İBNÜ’l-HADRAMÎ

(ابن الحضرمي)

Abdullāh b. Amr (Âmir) b. el-Hadramî (ö. 38/658)

Hz. Osman’ın Mekke valisi, Muâviye taraftarı.

623 yılında doğduğu tahmin edilmektedir. Dedesi Abdullah (Mâlik) b. Abbâd el-Hadramî, Mekke’ye gelerek Benî Ümeyye’nin hizmetinde halîf olarak çalışmıştı. Babası Amr b. Hadramî’nin Nahle’de müslümanlar tarafından öldürülmesi (624) Bedir Gazvesi’ne yol açan sebeplerden biridir. Amcası Alâ b. Hadramî, Hz. Peygamber ve ilk iki halife dönemlerinde Bahreyn valiliği yapmıştı.

İbnü’l-Hadramî, ailesinin Benî Ümeyye taraftarı olması sebebiyle Hz. Osman döneminde Mekke’ye vali olarak tayin edildi. Hz. Osman onun valiliği sırasında öldürüldü. Hz. Âişe halifenin kanını talep iddiasıyla ortaya atılınca İbnü’l-Hadramî ona katılan ilk kişi oldu. Kendisini Benî Ümeyye mensupları ve Hz. Ali tarafından azledilen diğer valiler takip etti. İbnü’l-Hadramî, Sıffîn Savaşı’nda ve Hakem Vak‘ası sırasında Muâviye’nin yanında yer aldı.

Amr b. Âs’ın Mısır’ı ele geçirmesinden sonra Kûfe’den daha çok taraftar toplayabileceği düşüncesiyle Irak’a yönelmeyi planlayan Muâviye, Amr b. Âs ile istişareden sonra Emevî propagandası yapmak üzere İbnü’l-Hadramî’yi Basra’ya göndermeye karar verdi. İbnü’l-Hadramî’nin görevi halka Emevîler’in yeni başarılarını anlatmak, Cemel Vak‘ası’nın acı sonuçlarını hatırlatmak ve Hz. Osman’ın intikamının alınması için onları kışkırtmaktı. İbnü’l-Hadramî’ye Ali taraftarı olarak tanınan Rebîalılar’a (Abdülkays) güvenmemesini, Ezd kabilesinin dostluğunu kazanmasını, Temîm kabilesini Hz. Ali’ye karşı isyana sevkedecek girişimlerde bulunmasını söyleyen Muâviye’nin asıl amacı Hz. Ali’nin Basra’daki hâkimiyetini zayıflatmaktı.

İbnü’l-Hadramî, Basra’ya gitmek üzere yola çıktığı sırada Basra Valisi Abdullah b. Abbas, Hz. Ali ile görüşmek için Kûfe’ye gitmiş ve giderken yerine Ziyâd b. Ebîh’i vekil bırakmıştı. İbnü’l-Hadramî Basra’ya ulaşınca Temîm’in yurdunda konakladı. Osman taraftarları ve diğer bazı kimseler onun yanına geldiler. İbnü’l-Hadramî, Hz. Osman’ın Hz. Ali tarafından öldürüldüğünü ve mazlum olduğunu ileri sürerek halkı intikam almaya çağırdı. Abdullah b. Abbas’ın emniyet görevlisi Dahhâk b. Kays ona şiddetle karşı çıktı. Bu arada İbnü’l-Hadramî’yi destekleyenler de oldu. İbnü’l-Hadramî’nin faaliyetlerinin tehlikeli boyuta ulaşabileceğini sezen vali vekili Ziyâd, önce Temîm’in reisi Bekir b. Vâil’e kendisini korumaları için teklifte bulundu; ancak bu kabilenin ileri gelenleri arasında valiyi himaye hususunda birlik sağlanamadı. Bunun üzerine Ziyâd, Ezd’den yardım istedi. Talebi olumlu karşılanan Ziyâd durumu bir mektupla Hz. Ali’ye bildirdi. Hz. Ali de Temîm kabilesinin İbnü’l-Hadramî ile irtibatını koparmak için A‘yen b. Dubey‘a el-Mücâşiî’yi görevlendirdi. A‘yen Basra’ya giderek İbnü’l-Hadramî ile yanındakileri Hz. Ali’ye biata davet etti; fakat onların sert tepkisiyle karşılaştı ve hakarete mâruz kaldı. Bunun üzerine oradan ayrılan A‘yen bir rivayete göre Hâricîler, diğer bir rivayete göre ise İbnü’l-Hadramî’nin casusları tarafından bir suikast sonucu öldürüldü. Ziyâd, A‘yen’in öldürüldüğünü Hz. Ali’ye bildirdi. Hz. Ali bu defa sadık adamlarından Temîmli, Sa‘doğulları’na mensup sahâbî Câriye b. Kudâme’yi elli (diğer rivayetlerde 500, 1000, 1500) kişilik bir kuvvetle Basra’ya gönderdi. Câriye önce Ezd’in yanına giderek onları Ziyâd’ı desteklemelerinden dolayı övdü, daha sonra Temîm’e gidip Hz. Ali’nin kendilerine gönderdiği mektubu okudu. Bunun üzerine Temîm’in büyük bir kısmı Câriye’ye katıldı. Ezd kabilesi ve Temîm’den kendisine katılanlarla birlikte İbnü’l-Hadramî’nin üzerine yürüyen Câriye meydana gelen çarpışmada İbnü’l-Hadramî’yi yenilgiye uğrattı. İbnü’l-Hadramî, Temîm’den Sünbîl es-Sa‘dî’nin eski İran döneminden kalmış köşküne sığınmak zorunda kaldı. Câriye, etrafında bir hendek bulunan köşkü içindekilerle birlikte ateşe verdi. İbnü’l-Hadramî ve beraberinde bulunan yetmiş (bir rivayete göre kırk) kişi yanarak öldü (38/658). İbnü’l-Hadramî’nin bu şekilde öldürülmesi Fâris ve Kirman halkı üzerinde olumsuz etki bıraktı. Bu iki bölge halkı devlete vergi vermekten vazgeçtiler. Câriye b. Kudâme’nin tavsiyesiyle Hz. Ali tarafından Fâris ve Kirman’a vali tayin edilen Ziyâd ahalinin vergi vermesini ve halifeye itaat etmesini sağladı.

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Hişâm, es-Sîre, I, 602, 605; İbn Sa‘d, eŧ-Ŧabaķāt, VII, 56; İbn Habîb, el-Muĥabber, s. 290; Taberî, Târîħ (Ebü’l-Fazl), IV, 448-450; VI, 110-113, 137-138; İbn Düreyd, el-İştiķāķ, s. 253; İbn Hazm, Cemhere, s. 221; İbn Abdülber, el-İstîǾâb, II, 350; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ġābe, III, 348; İbn Ebü’l-Hadîd, Şerĥu Nehci’l-belâġa (nşr. Muhammed Ebü’l-Fazl), Kahire 1959, IV, 34-53; İbn Hacer, el-İśâbe, II, 351; J. Wellhausen, Arap Devleti ve Sukutu (trc. Fikret Işıltan), Ankara 1963, s. 47, 191; Köksal, İslâm Tarihi (Medine), II, 24; İrfan Aycan, Saltanata Giden Yolda Muaviye b. Ebî Süfyan, Ankara 1990, s. 165-166; Ch. Pellat, “Ibn al-Ĥađramī”, EI² (İng.), III, 782.

İbrahim Sarıçam