KUNANBAYEV, Abay

(1845-1904)

Kazak şairi, bestekâr, düşünür ve edebiyatçı.

22 Ağustos 1845’te Kazakistan’ın eski Karkaralı ilindeki Şıngıs dağının Kaskabulak yaylasında (şimdiki Semey ili Abay ilçesi Karavıl köyü) doğdu. Asıl adı İbrâhim olup Kazaklar’da yaygın olan isim kısaltma âdetinden dolayı Abay şeklinde anılmıştır. Orta Cüz Kazakları’ndan Argın boyunun Tobıktı koluna mensuptur. Babası Kunanbay Öskenbayev varlıklı ve nüfuzlu bir beydi. İlk öğrenimine köyünde başlayan Abay, on yaşına geldiğinde Semey şehrindeki bir medresede din ilimlerinin yanında edebiyat, tarih, matematik, coğrafya gibi modern bilimleri de tahsil etti. Özellikle edebiyata merak sararak Doğu klasiklerini okudu. Nizâmî, Ali Şîr Nevâî, Fuzûlî, Sa‘dî-i Şîrâzî ve Hâfız-ı Şîrâzî gibi nazım ustalarının eserleriyle tanıştı. Bu yıllarda şiir de yazmaya başladı. İlk eserleri çoğunlukla aruzla yazdığı aşk şiirlerinden oluşuyordu. Fakat asıl eserlerini Kazak halk edebiyatı türlerinde verdi. Bu arada bir Rus mahalle mektebine devam ederek Rusça öğrendi. On üç yaşında iken, hacca gidecek olan babasının yerine boyun idaresini üstlenmesi gerektiğinden öğrenimini bıraktı. Bu yıllarda kendi halkını yakından tanıma fırsatı buldu. Daha sonra idarî işlere ve siyasete karışmaya başladı. 1876-1878 yıllarında Konır Kökşe adlı bir yerin idareciliğine seçildi. Siyasî gücünü yanlış ve haksız uygulamaları durdurmak için kullanmaya çalışan Abay, bu konuda fazla başarı sağlayamadığı gibi adaletsiz yönetimi sebebiyle eleştirdiği babasıyla da anlaşmazlığa düştü. Gördüğü yanlışları şiir yazarak tenkide ve halkı uyarmaya çalıştıysa da şairlik o dönemde Kazak soyluları arasında hakir görülüyordu. Bu yüzden Abay 1886 yılına kadar


şiirlerinde takma ad kullandı. Semey’e sürgüne gönderilen Çarlık karşıtı Rus aydınlarından E. P. Mihaelis gibi Rus arkadaşlarının ve Saint Petersburg’da bir askerî okulda öğrenim görmekte olan kardeşi Halilolla Öskenbayev’in yardımıyla Rusça’sını ilerletti. Rus edebiyatının önde gelen yazarlarının eserlerini okudu, ayrıca dünya edebiyatı klasiklerinin Rusça çevirilerini okuma imkânı buldu.

Kırk yaşına geldiğinde kendini edebiyata veren Abay 1886’da yazdığı “Jaz” (yaz) adlı şiirinde ilk defa kendi adını kullandı. Bu tarihten sonra kaleme aldığı şiirlerle Kazak halkını uyandırmaya ve ilerletmeye çalıştı. Çağın gerisinde kalan halkı için kaygılanıyor, toplumu değiştirmenin yollarını arıyordu. 1890’lı yıllarda artık halk arasında beğenilen ve fikirlerine güvenilen bir şair olmuştu. Çeşitli yerlerden pek çok kişi Abay’dan istifade etmek üzere yanına gelmeye başladı. Bu şekilde birçok şair ve yazar yetiştirdi. Muka, Magaviya, Akılbay, Kekitay ve Şakerim gibi genç yetenekler Abay’ı kendilerine örnek alarak onun takipçisi oldular. Abay, oğlu Magaviya’nın ölümünden kırk gün sonra 6 Temmuz 1904’te Semey’de vefat etti. Naaşı Şıngıs dağındaki Jidebay kışlağında kardeşi Ospan’ın kabrinin yanına gömüldü.

XIX. yüzyılda ilk örnekleri ortaya çıkmaya başlayan Kazak yazılı edebiyatının kurucusu sayılan Abay Kunanbay modern Kazak edebiyatının en önemli temsilcisidir. Hem edebiyat hem sosyal hayatla ilgili yenilikçi düşünceleriyle kendinden sonraki Kazak aydınlarının örnek aldığı bir kişi olmuştur. Üslûp ve konu bakımından pek çok yenilik getiren Abay’ın eserleri Kazak edebiyatının klasikleri arasına girmiştir. Sovyetler Birliği devrinde birçok yazar ve şairin eserleri yasaklandığı halde Abay yasaklamanın dışında tutulmuş, bu sayede XX. yüzyıl Kazak edebiyatında önemli bir yere sahip olarak hakkında en çok araştırma yapılan edebiyatçılar arasına girmiştir.

Eserleri ve Fikirleri. Abay’ın eserleri şiir, nesir ve başta Rusça olmak üzere diğer dillerden yaptığı çeviriler olarak üç grupta toplanabilir. Her şeyden önce sözlü halk edebiyatının yazılı hale geçmesinde önemli bir rol üstlenmiş, şiirlerini bir kitap halinde toplamamışsa da yazıya döktüğü için bunlar günümüze kadar ulaşmıştır. Abay’ın şiirleri “ölen” (şiir) ve manzum hikâye türünde yazdığı eserlerden oluşur. Modern şiir türlerinde eser vermemekle birlikte geleneksel Kazak şiirine biçim ve içerik yönünden yenilikler getirmiştir. Ondan önce Kazak şiirinde sadece “kara ölen” ve “jır” adı verilen iki biçim vardı. Abay bunları kullanmakla yetinmemiş, ayrıca Kazak şiirine on yedi değişik şekil kazandırmıştır. Birçok mısradan oluşan bir tek bölüm veya dörtlüklerden meydana gelen birkaç bölüm halinde yazılan ölen formuna iki, üç, dört, altı ve sekiz dizelik yeni şekiller katmıştır. Abay’ın şiirlerinin dili sade ve etkilidir. Kazakça’nın zenginliğinin farkında olarak yabancı kelimeler kullanmaktan özellikle kaçınmıştır. Ölen türü dışında “Eskendir”, “Masgut” ve “Ezim Engimesi” adıyla üç manzum hikâye yazmıştır. “Eskendir”, Firdevsî ve Nizâmî gibi ustaların yazdığı İskendernâmeler’e konu olarak benzese de Abay bunları taklit etmemiştir. “Masgut” ve yarım kalan “Ezim Engimesi”nde yine klasik Doğu hikâyelerinde işlenen konulara yer vermiştir. Şiirlerinde Kazak halkını, kültürünü, gelenek ve göreneklerini anlatmış, Kazak toplumunda gördüğü eksiklikleri ve yanlışlıkları eleştirmiştir. Kadının hor görülmesi, başlık parası, tembellik ve eğitimsizlik gibi konulardaki eleştirileri Kazaklar’ın değişiminde ve çağdaşlaşmasında önemli rol oynamıştır. Abay’ın fikirleri ve eleştirileri kendisinden sonra gelen Kazak aydınlarını derinden etkilemiştir.

Abay, XIX. yüzyıl Rus edebiyatının yazarlarından Krılov’un bazı manzum hikâyeleriyle Puşkin’in, Rus hayatının ansiklopedisi olarak tanımlanan Evgeni Onegin adlı manzum romanının 5500 mısralık bir kısmını 376 mısra halinde yorumlayıp Kazakça’ya çevirmiştir. En çok tercüme yaptığı Lermontov’un otuza yakın şiirinin yanı sıra onun başka dillerden Rusça’ya çevirdiği bazı şiirleri de Kazak kültürüne uyarlayarak Kazakça’ya tercüme etmiştir. “Gakliyat” veya “Kara Söz” olarak adlandırılan kırk beş adet yazıdan ve birkaç gazete makalesinden ibaret olan düz yazılarını ise 1890-1898 yılları arasında kaleme almıştır. Bunların konuları genelde felsefî düşünceler, özdeyişler, nasihat ve kıssalardan oluşur.

Yazdığı şiirlerin bir kısmını besteleyen Abay’ın günümüze kırka yakın bestesi ulaşmıştır. Kazak halk müziğini çok iyi bilen Abay özellikle “en” adı verilen müzik türünde eserler vermiş, Birjan Sal, Akan Seri, Tettimbet, Jayav Musa gibi halk ozanlarının eserlerini örnek almıştır. Halk edebiyatında pek çok yeniliğin öncüsü olmuş, halk müziğine birtakım yeni ölçüler, türler ve yeni bir ses getirmiştir. “Segiz Ayak, Boyı Bulgan, Közimnin Karasındagı” gibi şiirlerine yaptığı besteler Kazak halk müziğinde yenilikler ihtiva etmektedir. Abay’ı diğer halk müziği bestecilerinden ayıran bir özellik de Rus halk müziğine ve Rus bestecilerinin eserlerine önem vermiş olmasıdır. Bu alanda Surgılt Tuman, Men Kördim Uzın Kayın Kulaganın, Ölsem Ornım Kara Jer gibi besteleri ortaya çıkmıştır. Puşkin’den çevirdiği Tatyana Hatı ve Oneginnin Hatı adlı eserlere yaptığı besteleri de Kazak halkı arasında tutulmuştur.

Abay’ın birkaç şiiri sağlığında dergilerde basıldığı halde şiirleri kitap halinde yayımlanmamış, Mürseyit Biykeulı adlı bir dostunun hazırladığı el yazmaları şeklinde halk arasında yayılmıştır. Ölümünden sonra kardeşi Iskak’ın oğlu Kekitay (Abdülkerim) şiirlerini neşretmek için girişimlerde bulunmuş, nihayet 1909 yılında Saint Petersburg’da Kazak Akını İbrahim Kunanba Uġlının Öleni adıyla bir kitap bastırmıştır. Bu kitap sayesinde Abay hızla tanınmaya başlamış, günümüze kadar çeşitli tarihlerde otuzdan fazla değişik Abay antolojisi yayımlanmıştır. Sovyet devrinde ise Abay’ın hayatı ve eserlerine dair çeşitli inceleme ve değerlendirmeler yapılmış, eserleri başta diğer Türk lehçeleri olmak üzere birçok dile çevrilmiştir. Hayatı hakkında yazılan en önemli eser Muhtar Avezov’un Abay Jolı adlı dört ciltlik biyografik romanıdır. Kazak halkı için millî bir simge haline gelen Abay’la ilgili çalışmalar Kazakistan’ın bağımsızlığına kavuşmasından sonra da yoğun biçimde devam etmiştir. Özellikle doğumunun 150. yıl dönümü münasebetiyle UNESCO’nun 1995 yılını Abay yılı olarak ilân etmesi hem Kazakistan’da hem Türkiye’de Abay hakkındaki çalışmalara hız kazandırmıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

Muhtar Avezov, Abay Jolı, Almatı 1942-56, I-IV; a.mlf., Abay Kunanbaev, Almatı 1995; Th. G. Winner, The Oral Art and Literature of the Kazakhs of Russian Central Asia, Durham 1958, s. 110-120; H. Süyinşeliev, XIX. Ğasırdağı Kazak Edebieti, Almatı 1986, s. 189-236; M. Beysenbaev, Abayjene Onın Zamanı, Almatı 1988, tür.yer.; M. Mırzahmet, Abaytanuv Tarih, Almatı 1994, tür.yer.; R. N. Nurgaliev v.dğr., Abay Entsiklopediya, Almatı 1995; Zeyneş İsmail - Ali Abbas Çınar, Abay’ın Eserlerinden Seçmeler, Ankara 1995; Orhan Söylemez - Göksel Öztürk, “Abay (İbrahim) Kunanbayev (1845-1904)”, Bir, sy. 3, İstanbul 1995, s. 101-124; Mehmet Bulut, “Doğumunun 150. Yıldönümünde Bir Türk Düşünürü Abay (İbrahim) Kunanbay”, Diyanet Aylık Dergi, sy. 52, Ankara 1995, s. 44-45; Ahmet Baytursınulı, “Kazakların Başşairi” (trc. Mustafa Öner), Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi, sy. 2, Ankara 1996, s. 378-385;


Aşur Özdemir, “Kazak Edebî Dilinin Kurucusu Kazaklar’ın Klasik Şairi Abay (İbrahim) Kuranbayulı (1845-1904)”, Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, sy. 5, Erzurum 1996, s. 189-201; Manaş Kozıbayer, “Abay ve Dönemi”, Türk Lehçeleri ve Edebiyatı Dergisi, sy. 14, Ankara 1997, s. 39-45; H. Emel Aşa, “Abay (İbrahim) Kunanbayoğlu’nun Edebî Çehresi”, TK, sy. 428 (1998), s. 761-768 (57-64); a.mlf., “Abay, İbrahim Kunanbayoğlu”, Yeni Türk İslâm Ansiklopedisi, İstanbul 1995, örnek fasikül, s. 13-16; S. Mukanov - K. Beysembiev, “Abay (İbrahim) Kunanbaev”, Kazak Sovet Entsiklopediyası, Almatı 1972, I, 9-16.

İbrahim Kalkan