İZ, Abdullah Mahir

(1895-1974)

Öğretmenliği ve faaliyetleriyle tanınan yazar.

28 Ocak 1895’te İstanbul’da doğdu. Babası Külâhîzâdeler diye anılan bir ilmiye ailesinden, Medine ve Ankara kadılıklarında bulunmuş Seyyid İsmâil Abdülhalim Efendi, annesi de kadı ve şeyhülislâmlar yetiştirmiş bir aileden gelen Râife Hanım’dır. Tahsiline babasının kadılıkla görevli bulunduğu Midilli’de başladı; Balıkesir İdâdîsi’nin ilk kısmında okudu. Burada,


kendisine hocalık yapmak üzere babası tarafından İstanbul’dan getirilen Saraybosnalı müderris Mahmud Necî Efendi’den özel dersler aldı; bu hocasından ileriki yıllarda da çeşitli dersler okudu. Babasının tayin edildiği İstanbul, Isparta ve Medine’de rüşdiyeye devam etti. Medine’de Arapça’sını ilerletti. İstanbul’a döndükten sonra iki yıl Vefa İdâdî’sinde öğrenim gördü. Babasının kadı olarak gittiği Ankara’da sultânîden mezun oldu (1916). Aynı okulun ilk kısmında Türkçe muallimliğiyle elli dokuz yıl sürecek olan öğretmenlik hayatına başladı. Millî Mücadele’ye katılmak üzere Ankara’ya gelen Mehmed Âkif’le birlikte Farsça, Fransızca ve edebiyat alanlarında çalışarak kendini yetiştirdi. “Tûf-i Şegaf” başlıklı ilk şiiriyle daha birkaç şiirini Maksud Kâmran takma adıyla bu yıllarda Sa’y mecmuasında yayımladı. Bir yandan hocalık yaparken bir yandan da Büyük Millet Meclisi’nde zabıt kâtibi, zabıt mümeyyizi ve ikinci grup şefi sıfatıyla dört yıl görev yaptı. Bu sırada, Büyük Millet Meclisi hükümetinin Şer‘iyye ve Evkaf Vekâleti’ne bağlı Te’lîfat ve Tedkîkāt-ı İslâmiyye Encümeni üyeliğiyle Ankara’ya gelen Ömer Ferit (Kam) ile tanışarak ondan faydalandı. Ankara’nın hükümet merkezi olacağının anlaşılması üzerine meclisteki görevinden ayrıldı ve Sultanselim’deki İmam-Hatip Mektebi’nin tarih hocalığına tayin edildi (16 Aralık 1924). Üniversite tahsilini tamamlamak üzere önce Eczacı Mektebi’ne, arkasından Kimya ve Hukuk fakültelerine yazılıp bir süre devam ettiyse de nihayet Edebiyat Fakültesi’ne kaydoldu. Kadıköy Orta Mektebi, Fransız Saint Jean D’Arc Okulu, Halıcıoğlu ve Kuleli Askerî liseleri, Üsküdar Paşakapı ve Davutpaşa orta mekteplerindeki hocalığını sürdürürken Edebiyat Fakültesi’nin derslerini bitirdi. Fakat tezini tamamlayamadan Edremit Orta Mektebi müdürlüğüne tayin edildi (12 Eylül 1933). 1936’da Beykoz Orta Mektebi Türkçe öğretmenliğiyle İstanbul’a dönünce tezini tamamlayıp 1938 yılında fakülteden mezun oldu ve Nişantaşı Erkek Orta Mektebi müdürlüğüne getirildi.

Mahir İz’in öğretmenlik hayatının son devrelerinden biri, Haydarpaşa Lisesi’ndeki edebiyat öğretmenliğiyle İstanbul İmam-Hatip Mektebi müdürlüğü (1958-1959) oldu. Çamlıca Kız Lisesi edebiyat öğretmeni iken emekliye ayrılan Mahir İz (Ocak 1960), İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’nde İslâmî edebiyat tarihi hocalığı ile yeniden mesleğine döndü. Burada tasavvuf tarihi, hitabet ve irşad derslerini de okuttu (1960-1970). 1960 ihtilâlinden sonra Kur’ân-ı Kerîm’in Latin harfleriyle basılması konusunda danışılmak üzere Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından davet edildiği Ankara’daki bir toplantıda bunun yanlış olduğunu söyleyerek vazgeçilmesini sağladı. Aynı yıllarda Diyanet İşleri Başkanlığı’nca hazırlatılan Kur’ân-ı Kerîm ve Türkçe Anlamı adlı eserin redaksiyon heyetine başkanlık yaptı. Özel Fatih Koleji’nin kurucu müdürü oldu (1965-1968). 9 Temmuz 1974’te vefat eden Mâhir İz’in cenazesi 11 Temmuz’da Sahrayıcedid Mezarlığı’na defnedildi. Ölümü üzerine bazı şairler tarafından tarih manzumeleri ve mersiyeler yazılmış, hakkında otuz kadar yazı kaleme alınmıştır. Ayrıca İmam Hatip Okulu ve Yüksek İslâm Enstitüsü’ndeki talebelerinin yayımladığı Tohum dergisinin 86. sayısı (1975) Mahir İz Özel Sayısı olarak çıkarılmış, Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nin önünden geçen caddeye törenle Mahir İz caddesi adı verilmiştir (19 Haziran 1995).

Şiirlerinde Maksud Kâmran, içtimaî ve edebî yazılarında Namık Yaz, ilmî yazılarında Abdullah Söğüt takma adını kullanan Mahir İz, özellikle 1960 sonrasında çıkan Diyanet Gazetesi, Sebîlürreşâd, İslâm Düşüncesi, Tohum, Oku, Hilâl, Yeni İstiklâl, Bugün, Yeni Asya gibi gazete ve dergilerde kendi adıyla yazılar kaleme almıştır. Bu arada dinî ve ilmî yayın yapmak üzere kurulan Sönmez Neşriyat ve Matbaacılık Şirketi’nin iki yıl idare meclisi reisliğini yapmış ve gençler üzerinde etkili olan haftalık Yeni İstiklâl gazetesinin ilk otuz sayısında başmakale yazmıştır.

Sosyal faaliyetleriyle de dikkat çeken Mahir İz birçok cemiyet ve vakfın kuruluşuna katılmış, buralarda aktif hizmetlerde bulunmuştur. Bunlar arasında, Millî Mücadele’yi desteklemek üzere Büyük Millet Meclisi’nin açılışından önce Ankara’da kurulan Azm-i Millî Cemiyeti, Ankara ve İstanbul’da Muallimler Cemiyeti, İmam-Hatip okullarının kurulması ve yaşatılmasında önemli hizmetler gören İlim Yayma Cemiyeti, İslâmî İlimler Araştırma Vakfı ile Millî Kültür Vakfı sayılabilir. Mahir İz, Erzurum’dan bağımsız aday olarak 1961 ve 1965 yıllarında senato seçimlerine katılmışsa da seçilememiştir.

Mahir İz’in en önemli taraflarından biri de çok sevilen bir sohbet adamı ve iyi bir hatip olmasıdır. Yüksek İslâm Enstitüsü’ndeki hocalığından itibaren çeşitli fakültelerden öğrencilerle yaptığı sohbetleri İstanbul’un en güzel mekânlarında birer ilim, irfan ve sanat mahfeli halinde yıllarca devam etmiştir.

Eserleri. 1. Tasavvuf (İstanbul 1969, 2000 [9. bs.]). Yüksek İslâm Enstitüsü’ndeki derslerinde asistanı Selçuk Eraydın’ın tuttuğu notların müellif tarafından tamamlanması suretiyle hazırlanmıştır. Konuların işlenişi sırasında müellifin edebî birikimini esere aktarması, çok sayıda Arapça, Farsça ve Türkçe beyti naklederek tasavvuf edebiyatını en seçkin örnekleriyle açıklaması kitaba ayrı bir değer katmaktadır. İlk baskısından sonra eser, talebelerinden M. Ertuğrul Düzdağ tarafından ders kitabı hüviyetinden çıkarılarak yeniden düzenlenmiş, sonunda yer alan tarikatlar listesi geliştirilerek alfabe sırasına konulmuş, bir indeks ve Mahir İz’in hayatıyla ilgili kısa bir bölümün ilâvesiyle yeniden bastırılmıştır (İstanbul 1981). 2. Din ve Cemiyet (İstanbul 1972). İslâmiyet’in sosyal hayatın her sahası için gösterdiği usul ve yolları ortaya koyan bir eserdir. İçindeki yazıların bir kısmı Diyanet Gazetesi’nde “Amel-i Sâlih Sohbetleri” başlığı altında, bazıları ise İslâm Düşüncesi dergisinde daha önce yayımlanmış makalelerden oluşan eseri M. Ertuğrul Düzdağ yeniden neşre hazırlamıştır (İstanbul 1979, 1998 [5. bs.]). 3. Yılların İzi (İstanbul 1975). Seksen yıllık ömrünü, Osmanlı Devleti’nin geniş coğrafyası içinde İstanbul’dan Medine’ye kadar uzanan çeşitli yerlerde İttihat ve Terakkî, Millî Mücadele ve Cumhuriyet döneminde yaşayarak geçirmiş, çöküşü ve kurtuluşu görmüş, Cumhuriyet’in kuruluşu sırasında cereyan eden olaylara meclis zabıt kâtibi olarak şahit olmuş olan Mahir İz’in hâtıralarından meydana gelen eser, yakın tarihimizin bilinmeyen siyasî hadiselerine ait bazı gerçekleri ortaya koyması bakımından önemlidir. Kitapta müellifin çocukluğu, gençliği, mektep hayatı, arkadaşları, hocaları, dostları, talebeleri, fikirleri ve hayat prensipleri hakkında verdiği bilgiler dört bölüm halinde düzenlenmiştir.

Mahir İz ayrıca, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlatılan Kur’ân-ı Kerîm ve Türkçe Anlamı (Meâl) (Ankara 1961) adlı eseri gözden geçirmiş ve Ahmed Cevdet Paşa’nın Kısas-ı Enbiyâ’sını sadeleştirmiştir (Ankara 1972). Eserin Hz. Peygamber’e ait ilk kısmı M. Ertuğrul Düzdağ tarafından yeniden düzenlenerek Peygamber Efendimiz adıyla tek cilt halinde yayımlanmıştır (İstanbul 1982).


BİBLİYOGRAFYA:

Mahir İz’in MÜ İlâhiyat Fakültesi’ndeki dosyası; Mâhir İz, Yılların İzi, İstanbul 1975, tür.yer.; a.mlf., Tasavvuf (nşr. M. Ertuğrul Düzdağ), İstanbul 1997, s. 252-255; Mustafa Özdamar, Mahir İz Hoca, İstanbul 1994; “Büyük Bir İnsanı Daha Kaybetmemiz Üzerine: Mahir İz Hocamız”, Tohum, sy. 85, İstanbul 1974, s. 5-7; Mehmed Çavuşoğlu, “Hocam Mâhir Bey İçin”, a.e., sy. 86 (1975), s. 8-13; Veli Ertan, “Mahir İz Hocamızı Anarken”, a.e., sy. 86 (1975), s. 28-29; Uğur Derman, “Mâhir Hoca’dan İzler”, KAM, IV/1 (1975), s. 15-26; Osman Öztürk, “İslâmî Edebiyatın Unutulmaz Üstadı Mahir İz Hoca (1895-1974)”, İslâmî Edebiyat, sy. 2, İstanbul 1988, s. 41-43; M. Ertuğrul Düzdağ, “Hocam Mâhir İz Bey ve Hatıralarım”, Zaman, 24-30 Ağustos 1994.

Mustafa Uzun