MA‘RÛF er-RUSÂFÎ

(معروف الرصافي)

Ma‘rûf b. Abdilganî Mahmûd er-Rusâfî (1875-1945)

Iraklı şair ve edip.

Bağdat’ın güneyindeki Rusâfe semtinde doğdu. Babası Kerkük’te yerleşmiş olan Cebbâre aşiretine mensup bir jandarma, annesi Fâtıma bint Câsim, Şemmer kabilesine mensup Karagûl aşiretindendi. Rusâfî, Kur’an’ı ezberledikten sonra girdiği Bağdat Askerî Rüşdiyesi’nin dördüncü sınıfında kalınca buradan ayrılıp dönemin âlim ve ediplerinden Mahmûd Şükrî el-Âlûsî’den ders almaya başladı. Dinî ilimlerle Arap dili ve edebiyatı alanında Âlûsî’den başka Abbas el-Kassâb ve Kāsım el-Kaysî’nin yanında on üç yıl kadar süren bu özel tahsil devresinden sonra Bağdat’taki ilk ve orta dereceli okullarda öğretmenlik yapmaya başladı. Bir taraftan da yazdığı şiirleri Mısır’da özellikle el-Müǿeyyed gazetesiyle el-Muķteŧaf dergisine gönderiyordu. Şekil ve muhteva bakımından beğenilen şiirleri sayesinde şöhreti Arap ülkelerine yayıldı. Meşrutiyet’in ardından İkdam gazetesi sahibi Ahmed Cevdet Bey, gazetenin Arapça olarak çıkarmayı düşündüğü ekinin yönetimi için Rusâfî’yi İstanbul’a davet etti. Ancak Rusâfî İstanbul’a gittiğinde projeden vazgeçilmiş olduğunu öğrendi. Buna rağmen bir süre İstanbul’da ikamet etti; bu müddet zarfında Otuzbir Mart Vak‘ası’na şahit oldu. Ardından Selânik’e gitti, orada yaklaşık bir ay kadar kaldıktan sonra ülkesine dönerken Lübnan’a uğradı ve o zamana kadar yazdığı şiirlerini ihtiva eden divanını Beyrut’ta


bastırdı. Divan Arap dünyasında ve özellikle Bağdat’ta büyük yankı uyandırdı.

Rusâfî Bağdat’a gelince Baġdâd gazetesinin yazı işleri bölüm şefliğinde çalışmaya başladı. Fakat çok geçmeden İstanbul’dan gelen bir davet üzerine ikinci defa oraya gitti ve Medrese-i Mülkiyye-i Âliye’de Arap dili ve edebiyatı dersi okuttu; Sebîlürreşâd’da bir yıla yakın süre yazı yazdı. Ayrıca Evkaf Nezâreti’ne bağlı Medresetü’l-vâizîn’de Arapça hitabet dersleri vermekle görevlendirildi. Rusâfî bu sırada Müntefik sancağından milletvekili seçilerek Osmanlı Meclis-i Meb‘ûsanı’na girdi. I. Dünya Savaşı’nın sonlarına kadar İstanbul’da kalan Rusâfî’nin hayatında bu dönemin önemli bir yeri olmuştur. Burada miletvekilliğinin yanı sıra çeşitli mekteplerde hocalık, gazete ve dergilerde yazarlık yapmış, ilmî ve edebî çevrelerde şair ve ediplerle dostluk kurmuş ve bildiği Türkçe sayesinde Batı’daki akımları Türkçe kaynaklardan öğrenme imkânını bulmuştur. Nâmık Kemal, Recâizâde Mahmud Ekrem, Tevfik Fikret gibi edip ve şairlerin eserlerini okumuş, onların ele aldıkları konulardan etkilenmiş ve bunları Bağdat’a döndükten sonra kendi yazı ve şiirlerine yansıtmıştır. Rusâfî evliliğini de yine bu dönemde İstanbul’da yapmıştır.

I. Dünya Savaşı’ndan sonra İstanbul’dan ayrılan Rusâfî önce Şam’a gitti. Fakat orada yöneticilerden umduğu ilgiyi bulamayınca kendisine teklif edilen Kudüs Medresetü’l-muallimîn öğretmenliğini kabul etti. Burada bir süre çalışarak 1921 yılında ülkesine döndü. Maarif Vekâleti bünyesinde faaliyet gösteren Lecnetü’t-terceme ve’t-ta‘rîb başkan vekilliğine getirildi. 1923’te Bağdat’ta yayın hayatı üç ay kadar süren Emel gazetesini çıkarmaya başladı. Ardından sırasıyla Maarif müfettişliği, Dârü’l-muallimîn Arap dili ve edebiyatı hocalığı ve Lecnetü’l-ıstılâhâti’l-ilmiyye başkanlığı görevlerini yürüttü. Bir dönem milletvekilliği de yapmış olan Rusâfî düşüncelerini çekinmeden ortaya koyduğu için siyasî baskılara mâruz kaldı; bunun üzerine bir köşeye çekilerek münzevi bir hayat yaşamaya başladı. Ömrünün son yıllarında Bağdat’ın Âzamiyye mahallesinde küçük bir dükkân çalıştırarak geçimini sağlamaya çalıştı.

Çağdaş Arap şiirinin neoklasik şairlerinin başında gelen Rusâfî’nin eserleri incelendiğinde onun edebiyatta, “Sanat toplum içindir” ilkesine bağlı kaldığı görülür. Şiir ve nesirlerinde düşünce özgürlüğü, bilginin yaygınlaştırılması, cehaletin ortadan kaldırılması, gençlere güven duygusunun aşılanması, yoksulların desteklenmesi, kızların çağdaş yöntemlerle eğitilmesi ve İslâm dininin temel kaynaklara göre anlatılması gerektiği konuları üzerinde durur.

Eserleri. 1. Dîvân. İlk defa 1910 yılında Muhyiddin el-Hayyât ve Mustafa el-Galâyînî’nin düzenlemesi ve lugatçe ilâvesiyle Beyrut’ta basılan esere daha sonraki baskılarında Rusâfî’nin birçok yeni şiiri eklenmiştir (Beyrut 1932, I-V, 1972-1977; I-II, 1959). 2. DefǾu’l-hücne fî irtiđâħi’l-lükne (İstanbul 1331). Osmanlı Türkçesi’nden derlenen, aslı Arapça olup başka anlamlarda kullanılan ve Araplar’ın Osmanlılar’dan alıp mânalarını bilmeden kullandıkları kelimelere dairdir. 3. Nefĥu’ŧ-ŧîb fi’l-ħaŧâbet ve’l-ħaŧîb (İstanbul 1915, 1336). İstanbul’da Medresetü’l-vâizîn’de verdiği hitâbet derslerinin konularını kapsamaktadır. 4. el-Enâşîdü’l-medresiyye (Kudüs 1920). Kudüs’te öğretmen okulunda görevliyken yazdığı, notalarıyla birlikte okul şarkılarından oluşmaktadır. 5. Ârâǿü Ebi’l-ǾAlâǿ el-MaǾarrî (nşr. Abdülhamîd er-Reşûdî, Bağdad 1955). Maarrî’nin el-Lüzûmiyyât adlı divanından yaptığı seçmelerin şerhidir. 6. ǾAlâ Bâbi sicni Ebi’l-ǾAlâ (Bağdad 1946). Tâhâ Hüseyin’in MaǾa Ebi’l-ǾAlâ el-MaǾarrî adlı eseri hakkında yazdığı reddiye ve ta‘likattır. 7. Resâǿilü’t-taǾlîķāt (Bağdad 1944, 1957). Zekî Mübârek’in et-Taśavvufü’l-İslâmî ve en-Neŝrü’l-fennî adlı eserleriyle Caetani’nin İslâm Tarihi üzerine kaleme aldığı ta‘likatıdır. 8. Nažra icmâliyye fî ĥayâti’l-Mütenebbî (nşr. İbrâhim el-Alevî, Bağdad 1959). 9. Kitâbü’l-Âlet ve’l-edât ve mâ yetbeǾuhümâ mine’l-melâbis ve’l-merâfıķ ve’l-henât (nşr. Abdülhamîd er-Reşûdî, Bağdad 1980). Halkın kullandığı yabancı kökenli alet ve araçların isimlerinin Arapçalaştırılmasına dairdir. Rusâfî, Nâmık Kemal’in Rüya adlı eserini Rivâyetü’r-rüǿyâ adıyla Arapça’ya çevirmiştir (Bağdad 1909). Ma‘rûf er-Rusâfî’nin ayrıca Arap dili üzerine verdiği konferansları, basılmamış bazı eserleri, gazete ve dergilerde çeşitli makaleleri bulunmaktadır (Kāsım el-Hattât, II, 719-721).

Ma‘rûf er-Rusâfî hakkında çok sayıda eser yazılmış olup bunlardan bazıları şunlardır: Mustafa Ali, MaǾrûf er-Ruśâfî (Bağdad 1948); Abdülhamîd er-Reşûdî, er-Ruśâfî: Ĥayâtühû, âŝâruhû, şiǾruh (Bağdad 1988); Abdüllatîf Şerâre, er-Ruśâfî: Dirâse taĥlîliyye (Beyrut 1960); Bedevî Ahmed Tabâne, MaǾrûf er-Ruśâfî (Kahire 1947; eleştirel bir değerlendirmedir); Abdüssâhib Şekr, ǾAbķariyyetü’r-Ruśâfî (Bağdad 1958); Hıdr Abbas es-Sâlihî, er-Ruśâfî, śılatî bihî, vaśiyyetühû, müǿellefâtüh (Bağdad 1948) ve ŞâǾiriyyetü’r-Ruśâfî: Dirâse edebiyye (Bağdad 1390/1970); Ahmed Matlûb, er-Ruśâfî, ârâǿühü’l-luġaviyye ve’n-naķdiyye (Kahire 1970); Kāsım el-Hattât - Mustafa Abdüllatîf es-Sehartî - M. Abdülmün‘im Hafâcî, MaǾrûf er-Ruśâfî şâǾirü’l-ǾArabi’l-kebîr: Ĥayatühû ve şiǾruh (Kahire 1391/1971); Hilâl Nâcî, el-Ķavmiyye ve’l-iştirâkiyye fî şiǾri’r-Ruśâfî (Beyrut 1959); Necdet Fethî Saffet, MaǾrûf er-Ruśâfî (London-Riyad 1988); Saîd el-Bedrî, Ârâǿü’r-Ruśâfî fi’s-siyâse ve’d-dîn ve’l-ictimâǾ (Bağdad 1951).

BİBLİYOGRAFYA:

Ma‘rûf er-Rusâfî, Dîvân, Beyrut 1983-86, I-II, tür.yer.; Rafâîl Battî, el-Edebü’l-Ǿaśrî fi’l-ǾIrâķı’l-ǾArabî, Bağdad 1923, s. 67-96; Brockelmann, GAL Suppl., III, 488-489; Yûsuf İzzeddin, eş-ŞiǾru’l-ǾIrâķıyyü’l-ĥadîŝ, Kahire 1960, bk. İndeks; M. M. Badawi, A Critical Introduction to Modern Arabic Poetry, Cambridge 1975, s. 55-62; Abdürrezzâk el-Hilâlî, ez-Zehâvî, Kahire 1976; Safa Khulusi, “Ma‘rūf ar-Rusāfī in Jerusalem”, Arabic and Islamic Garland Presented to ǾAbdul-Laŧif Ŧibāwi, London 1977, s. 147-152; a.mlf., “MaǾrūf er-Rusâfî”, BSOAS, XIII/3 (1950), s. 616-626; Salmā Kh. Jayyusi, Trends and Movements in Modern Arabic Poetry, Leiden 1977, s. 181-188; M. Kürd Ali, el-MuǾâśırûn, Dımaşk 1401/1980, s. 440-467; Ahmed Matlûb, Ĥareketü’t-taǾrîb fi’l-ǾIrâķ, Küveyt 1983, s. 102-117; a.mlf., “er-Ruśâfî en-nâķıd”, Mecelletü Külliyyeti’l-âdâb, sy. 12, Bağdad 1969, s. 124-133; a.mlf., “er-Ruśâfî: Ârâǿühû fi’l-luġati ve’n-naķd”, Mecelletü MaǾhedi’l-buĥûŝ ve’d-dirâsâti’l-ǾArabiyye, sy. 1, Kahire 1969, s. 193-203; a.mlf., “Ma‘rûf er-Rusâfî’nin Arap Dili ve Edebiyatıyla İlgili Eserleri” (trc. Taceddin Uzun), SÜ İlâhiyat Fakültesi Dergisi, sy. 2, Konya 1987, s. 291-298; Hannâ el-Fâhûrî, el-Mûcez fi’l-edebi’l-ǾArabî ve târîħih, Beyrut 1985, IV, 572-599; Kāsım el-Hattât, Ĥayâtü’r-Ruśâfî (Rusâfî, Dîvân içinde), Beyrut 1986, II, 691-722; Vemîz Cemâl Ömer Nazmî,


el-Cüźûrü’s-siyâsiyye ve’l-fikriyye ve’l-ictimâǾiyye li’l-ĥareketi’l-ķavmiyyeti’l-ǾArabiyyeti’l-istiķlâliyye fi’l-ǾIrâķ, Beyrut 1986, s. 78-83; Ahmet Savran, XIX. Yüzyıl Osmanlılar Döneminde Arap Edebiyatı, Erzurum 1987, s. 214-219; A. Miquel, “Sur Ma‘rūf al-Ruşāfī”, Studies in Honour of Clifford Edmund Bosworth vol. I. Hunter of the East: Arabic and Semitic Studies, Leiden 2000, s. 32-39; Abdürrahîm el-Kettânî - Abdülazîz Bağdâd, el-Müfîd fî terâcimi’ş-şuǾarâǿ ve’l-üdebâǿ ve’l-Ǿulemâǿ ve’l-fuķahâǿ, Dârülbeyzâ 1421/2000, s. 374 vd.; L. Şeyho, “er-Ruśâfiyyât ve’r-Reyĥâniyyât”, el-Meşrıķ, XIII (1910), s. 379-388; M. Hüseyn el-A‘recî, “et-TaǾrîf ve’n-naķd: el-Âletü ve’l-edât li’r-Ruśâfî”, MMLADm., LXVI/1 (1991), s. 107-128; Encyclopedia of Arabic Literature (ed. J. S. Meisami - P. Starkey), London 1998, II, 667; Ahmet Ateş, “Mârûf Rusâfî”, İA, VII, 345-346; S. Moreh, “MaǾrūf al-Ruśāfī”, EI² (İng.), VI, 614-617.

Erol Ayyıldız