İBNÜ’r-RÛMİYYE

(ابن الروميّة)

Ebü’l-Abbâs Ahmed b. Muhammed b. Ebî Halîl Müferric el-İşbîlî (ö. 637/1239)

Hadis, fıkıh, tefsir ve nebâtat âlimi, eczacı.

Muharrem 561’de (Kasım 1165) İşbîliye’de (Sevilla) doğdu. Benî Ümeyye’nin mevâlîsi olup Kurtuba’dan (Cordoba) İşbîliye’ye göç eden ve başta ilm-i nebât olmak üzere edebiyat, şiir ve felsefeyle uğraşan bir aileye mensuptur. Benî Ümeyye ile ilgisi sebebiyle Ümevî, İbn Hazm’a ve mezhebine bağlılığı dolayısıyla Hazmî ve Zâhirî, nebâtat âlimi olduğu için Nebâtî ve Zehrî nisbeleriyle, ayrıca Aşşâb (botanikçi) lakabıyla da anılmakta, kendisine İbnü’r-Rûmiyye denmesinden hoşlanmadığı belirtilmektedir. Ebü’l-Hasan İbn Zerkūn’dan Mâlikî fıkhı, İbn Ced Muhammed b. Abdullah el-Fihrî ve Muhammed b. Ali et-Tücîbî gibi muhaddislerden hadis tahsil etti. Nebâtat ilmini ise babasından ve dedesinden öğrendi. 580 (1184) yılında Endülüs’ün muhtelif şehirlerine ve daha sonra Afrika’ya seyahat ederek nebâtat konusundaki bilgisini geliştirdi. 612’de (1216) hadis ve ilm-i nebât tahsil etmek, ayrıca hac görevini yerine getirmek için gittiği Mısır, Şam, Irak, Hicaz gibi bölgelerde Furâvî ile Ebü’l-Vakt’in talebelerinden, Mansûr b. Abdülmün‘im es-Sâidî, İbnü’l-Harestânî Abdüssamed b. Muhammed ed-Dımaşkī, İbn Mülâib Dâvûd b. Ahmed el-Bağdâdî, Mes‘ûd b. Muhammed el-İsfahânî, Muhammed b. Nasr es-Saydelânî gibi muhaddislerden hadis rivayet etti. İskenderiye’de bulunduğu sırada onun ilm-i nebât sahasında otorite olduğunu öğrenen Eyyûbî Sultanı I. el-Melikü’l-Âdil Ebû Bekir b. Eyyûb kendisini Kahire’ye çağırdı, aylık maaş bağlayarak yanında kalmasını istedi; ancak İbnü’r-Rûmiyye öğrenim ve hac görevi için yola çıktığını söyleyerek bu teklifi kabul etmedi. Yolculuk esnasında uğradığı yerlerde sadece Endülüs’te bilinen âlî rivayetleri ez-berinden nakletmesi sebebiyle büyük takdir topladı. Bu seyahati süresince tanınmış âlimlerden faydalanan ve icâzet alan İbnü’r-Rûmiyye, üç yıl sonra âlî rivayetler ve değerli kitaplarla Endülüs’e döndü; bir dükkân açarak muhtelif bitkileri ve bunlardan elde ettiği ilâçları satmaya başladı. İbnü’l-Ebbâr onu bu dükkânda birkaç defa gördüğünü söyler. İlm-i nebât konusundaki bilgisini arttırmak için yabancı dil öğrenen İbnü’r-Rûmiyye bitkiler üzerinde keşiflerde bulundu; devrinin önde gelen nebâtat âlimi ve eczacısı oldu. Lisânüddin İbnü’l-Hatîb onu devrinde bu konuda benzeri bulunmayan bir âlim olarak tanıtmaktadır (el-İĥâŧa, I, 208).

İbnü’r-Rûmiyye, aynı zamanda muhaddislerin hayatını ve güvenilirlik derecelerini çok iyi bilen bir münekkitti. İbn Nukta onun sika bir hadis hâfızı olduğunu söyler. Kendisinden Bağdat’ta İbnü’d-Dübeysî, Mısır’da İbn Nukta gibi âlimler faydalanmış, ayrıca İbnü’l-Baytâr’ın yetişmesinde önemli rolü olmuştur. Mâlikî mezhebine mensup iken Zâhiriyye’ye geçip İbn Hazm’ın bütün eserlerini okuduktan sonra onların yayılması için büyük bir servet harcayan İbnü’r-Rûmiyye ehl-i re’ye şiddetle karşı çıkmıştır. 30 Rebîülevvel 637’de (30 Ekim 1239) İşbîliye’de vefat etti. Dostları ve talebeleri kendisi için mersiyeler söylemiş, öğrencisi Ebû Muhammed Abdullah b. Kāsım el-Harrâr onun faziletine dair bir eser kaleme almıştır (a.g.e., I, 214). Kaynaklarda İbnü’r-Rûmiyye’nin zâhidâne bir hayat yaşadığı, çeşitli konulara dair kitap toplamaya meraklı olduğu belirtilmiş ve şiirlerden örnekler verilmiştir.

Eserleri. İbnü’r-Rûmiyye hadis ve ilm-i nebâta dair birçok eser kaleme almakla birlikte yalnız tefsirinin bugüne ulaştığı bilinmektedir. On cüz hacminde olduğu belirtilen Tefsîrü’l-ǾAşşâb’ın birinci cüzünün eksik bir nüshası (el-Bakara 2/4’ten öncesi) Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye’de (Tefsir, nr. 147) bulunmaktadır (Fuâd Seyyid, I, 27-28). Hadise dair el-MuǾlim (Raccâletü’l-muǾallim) bi-zevâǿidi’l-Buħârî Ǿalâ Müslim (el-MuǾlim bimâ zâde’l-Buħârî Ǿalâ Müslim), Nažmü’d-derârî fîmâ teferrede bihî Müslim Ǿani’l-Buħârî, İħtiśâru ġarîbi (ġarâǿibi) ĥadîŝi Mâlik li’d-Dâreķutnî, Tevhînü ŧuruķı ĥadîŝi’l-erbaǾîn, Ĥükmü’d-duǾâǿ fî edbâri’ś-śalevât, Keyfiyetü’l-eźân yevme’l-cumǾa, İħtiśârü’l-Kâmil fi’đ-đuǾafâǿ ve’l-metrûkîn li-Ebî Muĥammed b. ǾAdî, el-Ĥâfil fî teźyîl (tekmilet)i’l-Kâmil, Aħbâru Muĥammed b. İsĥâķ; rivayette bulunduğu hocalarına dair et-Teźkire, el-Fehrese (İbnü’l-Ebbâr, I, 148-149; Makkarî, II, 598) adlı eserleriyle Kitâbü’l-Bir, CevâmiǾu kütübi Arisŧoŧâlîs fi’ŧ-ŧabîǾiyyât ve’l-ilâhiyyât, Edviyetü Câlînûs, Kenzü’l-aħbâr, Kitâbü’ś-Śaydele, Maķāle (Risâle) fî terkîbi’l-edviye, Maķāle fi’t-tiryâķ, MiǾyârü’l-fuķahâǿ, el-Müstedreke onun kaynaklarda adı geçen diğer


çalışmalarıdır. Botanik ilminin ilk temsilcisi sayılan Dioscorides’in (m. I. yüzyıl) bitkilere dair kitabının şerhi olan Şerĥu ĥaşâǿişi Diyüsķūrîdis, İbn Cülcül’ün aynı adı taşıyan kitabı gibi Tefsîru esmâǿi’l-edviyeti’l-müfrede min Kitâbi Diyüsķūrîdis diye de anılmaktadır. et-Tenbîh Ǿalâ aġlâŧi’l-Ġāfiķī’de müellif, Ahmed b. Muhammed el-Gāfikī’nin el-Edviyetü’l-müfrede (el-CâmiǾ fi’ŧ-ŧıb fi’l-edviyeti’l-müfrede) adlı kitabındaki yanlışları göstermiştir (DİA, XIII, 281). Talebesi İbnü’l-Baytâr’ın el-CâmiǾ li-müfredâti’l-edviye ve’l-aġziye’de büyük ölçüde faydalandığı er-Riĥletü’l-meşrıķıyye (er-Riĥletü’n-nebâtiyye) müellifin Endülüs, Kuzey Afrika, Mısır, Şam, Irak ve Hicaz gibi ülkelerde tesbit ettiği bitkilerin adlarının alfabetik olarak sıralandığı bir çalışma olup İbnü’l-Adîm bu eseri gördüğünü söylemektedir (Buġyetü’ŧ-ŧaleb, III, 7).

BİBLİYOGRAFYA:

Münzirî, et-Tekmile, III, 530-531; İbnü’l-Ebbâr, et-Tekmile (nşr. Alfred Bel - M. Ben Cheneb), Cezayir 1919, I, 148-149; İbnü’l-Adîm, Buġyetü’ŧ-ŧaleb (nşr. Fuat Sezgin), Frankfurt 1986, III, 7-8; İbn Ebû Usaybia, ǾUyûnü’l-enbâǿ, s. 81; Ebû Abdullah Muhammed b. Abdullah b. Halîl, İħtiśârü’l - Ķıdĥi’l - muǾallâ fi’t - târîħi’l - muĥallâ (nşr. İbrâhim el-Ebyârî), Kahire-Beyrut 1400/1980, s. 181; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XXIII, 58-59; a.mlf., Teźkiretü’l-ĥuffâž, IV, 1425-1426; a.mlf., Târîħu’l-İslâm, sene: 631-640, s. 298-299; İbnü’l-Hatîb, el-İĥâŧa, I, 207-214; İbn Ferhûn, ed-Dîbâcü’l-müźheb, I, 191-193; Makkarî, Nefĥu’ŧ-ŧîb, II, 596-598, III, 135,139,185; Keşfü’ž-žunûn, II, 1382, 1419,1741; L. Leclerc, Histoire de la médecine arabe, Paris 1876 → Frankfurt 1996, II, 244-248; Nâme-i Dânişverân-ı Nâśırî, Kum, ts. (Dârü’l-fikr), III, 311-322; Îżâĥu’l-meknûn, I, 303; II, 298, 534; Brockelmann, GAL, I, 528; Suppl., I, 736; Fuâd Seyyid, Fihristü’l-maħŧûŧâti’l-muśavvere, Kahire 1954, I, 27-28; Muhammed Abdullah İnân, Terâcimü İslâmiyye: Şarķıyye ve Endelüsiyye, Kahire 1390/1970, s. 338-341; Abdülhay el-Kettânî, Fihrisü’l-fehâris, I, 442-443; Abdülhâdî Ahmed el-Hüseysin, Mežâhirü’n - nehđati’l - ĥadîŝiyye fî Ǿahdi YaǾķūbe’l - Manśûri’l - Muvaĥĥidî, Tıtvân 1403/1983, II, 22-27; Abdülvehhâb b. Mansûr, AǾlâmü’l-Maġribi’l-ǾArabî, Rabat 1406/1986, s. 107-111; Fâzıl es-Sibâî, “eś-Śaydelâniyyü’l-Endelüsî Ebü’l-ǾAbbâs en-Nebâtî (İbnü’r-Rûmiyye)”, Ebĥâŝü’n-nedveti’l-Ǿâlemiyyeti’r-râbiǾa li-târîħi’l-Ǿulûm Ǿinde’l-ǾArab (nşr. Mustafa Şeyh Hamza), Halep 1411/1993, II, 50-115; Ahmed Halûbî, “Ebü’l-ǾAbbâs b. er-Rûmiyye ǾAşşâb Endelüsî mine’l-ķarni’ş-şâliş Ǿaşer el-mîlâdî”, Ebĥâŝü’n - nedveti’l-Ǿâlemiyyeti’l -ħâmise li-târîħi’l-Ǿulûm Ǿinde’l-ǾArab (nşr. Mustafa Mevâlidî), Halep 1415/1995, I, 261-282; A. Dietrich, “Ibn al-Rūmiyya”, EI² Suppl. (Fr.), s. 397-398; Ali Ekber Diyânet, “İbn Rûmiyye”, DMBİ, III, 608-610; Arslan Terzioğlu, “Gāfikī, Ahmed b. Muhammed”, DİA, XIII, 281.

M. Yaşar Kandemir