikan Ktp., Sbath 16, vr. 5b-199a). Eserin tenkitli metni Muhammed Zâfir el-Vefâî ve Muhammed Revvâs el-Kal‘acî tarafından yayımlanmıştır (Riyad 1414/1993). 2. Ġunyetü’l-lebîb Ǿinde ġaybeti’ŧ-ŧabîb (Ġunyetü’l-lebîb fîmâ yüstaǾmelü Ǿinde ġaybeti’ŧ-ŧabîb). Bir el kitabı mahiyetindeki eser dört bölümden oluşur; bunların birincisi koruyucu hekimliğe, ikincisi hastalıkların tedavisine, üçüncüsü koruyucu hekimlik ve ilâç tedavisine dair faydalı öğütlere, dördüncüsü de denenmiş birleşik ilâçlara ayrılmıştır (TSMK, III. Ahmed, nr. 2048; Çorum İl Halk Ktp., nr. 2940, vr. 2b-12a). Eseri Sâlih Mehdî Abbas neşretmiştir (Bağdad 1984, 1989). 3. Nihâyetü’l-ķaśd fî śınâǾati’l-faśd.


Kan alma konusunu nazarî ve amelî açılardan geniş biçimde inceleyen bir eserdir (Nuruosmaniye Ktp., nr. 3618, vr. 70a-80b). 4. Buġyetü’s-sâǿil fi’ħtiśâri’l-Mesâǿil. Huneyn b. İshak’ın Kitâbü’l-Mesâǿil diye meşhur olan Mesâǿil fi’ŧ-ŧıb li’l-müteǾallimîn adlı eserinin muhtasarıdır. İbnü’l-Ekfânî, İbn İshak’ın tıp talebeleri için kaleme aldığı bu eserin dilinin güncelleştirilmesi gerektiğini belirtir (Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye, Teymûr, Tıp, nr. 20).

B) Fizyonomi. 1. İkmâlü’s-siyâse fî Ǿilmi’l-firâse. Bir dîbâce, bir mukaddime, on sekiz fasıl ve bir hâtimeden meydana gelmiştir; başlıca kaynakları Aristo, Hipokrat, Muhammed b. Zekeriyyâ er-Râzî, Fahreddin er-Râzî, İmam Şâfiî ve Muhyiddin İbnü’l-Arabî’dir. İbnü’l-Ekfânî’ye göre her milletin kendine has bir mizacı vardır ve ahlâk da bu mizaca uygun olarak gelişir. Milletler ister Hint, Çin, Fars ve Rum gibi şehirli, isterse Türk ve Arap gibi yarı göçebe olsun bu durum değişmez. Müellif hâtimede milletlerin davranış özelliklerini açıklar ve Türkler’in cesur, sabırlı, sebatkâr, sorumluluk sahibi, kimseye haset etmeyen insanlar olduklarını söyler (vr. 28a-b). Arkasından da Aristo, Câhiz ve İbnü’l-Eş‘as’a dayanarak meşhur yedi hayvanın davranışlarını inceler ve bunu okuyucuya mukayese imkânı vermek için yaptığını belirtir (Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 3782, vr. 1b-33b). 2. en-Nažar ve’t-taĥķīķ fî taķlîbi’r-raķīķ (en-Nažar fî taķlîbi’r-raķīķ ve teǿemmüli aĥvâlih). Firâset hakkındaki bilgilerden hareketle müellif, köle alım satımında fizikî ve zihnî özelliklerin dikkate alınması gerektiğini belirttikten sonra bu konuda bazı öğütler verir (Köprülü Ktp., Fâzıl Ahmed Paşa, nr. 46, vr. 150a-152b). Antropoloji açısından ilginç bir çalışma sayılan risâle üzerine Śıfatü edviyeti Kitâbi Taķlîbi’r-raķīķ (Köprülü Ktp., II. kısım, nr. 187, vr. 80a-82b) ve Münteħab min Kitâbi Taķlîbi’r-raķīķ (Köprülü Ktp., II. kısım, nr. 187, vr. 82b-118a) adlı iki çalışma yapılmıştır. İbnü’l-Emşâtî diye bilinen Ebü’s-Senâ Muzafferüddin Mahmûd b. Ahmed el-Ayıntâbî risâleyi el-Ķavlü’s-sedîd fi’ħtiyâri’l-imâǿ ve’l-Ǿabîd adıyla geniş bir şekilde şerhetmiştir (Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 3361).

C) Mineraloji. 1. Nuħabü’ź-źeħâǿir fî maǾrifeti’l-cevâhir. Nazarî çerçevede, Bîrûnî ve Tîfâşî başta olmak üzere bu alanda eser yazmış diğer İslâm müellifleriyle Aristo gibi Yunan filozoflarının çalışmalarına dayanır. Önce Luvîs Şeyho tarafından yayımlanan kitabın (el-Meşrıķ, XI [Beyrut 1908], s. 751-765) tenkitli neşrini Anistâs Mârî el-Kermilî (Anastase Marie Karmali) yapmış (Kahire 1939; Beyrut 1975, 1984), Eilhard Wiedemann da çeşitli makalelerinde Almanca tercümesini vermiştir (Sarton, III, 901). 2. Kitâbü’ź-Źeħâǿir (Mülhaķ bi-Nuħabi’ź-źeħâǿir). Günümüze ulaşmayan eserin ikinci adından Nuħabü’ź-źeħâǿir’e yapılmış bir ekleme olduğu anlaşılmaktadır. Safedî eseri hocasına okumuş ve kendi kitabı el-Ġayŝü’l-mücessem’e ondan Nuħab’da bulunmayan bilgileri ihtiva eden bazı pasajlar almıştır.

D) Diğer Eserleri. 1. İrşâdü’l-ķāśıd ilâ esne’l-maķāśıd. Küçük çapta bir İslâm ilimleri tarihi ansiklopedisi olup bu alanda önemli bir kaynak teşkil eder. Mahiyeti bakımından İbnü’n-Nedîm’in el-Fihrist’inin takipçisi olan eser, altmış ilim dalının tanımını ve ana konuları ile kısa bir bibliyografya verir. Aynı zamanda ilimler tasnifi ve tarihi yanında Mezopotamya ve Mısır’dan başlayıp Yunan ve İslâm dünyasında o güne kadar süregelen çeşitli alanlardaki ilim anlayışını yansıtması açısından da önem taşır. Yöntem bakımından Fârâbî’nin İĥśâǿü’l-Ǿulûm’u ile İbn Sînâ’nın Kitâbü’l-Ĥudûd’unu, felsefî terminoloji yönünden Gazzâlî’nin süzgecinden geçmiş İbn Sînâcı çizgiyi takip eder. Kitaba bir mukaddime ve iki girişle başlayan İbnü’l-Ekfânî, mukaddimede eğitim ve öğretime tâlip olan kişinin uyacağı âdâbı, birinci girişte ilmin önemiyle âlimin değerini, ikinci girişte ise pedagojik kuralları açıklar. Ardından ilimleri sınıflandırmada takip ettiği yöntemi anlattıktan sonra nazarî ve amelî ilimlerin tasnifini yapar. Her ilmin tarifini verir ve bu çerçevede konusunu belirtir; arkasından da alt bölümlerini ve uygulama alanlarını sayar. Ona göre on aslî ilim mevcuttur ve bunlardan mantık, metafizik, fizik, geometri, aritmetik, astronomi, mûsiki nazarî; siyaset, ahlâk, tedbîrü’l-menzil ise amelîdir. İbnü’l-Ekfânî, her ilim dalını inceledikten sonra o alana katkıda bulunan âlimlerle başlangıç (muhtasar), orta (mutavassıta) ve ileri (mebsûta) seviyedeki 400’e yakın eserin ismini kaydeder. Gerçekte kitaba bibliyografik bir karakter kazandıran bu eserler, XIV. yüzyıl Doğu ve Batı İslâm dünyasının birleştiği Kahire’de mütedâvil olan kitaplardır. Zikredilen 190 âlimin on dokuzu Yunanlı’dır; altmışının ise XIV. yüzyılda yaşayan kişiler olması dikkat çeker. Kitabın önemli özelliklerinden biri de İslâm ilimler tarihinde çeşitli alanlardaki


değişik gelenekleri ve aralarındaki felsefî ve teknik temel farkları kısaca ortaya koyması olup bilhassa fen bilimlerinin gelişmesinin çerçevesini çizmesi bakımından öncelikle başvurulacak bir kaynaktır. İrşâdü’l-ķāśıd bu alanda daha sonra yapılan çalışmalara kaynaklık etmiştir. Eserin anonim bir versiyonu olan Kitâbü’d-Dürrü’n-nažîm fî aĥvâli’l-Ǿulûm ve’t-taǾlîm, yahudi-Arap ortamında İbnü’l-Ekfânî’nin ismi zikredilmeksizin üretilmiştir. Ahmed b. Ömer b. Hilâl el-Mâlikî er-Rebî tarafından tasavvufî bir çizgiye çekilerek kaleme alınan ed-Dürrü’l-manžûm fî beyâni ĥaśri’l-Ǿulûm adlı eserde yine İrşâdü’l-ķāśıd esas alınmıştır. Kalkaşendî Śubĥu’l-aǾşâ’sında onu büyük oranda aktarmıştır (I, 467-481). Taşköprizâde’nin ilimler tasnifiyle ilgili es-SaǾâdetü’l-fâħire fî siyâdeti’l-âħire’si ile Miftâĥu’s-saǾâde ve miśbâĥu’s-siyâde fî mevżûǾâti’l-Ǿulûm’unun ilimler tasnifi bölümü (I. cilt) ve bu eserin Türkçe tercümesi olan Mevzûâtü’l-ulûm, İrşâdü’l-ķāśıd’ın büyük bir kısmını ihtiva eder. Yine Kâtib Çelebi’nin Keşfü’ž-žunûn’u ile büyük oranda Taşköprizâde’nin Miftâĥu’s-saǾâde’sinin ihtisarı olan Kevâkibü’s-sebǾa’nın da ana kaynağı İrşâdü’l-ķāśıd’dır. Son olarak Kannevcî’nin de Ebcedü’l-Ǿulûm’unda Taşköprizâde ile Kâtib Çelebi üzerinden dolaylı biçimde bu kitaptan faydalandığı, modern dönemde ise Wiedemann’ın İslâm ilim tarihi çalışmalarında yine en çok ona başvurduğu görülmektedir (Aufsätze zur arabischen Wissenchaftsgeschichte [ed. W. Fischer], Hildesheim 1970, s. 589-595). Kitabın halen 100’e yakın yazma nüshası bulunmakta ve bunların ondan fazlası İstanbul kütüphanelerinde muhafaza edilmektedir. Eser İngilizce tercümesiyle birlikte Aloys Sprenger (Kalküta 1849), Mahmûd Ebü’n-Nasr (Kahire 1318/1900), M. Selim el-Âmidî el-Buhârî (Beyrut 1904), Abdüllatîf Muhammed el-Abd (Kahire 1978), Abdülmün‘im Muhammed Ömer (Kahire 1990) ve Muhammed Avâme (Cidde 1414/1994) tarafından yayımlanmıştır. Ayrıca mûsiki bölümünü A. Shiloah Fransızca’ya çevirmiş (Yuval, I [1968], s. 221-248), Januarius Justus Witkam da Danimarka diline tercümesiyle birlikte tenkitli neşrini yapmıştır (De Egyptische Arts Ibn al-Akfānī [gest. 749/1348]. En zijn Indeling van de Wetenschappen, Leiden 1989). 2. Risâle fî âdâbi śoĥbeti’l-mülûk. İran, Yunan ve Hint siyasî gelenekleriyle İslâm siyasî literatürü çerçevesinde hükümdarlarla sohbet etmenin âdâbını ve önemini anlatmaktadır (Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 2828, vr. 1a-14a).

İbnü’l-Ekfânî’nin bunlardan başka el-Lübâb fi’l-ĥisâb adlı kısa bir çalışması (Bağdad, el-Methafü’l-Irâkī, nr. 3435), Nevevî’nin Kitâbü’l-Eźkâr’ından çıkardığı LevâmiǾu’l-envâr fî telħîśi’l-Eźkâr adlı bir özetle (Köprülü Ktp., Fâzıl Ahmed Paşa, nr. 46, vr. 130-150) simya ve şiir hakkında birer parça yazısı zamanımıza ulaşmıştır. Diğer bazı eserleri de şunlardır: Şerĥ Ǿalâ fuśûl Buķrâŧ, Kitâb fî Ǿilmi’n-nabż, Kifâyetü’l-ĥüssâb fî Ǿilmi’l-ĥisâb, Telħîśü’l-ıŧnâb fî Ǿameli’l-usŧurlâb, Nihâyetü’t-teysîr fî ķāǾideti Ǿilmi’t-tefsîr, Muħtaśarü’l-ErbaǾîn li’l-İmâm Faħriddîn, et-TaǾlîķ Ǿalâ Keşfi’l-ĥaķāǿiķ (eserlerinin bir listesi ve geniş bilgi için bk. İrşâdü’l-ķāśıd, neşredenin girişi, s. 50-108).

BİBLİYOGRAFYA:

İbnü’l-Ekfânî, İrşâdü’l-ķāśıd ilâ esne’l-maķāśıd (nşr. J. J. Witkam), Leiden 1989, neşredenin girişi, s. 11-170; Safedî, el-Vâfî, II, 25-27; a.mlf., AǾyânü’l-Ǿaśr, Âtıf Efendi Ktp., nr. 1809; Kalkaşendî, Śubĥu’l-aǾşâ, I, 467-481; Makrîzî, es-Sülûk, III/2, s. 797; a.mlf., el-Muķaffe’l-kebîr (nşr. Muhammed el-Ya‘lâvî), Beyrut 1411/1991, V, 71-73; İbn Hacer, ed-Dürerü’l-kâmine, III, 279-280; Şevkânî, el-Bedrü’ŧ-ŧâliǾ, II, 79; Ahmed Îsâ, MuǾcemü’l-eŧıbbâǿ, Beyrut 1361/1942, s. 354-357; Brockelmann, GAL, II, 100, 171; Suppl., II, 93, 169; Sarton, Introduction, III, 899-901; M. Ullmann, Die Medizin im Islam, Leiden 1970, s. 179; Sâlihiyye, el-MuǾcemü’ş-şâmil, I, 95; U. Rebstock, Rechnen im islamischen Orient, Darmstadt 1992, s. 36-37; IC, XIII/4 (1939), s. 513 vd.; J. J. Witkam, “Ibn al Akfānī (d. 749/1348) and his Bibliography of the Sciences”, Manuscripts of the Middle East, II, Leiden 1987, s. 37-41; a.mlf., “Ibn al-Akfānī”, EI² Suppl. (İng.), s. 381.

İhsan Fazlıoğlu