KARABÂĞÎ

Muhyiddîn Muhammed b. Alî el-Karabâğî er-Rûmî el-Hanefî (ö. 942/1535)

Osmanlı âlimi.

Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinde doğdu. Burada bir süre eğitim gördükten sonra Anadolu’ya geçerek İstanbul’a yerleşti. Dönemin âlimlerinden Ya‘kūb b. Seyyidî Alizâde’nin derslerine katıldı ve onun muîdi oldu. Ardından İstanbul’daki çeşitli medreselerde ders verdi. Daha sonra İznik’teki Süleyman Paşa Medresesi’ne tayin edildi ve arkasından terfi ederek yine oradaki Orhan Gazi Medresesi’nde görev aldı. Abdurrahman b. Cemâleddin Merzifonî onun talebesi ve muîdi oldu (Atâî, s. 82). Karabâğî vefatına kadar bu medresedeki görevine devam etti.

Arap dili ve edebiyatı, tefsir, hadis, fıkıh, kelâm ve felsefe gibi ilimlerde geniş bilgiye sahip olan Karabâğî’nin hayatından bahseden kaynakların onu allâme diye tanıtmaları bu ilimlerdeki yüksek derecesini göstermektedir (meselâ bk. Taşköprizâde, s. 457; İbnü’l-İmâd, VII, 251). Osmanlı Devleti ilmiye geleneği içinde akılcı yönü ağır basan Fahreddin er-Râzî ekolüne mensup olduğu anlaşılan Karabâğî’nin daha çok felsefî ve aklî ilimlere ağırlık verdiği görülmektedir. Çeşitli ilim dallarını ilgilendiren çalışmaları kendisinin ilmî kapasitesi yanında çok yönlü bir âlim olduğunu kanıtlamaktadır. Onun bilhassa Gazzâlî ile başlayan “tehâfüt” türü eserler içinde yer alan ta‘likatı söz konusu literatüre bir katkı niteliği taşımaktadır. Bununla birlikte Karabâğî tehâfüt geleneğinin mutlak takipçisi değildir. Nitekim mantıkî bir bütünlük içinde kaleme aldığı ta‘likatında Gazzâlî ile Hocazâde Muslihuddin Efendi’nin bazı görüşlerini eleştirebilecek ilmî kapasiteyi göstermiştir.

Eserleri. 1. el-Maķālât fî Ǿilmi’l-muĥâđarât. Kısaca Muĥâđarât ve Câlibü’s-sürûr ve sâlibü’l-ġurûr adıyla da anılan eser ansiklopedik mahiyette bir çalışma olup yirmi üç bölümden (makāle) oluşmaktadır. İlâhiyyât, fıkıh, ahlâk, siyaset, âdâb-ı muâşeret, mizah, hastalıklar ve dua, tövbe ve pişmanlık gibi konulara dair bilgiler içeren kitabın pek çok yazma nüshası mevcuttur (Süleymaniye Ktp., Reîsülküttâb Mustafa Efendi, nr. 896; Esad Efendi, nr. 2894; Ayasofya, nr. 4282). 2. TaǾlîķa Ǿalâ Tehâfüti’l-felâsife. Hocazâde Muslihuddin Efendi’nin Tehâfütü’l-felâsife’siyle ilgili bir çalışma olup eserde Hocazâde’nin ele aldığı yirmi iki meselenin sadece ilk on ikisi işlenmiştir. Dolayısıyla mârifetullah, göklerin hareketi, mûcize, insan nefsinin durumu ve âkıbeti, cesetlerin haşri vb. konulara yer verilmemiştir. Karabâğî’nin aklî ilimlere ve özellikle felsefeye olan vukufunu ortaya koyan eser müstakil bir tehâfüt çalışması görünümündedir. Zira Karabâğî, belli bölümleri iktibas ederek onları açıklamakla yetinmemiş, aynı zamanda diğer tehâfüt türü eserlere ve bazı kaynaklara da atıflar yaparak tutarlı ve tenkitçi bir zihniyetle mukayese ve muhâkemelerde bulunmuştur. Ayrıca bazan Hocazâde’den alıntı yapmaksızın yeni bir konuyu tartışmaya açmıştır. Bu sebeple kitap Tehâfütü’l-ĥükemâǿ olarak da anılmıştır. Tek nüshası bilinen eser (Süleymaniye Ktp., Hasan Hüsnü Paşa, nr. 787), Abdurrahim Güzel tarafından bir incelemeyle birlikte Karabâğî ve Tehâfüt’ü adıyla Türkçe’ye çevrilmiştir (Ankara 1991). 3. Şerĥu İŝbâti’l-vâcib. Celâleddin ed-Devvânî’nin Risâle fî iŝbâti’l-vâcib’i üzerine bir şerh olup birçok nüshası mevcuttur (Süleymaniye Ktp., Dârülmesnevî, nr. 290/1; Yazma Bağışlar, nr. 152/1). Habîbullah Mirza Can eş-Şîrâzî kitaba bir hâşiye yazmıştır (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 1254/3; Dârülmesnevî, nr. 290/2). 4. Şerĥu’l-Ķaśîdeti’l-lâmiyye fi’t-tevĥîd. Sirâceddin el-Ûşî’nin el-Ķaśîdetü’l-lâmiyye olarak da bilinen akaide dair el-Emâlî adlı eserinin şerhidir (Brockelmann, GAL, I, 552). 5. Şerĥu Kitâbi’l-Îsâġūcî (Brockelmann, a.g.e., I, 609). 6. Şerĥu’l-ǾAđudiyye. Adudüddin el-Îcî’nin âdâb konusunda yazmış olduğu risâleye dair bir şerhtir (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 3458/2; Tırnovalı, nr. 1410/3). 7. Risâle fî baĥŝi’n-naķīż. Kelâm ve felsefedeki bazı karşıt terimlerin incelendiği küçük bir çalışmadır (Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 6326/14; Serez, nr. 3833/3). 8. Ĥâşiye Ǿalâ Şerĥi Ĥikmeti’l-Ǿayn. Ali b. Ömer el-Kâtibî’nin eseri üzerine yapılmış bir hâşiyedir (Brockelmann, GAL Suppl., I, 847). 9. Ĥâşiye Ǿalâ Tefsîri’l-Beyżâvî. Tefsirin bir bölümüne dairdir (Süleymaniye Ktp., Giresun, nr. 80; Âtıf Efendi Ktp., nr. 366; Murad Molla Ktp., nr. 239). 10. TaǾlîķa Ǿalâ Tefsîri’l-Keşşâf (Mecdî, s. 456; Îżâĥu’l-meknûn, II, 353). 11. Ĥâşiye Ǿalâ Şerĥi’l-Viķāye. Tâcüşşerîa’nın Viķāyetü’r-rivâye adlı fıkha dair eserine Sadrüşşerîa es-Sânî Ubeydullah b. Mes‘ûd’un yaptığı şerhin hâşiyesi olup çok sayıda yazma nüshası mevcuttur (Süleymaniye Ktp., Serez, nr. 974; Yozgat, nr. 284). 12. TaǾlîķa Ǿale’l-Hidâye. Burhâneddin el-Mergīnânî’nin fıkha dair eseri üzerine yapılmıştır (Mecdî, s. 456). 13. TaǾlîķa Ǿale’t-Telvîĥ. Sadrüşserîa es-Sânî’nin et-Tavżîĥ Ǿale’t-Tenkîĥ adlı usûl-i fıkıhla ilgili eserine Teftâzânî’nin et-Telvîĥ Ǿale’t-Tavżîĥ adıyla yaptığı şerhe dairdir (a.g.e., s. 456; Osmanlı Müellifleri, I, 399).

BİBLİYOGRAFYA:

Taşköprizâde, eş-Şeķāǿiķ, s. 457; Mecdî, Şekāik Tercümesi, s. 455-456; Atâî, Zeyl-i Şekāik, s. 82, 231; Gazzî, el-Kevâkibü’s-sâǿire, II, 70; Keşfü’ž-žunûn, I, 533, 842; II, 2022; İbnü’l-İmâd, Şeźerât, VII, 251; Osmanlı Müellifleri, I, 398-399; Îżâĥu’l-meknûn, I, 141; II, 353; Brockelmann, GAL, I, 552, 609; II, 566; Suppl., I, 847; II, 267, 638; Abdurrahim Güzel, Karabağî ve Tehâfüt’ü, Ankara 1991, tür.yer.

Ömer Mahir Alper