KUL NESÎMÎ

(ö. 1085/1674’ten sonra)

Saz şairi.

Doğum ve ölüm tarihleriyle nereli olduğu kesin olarak bilinmemektedir. İsim benzerliğinden dolayı uzun süre Seyyid Nesîmî ile karıştırılan Kul Nesîmî’nin asıl adının Ali olduğu, “Mahlasım Nesîmî ismim Ali’dir” mısraından anlaşılmaktadır (Öztelli, Onyedinci Yüzyıl Tekke Şairi Kul Nesîmî, s. 8, 28). Soyunun XIV. yüzyılda yaşamış Said Emre’den geldiğini, “Ceddim Saîd Emre’dir / Neslinde saîd olur” mısralarında bizzat kendisi söylemektedir (Köprülü, II/42 [1927], s. 2). Kul Nesîmî, “Nesîmî” mahlasını Seyyid Nesîmî’ye duyduğu hayranlıktan dolayı almış, “Ben ol sâdık kulam ki Ca‘ferî’yem / Hakîkat söylerem ben Haydarî’yem” mısralarıyla da Ca‘ferî ve Haydarî olduğunu belirtmiştir (Öztelli, Onyedinci Yüzyıl Tekke Şairi Kul Nesîmî, s. 62). Onun adından ilk defa Sadettin Nüzhet Ergun söz etmiştir (Bektaşî Şairleri, s. 295). Şair, Seyyid Nesîmî’nin idam edilişini (1418 [?]) dile getirdiği bir gazelinde, “İki yüz altmış dört yıldan sonra / Bu nazm ile bunu ettim izhâr” diyerek (a.g.e., s. 76) 1085 (1674) yılında hayatta olduğunu açıklamaktadır. Ayrıca Kul Nesîmî’nin bir kısım şiirlerinin XVII. yüzyılda yazılmış cönklerde yer alması, bu yüzyılda yaşamış başka şairlerin ona nazîreler yazması ve İran’la yapılan savaşlarla ilgili bazı tarihî olayların izlerine rastlanması onun XVII. yüzyılda yaşadığı kanaatini kuvvetlendirmektedir. Bazı tarihî kaynaklardan, Anadolu’daki Alevî-kızılbaş topluluklarının İran şahları lehine başlattıkları ayaklanmalarda Pîr Sultan gibi önemli rol oynayan şairlerden birinin de Kul Nesîmî olduğu anlaşılmaktadır.

İyi bir eğitim gördüğü ve şiirlerinde çeşitli âyetlerin yer almasından Arapça bildiği anlaşılan Kul Nesîmî kuvvetli bir şairdir. Hz. Ali sevgisi, on iki imama bağlılıkla Ca‘ferî-Alevî inancı şiirlerinde önemli bir yer tutar. İnsanî aşk şiirlerinde yer verdiği diğer bir konudur. Ayrıca didaktik mahiyette ve nasihat türünde şiirleri de vardır. Daha çok aruz veznini kullanan Kul Nesîmî, bu tarz şiirlerinde aynı vezni kullanan diğer saz şairlerine göre daha başarılı olmakla beraber asıl şairlik gücünü hece vezniyle yazdığı şiirlerde göstermiştir. Dilinin sade, üslûbunun tabii oluşu ve duygularındaki samimiyet şiirlerinin halk tarafından ilgi görmesinin belli başlı sebepleridir. Seyyid Nesîmî’nin şiirleriyle karışan bazı manzumelerinde bu şairin etkisi açık bir şekilde görülmektedir. Dinî-tasavvufî şiirlerinden birkaçı tekkelerde makam eşliğinde ilâhî olarak okunmuştur. Hece ve aruz vezniyle yazdığı 100’den fazla şiiri Cahit Öztelli tarafından çeşitli cönklerden toplanarak Onyedinci Yüzyıl Tekke Şairi Kul Nesîmî adıyla yayımlanmıştır (Ankara 1969).

BİBLİYOGRAFYA:

Sadettin Nüzhet [Ergun], Bektaşî Şairleri, İstanbul 1930, s. 295-299; Cahit Öztelli, Onyedinci Yüzyıl Tekke Şairi Kul Nesîmî, Ankara 1969, s. 3-19, ayrıca bk. tür.yer.; a.mlf., “Nesîmî (Kul)”, TA, XXV, 202; a.mlf., “Kul Nesîmî”, TDEA, V, 437; M. Fuad Köprülü, “Said Emre”, Hayat, II/42, Ankara 1927, s. 2; Bedri Noyan, “Kul Nesîmî”, TFA, XII/239 (1969), s. 5311; a.mlf., “Bektaşî Ozanı Kul Nesîmî’nin Yayınlanmamış On Üç Şiiri”, Türk Folklorundan Derlemeler, (Ankara 1988), s. 91-100.

Nurettin Albayrak