KELÂBÂZÎ, Mahmûd b. Ebû Bekir

(محمود بن أبي بكر الكلاباذي)

Ebü’l-Alâ Şemsüddîn Mahmûd b. Ebî Bekr b. Mahmûd el-Buhârî el-Kelâbâzî (ö. 700/1300)

Hanefî fakihi ve hadis âlimi.

644’te (1246) veya 649 yılının Cemâziyelevvel ayının başlarında (Temmuz 1251 sonları) Buhara’nın büyük semtlerinden Kelâbâz’da dünyaya geldi. Hılâtî’den (ö. 652/1254) ders aldığına ve elli altı yaşında öldüğüne dair bilgiler doğru ise doğumu için 644 (1246) yılı tercih edilmelidir. Buhârî, ayrıca ferâiz alanındaki şöhreti sebebiyle Farazî nisbeleriyle de anılır. Fıkıhta temel öğrenimini Buhara’da yaptı. Necmeddin Ömer b. Muhammed el-Kâhuştüvânî’den ferâiz okudu. 670 (1272) yılı civarında Buhara’da Ahmed b. Ma‘şer’den hadis öğrendiğine dair bilgiden o tarihlerde henüz memleketinde olduğu anlaşılmaktadır. Kelâbâzî hadis rivayet etmek için Merv, Ebîverd, Dâmegān ve Serahs’ı dolaşarak çeşitli âlimlerden hadis dinledikten sonra Bağdat, Musul, Mardin ve Düneysir’e gidip Kevâşî ve Ebü’l-Fazl Muhammed b. Muhammed İbnü’d-Debbâb gibi âlimlerin yanında hadis öğrenimini sürdürdü. 677’de (1279) hacca gitti. 684 (1285) yılında Dımaşk’a geçerek Sümeysâtiyye Hankahı’na yerleşti; bizzat istinsah ettiği birçok eserden oluşan özel kütüphanesini buraya vakfetti. Fahreddin İbnü’l-Buhârî, Ebû Abdullah İbnü’l-Kemâl el-Makdisî, Abdürrahîm b. Abdülvâhid el-Makdisî, Muhammed b. Abdülmü’min es-Sûrî gibi birçok muhaddisten hadis öğrendi. 680 (1281) yılından sonra Mısır’a göç etti; uzun süre kaldığı Kahire’de İbn Hamdân ve Ahmed b. İshak el-Eberkûhî gibi âlimlerden hadis okudu. Kendisinden hadis veya ferâiz öğrenen kişiler arasında Abdülmü’min b. Halef ed-Dimyâtî, Yûsuf b. Abdurrahman el-Mizzî,


Ebû Hayyân el-Endelüsî, İbn Seyyidünnâs, Kutbüddin el-Halebî ve Zehebî gibi önemli şahsiyetler yer almaktadır. Zehebî onu mütkın ve sika olarak nitelemektedir (MuǾcemü’ş-şüyûħ, s. 615). Tatar istilâsının doğuracağı kargaşadan kaçarak Mardin’e giden Kelâbâzî birkaç ay sonra 700 yılı Rebîülevvel ayının başlarında (Kasım 1300 ortaları) burada vefat etti. Kelâbâzî, özellikle miras hukuku, hadis ve ricâl ilimlerinde söz sahibi olup takvâ ehli bir kimse idi.

Eserleri. 1. Đavǿü’s-Sirâc. Hanefî fakihi Muhammed b. Muhammed es-Secâvendî’nin el-Ferâǿiżü’s-Sirâciyye’sinin mezhepler arası karşılaştırmalı ve delilli bir şerhidir. Kelâbâzî bu eserini hocası Kâhuştüvânî’nin ferâiz derslerinde tuttuğu notlardan faydalanarak hazırlamış, son kısmında bazı ihtilâflı meselelere de yer ayırmıştır. 10 Cemâziyelevvel 676 (29 Eylül 1277) tarihinde tamamlanan kitabın Kayseri Râşid Efendi Kütüphanesi’nde (nr. 1147) aynı yıl istinsah edilmiş bir nüshası vardır. Bu şerh çok rağbet görmüş ve medreselerde ders kitabı olarak okutulmuştur. Hanefî fakihi Bâbertî, el-Ferâǿiżü’s-Sirâciyye’nin en güzel şerhlerinden biri olduğunu söylediği Đavǿü’s-Sirâc’ı talebenin isteği üzerine özetleyip bazı yerlerini de açıklayarak Şerĥu’s-Sirâciyye adıyla anılan eserini kaleme almıştır. Leknevî, Đavǿü’s-Sirâc’ın çeşitli meselelerde mezheplerin görüşlerini delilleriyle birlikte aktardığını ve müellifin bu ilme vukufunun derinliğini gösterdiğini söyler (el-Fevâǿidü’l-behiyye, s. 211). Eser, Kelâbâzî tarafından el-Minhâcü’l-münteħab min Đavǿi’s-Sirâc adıyla Bağdat’ta ihtisar edilmiş olup 678 (1279) yılında tamamlanan bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’nde (Nuri Arlasez, nr. 155), diğer bir nüshası da Manisa İl Halk Kütüphanesi’nde (nr. 1432) bulunmaktadır. Her iki yazmanın Türkiye kütüphanelerinde başka nüshaları da mevcuttur (bu iki eserin nüshaları için ayrıca bk. Brockelmann, GAL, I, 470; Suppl., I, 650; Tales, s. 97). 2. Telķīĥu’l-efhâm fî şerĥi mesâǿili źevi’l-erĥâm (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 1115; Kılıç Ali Paşa, nr. 513; Âtıf Efendi Ktp., Âtıf Efendi, nr. 1739; Kayseri Râşid Efendi Ktp., nr. 658). 3. Ĥallü’l-ķarâǿiż fî fenni’l-ferâǿiż (Süleymaniye Ktp., Lâleli, nr. 1318). 4. Müştebehü’n-nisbe. Zehebî, Kelâbâzî’nin bu kitabının müsveddesinden pek çok nakilde bulunduğunu söyler (el-Müştebih, s. 452). 5. Meşyeħa. 750 civarında hocasının biyografisini ihtiva eden bir eserdir (Kureşî, III, 454).

BİBLİYOGRAFYA:

Zehebî, Teźkiretü’l-ĥuffâž, IV, 1502; a.mlf., MuǾcemü şüyûħi’ź-Źehebî (nşr. Rûhiyye Abdurrahman es-Süyûfî), Beyrut 1410/1990, s. 615; a.mlf., el-Müştebih, s. 452; Safedî, el-Vâfî, XXV, 291-292; a.mlf., AǾyânü’l-Ǿaśr (nşr. Ali Ebû Zeyd v.dğr.), Beyrut-Dımaşk 1418/1998, V, 365-366; Yâfiî, Mirǿâtü’l-cenân (Cübûrî), IV, 234; Kureşî, el-Cevâhirü’l-muđıyye, III, 453-455; Takıyyüddin el-Fâsî, Târîħu Ǿulemâǿi Baġdâd: el-Münteħabü’l-muħtâr (nşr. Abbas el-Azzâvî), Bağdad 1357/1938, s. 213-215; Makrîzî, es-Sülûk (Ziyâde), I/3, s. 918; İbn Hacer, ed-Dürerü’l-kâmine, IV, 342-343; İbn Tağrîberdî, en-Nücûmü’z-zâhire, VIII, 197; a.mlf., ed-Delîlü’ş-şâfî (nşr. Fehîm M. Şeltût), Kahire 1399/1979, II, 721; İbn Kutluboğa, Tâcü’t-terâcim fî men śannefe mine’l-Ĥanefiyye (nşr. İbrâhim Sâlih), Dımaşk 1412/1992, s. 70; Keşfü’ž-žunûn, II, 1249; İbnü’l-İmâd, Şeźerât, V, 457-458; Leknevî, el-Fevâǿidü’l-behiyye, s. 210-211; Brockelmann, GAL, I, 470; Suppl., I, 650; Îżâĥu’l-meknûn, I, 417; II, 185, 486; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 406; M. Es‘ad Tales, el-Keşşâf Ǿan maħŧûŧâti ħazâǿini kütübi’l-evķāf, Bağdad 1372/1953, s. 97; MevsûǾatü Ŧabaķāti’l-fuķahâǿ (nşr. Ca‘fer es-Sübhânî), Kum 1418, VII, 268.

Bilal Saklan