KAVSNÂME

(قوسنامه)

Ok atmanın âdâbı, menziller ve okçulara dair bilgi veren eserlerin ortak adı.

Arapça’da kavs (yay) kelimesine Farsça nâmenin (mektup, kitap) eklenmesiyle oluşmuş bir birleşik kelimedir. İran ve Türk yazılı kültüründe okçulukla ilgili eserlere genellikle “kavsnâme” denilmektedir. Arap edebiyatında ise bu tür eserler daha çok “kavs”, “remy” (ok atmak) ve “sihâm” (oklar) kelimeleri kullanılarak adlandırılmıştır.

Hz. Peygamber’in, “Ok atıcılığını ve biniciliği öğreniniz” (Ebû Dâvûd, “Cihâd”, 23); “Kuvvet ok atmaktır” (Müslim, “İmâret”, 167; Ebû Dâvûd, “Cihâd”, 23) gibi hadisleri İslâm coğrafyasında ok atıcılığının önemini arttırmış, bu konuda kitap ve risâleler yazılmasına yol açmıştır. Ebû Hâşim el-Bâverdî, Tâhir-i Belhî, İshak er-Reffân, Abdurrahman et-Taberî, Ebû Ca‘fer el-Hîrevî, Ebû Mûsâ Harrâs, Behrâm b. Bâbek, Kadı Muhiddin gibi müelliflerin bu konudaki eserleri bilinmektedir (Kahraman, s. 235). Ayrıca Kur’ân-ı Kerîm’de geçen “remâ” fiili de (el-Enfâl 8/17) daha çok “ok atmak” mânasında anlaşılmış, dolayısıyla âyet konuyla ilgili eserlerin hemen tamamında zikredilmiştir.

Bu konudaki Arapça eserler arasında Süleyman b. Ahmed et-Taberânî’nin Fażlü’r-remy ve taǾlîmih (Uluçam, s. 54-57), Kemâleddin Ebü’l-Fazl İsmâil İsfahânî’nin Risâletü’l-ķavs (Nefîsî, II, 158) ve Ebû Zeyd el-Ensârî’nin Kitâbü’l-Ķavs ve’t-türs (Sezgin, VIII, 79) adlı kitapları zikredilebilir. Farsça yazılmış eserler arasında da Katrân-ı Tebrîzî’nin Ķavsnâme’si (Safâ, II, 422-423; Levend, s. 221) önemlidir.

XII. yüzyıl sonlarında Selçuklu Emîri Tülü Bey’in Hüseyin b. Ahmed Erzurûmî’ye 1200-1208 yıllarında yazdırdığı Ħulâśa fî Ǿilmi remy adlı kitaptan itibaren (Beyazıt Devlet Ktp., Veliyyüddin Efendi, nr. 3176; ayrıca bk. Kahraman, s. 362) kaleme alınan, aslen mensur olmakla birlikte yer yer beyit, kıta gibi manzum parçaların da bulunduğu, hemen hepsinin amacı okçuluğu teşvik yanında nazarî bilgiler de vermek olan Türkçe “kavsnâme”leri iki grupta ele almak mümkündür. Birinci gruptaki eserler ok atmanın önemi ve sevabı, ok atmakla ilgili âyet ve hadisler, Hz. Âdem’den başlayarak peygamberler ve ashaptan meşhur ok atıcıları, ok atmanın ve yay tutmanın âdâbı ve usulleri, ok atmanın şekilleri ve çeşitleri, ok atıcılarının kullandığı aletler ve ok menzillerinden bahsetmektedir. Mehmed Yûnus ed-Dervâzî’nin Kitâb-ı Kavsnâme (yazılışı 1070/1660; Hacı Selim Ağa Ktp., Kemankeş Emîr Hoca, nr. 495, 496), Kemankeş Prizrenli Mustafa Efendi’nin Kavsnâme (Süleymaniye Ktp., Reşîd Efendi, nr. 1027 [istinsahı 1104/1693], Lala İsmâil, nr. 559 [istinsahı 1150/1737], Âşir Efendi Hafîdi, nr. 254; TSMK, Hazine, nr. 620), Mehmed Hafîd Efendi’nin 1145’te (1732) telif ettiği Kavsnâme (Fezâil-i Remy, Süleymaniye Ktp., Mehmed Hafîd Efendi, nr. 255; İstanbul Arkeoloji Müzesi Ktp., nr. 1582), Mehmed b. Şeyh Mustafa’nın Kavsnâme (Umdetü’l-mütenâzilîn, Millet Ktp., Ali Emîrî Efendi, Tarih, nr. 911) ve Mahmûd b. Mehmed Ezherî’nin Kavsnâme (TSMK, Revan Köşkü, nr. 1932) adlı eserleri bu gruba dahildir.

İkinci grupta yer alan eserler okçuluk müsabakalarına katılan kişilerin isimleri, atış mesafeleri, menziller, menzil taşları ve sahipleri, atıcıların hünerleri, ok atış yerleri (İstanbul, Edirne, Bursa, Gelibolu ve Üsküp gibi) hakkında bilgiler ihtiva eder. Kemankeş Mustafa Paşa’nın adı geçen eserinden farklı diğer bir Kavsnâme’si ile (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 1879; Millet Ktp., Ali Emîrî Efendi, nr. 913) müellifi bilinmeyen Kavsnâme-i Menzilât (Hacı Selim Ağa Ktp., Kemankeş Emîr Hoca, nr. 497) adlı eserler de bu gruptandır.

Bunların yanında ele aldığı konular aynı olmakla birlikte adında “kavs” kelimesi geçmeyen eserler de bulunmaktadır. XV. yüzyıl Çağatay şairi Yakīnî’nin manzummensur karışık Ok Yay Münâzarası (Levend, s. 141), Kâtib Abdullah Efendi’nin Kānunnâme-i Rumât ve Tezkire-i Rumât (İÜ Ktp., TY, nr. 224), Seyyid Halil Hasîb’in Tuhfetü’l-Hasîb (yazılışı 1133/1721), kemankeş ve hattat Berberzâde Mustafa Efendi’nin Hâzâ Tomar-ı Sâhib-i Menâzil-i Meydân-ı Tîrendâzî (yazılışı 1203/1789; bk. Kahraman, s. 253), Geyveli Hüseyin’in Kevserü’l-hayât ve meclisü’r-rumât, Seyyid Mehmed Vâhid’in Minhâcü’r-rumât, Mustafa Kânî Bey’in Telhîs-i Resâilü’r-rumât (İstanbul 1263), Ağazâde Ahmed Kânî’nin Oknâme adlı eserleri bu grupta yer alır (bu eserler için bk. İrtem, s. 6-7; Herrigel, tercüme edenin girişi, s. 22-24; Yücel, s. 31-34).

Kavsnâmelerde verilen bilgilere göre İstanbul’da II. Bayezid zamanında Okmeydanı’nda okçuların bağlı oldukları bir de tekke bulunmaktaydı. Okçuların burada ok atma işini bir tarikat anlayışı içerisinde ele alarak âdâbını öğrendikleri belirtilmektedir (bk. OKÇULAR TEKKESİ).

BİBLİYOGRAFYA:

Wensinck, el-MuǾcem, “remy” md.; Müslim, “İmâret”, 167; Ebû Dâvûd, “Cihâd”, 23; Süleyman Kâni İrtem, Türk Kemankeşleri, İstanbul 1938, tür.yer.; Halim Baki Kunter,


Eski Türk Sporları Üzerine Araştırmalar, İstanbul 1938, s. 7-19; Safâ, Edebiyyât, II, 422-423; Nefîsî, Târîħ-i Nažm u Neŝr, II, 158; Sezgin, GAS, VIII, 79; Agâh Sırrı Levend, Türk Edebiyatı Tarihi, Ankara 1984, s. 141, 221; Ahmet Turan, İslâmiyette Spor ve Önemi, Ankara 1985, s. 5-9; Müjdat Uluçam, Süleyman b. Ahmed et-Taberânî ve Fadlu’r-remy ve ta‘lîmih Adlı Cüz’ü (yüksek lisans tezi, 1990), MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 55-57; Mehmet İnan, Osmanlı İmparatorluğu’nda Okçuluk Sporu ve Temel Teknikleri (yüksek lisans tezi, 1992), MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü; E. Herrigel, Zen ve Okçuluk (trc. Ömer Cemal Güngören), İstanbul 1993, tercüme edenin girişi, s. 11-24; Atıf Kahraman, Osmanlı Devleti’nde Spor, Ankara 1995, s. 233-238, 253, 362; Ünsal Yücel, Türk Okçuluğu, Ankara 1999, tür.yer.; Özbay Güven, Türklerde Spor Kültürü, Ankara 1999, s. 95-141; Mustafa Kutlu, “Ok”, TDEA, VII, 110-112.

Hasan Aksoy