İBNÜ’l-KAYSERÂNÎ

(ابن القيسراني)

Ebü’l-Fazl İbnü’l-Kayserânî Muhammed b. Tâhir b. Alî el-Makdisî eş-Şeybânî (ö. 507/1113)

Hadis hâfızı ve sûfî.

6 Şevval 448’de (17 Aralık 1056) Kudüs’te doğdu. Filistin’in (Şam) sahil şehri Kaysâriye’ye nisbetle İbnü’l-Kayserânî diye tanındı. On iki yaşında hadis öğrenmeye başladı. Bu amaçla 467’de (1074-75) Bağdat’a gidip Kudüs’e döndü. Daha sonra kırktan fazla ilim merkezini dolaştı. Bağdat’ta Ebû Muhammed Abdullah b. Muhammed es-Sarîfînî, İbnü’n-Nekūr Ahmed b. Muhammed el-Bezzâz, Mekke’de Ebû Ali Hasan b. Abdurrahman ile Ebü’l-Kāsım Sa‘d b. Ali ez-Zencânî’den faydalandı. Zencânî’nin tavsiyesi üzerine Mısır’a gitti ve orada Habbâl ve Ebü’l-Hasan Ali b. Hasan el-Hilaî, Dımaşk’ta İbn Ebü’l-Alâ diye bilinen Ali b. Muhammed el-Missîsî, Halep’te Hasan b. Mekkî, Cezîre’de Abdülvehhâb b. Muhammed el-Yemenî, İsfahan’da Ebû Amr İbn Mende, Nîşâbur’da Fazl b. Abdullah, Herat’ta Hâce Abdullah-ı Herevî, Muhammed b. Abdülazîz el-Fârisî, Bîbâ bint Abdüssamed, Cürcan’da Nâfiletü’l-İsmâilî İsmâil b. Mes‘ade, Bûşenc’de Külâr Abdurrahman b. Muhammed, Serahs’ta Kādılkudât Muhammed b. Abdülmelik el-Muzafferî, Musul’da kıraat âlimi Hibetullah b. Ahmed gibi âlimlerden ders aldı. Ayrıca Âmid, Esterâbâd, Basra, Dînever, Rey, Şîraz, Kazvin, Kûfe, Merv, Enbâr, Ahvaz, Hemedan, Vâsıt, Esedâbâd, İsferâyin, Âmül ve Tûs gibi ilim merkezlerine seyahat etti. Kendisinden oğlu Ebû Zür‘a Tâhir, Cûzekānî, Şîrûye b. Şehredâr ed-Deylemî, Ebû Ca‘fer Muhammed b. Hasan el-Hemedânî, Enmâtî, İbn Nâsır es-Selâmî, Ebû Mûsâ el-Medînî, Silefî ve Ebû Ca‘fer Muhammed b. İsmâil et-Tarsûsî gibi şahsiyetler rivayette bulundu.

Resûl-i Ekrem’in nesebini, hayatını ve hadislerini kendisinden daha iyi bilen bir kimsenin bulunmadığını söyleyen İbnü’l-Kayserânî (Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XIX, 366) güçlü bir hadis hâfızı, ilmi ve hadisi önde tutan bir sûfî idi. Seyahat hâtıralarına dair olduğu anlaşılan el-Menŝûr adlı eserinde hadis tahsili için günde en az 20 fersah yol alarak pek çok ilim merkezini dolaştığını söylemekte, Śaĥîĥayn ile Ebû Dâvûd’un es-Sünen’ini yedi defa, İbn Mâce’nin es-Sünen’ini Rey’de on defa ücretle yazdığını ifade etmektedir. Bazı şiirleri kaynaklarda yer alan İbnü’l-Kayserânî, son hac görevinden dönüşünün ardından 15 Rebîülevvel 507’de (30 Ağustos 1113) Bağdat’ta vefat etti ve şehrin batısındaki Makberetülatîka’da defnedildi. 20 veya 28 Rebîülevvel’de (4 veya 12 Eylül) öldüğü de kaydedilmektedir.

İbnü’l-Kayserânî erken yaşta vefat ettiği için derlediği hadislerin tamamını rivayet etme imkânı bulamamış, sünnete bağlılığı takdir edilmekle beraber bazı tasavvufî görüşleri sebebiyle eleştirilmiştir. Ebû Zekeriyyâ İbn Mende onun itikadı ve yaşayışı düzgün, hadislerin sahih olanı ile olmayanını birbirinden ayırmasını bilen sadûk bir hadis hâfızı olduğunu belirtmiştir. İbnü’l-Kayserânî’nin Hemedan’da ev yaptırıp oraya yerleştiğini söyleyen talebesi Şîrûye, hocasının hadislerin sıhhat ve râvilerin güvenilirlik derecesini çok iyi bildiğini, sünnete bağlılığı, taassuptan uzaklığı ve tarikata mensubiyetiyle tanındığını ifade etmektedir. Mü’temen b. Ahmed es-Sâcî ile Silefî de onun faziletli bir âlim olduğunu, ancak okurken çok lahin yaptığını söylerler. İbnü’l-Kayserânî’yi aşırı derecede eleştirenler arasında İbn Nâsır es-Selâmî ile Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî ön planda yer alır. İbn Nâsır onun pek çok tashîf ve lahin yaptığını ve rivayetlerinin delil olarak kullanılamayacağını belirtmektedir. İbnü’l-Kayserânî’nin Śafvetü’t-taśavvuf’unu tenkit eden İbnü’l-Cevzî onu övmekten çok yermenin daha uygun olacağını söyler. Zehebî de kendisini doğru sözlü bir hadis hâfızı, kuvvetli sayılamayacak bir râvi, sünnete bağlı olmakla beraber sünnete uygun düşmeyen bir tasavvuf görüşüne sahip ve eserlerinde pek çok hata (vehim) bulunan bir âlim diye tanıtmakta, bazılarının onu haksız şekilde eleştirdiğini, ibâhiyye taraftarı olduğuna dair iddiaların gerçekle ilgisi bulunmadığını belirtmektedir. Ayrıca İbnü’l-Kayserânî’yi yeterli hadis bilgisi olmayan Melâmî bir sûfî diye yeren hadis hâfızı Ebû Abdullah Muhammed b. Abdülvâhid ed-Dekkāk el-İsfahânî’nin bu görüşlerine katılmadığını ve İbnü’l-Kayserânî’nin ondan daha üstün bir muhaddis olduğunu söylemektedir. İbn Abdülhâdî de onun sünneti her şeyin üstünde tutan bir muhaddis olduğunu, ibâhiyye ile bir ilgisi bulunmadığını, ancak mûsiki dinlemeyi mubah görme konusunda hata ettiğini belirtmektedir (ǾUlemâǿü’l-ĥadîŝ, IV, 16). İbnü’l-Kayserânî’nin Zâhiriyye mezhebine


mensup olduğu anlaşılmakta, Hanbelî olduğu iddiası doğru bulunmamaktadır (Zehebî, Teźkiretü’l-ĥuffâž, IV, 1244; İbn Hacer, Lisânü’l-Mîzân, VI, 203). İbnü’l-Kayserânî, 480’de (1087) Rey’de doğan oğlu Ebû Zür‘a Tâhir’i küçüklüğünde muhaddislerin dersine götürerek pek çok âlî isnad elde etmesini sağladıysa da onun hadis konusunda fazla bilgisi bulunmayan bir râvi olduğu belirtilmiştir (Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XX, 503-504; Sıddîk Hasan Han, s.117-118).

Eserleri. A) Hadis. 1. Teźkiretü’l-mevżûǾât (el-Eĥâdîŝü’l-maǾlûle ve bi-men üǾillet, Teźkiretü’l-mevżûǾât ve hiye’l-eĥâdîŝ elletî ravethâ el-keźebe ve’l-müdellisûn). Eserde İbn Hibbân’ın Kitâbü’l-Mecrûĥîn’inde tenkit edilen 1139 (veya 1113) rivayet senedleri çıkarılarak alfabetik sıraya konulmuş, kısa olanların tam metni, uzun olanların baş tarafından bir kısmı verilerek senedlerdeki zayıf ve yalancı râviler eleştirilmiş, Hz. Peygamber’e nisbet edilen birtakım haberlerin asıl sahipleri gösterilmiştir. Eser Muhammed Emîn el-Hancî (Teźkiretü’l-mevżûǾât, Kahire 1323, 1327, 1354), Muhammed Mustafa el-Hadrî (MaǾrifetü teźkireti’l-ĥuffâž, Mekke 1401/1981), İmâdüddin Ahmed Haydar (Kitâbü MaǾrifeti’t-teźkire fi’l-eĥâdîŝi’l-mevżûǾa, Beyrut 1406/1985) ve Hamdî b. Abdülmecîd b. İsmâil es-Selefî (Teźkiretü’l-ĥuffâž eŧrâfü eĥâdîŝi Kitâbi’l-Mecrûĥîn li’bn Ĥibbân, Riyad 1415/1994) tarafından yayımlanmıştır. 2. Źaħîretü’l-ĥuffâž el-muħrec Ǿale’l-ĥurûf ve’l-elfâž (eź-Źaħîre fi’l-eĥâdîŝi’ż-żaǾîfe ve’l-mevżûǾa). İbn Adî’nin el-Kâmil’inde tenkit edilen rivayetlerin bir araya getirilip değerlendirildiği eseri Abdurrahman b. Abdülcebbâr el-Ferîvâî neşretmiştir (I-V, Riyad 1416/1996). 3. el-CemǾ beyne kitâbey Ebî Naśr el-Kelâbâźî ve Ebî Bekir el-İsfaĥânî fî ricâli’l-Buħârî ve Müslim. Ahmed b. Muhammed el-Kelâbâzî’nin Ricâlü Śaĥîĥi’l-Buħârî adlı eseriyle İbn Mencûye’nin Ricâlü Śaĥîĥi Müslim’inden daha kolay faydalanılmasını sağlamak amacıyla bu eserlerde râviler hakkında verilen bilgiler bir araya getirilmiş, ayrıca esere yeni bilgiler ilâve edilerek çeşitli tashihler yapılmıştır (I-II, Haydarâbâd-Dekken 1323; I-II, Beyrut 1405/1985). 4. el-Ensâbü’l-müttefiķa fi’l-ħaŧŧi’l-mütemâŝile fi’n-naķŧ ve’ż-żabŧ (el-Müştebeh mine’l-esmâǿ ve’l-ensâb, Ensâbü’l-muĥaddiŝîn). Nisbeleri yazılış ve okunuş bakımından aynı olduğu halde farklı yerlere mensup olan şahıslara dairdir. Nisbelerin alfabetik olarak sıralandığı esere Ebû Mûsâ el-Medînî Ziyâdât Ǿalâ Kitâbi’l-Ensâb adıyla bir zeyil yazmıştır. Bu iki çalışma P. de Jong tarafından yayımlanmış (Leiden 1865), ayrıca Haydarâbâd’da da neşredilmiştir (1323). İbn Nukta’nın bu iki eser üzerinde Źeylü Źeyli Ensâbi’l-muĥaddiŝîn adlı bir çalışması bulunduğu kaydedilmektedir. 5. Îżâĥu’l-işkâl fî men übhime ismühû mine’n-nisâǿ ve’r-ricâl. Hadislerin senedlerinde “falanın dedesinden, ninesinden, babasından, annesinden, amcasından rivayetine göre” veya “falan erkekten, kadından rivayet edildiğine göre” şeklinde zikredilen şahısların kim olduğunu belirtmek amacıyla kaleme alınan eser üzerinde Bâsim Faysal el-Cevâbire yüksek lisans çalışması yapmış (1406, Câmiatü’l-İmâm Muhammed b. Suûd el-İslâmiyye külliyyetü usûli’d-dîn) ve daha sonra eseri yayımlamıştır (Küveyt 1408/1988). 6. Şürûŧü’l-eǿimmeti’s-sitte. Kütüb-i Sitte müelliflerinin hadis kabul şartlarının incelendiği eseri Zâhid el-Kevserî, Hâzimî’nin Şürûŧü’l-eǿimmeti’l-ħamse’siyle birlikte neşretmiş (Kahire 1357/1938; Beyrut 1405/1985), Abdülfettâh Ebû Gudde de bu iki eseri Ebû Dâvûd’un Risâle ilâ ehli Mekke fî vaśfi sünenih adlı risâlesiyle beraber yayımlamıştır (Ŝelâŝü resâǿil fî Ǿilmi muśŧalaĥi’l-ĥadîŝ içinde, Beyrut 1417/1997, s. 55-105). 7. Mesǿeletü’l-Ǿulüv ve’n-nüzûl fi’l-ĥadîŝ (el-Fevâǿidü’ś-śıĥâĥ Ǿalâ şürûŧi’l-İmâmeyn fî maǾrifeti’l-Ǿulüv ve’n-nüzûl) (nşr. Selâhaddin Makbûl Ahmed, Küveyt 1403/1983). 8. el-Eŧrâf li’l-efrâd li’d-Dâreķuŧnî (Eŧrâfü’l-ġarâǿib ve’l-efrâd, Eŧrâfü’l-efrâd). Dârekutnî’nin el-Fevâǿidü’l-efrâd (eŧrâf) adlı eserinin alfabetik sıraya konmasından ibaret bir çalışma olup Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye’de (Hadis, nr. 697, 361 varak) ve Fas Karaviyyîn Kütüphanesi’nde (nr. 1065) birer nüshası, Süleymaniye Kütüphanesi’nde bir mikrofilmi bulunmaktadır. Ebü’l-Mehâsin el-Hüseynî eseri yeniden düzenleyip ihtisar etmiştir. Kitabın Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye’deki nüshasının muhtelif kısımları üzerinde (Brockelmann, GAL, I, 436; Suppl., I, 603) Halîl b. Hasan Hamâde, Abdullah b. Nâsır ve başkaları doktora çalışması yapmıştır (Riyad, Câmiatü’l-İmâm Muhammed b. Suûd el-İslâmiyye). 9. Münteħab min Kitâbi MaǾrifeti’l-elķāb. Ahmed b. Abdurrahman eş-Şîrâzî’nin Elķābü’r-ruvât adlı eserinin muhtasarı olup Köprülü Kütüphanesi’nde tam (nr. 40/5, vr. 201-217), Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye’de ise (Hadis, nr. 543) eksik bir nüshası kayıtlıdır. 10. Eŧrâfü’l-Kütübi’s-sitte. Ebü’l-Kāsım İbn Asâkir kitabın müellif hattıyla yazılmış nüshasını gördüğünü, fakat eserde fâhiş hatalar bulunduğunu söylemektedir (Zehebî, Mîzânü’l-iǾtidâl, III, 587; nüshaları için bk. Brockelmann, GAL Suppl., I, 603). 11. Mesǿeletü’t-tesmiye. Namazda besmeleyi sessiz okumaya dair olan risâlenin bir nüshası Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye’de kayıtlıdır (Hadis, nr. 515).

B) Tasavvuf. 1. Śafvetü’t-taśavvuf. 480 (1087) yılı civarında yazıldığı anlaşılan eserde tasavvuf ehlinin sülûk âdâbı ele alınmakta, tasavvuf esaslarının Kitap, Sünnet ve icmâa dayandığı, Resûlullah’tan öğrenilen bu kaidelerin ashap tarafından uygulandığı ileri sürülmekte, sûfîliğin sünnete göre yaşamak, Hz. Peygamber’i ve ashabını örnek almaktan ibaret olduğu belirtilmektedir. Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî’nin, sûfiyyenin görüşlerinin iyi seçilmemiş hadislerle güçlendirilmeye çalışıldığını ileri sürerek tenkit ettiği (el-Muntažam, XVII, 136), İbn Kesîr’in ileri derecede münker rivayetlerin ve yerinde kullanılmayan sahih hadislerin bulunduğunu söylediği (el-Bidâye, XII, 177) eseri Ahmed eş-Şerebâsî Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye


nüshasına dayanarak neşretmiş (Kahire, ts. [Matbaatü dâri’t-te’lîf]; 1370/1950), Gāde el-Mukaddem Adre, diğer iki nüshasını da dikkate alarak kitabı titiz bir çalışmayla yeniden yayımlamıştır (Beyrut 1416/1995). 2. Kitâbü’s-SemâǾ. Konusunda ilk çalışmalardan biri olan eserde, kadın veya erkek sesiyle yahut bir enstrümanla icra edilen mûsikiyi dinlemenin câiz olup olmadığı hususu ele alınmaktadır. Mûsiki dinlemenin haram olmadığını, aksini savunanların uydurma rivayetlere dayandıklarını söyleyen müellif, önce Śaĥîĥ-i Buħârî ve Śaĥîĥ-i Müslim gibi kaynaklardan hareketle görüşünü destekleyen rivayetleri, mûsiki dinleyen sahâbî ve tâbiîleri, ardından İmam Mâlik, İmam Şâfiî ve Sâlih b. Ahmed b. Hanbel gibi âlimlerin sözlerini nakletmiş, mûsiki dinlemeyi haram sayanların dayandığı delillere güvenilemeyeceğini ileri sürmüştür. Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî, Telbîsü İblîs’te İbnü’l-Kayserânî’nin görüşlerini çürütmeye çalışmıştır (meselâ bk. s. 237-243). Müellifin ibâhiyye taraftarı olmakla suçlanmasına yol açan eser, el-Mektebetü’l-Ezheriyye’de bulunan tek nüshası esas alınarak Ebü’l-Vefâ el-Merâgī tarafından yayımlanmıştır (Kahire 1390/1970, 1415/1994).

İbnü’l-Kayserânî’nin kaynaklarda adı geçen diğer bazı eserleri de şunlardır: el-Elfâž ruviyet fi’l-eĥâdîŝ feśaĥĥafehâ baǾżü’n-neķale, Esmâǿü ricâl mine’đ-đuǾafâǿ şeźźet Ǿan İbn ǾAdî źekerahüm Ebû Ĥâtim b. Ĥibbân fî kitâbih (iki cüz), Ferâǿiżü’ŧ-ŧaǾâm ve sünenüh, el-Fevâǿidü’l-münteķāt mine’ś-śıĥâĥ ve’l-ġarâǿib ve’l-efrâd ve ġayri źâlik min ĥadîŝi’l-ķāđî el-ĦilaǾî, el-Fevâǿidü’ś-śıĥâĥ Ǿalâ şarŧi’l-İmâmeyn, Ħumâsiyyâtü Ebi’l-Ĥasan (Aĥmed b. Muĥammed) b. en-Neķūr, el-İcâzât ve meźâhibühâ, el-Keşf Ǿan eĥâdîŝi’ş-Şihâb ve maǾrifetü’l-ħaŧaǿ fîhâ ve’ś-śavâb, el-Lübâbü’l-müretteb Ǿale’l-ĥurûfi ve’l-ebvâb, MaǾrifetü men lem yuħrec lehû fi’ś-Śaĥîĥayn illâ ĥadîŝ vâĥid mine’ś-śaĥâbe, Esâmî mâ iştemele Ǿaleyhi’ś-Śaĥîĥân, Muvâfaķātü’l-Buħârî ve Müslim (iki cüz), MaǾrifetü meşâyiħi’l-İmâmeyni’lleźeyn uħricâ Ǿanhüm fi’ś-Śaĥîĥayn (iki cüz), el-Menŝûr (Zehebî, müellifin seyahat hâtıralarını kaleme aldığı anlaşılan bu eserden uzunca bir nakil yapmıştır [Târîħu’l-İslâm, s. 175-179]), Mesǿeletü’l-ibâĥa ve’l-istibâĥa, el-Miśbâĥ fî eŧrâfi eĥâdîŝi’l-mesânîdi’s-sitte, MuǾcemü’l-bilâd (iki cüz), Müsnedü Ebî Leylâ el-CaǾdî, en-Nâsiħ ve’l-mensûħ, RefǾu’l-ķırŧâs śıyâneten limâ fîhi mine’l-ednâs, er-RubâǾiyyât min rivâyeti’ś-śaĥâbe baǾżıhim Ǿan baǾż, Taśĥîĥu’l-Ǿilel, Târîħu ehli’ş-Şâm ve maǾrifetü’l-eǿimme minhüm ve’l-aǾlâm (iki cilt), Tekmiletü’l-Kâmil li’bn ǾAdî, Telħîśü’l-Kâmil li’bn ǾAdî, Terâcimü’l-cerĥ ve’t-taǾdîl li’d-Dâreķuŧnî, el-Yevâķīt el-muħrec Ǿale’l-ittifâķ ve’t-teferrüd (on cüz), Źikrü’ŧ-ŧuruķi’l-Ǿâliye ile’l-Buħârî ve Müslim (sekiz cüz).

BİBLİYOGRAFYA:

İbnü’l-Kayserânî, Śafvetü’t-taśavvuf (nşr. Gāde el-Mukaddem Adre), Beyrut 1416/1995, neşredenin girişi, s. 13-40; İbnü’l-Cevzî, el-Muntažam (Atâ), XVII, 136-138; a.mlf., Telbîsü İblîs (nşr. M. Münîr ed-Dımaşkī), Kahire 1368, s. 237-243; İbn Nukta, et-Taķyîd li-maǾrifeti ruvâti’s-sünen ve’l-mesânîd (nşr. Kemâl Yûsuf el-Hût), Beyrut 1408/1988, s. 68-69; Sıbt İbnü’l-Cevzî, Mirǿâtü’z-zamân, VIII/1, s. 49-50; İbn Manzûr, Muħtaśaru Târîħi Dımaşķ, XXII, 247; İbn Abdülhâdî, ǾUlemâǿü’l-ĥadîŝ, IV, 13-17; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XIX, 361-371; XX, 503-504; a.mlf., Teźkiretü’l-ĥuffâž, IV, 1242-1245; a.mlf., Târîħu’l-İslâm: sene 501-520, s. 168-181; a.mlf., Mîzânü’l-iǾtidâl, III, 587; Ahmed b. Aybek ed-Dimyâtî, el-Müstefâd min Źeyli Târîħi Baġdâd (nşr. Muhammed Mevlûd Halef), Beyrut 1406/1986, s. 112-115; Safedî, el-Vâfî, III, 166-168; Yâfiî, Mirǿâtü’l-cenân, III, 195-196; İbn Kesîr, el-Bidâye, XII, 176-177; İbnü’l-Mülakkın, Ŧabaķātü’l-evliyâǿ (nşr. Nûreddin Şerîbe), Kahire 1393/1973, s. 316-318; Makrîzî, el-Muķaffe’l-kebîr (nşr. Muhammed el-Ya‘lâvî), Beyrut 1411/1991, s. 734-742; İbn Hacer, Lisânü’l-Mîzân (nşr. Muhammed Abdurrahman el-Mar‘aşlî), Beyrut 1416/1995, VI, 198-205; Süyûtî, Ŧabaķātü’l-ĥuffâž (Lecne), s. 452-453; Keşfü’ž-žunûn, I, 88, 116, 180, 393, 608; II, 1047, 1079, 1208, 1584, 1637; Sıddîk Hasan Han, et-Tâcü’l-mükellel (nşr. Abdülhakîm Şerefeddin), Beyrut 1404/1983, s. 117-118; Serkîs, MuǾcem, I, 221-222; Brockelmann, GAL, I, 436; Suppl., I, 603; Yûsuf el-Iş, Fihrisü maħŧûŧâti Dâri’l-kütübi’ž-Žâhiriyye: Târîħ ve mülĥaķātüh, Dımaşk 1366/1947, s. 194, 209-210; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 82-83; Sezgin, GAS, I, 131, 141, 208, 217, 225, 230; Muhammed İsâm Arrâr el-Hüseynî, İtĥâfü’l-ķārî bi-maǾrifeti cühûd ve aǾmâli’l-Ǿulemâǿ Ǿalâ Śaĥîĥi’l-Buħârî, Dımaşk 1407/1987, s. 265-266; Cezzâr, Medâħilü’l-müǿellifîn, III, 1322-1323; Ebü’l-Vefâ Mustafa el-Merâgī, “Kitâbü’s-SemâǾ li’bni’l-Ķayserânî”, ME, XL/3 (1969), s. 228-232; Abdurrahman b. Abdülcebbâr el-Ferîvâî, “el-Ĥâfıž Muĥammed b. Ŧâhir el-Maķdisî: Ĥayâtühû ve âşâruh”, ed-Dirâsâtü’l-İslâmiyye, XXXV/2, İslâmâbâd 1999, s. 5-48; J. Schacht, “Ibn al-Ķaysarānī”, EI² (Fr.), III, 844-845; Necîb Mâyil-ı Herevî, “İbn Ķayserânî”, DMBİ, IV, 494-496; M. Yaşar Kandemir, “Etrâf”, DİA, XI, 499.

M. Yaşar Kandemir