İZZEDDİN EFENDİ, Eşrefzâde

(ö. 1153/1740)

Şeyh, şair ve dinî eserler bestekârı.

1083’te (1672) Bursa’da, günümüzde Baraköy de denilen ve Kestel ilçesi sınırları içerisinde bulunan Barakfakih köyünde doğdu. Asıl adı İzzeddin Ahmed olup Eşrefoğlu Rûmî soyundan Eşrefiyye tarikatı şeyhi Eşref-i Sânî Efendi’nin oğludur. İlk tahsilinin ardından Molla Ahmedzâde Mehmed Efendi’den Arapça, Malkoç Mustafa Efendi’den dinî ilimleri öğrendi. Bu arada babasına intisap ederek tarikat bilgileri edindi ve seyrü sülûkünü tamamlayarak hilâfet aldı. Bursa’da İncirli mahallesindeki Eşrefzâde Tekkesi’ne şeyh tayin edildi. 1137 (1725) yılında oğlu Abdülkadir Necib Efendi ile beraber hacca gitti. İstanbul’a yaptığı bir seyahat es-nasında 13 Şâban 1153 (3 Kasım 1740) tarihinde Zeyrek’te vefat etti. Ölüm haberi I. Mahmud’a ulaşınca devlet ricâlinin cenaze namazında bulunması için hatt-ı hümâyun çıkardı. Fâtih Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Tophane’deki Kādirîhâne de denilen İsmâil Rûmî Âsitânesi’ne defnedildi. Vefatından sonra yerine şeyh tayin edilen oğlu Abdülkadir Necib Efendi ölümüne kadar kırk dokuz yıl bu görevini sürdürmüştür.

Eşrefiyye tarikatının önde gelen şeyhleri arasında yer alan İzzeddin Efendi samimi ve coşkulu vaazlarıyla dikkati çekerdi. Onun ilâhî aşk konularını işlerken çok defa kendinden geçtiği ve hatta kendini kürsüden aşağı attığı söylenir. Vaazlarındaki samimiyeti III. Ahmed ve I. Mahmud’un dikkatini çekmiş, her iki padişah tarafından saraya davet edilerek iltifat görmüştür.

İzzeddin Efendi’nin İzzî mahlası ile yazdığı ve mürettep bir divanda topladığı (Süleymaniye Ktp., Tâhir Ağa Tekkesi, nr. 398) tasavvufî manzumeleri onun şiir sanatındaki kudretini ortaya koymaktadır. Diğer taraftan bazı şeyhlerin eserlerine takrizler yazdığı ve tarih düşürmede devrin ileri gelen şairlerinden sayıldığı belirtilir. Mûsikiyle de meşgul olan İzzeddin Efendi dinî eserler bestelemiş, ancak bunlardan hiçbiri günümüze ulaşmamıştır. Oğlu Abdülkadir Necib Efendi tarafından


Zübdetü’l-beyân adıyla telhis edilen Enîsü’l-cinân adlı on ciltlik Arapça tasavvufî bir tefsir yazmış (müellif nüshası için bk. Bursa Eski Yazma ve Basma Eserler Ktp., nr. 976-986), ayrıca Müşevviku’l-uşşâk adıyla bir vaaz mecmuası kaleme almıştır. Bu arada birçok talebe yetiştiren İzzeddin Efendi’nin en meşhur talebesi zâkirbaşı Kocagözzâde Mustafa Efendi’dir. Müridlerinden Tennûrîzâde Mustafa Efendi onun menkıbelerini Hediyyetü’l-fukarâ adlı bir eserde toplamıştır (Millet Ktp., Ali Emîrî Efendi, Şer‘iyye, nr. 1129; Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 4640).

BİBLİYOGRAFYA:

Müstakimzâde, Mecmûa-i İlâhiyyât, Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 3397, vr. 17b, 87a, 147a; Mecmûa, Süleymaniye Ktp., Kadızâde Burhâneddin, nr. 47, vr. 132a; Ahmed Ziyâeddin, Gülzâr-ı Sulehâ ve Vefeyât-ı Urefâ, Bursa Eski Yazma ve Basma Eserler Ktp., Orhan, nr. 1018/2, vr. 109a-b; Hüseyin Vassâf, Sefîne, I, 72-73; Mehmed Şemseddin, Bursa Dergâhları: Yâdigâr-ı Şemsî (haz. Mustafa Kara - Kadir Atlansoy), Bursa 1997, s. 93-94, 97-103; Sicill-i Osmânî, I, 389; Osmanlı Müellifleri, I, 126; Sadeddin Nüzhet Ergun, Türk Musikisi Antolojisi, İstanbul 1942, I, 157, 164; “İzzî İzzeddin Ahmed (Eşrefzâde)”, TDEA, V, 49; Öztuna, BTMA, I, 414.

Nuri Özcan