LENGÂHLAR

Pakistan’da Pencap eyaletinin Mültan bölgesine hâkim olmuş bir hânedan.

Hint-Pakistan topraklarındaki önemli tarihî ticaret yollarından birinin güzergâhında bulunan Mültan, yaklaşık 300 yıl Delhi Sultanlığı’na bağlı bir eyalet olarak kaldıktan sonra Seyyidler döneminin sonlarına doğru bağımsız bir konuma gelmiştir. Zayıflayan Delhi devlet otoritesinin yol açtığı karışıklıklar sırasında halk, Şeyh Muhammed Yûsuf Kuşeyrî adında bir kumandanı yönetici seçmiş, o da Mültan’ı bağımsız bir şekilde yönetmeye başlamıştı. Bir müddet sonra Belûcîler’in Lengâh kabilesinden Rai Sahra adında bir kişi muhtemelen 855 (1451) yılında Mültan’ı ele geçirerek Lengâhlar devrini başlattı (Lengâh yönetiminin Rai Sahra’nın babası Budhan Sindi tarafından 841’de [1437] kurulduğunu kabul eden tarihçiler de bulunmaktadır; bk. Ahmad Nabi Khan, s. 79). Kutbüddin unvanıyla hüküm süren Rai Sahra’nın 874’te (1469) vefat etmesi üzerine tahta büyük oğlu I. Hüseyin geçti. Lengâh hânedanının en yetenekli üyesi sayılan Hüseyin Şah sultanlığın sınırlarını Shorkôt, Chiniôt, Kahrôr ve Dhankôt’a kadar genişletti; bu arada Mültan’ı geri almaya çalışan Delhi Sultanı Behlûl Şah’ın seferlerini de durdurdu. Bu durum Hüseyin Şah’ın itibarını arttırdı ve komşu bölgelerde yaşayan birçok Belûcî kabilesi onun hâkimiyetini tanıyarak Mültan topraklarına göç etti. Hüseyin Şah, Delhi Sultanı Behlûl Şah’ın 1488’de ölümünden sonra yerine geçen İskender Şah zamanında Lûdîler’le olan ilişkilerini düzeltmek istedi ve iki sultanlık arasında sınırları tayin eden bir antlaşma yapıldı.

Başta Gucerât olmak üzere diğer komşu sultanlıklarla da iyi ilişkiler kuran ve özellikle eğitim ve kültüre önem veren Hüseyin Şah, otuz yıl kadar hüküm sürdükten sonra idareyi oğlu Fîrûz Han’a devrederek tahttan çekildi. Ancak genç Fîrûz veziri İmâdülmülk ile anlaşamadı; vezirin oğlu, Fîrûz Şah’ın adamlarından biri tarafından öldürülünce İmâdülmülk de Fîrûz Şah’ı zehirletti. Bunun üzerine Hüseyin Şah idareyi tekrar eline aldıysa da kısa bir süre sonra vefat etti (26 Safer 904 / 13 Ekim 1498) ve yerine Fîrûz’un oğlu Mahmud Şah geçti. Ancak Mahmud’un yönetimdeki zaafları veziri Câm Bayezid ile arasını açtı; vezir Bayezid, Delhi Sultanı İskender Lûdî’ye elçi göndererek kendisine bağlılığını bildirdi; İskender Şah da ona yardım etmesi için Lahor Valisi Devlet Han’ı görevlendirdi. Bunun üzerine Devlet Han, Mahmud Şah’ın Bayezid’in üzerine gönderdiği orduyu savaş olmadan durdurdu ve sultanı anlaşmaya zorlayarak Bayezid’in Sharkôt hâkimliğini kabul ettirdi.

Mahmud döneminde Lengâh hânedalığının gittikçe azalan itibarı 1525’te Argunlu Hüseyin Şah’ın hücumu ile daha da kötüleşti. Hüseyin Şah’a karşı 80.000 kişilik bir ordu ile direnen Mahmud, savaş sırasında kavga ettiği veziri ve damadı Şücâ‘ Han tarafından zehirletildi; arkasından da Mahmud’un çocuk yaştaki oğlu Sultan II. Hüseyin Şah tahta geçirildi ve yönetimi Şücâ‘ Han eline aldı. Şücâ‘ Han, ilk iş olarak toprakların bir kısmını verip Argunlar’la barış yaptıysa da bu barış kalıcı olmadı; 1526’da Mültan Kalesi’ni kuşatan Argunlar halkın açlık ve sefalet içinde sürdürdüğü bir yıllık direnişten sonra şehre girdiler ve seksen yıldan fazla devam eden Lengâh hânedanlığına son verdiler (Rebîülâhir 933 / Ocak 1527).

BİBLİYOGRAFYA:

Firişte, Gülşen-i İbrâhîmî, Leknev 1867, II, 325-331; CHIn., III, 503-505; Hameed ud-Din, “Multan in the 9th/15th and 10th/16th Centuries”, Journal of Indian History, XL, Trivandrum 1962, s. 24; Ahmad Nabi Khan, Multan History and Architecture, Islamabad 1983, s. 78-83; A. S. Bazmee Ansari, “Husayn Ѕћāh Langāh I-II”, EI² (İng.), III, 633-634.

Azmi Özcan