MAYURKA

(ميروقة)

Batı Akdeniz’de bir ada.

Bugün İspanya’ya ait Balear adalarını oluşturan ve İslâm tarihi kaynaklarında el-Cezâirü’ş-şarkıyye, Cezâirü şarkı’l-Endelüs diye anılan beş adanın en büyüğüdür (3640 km²). Ortaçağ İslâm tarih ve coğrafyacılarının eserlerinden bu dönemde


adanın en büyük şehrinin ada ile aynı adı taşıdığı anlaşılmaktadır. Günümüzde Mayurka (Mallorca) adı sadece ada için kullanılmakta, adanın en büyük şehrine ise Palma ya da İspanyolca konuşulan ülkelerde bulunan çok sayıdaki Palma’lardan ayırmak için Palma de Mallorca denilmektedir.

Tarih boyunca Yunanlılar, Fenikeliler, Romalılar, Vandallar ve Bizaslılar’ın hâkimiyeti altında yaşayan Mayurka (Maiorica) halkı, IV. yüzyıl başlarından itibaren Suriyeli misyonerler vasıtasıyla Hıristiyanlığa girmeye başladı ve giderek tamamen hıristiyanlaştı. Ada, VIII. yüzyılın başlarında Kuzey Afrika’ya yerleşen müslümanların Batı Akdeniz’de yayılmasını engellemeye çalışan bir üs vazifesi görmekteydi ve Bizans’ın Sicilya’daki donanma gücüne bağlıydı.

Müslümanların Mayurka’ya yönelik ilk seferi, 89 (708) yılında Kuzey Afrika Valisi Mûsâ b. Nusayr’ın oğlu Abdullah’ın kumandasında gerçekleştirildi. Mayurka ile birlikte Minorka adasının Bizans valisi esir alındı. Böylece ada müslümanların hâkimiyetine girmiş oldu. Bu tarihten Balear adalarındaki halkların Endülüs Emevî Devleti’ne isyan ettiği 234 (848-49) yılına kadar geçen dönem hakkında İslâm kaynaklarında bilgi bulunmamaktadır. İsyanın ardından Endülüs Emevî Hükümdarı II. Abdurrahman adalar üzerine İbn Meymûn kumandasında bir donanma gönderdi. Cizye ödemeleri ve müslümanların aleyhine çalışmamaları şartıyla bir anlaşma yapıldı (235/849-50). Bu sırada adaların yönetim merkezinin Mayurka olduğu anlaşılmaktadır. Hıristiyan kaynaklarında, Mayurkalılar’ın 848 yılından önce de müslümanlarla yaptıkları anlaşmaları bozarak Franklar’la iş birliği yaptıkları, 778’de Frank donanması ile birlikte Endülüs sahillerine hücum ettikleri, Endülüs donanmasının bu saldırılara karşılık vererek onları cezalandırdığı, Mayurkalılar’ın ve diğer adalar sakinlerinin yardım istemeleri üzerine Franklar’ın tekrar bölgeye geldikleri ve müslüman denizcileri uzaklaştırarak Balear adalarını, bu arada Mayurka’yı da istilâ ettiklerini (182/798), ancak 185 (801) yılında Endülüs donanmasının adaları ele geçirip halkı ile yeni bir antlaşma yaptığı kaydedilmektedir. Mayurkalılar’ın bu antlaşmayı da bozmaları üzerine Endülüs Emevî Devleti Emîri Abdullah b. Muhammed b. Abdurrahman (888-912) tarafından gönderilen İsâm el-Havlânî kumandasındaki bir Endülüs donanması adayı kısa sürede hâkimiyeti altına aldı. Bu başarısından dolayı adaya askerî vali olarak tayin edilen İsâm, on yıl süren yöneticiliği esnasında Roma döneminden kalma bir şehir kalıntısı üzerine Bağdat’ın planını andırır biçimde Mayurka şehrini kurdu; şehri camiler, hanlar ve hamamlarla donattı. Bu dönemde İslâmiyet süratle yayılmaya başladı, ayrıca dışarıdan ve özellikle Kurtuba’dan (Cordoba), Endülüs’ten müslümanların gelip yerleşmesiyle müslüman nüfusunda önemli bir artış meydana geldi. Müslümanların güçlenmesi sonucu Mayurka Franklar’a, Batı Akdeniz’deki adalara ve Kuzey Afrika üzerine düzenlenecek seferlerde önemli stratejik bir üs haline geldi.

Mayurka mülûkü’t-tavâif döneminde Dâniye (Denia) Emîrliği’ne bağlandı (405/1014). Hûdîler’in (Benû Hûd) 469 (1076-77) yılında Dâniye Emirliği’ne son vermeleri üzerine bu sırada Dâniye emîri adına Mayurka’yı ve diğer Balear adalarını yönetmekte olan Abdullah el-Murtazâ bağımsız hareket etmeye başladı. Bu dönemde adanın refah düzeyi yükseldi. Başşehir Mayurka’daki Nâsıriye sarayı mimari ihtişamı, barındırdığı idareci, bilgin ve şairleriyle büyük hükümdarların saraylarını andırmaktaydı.

Batı Akdeniz’de hıristiyan yönetimindeki adalara ve sahillere akınlar düzenleyen Mayurka yöneticileri hıristiyan güçlerin saldırılarına mâruz kaldılar. 502’de (1108) Katalonyalılar’ın da desteğini alan bir Bizans donanması kısa bir süre için de olsa Balear adalarında hâkimiyeti ele geçirdi. Ada aynı yıl Normanlar’ın saldırısına uğradı. Mayurka’ya yönelik en büyük saldırı Papa II. Pascual’ın liderliğinde gerçekleştirildi. 509 (1115) yılında Mayurka’yı kuşatan büyük bir Haçlı donanması kuşatmanın dokuzuncu ayında ada-yı işgal etti. Emirlik sarayına girip Emîr Ebü’r-Rebî‘ Süleyman’ı esir alan Haçlılar şehirde büyük bir katliam gerçekleştirdiler, evleri ateşe verdiler. Haçlı donanmasının çekilmesinin (Mart 1116) ardından adaya gelen Murâbıt donanması düzeni ve güveni tesis ederek dağlara çekilen halkın evlerine dönmesini sağladı. Böylece diğer adalarla birlikte Murâbıtlar’a bağlanan Mayurka, 543 (1148) yılına kadar Merakeş’ten gönderilen Murâbıt valileri tarafından yönetildi. Ada, bu tarihten Muvahhidler’in hâkimiyeti altına girdiği 600 (1204) yılına kadar Murâbıtlar’ın vârisi Benî Gāniye’nin Balear adalarında kurduğu müstakil devlete merkezlik etti. Benî Gāniye bu devirde adanın askerî ve ekonomik açıdan güçlenmesi için yoğun çaba sarfetti.

Mayurka’yı ele geçirmek için birbiri ardınca gönderilen Muvahhid donanmaları amaçlarına 1203 senesinde ulaştılar. Daha on yıl bile geçmeden İkāb savaşında Muvahhidler’in Endülüs’te müttefik hıristiyan güçleri karşısında yenilgiye uğraması (609/1212) Endülüs ve Mağrib’de olduğu gibi Mayurka’daki hâkimiyetlerini de zayıflattı. Aragon Kralı I. Jaime’nin kumanda ettiği Haçlı donanması 627’de (1230) müslüman hâkimiyetine son verdi. Haçlı kuvvetlerinin Mayurka’da sekiz gün devam eden yağma ve katliamlarından kurtulabilen müslümanların bir kısmı Mağrib’e, bir kısmı da Gırnata’ya sığındı. Adada kalanların çoğu esaret altına girdi. İşgal sonrasında Mayurka toprakları kral tarafından çıkarılan bir fermanla ordu kumandanlarına dağıtıldı, cami ve mescidler kiliseye çevrildi. Mayurka’nın ve diğer adaların kaybedilişi İslâm dünyasında büyük yankı uyandırdı. Nasrîler, Hafsîler, hatta Irak’ta Erbil Emîri Muzafferüddin Kökböri esaret altındaki müslümanları kurtarmak için yoğun gayret sarfettiler. Mayurka, XVI. yüzyıla kadar Aragon’un hâkimiyeti altında kaldıktan sonra İspanya Krallığı’na bağlandı. Bu süre


içerisinde zaman zaman Batı Akdeniz’de faaliyet gösteren, aralarında Türkler’in de bulunduğu müslüman denizcilerin akınlarına mâruz kaldı. Adanın tabii güzelliği, iklimin elverişliliği, toprağının verimliliği ve insanlarının cömertliği müslüman seyyahların ve ediplerin dikkatini çekmiştir. IV. (X.) yüzyıl ortalarında Endülüs’ü ziyaret eden İbn Havkal ile (Śûretü’l-arż, s. 109-110, 184-185) 503’te (1109-10) Mayurka’yı ziyaret eden Feth b. Hâkān el-Kaysî (Ķalâǿidü’l-Ǿiķyân, s. 76) adanın büyüleyici güzelliklerini anlatırlar.

İdarî alanda olduğu kadar kültür ve medeniyet alanında da Mayurka Balear adalarının merkezi olmuştur. IX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Endülüs, Mağrib, Sicilya ve Meşrık’tan çok sayıda âlim Mayurka’ya yerleşmeye başlamış, Mayurkalı öğrencilerin büyük çoğunluğu tahsillerini tamamlamak için ada dışına çıkmaya ihtiyaç duymamışlardır. Tabakat kitaplarında “Mayûrkī” nisbesiyle tanınan çok sayıda âlimin ismine rastlanmaktadır. Dânî (İbnü’s-Sayrafî), Halef b. Ali et-Tâî el-Kurtubî, İbnü’l-Hattâb, Abdullah b. Muhammed el-Abderî ve Şekkâz, Mayurka’da kıraat ilmine katkıda bulunmuş çok sayıdaki âlimden birkaçıdır. Mağrib genelinde ve Endülüs’te olduğu gibi Mayurka’da da Mâlikîlik hâkim mezhep olmakla birlikte 430’da (1039) adaya gelen ve yaklaşık on yıl burada kalan İbn Hazm’ın etkisiyle Zâhirîlik de önemli ölçüde kabul görmüştür. İbn Hazm’ın, Mâlikî fakihi Ebü’l-Velîd el-Bâcî ile olan ilmî münazaraları Mayurka’da gerçekleşmiştir. Bu münazaralar sonucunda İbn Hazm adadan uzaklaştırılmışsa da burada onun görüşlerini benimseyen birçok âlim yetişmiştir. Bunlardan bazıları şöyle sıralanabilir. Ali b. Müreccâ, Muhammed b. Sa‘dûn, Abdullah b. Muhammed, Muhammed b. Fütûh el-Humeydî. Mayurka’da kıraat, fıkıh ve hadis âlimlerinin yanında çok sayıda mutasavvıf yetişmiştir. Muhammed b. Hüseyin el-Mayûrkī, Muhammed b. Şücâ‘ es-Sûfî, Muhammed b. Sa‘dûn b. Müreccâ, Ebü’z-Zühr el-Meâfirî adada yetişen ünlü mutasavvıflardandır. Mayûrkī nisbesiyle tanınan edip, şair ve âlimler arasında şair Ebü’l-Hasan Ali b. Ahmed ile hıristiyan iken ihtidâ edip Hıristiyanlığa bir reddiye yazan Abdullah b. Abdullah et-Tercümân da zikredilebilir.

Mayurka İslâm hâkimiyeti sırasında çok sayıda han, hamam, cami, konak, kasır, saray, sur gibi eserlerle donatılmıştır. Ancak ihmal ve kasıtlı tahribat yüzünden bu eserlerden yalnızca bir hamam (Arap Hamamı), bazı mezar taşları, cam ve seramik kap kacak parçaları ile birkaç parça duvar tezyinatı zamanımıza ulaşmıştır.

Günümüzde 530.000 nüfusa sahip olan adanın en büyük etkinliği turizmdir. Tahıl, turfanda sebze, badem, incir, zeytin başlıca ürünleridir. Sanayi faaliyetleri arasında cam, mobilya, konserve ve deri üretimi önem taşımaktadır. Mayurka adasındaki Palma şehri (2003 tahminlerine göre 333.000 nüfus) 1983 yılında kurulan Balear adaları özerk yönetiminin merkezi durumundadır.

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Havkal, Śûretü’l-arż, Beyrut, ts., s. 109-110, 184-185; İbn Hayyân, el-Muķtebes, s. 2-4, 366-368; Uzrî, Nuśûś Ǿan târîħi’l-Endelüs (nşr. Abdülazîz el-Ehvânî), Madrid 1965, s. 15-16; Humeydî, Ceźvetü’l-muķtebis, Kahire 1386/1966, s. 56, 61, 118, 122-124, 150, 285, 305, 313, 352-353; İbnü’l-Kerdebûs, Târîħu’l-Endelüs (nşr. Ahmed Muhtâr el-Abbâdî), Madrid 1971, s. 122-124; Feth b. Hâkān el-Kaysî, Ķalâǿidü’l-Ǿiķyân, Tunus 1966, s. 76; Dabbî, Buġyetü’l-mültemis, Kahire 1967, s. 170, 211, 302, 415; Yâkūt, MuǾcemü’l-büldân, Kahire 1906, VIII, 229-232; İbn Saîd el-Mağribî, el-Muġrib, II, 446-447; İbn İzârî, el-Beyânü’l-muġrib, II, 89, 305; İbn Haldûn, el-Ǿİber, IV, 164-165; Himyerî, er-Ravżü’l-miǾŧâr (nşr. E. Lévi-Provençal), [baskı yeri ve tarihi yok], s. 188-191; Makkarî, Nefĥu’ŧ-ŧîb, I, 128-130, 169, 279, 314; II, 68, 114, 138, 527, 645; III, 221, 487; IV, 229-230, 259, 334, 469-471; C. R. Markham, The Story of Majorca and Minorca, London 1908; J. B. Mulet, El codic Latino-Arabigo del Repartimiento de Mallorca, Barcelona 1954; A. Cassanovas, Majorca, Palma de Mallorca 1973; İsâm Sâlim, Cüzürü’l-Endelüsiyyeti’l-mensiyye, Beyrut 1984; M. Ahmed Ebü’l-Fazl, Dirâsât fî târîħi ve ĥađârati’l-Endelüs, İskenderiye 1996, s. 191-226; C. Brockelmann, “Mayurkî”, İA, VII, 417-418; J. Bosch Vila, “Mayūrķa”, EI² (İng.), VI, 926-927.

Mehmet Özdemir