KIRÇOVA

Makedonya Cumhuriyeti’nde eski bir Osmanlı kaza merkezi.

Makedonca ve diğer Slav dillerinde Kičevo adıyla anılır. Üsküp’ün 110 km. güneybatısında her tarafından ormanlık dağlarla çevrili verimli bir vadide kurulmuştur. Osmanlı yönetimi zamanında (1395-1912) nüfusun dörtte üçünü Türkçe konuşan müslümanlar oluşturuyordu. Bu oran XX. yüzyılın başında % 40’a kadar gerilemişti. 1990’dan sonra Yugoslavya’nın dağılmasıyla bağımsızlığını kazanan Makedonya Cumhuriyeti, Ekim 1995’te Makedonya Meclisi’nin çıkardığı bir kanunla yeni belediyeler düzenlemesi yapmış ve Kırçova belediyesi küçülmüştür. Bugün burada % 26,12 Arnavutça konuşan müslümanla % 58,55 Makedon yaşamaktadır (Popovski - Panov, s. 63, 193). Oslomej’deki linyit maden ocağı günümüzdeki Kırçova ahalisinin gelir kaynağını teşkil etmektedir.

Kasaba kaynaklarda ilk olarak Kitsavis adıyla zikredilir. 1257-1259’da Sırp Krallığı tarafından işgal edildiyse de kısa sürede yeniden Bizans hâkimiyetine girdi. Sırp Kralı Milutin 1282 ve 1297’de Kırçova’yı tekrar aldı ve burası Osmanlılar’ın gelişine kadar Sırp Krallığı’nda kaldı. Sırp yönetiminin sonlarına doğru Pirlepe merkezli Kraljević Marko Prensliği’nin bir parçası idi. Eski Osmanlı kronikleri, bölgenin fethinin 1385’te Lala Şâhin Paşa ile olduğunu yazarsa da Slav kaynakları bunun 1395’te ve Marko’nun ölümünden sonra gerçekleştiğini ortaya koymaktadır. Marko uzun süre I. Murad ve I. Bayezid’e vasal olarak tâbi olmuştu.

Osmanlılar fethin arkasından Kırçova’daki kalede askerî bir garnizon kurdular ve bir grup sivil müslüman Türk’ü kasabaya yerleştirdiler. Ancak iskân siyaseti hıristiyan Sırplar ile kuzeybatıda hıristiyan Arnavutlar’ın yaşadığı köylere kadar uzanmadı. 1455 tarihli Tahrir Defteri’nde Kırçova’da otuz müslüman, 145 hıristiyan hânenin bulunduğu kayıtlıdır (BA, TD, nr. 4). Daha sonraki asırda da kasaba gelişmemiş, ancak İslâmlaşma’nın oranı artmıştır. 927 (1521) tarihli tahrirlere göre mevcut 178 hânenin doksan beşini müslümanlar oluşturmaktaydı (BA, TD, nr. 367). Kasabada Fâtih Sultan Mehmed’in yaptırdığı büyük cami daha sonra restore edilmiş olup halen ayaktadır ve bânisinin ismini taşımaktadır.

XVII. yüzyılda Kırçova kazasına bağlı köylerde yoğun bir İslâmlaşma meydana geldi. Bu süreç, Arnavutluğun yüksek yaylalarından getirtilip bölgeye yerleştirilen müslümanlar kadar Bektaşî dervişlerinin faaliyetleriyle de hız kazandı. Özellikle Makedonski Brod yakınlarındaki Hızır Baba Tekkesi, Kanûnî Sultan Süleyman’ın saltanatının başlarında kurulmuş olup vergiden muaf tutulmuştur ve yolcular için bir sığınak vazifesi görmüştür. Halvetiyye tarikatının Hayatî kolunun da burada faal olduğu XVIII. yüzyıl ortalarından itibaren Kırçova ile Zajas köyünde üç tekke kurdukları bilinmektedir. Kaza bölgesinin doğu kısmında ise hıristiyanlar çoğunluğu oluşturmuştur. XVI. yüzyıl sonlarında ve XVII. yüzyılda bunlara ait birkaç yeni kilise inşa edilmiştir (Oraovec Manastırı 1595-1596; Kovac 1631; Trebino 1644). Yüksek kaliteli fresklerle süslü Oraovec Manastırı’nın kitâbesinde III. Mehmed’in adı zikredilir.

1892 Manastır Vilâyeti Salnâmesi’ne göre Kırçova’da 600 müslüman ve 190 hıristiyan hâne bulunmaktaydı. Vasil Kančov da 1900 yılı için 675 müslüman, 200 hıristiyan hâne sayısı vermektedir. Kāmusü’l-a‘lâm’da Kırçova’da beş cami, beş tekke, bir medrese, bir rüşdiye, bir ilkokul, bir saat kulesi, bir kilise ve dört Bulgar / Makedon ilkokulu, 170 dükkân, yedi han, bir hamam ve on sekiz fırın bulunduğu yazılıdır.

Bölge 1912’de Sırplar’ın eline geçti, fakat nüfus bir süre aynı yapıda devam etti. II. Dünya Savaşı’ndan sonra Kırçova demiryolu ile Üsküp ve Manastır’a bağlandı, yeni kara yolları yapıldı, özellikle metalürji, orman ürünleri ve tekstil alanında yeni tesisler kuruldu. Nüfusu 1961’de 10.324 iken 1994’te 25.000’e çok yaklaştı (24.987). Çevresinde avcılık imkânları fazla olduğundan Kırçova av turizminin önemli bir merkezi durumuna geldi. Böylece hızlı bir büyüme yaşayan kasaba, yeni yapılanma ile İslâmî karakterini yavaş yavaş kaybetmeye başladı. Ancak köylerde hıristiyan nüfusun merkeze inmesiyle müslüman nüfus giderek çoğunluğu oluşturdu. Osmanlılar tarafından XVII. yüzyıla kadar muhafaza edilen Bizans kalesinin son kalıntıları II. Dünya Savaşı’ndan önce kaybolmuştur.

Eylül 1996’dan sonra yapılan yeni belediye düzenlemesine göre Kırçova Belediyesi’ne dahil olan iskân yerleri Kırçova kasabası ve Kneήino, Raštani, Trapčin Dol, Osoj, Mamudovci ve Lazarevci köyleridir. Bugünkü Kırçova Belediyesi Zajas, Drugovo, Vraneštica ve Oslomej belediyeleriyle sınırlanmaktadır (Popovski - Panov, s. 193-195).

BİBLİYOGRAFYA:

BA, TD, nr. 4, 367; V. Kančov, Makedonija, et-nografija i statistika (Sofia 1900), Sofia 1970, II, 555-559; K. N. Kostić, Neki novi gradovi na Jugu, Beograd 1922, s. 93; P. Jovanović, “Poreče”, Srpski etnografski zbornik naselja i poreklo stanovništva, Beograd 1935, s. 243-335; T. Smiljanić, “Kičevija”, a.e., s. 339-483; A. Stojanovski, “Pogled na ekonomsko-društvenite priliki vo Kičevskata nahija vo vtorata polovina na XV vek.”, Glasnik na Institutot za Nacionalna Istorjia, Skopje 1958, s. 115-158; a.mlf., Gradovite na Makedonija od krajot na XIV do XVII vek., Skopje 1981, s. 65-72; J. Trifunoski, Kičevska kotlina, Skopje 1968; V. Kravari, Villes et villages de Macédoine occidentale, Paris 1989, s. 279; N. Clayer, Mystique, état et société: Les halvetis dans l’aire balkanique, de la fin du XVe siècle à nos jours (ed. U. Haarmann), Leiden 1994; V. Popovski - M. Panov, “Kičevo”, Opštinite vo Republika Makedonija, Skopje 1998, s. 56, 63, 193-195; M. Sokoloski, “Kičevkata nahiye vo XVi XVI vek”, Istorija, sy. 2, Skopje 1971, s. 95-115; M. Dimovska-Čolović, “Graditelskoto nasledstvo na Kıčevo”, Kultur-no Nasledstvo, XIV/15, Skopje 1987-88, s. 103-117; Kāmûsü’l-a‘lâm, V, 3610; B. Rusić, “Kičevija”, Enciklopedija Jugoslavije, Zagreb 1962, V, 245-246; A. Urošević, “Kičevo”, a.e., V, 246; V. Nedić, “Kvaljević Marko”, a.e., V, 376-377; A. Apostolski, “Poreče”, a.e., VI, 565-566.

Machıel Kıel