KENAN PAŞA

(ö. 1069/1659)

Osmanlı veziri ve kaptan-ı deryâsı.

Sarı, Topal, Uzun gibi lakaplarla anılır. Kaynaklarda Rus, Çerkez veya Gürcü asıllı olarak gösterilir. Hayatının ilk yılları hakkında bilgi yoktur. Mısır Beylerbeyi Bakırcı Ahmed Paşa’nın kölesi olduğu ve onun hizmetinde bulunduktan sonra İstanbul’a gidip saraya intisap ettiği belirtilir. Burada kısa sürede dikkat çekerek


önce rikâb ağası oldu; Sultan İbrâhim’in cülûsundan (1049/1639) sonra da musâhibliğe ve ardından üçüncü vezirliğe getirildi, padişahın kızı ile evlendirildi. Sultan İbrâhim’in tahttan indirilmesi üzerine saraydan uzaklaştırılarak Girit’e gönderildi. Şevval 1062’de (Eylül 1652) İstanbul’a döndü, Çanakkale Boğazı’nın muhafazasıyla görevlendirildi. Ertesi yıl Budin beylerbeyiliğine tayin edildi. İki buçuk yıl burada kaldıktan sonra 1066 Rebîülâhirinde (Şubat 1656) Silistre beylerbeyiliğine nakledildiyse de buraya gitmeden 9 Receb’de (3 Mayıs) kaptan-ı deryâlığa getirildi.

Bu görevi sırasında, kendisine verilen emir uyarınca Çanakkale Boğazı önlerinde bulunan Venedik donanmasını uzaklaştırmak için harekete geçen Kenan Paşa, ağır bir yenilgiye uğradı, Osmanlı donanması önemli ölçüde tahrip edildi. Bazı kaynaklarda ikinci bir İnebahtı hezimeti olarak nitelendirilen bu başarısızlığın ardından azledildi ve Eğriboz muhafazasına yollandı (26 Ramazan 1066 / 18 Temmuz 1656). İki yıl sonra Köprülü Mehmed Paşa’nın Erdel seferine çıkması üzerine rikâb-ı hümâyun kaymakamı olduysa da (Ramazan 1068 / Haziran 1658) bir ay sonra bu görevden alınıp Celâlî Abaza Hasan’ın muhtemel bir saldırısını önlemek için Bursa muhafazasına gönderildi. Köprülü Mehmed Paşa ile olan geçimsizliği, nüfuzunu çekememesi ve Bursa’ya yollanmasının bundan kaynaklandığı kanaatini taşıması gibi sebeplerle Bursa yakınlarındaki Abaza Hasan ile gizlice görüşüp anlaştı ve onlara katıldı. Bir müddet Bursa dolaylarında kaldı, fakat Köprülü Mehmed Paşa’nın İstanbul’a dönüp Celâlîler üzerine sefer hazırlıklarına başlaması üzerine Orta Anadolu’ya çekildi. Hükümet kuvvetlerini idare eden eski arkadaşı Murtaza Paşa’nın Halep’te Celâlî reislerini birbirinden ayırmak ve böylece Abaza Hasan’ı zayıflatmak amacıyla düzenlediği bir tertip sonucu, Abaza Hasan da dahil onun yanında yer alan diğer paşalar ve bazı Celâlî ileri gelenleriyle birlikte 23 Cemâziyelevvel 1069’da (16 Şubat 1659) öldürüldü. Kesilen başı İstanbul’a gönderildi, daha sonra Üsküdar’da Dedeler civarına gömüldü.

Kaynaklarda zengin, hile ve desise bilmez, safdil, güzel konuşan, saraya oldukça yakın, sarayın ve hazinenin durumunu gayet iyi bilen bir devlet adamı olarak tanıtılır (Naîmâ, VI, 187). Ayrıca onun Köprülü Mehmed Paşa’ya muhalif devlet adamları arasında önemli bir yer işgal ettiği de anlaşılmaktadır.

BİBLİYOGRAFYA:

Kâtib Çelebi, Tuhfetü’l-kibâr, s. 133-134; Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi, Zeyl-i Ravzatü’l-ebrâr, İÜ Ktp., TY, nr. 1550, vr. 125a-183b; Vecîhî Hasan, Târih, İÜ Ktp., TY, nr. 2543, vr. 31a, 49b; Evliya Çelebi, Seyahatnâme, V, 24; Abdi Paşa, Târih, İÜ Ktp., TY, nr. 4140, vr. 22b, 30a, 44b; Naîmâ, Târih, VI, 178, 187 vd., 206, 350, 392-393; Silâhdar, Târih, I, 123, 137, 155; Sefînetü’l-vüzerâ, s. 36; Râmizpaşazâde Mehmed İzzet, Harîta-i Kapûdânân-ı Deryâ, İstanbul 1249, s. 65-66; Münir Aktepe, “Kenan Paşa”, İA, VI, 573-575; Fr. Babinger - [N. Göyünç], “KenǾan Paѕћa”, EI² (İng.), IV, 884-885.

Nejat Göyünç