İBNÜ’l-KIFTÎ

(ابن القفطي)

Ebü’l-Hasen Cemâlüddîn Alî b. Yûsuf b. İbrâhîm b. Abdilvâhid eş-Şeybânî el-Kıftî (ö. 646/1248)

Kültür tarihçisi ve devlet adamı.

568’de (1173) Yukarı Mısır bölgesindeki Kıft şehrinde kültürlü bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Kādı’l-Eşref Yûsuf kâtip ve münşî idi. Küçük yaşta


babasıyla birlikte Kahire’ye giderek tahsiline başladı. Temel eğitiminden sonra dönemin önde gelen dil âlimlerinden Kemâleddin İbnü’l-Enbârî ile fakih Sâlih b. Adî b. Abdânî el-Enbâtî’nin derslerine devam ederek icâzet aldı. Bu sırada İskenderiye’de oturan Ebû Tâhir es-Silefî’nin ününü duyarak oraya gitti ve bir süre onun derslerine katıldıktan sonra Kıft’a geçti. Bu şehirde bir müddet kalıp dil âlimi Sâlih b. Âdî el-Uzrî’den ders aldı. Arkasından tekrar Kahire’ye döndüyse de 587’de (1191) Selâhaddîn-i Eyyûbî’nin veziri Kādî el-Fâzıl’ın nâibi sıfatıyla Kudüs’e tayin edilen babası ile birlikte oraya gitti. Daha sonra el-Melikü’l-Azîz devrinde de (1195-1198) görevini sürdüren babasının yanında Kudüs’te kaldı ve devlet adamlarının ilgisine mazhar oldu. Burada ilim, kültür ve sanat çevrelerinden büyük ilgi gördü. Ancak el-Melikü’l-Âdil’in veziri İbn Şükür’ün, kıskançlık duyduğu Kıftî ailesine baskı uygulamaya başlaması sonucunda babası Yûsuf bir gece şehri terkederek Harran’a kaçtı. Selâhaddîn-i Eyyûbî’nin ölümü üzerine ortaya çıkan karışıklıklar yüzünden Kudüs’te güven içinde yaşamanın imkânsızlaştığını anlayan İbnü’l-Kıftî, bazı dostlarıyla birlikte Eyyûbîler’in Halep kolu hükümdarı el-Melikü’z-Zâhir Gāzî’nin yanına gitti (598/1202). Burada, babasının yakın dostu el-Melikü’z-Zâhir Gāzî’nin başkumandanı Fârisüddin Meymûn el-Kasrî’nin musâhibi olarak rahat bir çalışma ortamına kavuştu. Onun yanında vezir ve kâtip olarak hizmet etti. Meymûn el-Kasrî’nin 610’da (1214) ölümüne kadar bu görevini sürdürdü. Bölgenin âlim ve sanatkârlarıyla yaptığı toplantılar ve kurduğu zengin kütüphane sebebiyle şöhreti her tarafa yayıldı. Evi kitap tüccarlarının, varrakların, âlim ve şairlerin buluştuğu bir merkez durumundaydı. Yâkūt el-Hamevî de onu Halep’te tanımış, maddî ve mânevî bakımdan yardımını görmüştü; dolayısıyla İbnü’l-Kıftî hakkında en ayrıntılı bilgi onun eserinde mevcuttur (MuǾcemü’l-üdebâǿ, XV, 175-204). el-Melikü’z-Zâhir Gāzî tarafından Kādı’l-Ekrem unvanı verilerek Dîvân-ı İstîfâ’nın (Dîvânü’l-mâl) başına getirilen İbnü’l-Kıftî başarılı hizmetlerde bulundu; fakat el-Melikü’z-Zâhir Gāzî’nin 613’te (1216) vefatı üzerine evine kapanarak telifle meşgul olmaya başladı. Bu sırada geçimini el-Melikü’l-Azîz’in veziri Şehâbeddin Tuğrul’un kendisine bağlattığı maaşla sağlıyordu. Daha sonra el-Melikü’l-Azîz tarafından tekrar Dîvân-ı İstîfâ’nın başına getirildi (616/1219). Ancak on iki yıl sonra ilmî çalışmalarına engel olduğunu ileri sürerek görevinden ayrıldı ve beş yıl süreyle inzivâya çekilip eserlerini kaleme aldı. Bu sürenin sonunda el-Melikü’l-Azîz onu vezirliğe tayin etti. Görevini hükümdarın oğlu el-Melikü’n-Nâsır Selâhaddin Yûsuf devrinde de (1237-1260) sürdürdü. 13 Ramazan 646’da (30 Aralık 1248) Halep’te vefat etti.

Kültürlü ve yüksek dereceli bir memur ailesinden gelmiş olmanın sağladığı geniş imkânlar sebebiyle dönemin en seçkin hocalarının yanında iyi bir tahsil gören İbnü’l-Kıftî dinî ve aklî ilimlerin hemen hepsine ilgi duymuş, fakat daha ziyade tarih ve biyografi yazarlığıyla ün kazanmıştır. Şüphesiz bunda, hiç evlenmeyerek bütün servetini kitaba yatırıp çoğu müellif hattı ve nâdir nüshalardan meydana gelen zengin bir kütüphaneye sahip olmasının payı büyüktür. Vasiyeti gereği Eyyûbîler’in Halep kolu hükümdarı el-Melikü’n-Nâsır’a kalan kitaplarının değeri rivayete göre 50.000 dinar tutmaktaydı (Kütübî, III, 118). Kaynaklar onun uzun yıllar süren vezirlik dönemleri sırasında Halep’in çok sakin ve huzurlu günler geçirdiğini yazmaktadır.

Eserleri. 1. İħbârü’l-Ǿulemâǿ bi-aħbâri’l-ĥükemâǿ (Târîħu’l-ĥükemâǿ). Adının bazı yazma nüshalarda Terâcimü’l-ĥükemâǿ, Teźkiretü’l-ĥükemâǿ ve Ŧabaķātü’l-ĥükemâǿ ve aśĥâbi’n-nücûm ve’l-eŧıbbâǿ gibi şekillerde yer aldığı görülmektedir. Eser, müellifin ölümünden bir yıl önce Muhammed b. Ali b. Muhammed ez-Zevzenî tarafından el-Münteħabât ve’l-mülteķaŧât min Kitâbi İħbâri’l-Ǿulemâǿ bi-aħbâri’l-ĥükemâǿ adıyla ihtisar edilmiş ve günümüze Muħtaśarü’z-Zevzenî de denilen bu haliyle gelmiştir. Başlıktaki “müntehabât” ve “mültekatât” sözlerinden Zevzenî’nin kitabı sadece özetlemediği, aynı zamanda kendi anlayışına göre seçmeler yaparak bazı biyografileri çıkardığı anlaşılmaktadır. Alfabetik sırayla düzenlenen eser mantık, felsefe, matematik, astronomi, botanik ve tıp alanında çalışan 414 Grek, Süryânî ve İslâm bilgin-düşünürünün biyografisiyle eserleri ve bunların tercümeler döneminde kimler tarafından Arapça’ya çevrildiği hususunda bilgi içermekte, dolayısıyla bilim, kültür ve medeniyet tarihinin en değerli kaynaklarından biri olma özelliğini taşımaktadır. Kitabın başlıca kaynakları İbn Cülcül’ün Ŧabaķātü’l-eŧıbbâǿ ve’l-ĥükemâǿ adlı eseri, İbnü’n-Nedîm’in el-Fihrist’i, Sâid el-Endelüsî’nin Ŧabaķātü’l-ümem’i ve Ebû Süleyman es-Sicistânî’nin


Śıvânü’l-ĥikme’sidir. Günümüze ulaşmayan birçok kitapla diğer kaynaklarda yer almayan âlim ve düşünürler hakkında bilgi vermesi eserin en önemli yanını teşkil eder. Kitabın İşrâkīlik’te olduğu gibi felsefeyi Hz. İdrîs’le başlatması ve onu Tevrat’taki Hanuh, felsefedeki Hermes ile aynı kişi sayması (s. 1-7), Abdüllatîf el-Bağdâdî’den gelen, İskenderiye Kütüphanesi’ni Hz. Ömer’in yaktırdığı yolundaki yanlış bilgiyi tahkik etmeden eserine alması (s. 355-356) gibi hususlar onun değerini azaltmamaktadır. İlk defa Julius Lippert tarafından tenkitli metin halinde yayımlanan eserin (Leipzig 1903) M. Emîn el-Hâncî el-Kütübî tarafından yapılan neşri (Kahire 1326) ilmî ciddiyetten uzaktır. XI. (XVII.) yüzyılda Farsça’ya tercüme edilen kitabın edisyon kritiğini Behîn Dârâî gerçekleştirmiş (Tahran 1371 hş.), Gulâm Gîlânî Bark da eseri Urduca’ya çevirmiştir (Lahore 1960). 2. İnbâhü’r-ruvât* Ǿalâ enbâhi’n-nüĥât. Nahiv ilminin kurucusu kabul edilen Ebü’l-Esved ed-Düelî’den başlayarak XIII. yüzyılın ortalarına kadar Arap dili ve edebiyatı alanında çalışmış müellifler hakkında bilgi veren ansiklopedi mahiyetinde bir eser olup ilmî neşrini M. Ebü’l-Fazl İbrâhim yapmıştır (I-IV, Kahire 1369/1950, 1986). 3. el-Muĥammedûn mine’ş-şuǾarâǿ ve eşǾâruhüm. 328 şairi tanıtan ve şiirlerinden kısa örnekler veren eser ya tamamlanamamış veya günümüze eksik olarak intikal etmiştir (nşr. Riyâd Abdülhamîd Murâd, Beyrut 1408/1988).

İbnü’l-Kıftî’nin kaynaklarda adı geçen diğer eserleri de şunlardır: Aħbârü’l-müteyyemîn, Aħbâru Mıśr min ibtidâǿihâ ilâ eyyâmi Śalâĥiddîn (bazı kaynaklarda Târîħu Mıśr olarak geçer), Aħbârü’s-Selcûķıyye münźü ibtidâǿihâ ilâ nihâyetih, Aħbârü’l-muśannifîn ve mâ śannefûh, Iślâĥu ĥaleli’ś-Śıĥâĥ, EşǾârü’l-Yezîdeyn, el-Enîķ Ǿalâ fî aħbâri İbnü’r-Reşîķ, el-Înâs fî aħbâri Âl-i Mirdâs, Târîħu Benî Büveyh, Târîħu Maĥmûd b. Sebüktekin, Târîħu’l-Maġrib ve men tevellâhâ min etbâǾi İbn Tûmert, Târîħu’l-Yemen, eź-Źeyl Ǿalâ Ensâbi’l-Belâzürî, er-Red Ǿale’n-naśârâ fî mecâmiǾihim, Kitâbü’đ-Đâd ve’ž-žâǿ, el-Kelâm Ǿalâ Śaĥîĥi’l-Buħârî, el-Kelâm Ǿale’l-Muvaŧŧaǿ, el-Muĥallâ fî İstîǾâbi vücûhi kellâ, Meşîĥatü Tâciddîn el-Kindî, el-Müfîd fî aħbâri Ebî SaǾîd, Men elveti’l-eyyâmü ferefeǾathu ŝümme elvet Ǿaleyhi fevażaǾathu, Nüzhetü’l-ħâŧır ve nüzhetü’n-nâžır fî aĥseni mâ nuķıle min žuhûri’l-kütüb.

BİBLİYOGRAFYA:

İbnü’l-Kıftî, İħbârü’l-Ǿulemâǿ (nşr. J. Lippert), Leipzig 1903, neşredenin girişi, s. 5-17; a.e. (trc. ve nşr. Behîn Dârâî), Tahran 1371 hş.; a.mlf., İnbâhü’r-ruvât (nşr. Muhammed Ebü’l-Fazl), Kahire 1369/1950, neşredenin girişi, I, 9-30; Yâkūt, MuǾcemü’l-üdebâǿ, XV, 175-204; İbnü’l-İbrî, Târîħu muħtaśari’d-düvel (nşr. Antûn Sâlihânî el-Yesûî), Beyrut 1890, s. 272; Ca‘fer b. Sa‘leb el-Üdfüvî, et-TâliǾu’s-saǾîdü’l-câmiǾ esmâǿe nücebâǿi’ś-ŚaǾîd (nşr. Sa‘d M. Hasan), Kahire 1966, s. 436-438; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XXIII, 227; Kütübî, Fevâtü’l-Vefeyât, III, 117-118; İbn Tağrîberdî, en-Nücûmü’z-zâhire, V, 361; Süyûtî, Ĥüsnü’l-muĥâđara, I, 554; M. Şemseddin [Günaltay], İslamda Târîħ ve Müverrihler, İstanbul 1339-42, s. 177-183; Brockelmann, GAL, I, 396-397; Hânbâbâ, Fihrist, I, 1073; Abdülvehhâb es-Sâbûnî, ǾUyûnü’l-müǿellefât (nşr. Mahmûd Fâhûrî), Halep 1413/1992, I, 101-102; M. S. Khan, “The Ta’rīkh al-Hukamāǿ of al Qıftī”, HI, VI/ 4 (1983), s. 85-96; E. Mittwoch, “İbnülkıftî”, İA, V/2, s. 863-864; A. Dietrich, “Ibn al-Ķıfŧī”, EI² (İng.), III, 840.

Mahmut Kaya