İSHAK HOCASI

(ö. 1120/1708)

Âlim, şair ve hattat.

Asıl adı Şemseddin Ahmed’dir. Aydın’ın Sobuca köyünde doğdu. Kaynaklarda Aydın’ın Güzelhisâr-ı Aydın veya Aydın Güzelhisarı şeklinde geçmesi sebebiyle bazı araştırmacılar doğum yerini yanlış olarak Aydın’ın Güzelhisar kazası, bazıları da Menemen’in kuzeyindeki Güzelhisar şeklinde kaydetmişlerdir. Babası Hayreddin Efendi’nin yanında başladığı öğrenimini Şirvan’da Ni‘metullahzâde Efendi’den tamamladı ve ondan icâzet alarak Bursa’ya gitti. Bu şehirde büyük itibar gördü. Uzun süre İran’da kaldığı için ilk zamanlar Acem Ahmed Efendi diye anıldı. Sadrazam Köprülüzâde Fâzıl Ahmed Paşa’nın tezkirecisi İshak Efendi’nin özel hocası olunca İshak Hocası adıyla şöhret buldu. Sadrazam Fâzıl Ahmed ve Fâzıl Mustafa paşaların hizmetinde bulundu. Fâzıl Mustafa Paşa kendisini İstanbul’a davet ederek Anadolu muhasebecisi yaptı ve beraberinde Belgrad seferine götürdü. Sadrazamın şehid olması üzerine (1102/1691) Bursa’ya döndü. Yıldırım, İshak Paşa, Hudâvendigâr ve Murâdiye (Bursa) medreselerinde müderrislik yapan İshak Efendi Rebîülevvel 1103’te (Aralık 1691) mûsıle-i Sahn, 1107’de (1696) Sahn müderrisi oldu (Şeyhî, II-III, 301). 1703’te getirildiği Bursa Murâdiye Medresesi müderrisliği sırasında 10 Şâban 1120’de (25 Ekim 1708) vefat etti. Sârban Şeyh Mehmed (Deveciler) Mezarlığı’nda Şeyhülislâm Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi’nin kabri yanına defnedildi. Ölümüne, “Eyledi Ahmed Efendi ravza-i adni makām” (mücevher); “Eyleye medrese-i cennet-i ulyâda makām” mısralarının yanı sıra şiirde Vâkıf mahlasını kullanan oğlu müderris Hocazâde Mahmud Efendi tarafından da, “Ref‘ edip iki elim fevtine târîh dedim / Vâlidim Hâce Efendi ede adni menzil” beytiyle tarih düşürülmüştür.

İshak Hocası, Bursa’da Halvetiyye tarikatının önemli şeyhlerinden Niyâzî-i Mısrî’nin dergâhına devam ederek ona intisap etmiş, Nefeszâde İsmâil Efendi’den hat meşkederek ta‘lik, tevkī‘ ve siyâkat başta olmak üzere sülüs ve nesihte meşhur isimler arasında yer almıştır. Her ramazanda nesih hattıyla bir mushaf yazıp Bursa’da selâtin camilerine vakfettiği kaydedilmektedir. Ayrıca onun çeşitli vesilelerle yazdığı edebî mektuplarını (münşeat) bir araya topladığı nakledilir.

Eserleri. Astronomi, edebiyat, tefsir, hadis, kelâm, mantık gibi alanlarda telif, tercüme, hâşiye ve ta‘lik şeklinde manzum ve mensur birçok eseri bulunan İshak Hocası’nın başlıca eserleri şunlardır: 1. Risâle fi’l-amel bi’r-rub‘i’l-mukantarât (Risâle-i İrtifâǾ). Türkçe olan eserde astronomiyle ilgili aletlerin nasıl kullanılacağına dair bilgi verilmiştir. İshak Efendi adına yazıldığı için İshâkıyye adıyla da bilinen eserin Süleymaniye Kütüphanesi’nde nüshaları vardır (Esad Efendi, nr. 3536; Fâtih, nr. 5319; Lâleli, nr. 2727). 2. Risâle ma‘mûle fî beyâni’z-zılli ve tahdîdi’l-cihât ve ta‘yîni semti’l-kıble bi’d-dâireti’l-Hindiyye (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 3536; Fâtih, nr. 5319; Lâleli, nr. 2727). 3. Şerĥu dâǿireti’l-Hindiyye. Osmanlı Müellifleri’nde yanlışlıkla Dâire-i Hendesiyye Şerhi olarak kaydedilen eser (I, 233), kıble tayininde kullanılan dâire-i Hindiyye hakkında bilgi veren Arapça iki varaklık küçük bir risâledir (Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 5366). 4. Vahdetnâme-i Âlemengîz. Divan şiiri diliyle kaleme alınan 2918 beyitlik eser astronominin yanı sıra tarih konularını, peygamber kıssalarını ve yer yer dinî-tasavvufî öğütleri ihtiva etmektedir. Büyük bir kısmı Türkçe, pek azı Farsça olan eser Vahdetnâme adıyla basılmıştır (İstanbul 1302). 5. Śandûķatü’l-maǾârif. Muamma ve lugazdan bahseden Farsça bir eserdir (Süleymaniye Ktp., Pertev Paşa, nr. 618; Ayasofya, nr. 4813/2; Hacı Mahmud Efendi, nr. 3647). 6. Manzûme-i Akāid. “Emâlî” ve “Nûniyye” kasideleri tarzında yazılmış Türkçe bir eserdir (İstanbul 1284). 7. Tercüme-i Mukaddimetü’l-edeb. Zemahşerî’nin lugata dair eserinin tercümesi olup Aksa’l-ereb fî tercemeti Mukaddimeti’l-edeb (İstanbul 1313) adıyla basılmıştır (bk. AKSA’l-EREB).

İshak Hocası’nın ayrıca, Tirmizî’nin Şemâǿilü’n-nebî’sine Akvemü’l-vesâil fî tercemeti’ş-Şemâil


adlı tercüme ve şerhiyle (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 272; Lala İsmâil, nr. 26; Kasîdecizâde Süleyman Sırrı, nr. 75) Fâzıl Ahmed Paşa’nın isteği üzerine derlediği kırk hadisin (Tercüme-i Hadîs-i Erbaîn) tercüme ve şerhi (Süleymaniye Ktp., Hafîd Efendi, nr. 473; Ayasofya, nr. 4813), Beyzâvî’nin ŦavâliǾu’l-envâr fi’l-kelâm’ı ve Mîr Ebü’l-Feth’in âdâb-ı münâzaraya dair eserine hâşiyesi (Belîğ, s. 415; Şeyhî, II-III, 301), Kādî İyâz’ın eş-Şifâǿ (a.g.e.ler, a.y.ler), Beyzâvî’nin Envârü’t-tenzîl (Süleymaniye Ktp., Mihrişah Sultan, nr. 39) ve Teftâzânî’nin Tehźîbü’l-manŧıķ (a.g.e.ler, a.y.ler) adlı eserlerine ta‘likātı bulunmaktadır. Türkçe şiirlerinde Ahmedî, Farsça şiirlerinde Hâce mahlasını kullanan İshak Hocası’nın mecmualarda kalmış pek çok gazel, kaside ve lugazı da vardır (Süleymaniye Ktp., Pertev Paşa, nr. 618; Esad Efendi, nr. 3785; Fâtih, nr. 4101). H. Nihal Atsız, asıl adının Ahmed Rızâî olduğunu söylüyorsa da (bk. bibl.) kaynaklarda onun Rızâî nisbesine rastlanmamıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

Safâî, Tezkire, İSAM Ktp., nr. 5633, vr. 28a-29a; Belîğ, Güldeste, s. 411-417; Şeyhî, Vekāyiu’l-fuzalâ, II-III, 32, 301-303, 586, 613; Sâlim, Tezkire, İstanbul 1315, s. 113-116; Müstakimzâde, Tuhfe, s. 95-96; Sicill-i Osmânî, I, 236; Osmanlı Müellifleri, I, 232-233; Vasfi Mahir Kocatürk, Türk Edebiyatı Tarihi, Ankara 1970, s. 458-459; Halûk İpekten v.dğr., Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı İsimler Sözlüğü, Ankara 1988, s. 16-17, 518; Cemil Akpınar v.dğr., Osmanlı Astronomi Literatürü Tarihi, İstanbul 1997, s. 372-376; Ali Canip [Yöntem], “İshak Hocası Ahmed Efendi”, HM, sy. 67 (1928), s. 283-284 (aynı yazı için bk. Prof. Ali Canip Yöntem’in Eski Türk Edebiyatı Üzerine Makaleleri [haz. Ahmet Sevgi - Mustafa Özcan], İstanbul 1996, s. 138-143); H. Nihal Atsız, “İshak Hocası veyâ Ahmed Rızâî”, TA, XX, 232.

Reşat Öngören