LEBÎBÎ-i HORASÂNÎ

(لبيبئ خراساني)

(V./XI. yüzyıl)

İranlı şair.

Mahlası (Lebîbî) dışında adı ve hayatı hakkında bilgi bulunmamaktadır. Nisbesinden Horasanlı olduğu anlaşılmaktaysa da hangi şehrinden olduğu belli değildir. Yakın arkadaşı Ferruhî’nin 429’da (1037-38) ölümü üzerine yazdığı mersiye onun bu tarihte hayatta bulunduğunu göstermektedir. Avfî, Lebîbî’nin Gazneliler dönemi şairlerinden olup Gazneli Mahmud’un kardeşi Ebü’l-Muzaffer Yûsuf b. Nâsırüddin için bir kaside yazdığını kaydederse de (Lübâb, s. 527-528) bu kaside onun için değil Çagāniyân emîrlerinden Ebü’l-Muzaffer için söylenmiş olmalıdır. Zira Gazneli Ebü’l-Muzaffer için yazılan kasidelerde daima Ebû Ya‘kūb künyesi kullanılmıştır. Öte yandan kasidenin Lebîbî’ye aidiyeti de kesin değildir. Ferruhî’ye mal edildiği gibi Menûçihrî’ye de nisbet edilir. Ancak son araştırmalarda Lebîbî’ye ait olduğu kanaatine varılmıştır.

Lebîbî’den bu kaside dışında sözlüklerde şahit olarak kullanılan sınırlı sayıda beyit günümüze ulaşmıştır. Bunlar şekil bakımından mesnevilerden alınmış beyitlere benzemekteyse de konuları belli değildir. Bütün bunlara rağmen Lebîbî’nin döneminin tanınmış şairlerinden olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim Mes‘ûd-i Sa’d-i Selmân onu “seyyidü’ş-şuarâ” diye niteler. Ayrıca Muhammed b. Hüseyin el-Beyhakī Lebîdî’yi “üstâd-i sühan” olarak kaydeder. Fakat eserin daha eski ve güvenilir birçok nüshasında bu ad Leysî şeklinde geçmektedir. Dolayısıyla buradaki “üstâd-ı sühan” sıfatının kesin olarak Lebîbî’ye ait olup olmadığı bilinmemektedir. Esedî-i Tûsî’nin (ö. 465/1073) Luġat-ı Fürs’ünde Lebîbî’nin birçok şiirinin yer alması şiirlerinin daha sonraki dönemlerde de yaygın olduğunu göstermektedir.

Lebîbî’nin dağınık parçalar halinde bulunan şiirleri Jan Rypka ve M. Borecky tarafından toplanarak Archiv Orientalia’nın XIV. cildinde (1943), bir bölümü de Debîr-i Siyâkī tarafından Mihr dergisinin VIII. cildinde (Tahran 1331 hş./1952, s. 310-312, 367-377, 650-653) Lebîbî ve EşǾâr-i O adıyla neşredilmiştir.

BİBLİYOGRAFYA:

Râdûyânî, Tercümânü’l-belâġa (nşr. Ahmed Ateş), İstanbul 1949, s. 32, 121 vd.; Muhammed b. Hüseyin el-Beyhakī, Târîħ (nşr. Ali Ekber Feyyâz), Meşhed 1350 hş., s. 83; Avfî, Lübâb, s. 527-528; Hidâyet, MecmaǾu’l-fuśaĥâǿ, Tahran 1295, I, 494; Safâ, Edebiyyât, I, 547-550; Rypka, HIL, s. 175; M. Debîr-i Siyâkī, Genc-i Bâzyâfte, Tahran 1354 hş., s. 4-34; Melikü’ş-şuarâ Bahâr, “Ķaśîde-i Lebîbî”, Âyende, III, Tahran 1363/1944, s. 151-157; Dihhudâ, Luġatnâme, XXII, 17308-17312; J. T. P. de Bruijn, “Labībī”, EI² (İng.), V, 583.

Rıza Kurtuluş