MÂLÎNÎ

(الماليني)

Ebû Sa‘d Ahmed b. Muhammed b. Ahmed el-Mâlînî el-Herevî (ö. 412/1022)

Hadis hâfızı, sûfî.

Herat yakınlarındaki Mâlîn köyüne nisbet edildiğine göre aslen oralı olduğu söylenebilir. Tâvûsü’l-fukarâ lakabıyla tanınmış olup Cürcân, Nîşâbur, İsfahan, Hûzistan, Basra, Bağdat, Kûfe, Şam, Mısır, Mekke ve Medine gibi yerleri dolaşarak pek çok kimseden hadis dinledi. Cürcân’a ilk gidişinin 364’te (975) olduğu kaydedilmekte (Sehmî, s. 124) ve bundan seyahate oldukça erken dönemlerde başladığı anlaşılmaktadır. Sadece Kitâbü’l-ErbaǾîn’indeki şeyhlerinin sayısı doksanı bulan Mâlînî İbn Adî, İbn Nüceyd, Katîî, Ebü’ş-Şeyh ve Rabaî gibi hocalardan istifade etti. Aynı zamanda kendilerinden hadis dinlediği Abdülganî el-Ezdî ve Temmâm er-Râzî başta olmak üzere Ebû Nasr es-Siczî, es-Sünenü’l-kübrâ’sında 348 rivayetine yer veren Ahmed b. Hüseyin el-Beyhakī, Târîħu Baġdâd’ında doğrudan ve dolaylı olarak nakillerde bulunan Hatîb el-Bağdâdî ve kendisinden en son rivayette bulunduğu belirtilen Hilaî (Zehebî, AǾlâmü’n- nübelâǿ, XIX, 75) onun talebelerinden bazılarıdır.

Rivayetlerinde şeyhlerini şöhret kazandıkları isimlerinden başka adlarla kaydederek tedlîs yaptığı ifade edilen Mâlînî’nin, çağdaşı Hâkim’in el-Müstedrek’inde “alâ şartıhimâ” ölçüsünde hadis bulunmadığını söylediği rivayet edilmiş, ancak Zehebî onun böyle bir değerlendirme için yeterli ilmî birikime sahip olmadığını, bu iddianın aynı dönemde yaşamış âlimler arasında zaman zaman görülen kıskançlıktan kaynaklandığını belirterek Hâkim’i savunmuştur (a.g.e., XVII, 175).

Mâlînî’nin Horasan dönüşü son defa Cürcân’a uğradığını, telifiyle meşgul olduğu Târîħu Cürcân adlı çalışmasını beğendiğini ve bu kitaba kendi adını da yazmasını istemesi üzerine kendisini eserine aldığını belirten Sehmî onun Cürcân’dan ayrıldıktan (407/1016) sonra İsfahan, Bağdat ve Şam’a uğrayarak Mısır’a geçtiğini ve 409’da (1018) orada vefat ettiğini söyler. Ancak Hatîb el-Bağdâdî, Mâlînî’nin bu tarihte Bağdat’ta bulunduğunu, Câmiu’l-Mansûr’un yanındaki ribâtta kendisinden hadis dinlediklerini ve buradan Mekke’ye, ardından Mısır’a gittiğini, Zehebî de Sehmî’nin yanıldığını belirttikten sonra her iki müellif onun 17 Şevval 412’de (24 Ocak 1022) öldüğünü kaydetmektedir (Târîħu Baġdâd, IV, 372; AǾlâmü’n-nübelâǿ, XVII, 302).

Eserleri. 1. Kitâbü’l-ErbaǾîn fî şüyûħi’ś-śûfiyye. Bazı mutasavvıflar vasıtasıyla zühd, dünyadan yüz çevirme, Allah’a yönelme, ilim tahsilinin önemi, tevekkül gibi konularda rivayet edilen kırk hadisi ihtiva etmektedir. Müellif, rivayetlerini eserine almak üzere seçtiği mutasavvıfların adlarını herhangi bir sıralama gözetmeksizin başlık olarak kullanmış, bunun altında senedde bu şahsın yer aldığı rivayeti kaydettikten sonra onun konuyla ilgili haberlerini zikretmiştir. Zehebî’nin münker rivayetlerin bulunduğunu söylediği eser (AǾlâmü’n-nübelâǿ, XVII, 303) Âmir Hasan Sabrî tarafından neşredilmiştir (Beyrut 1417 / 1997). 2. Ĥadîŝ. Bir nüshası Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye’de kayıtlıdır (Mecmua, nr. 388/26). 3. el-Müǿtelif ve’l-muħtelif. İbn Hacer’in Tebśîrü’l-müntebih’te Ruşâtî vasıtasıyla nakilde bulunduğunu söylediği (IV, 1513) ve Müttakī el-Hindî’nin Kenzü’l-Ǿummâl’ine aldığı hadislerden ikisini ondan aktardığını ifade ettiği (XIII, 436; XV, 733) eserin günümüze ulaşıp ulaşmadığı bilinmemektedir. Mâlînî’nin bunların dışında Eĥâdîŝü’l-İmâm Mâlik b. Enes, el-Fütüvve, Müsnedü şüyûħi’ś-śûfiyye, el-Esbâb ve’l-ensâb adlı eserleri kaynaklarda zikredilmektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

Mâlînî, Kitâbü’l-ErbaǾîn fî şüyûħi’ś-śûfiyye (nşr. Âmir Hasan Sabrî), Beyrut 1417/1997, neşredenin girişi, s. 29-59; Sehmî, Târîħu Cürcân (nşr. M. Abdülmuîd Han), Beyrut 1407/1987, s. 124; Hatîb, Târîħu Baġdâd, IV, 371-372; Yâkūt, MuǾcemü’l-büldân, V, 44; İbnü’s-Salâh, Ŧabaķātü’l-fuķahâǿi’ş-ŞâfiǾiyye (nşr. Muhyiddin Ali Necîb), Beyrut 1413/1992, I, 360; İbn Abdülhâdî, ǾUlemâǿü’l-ĥadîŝ, III, 267; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XVII, 175, 301-303; XIX, 75; a.mlf., Teźkiretü’l-ĥuffâž, III, 1070-1072; İbn Hacer, Tebśîrü’l-müntebih, IV, 1512, 1513; Müttakī el-Hindî, Kenzü’l-Ǿummâl, XIII, 436; XV, 733; Keşfü’ž-žunûn, I, 53; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, I, 72; Kettânî, er-Risâletü’l-müsteŧrafe, s. 102-103, 116; Sezgin, GAS, I, 674; Cezzâr, Medâħilü’l-müǿellifîn, III, 1443-1444.

Abdülkadir Şenel