MEVSÛATÜ’l-FIKHİ’l-İSLÂMÎ

(موسوعة الفقه الإسلامي)

Mısır Vakıflar Bakanlığı’na bağlı İslâmî İşler Yüksek Meclisi tarafından yayımlanan fıkıh ansiklopedisi.

Milletlerarası Mukayeseli Hukuk Akademisi Doğu Hukuku Şubesi tarafından fıkıh araştırmalarıyla ilgili olarak 1951 yılında Paris’te toplanan kongrede bir fıkıh ansiklopedisi hazırlanması teklif edilmişti. 1955’te Şam’da kurulan İslâm Hukuku Fakültesi bu düşünceyi gerçekleştirmek amacıyla bir komisyon oluşturdu. Komisyonun çalışmaları sürerken 3 Mayıs 1956 tarihinde İslâm Hukuku Fakültesi tarafından bir fıkıh ansiklopedisi yayımlanmasını öngören kararnâme yürürlüğe girdi. 1958’de Suriye ve Mısır’ın birleşmesinden sonra ansiklopedi yetkilileriyle dönemin Mısır Vakıflar bakanı Ahmed Abdullah Tuayme (Taîme) ve yardımcıları arasında yapılan görüşmelerin ardından 18 Ocak 1961’de İslâmî İşler Yüksek Meclisi’ne bağlı olarak Suriye ve Mısırlı üyelerden oluşan bir komisyon kuruldu. Ansiklopedinin ismi MevsûǾatü Cemâl ǾAbdinnâśır fi’l-fıķhi’l-İslâmî şeklinde belirlendi. 23 Temmuz 1961’de her iki ülkenin fıkıh uzmanlarının yaptığı araştırmaların bazıları örnek fasikül halinde yayımlandı. Mısır ve Suriye’nin Eylül 1961’de birbirinden ayrılmasının ardından ortak üyelerden meydana gelen komisyonun toplanamaması sebebiyle Mısır Vakıflar Bakanlığı tarafından yeni bir komisyon kurularak çalışmalar sürdürüldü. İlk cildi 1966 yılında Kahire’de yayımlanan ansiklopedinin adı 1974’te çıkan XI. ciltten itibaren MevsûǾatü’l-fıķhi’l-İslâmî olarak değiştirildi. 2001’de neşredilen XXVII. cildi “İntihâr” maddesi tamamlanmadan sona ermektedir.

Ansiklopedinin ilk cildinin başında fıkhın tanımı, kaynakları, teşrî‘, ictihad, fıkıh mezhepleri, fıkhın bölümleri, fıkhın tedvini ve ansiklopedinin hazırlık süreciyle ilgili bilgiler bulunmaktadır. Kaynaklar dipnotlarda zikredilmekte, her cildin sonunda madde fihristi yer almaktadır. MevsûǾatü’l-fıķhi’l-İslâmî’de dört büyük Sünnî fıkıh mezhebinin yanında Zâhiriyye, Zeydiyye, İbâzıyye ve İmâmiyye mezheplerinin görüşleri de zikredilmekle birlikte herhangi bir mezhebin görüşü tercih edilmemektedir. Alfabetik olarak düzenlenen maddelerde ayrıntılı hükümlere yer verildiği, zaman zaman her mezhebin önde gelen fakihlerine ait görüşlerin müstakil başlıklar altında yazıldığı görülmektedir.

M. Kâmil Yaşaroğlu