MEZYEDÎLER

(بنو مزيد)

997-1163 yılları arasında Merkezî Irak’ta hüküm sürmüş bir İslâm hânedanı.

Aslen Benî Esed’in Nâşire koluna mensup olup Irak’ta Kûfe-Hît arasındaki topraklara yerleşmişlerdi. Büveyhî Hükümdarı Muizzüddevle’nin veziri olan Ebû Muhammed el-Mühellebî, Mezyedîler’den Senâüddevle Ali b. Mezyed’e Sûrâ ve civarını himaye görevini verdi. Böylece Büveyhîler’in hizmetine giren Senâüddevle Ali b. Mezyed, Bahâüddevle tarafından 387’de (997) muhtemelen Nîl, Fellûce ve Câmiayn’ı içine alan toprakların emîri olarak tanındı. Ali b. Mezyed’in, kardeşi Muhammed ile birlikte Benî Dübeys kabilesine karşı girdiği mücadelede Muhammed savaş meydanında öldürüldü (401/1010-11).

Bahâüddevle’nin yerine geçen Sultânüddevle’nin de emîr olarak tanıdığı Ali b. Mezyed, kardeşinin intikamını almak için Benî Dübeys üzerine düzenlediği seferde Dübeys’in iki oğlunu öldürdü (Muharrem 405 / Temmuz 1014). Ali b. Mezyed, uzun süre emirlik yaptıktan sonra Zilkade 408’de (Nisan 1018) vefat edince yerine oğlu Nûrüddevle I. Dübeys geçti. Diğer oğlu Mukalled emirlikte hak iddia ederek ayaklandıysa da I. Dübeys duruma hâkim oldu; Mukalled, Musul’da hüküm süren Ukaylîler’e sığınmak zorunda kaldı. Büveyhîler arasında 416’dan (1025) sonra başlayan taht mücadelesinde Dübeys Ebû Kâlîcâr’ı, Mukalled ise Celâlüddevle’yi destekledi. Bu mücadeleden galip çıkan Celâlüddevle, Benî Hafâce ve Mukalled ile birlikte Dübeys’in hâkimiyetindeki topraklara saldırdı. Dübeys ülkesini terketmek zorunda kaldı (421/1030). Ardından taraflar arasında anlaşma sağlandı ve Dübeys Celâlüddevle’ye yüklü bir meblağ para ödeyerek ülkesine dönebildi. Bu arada Büveyhîler’in Türk kumandanı Arslan el-Besâsîrî’nin desteğini sağlayan üçüncü kardeş Sâbit ile Mukalled 424’te (1033) I. Dübeys’in üzerine yürüdüler. Dübeys birliklerinin mağlûp olduğunu görünce takviye kuvvetler getirtip Sâbit’e karşı harekete geçti. Kanlı bir savaştan sonra Dübeys bir kısım topraklarını kardeşine bıraktı. Dübeys, birkaç yıl sonra Irak’ta hâkimiyet tesis eden Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey ve onunla iş birliği yapan Ukaylî Emîri Kureyş b. Bedrân’a karşı Besâsîrî ile ittifak yaparak Fâtımîler’den yana tavır aldı. Tuğrul Bey Bağdat’a girince (18 Aralık 1055) Besâsîrî şehri terkedip Dübeys’e sığındı. Besâsîrî ile Dübeys, Sincar’da Kutalmış ile Kureyş kumandasındaki Selçuklu ordusunu mağlûp ettiler (19 Ocak 1057). Ancak daha sonra Tuğrul Bey karşısında tutunamayan Besâsîrî Bağdat’ı terketmek zorunda kaldı ve yine Dübeys’e sığındı (14 Aralık 1059).

Şevval 474’te (Mart 1082) vefat eden I. Dübeys’in yerine oğlu Bahâüddevle Ebû Kâmil Mansûr, kısa süren emirliğinin ardından onun yerine de oğlu Ebü’l-Hasan Seyfüddevle Sadaka b. Mansûr geçti (Rebîülevvel 479 / Haziran-Temmuz 1086). Selçuklu Sultanı Melikşah, I. Sadaka’nın Dicle’nin sol kıyısındaki topraklarda kendisine tâbi olarak hüküm sürmesine izin verdi. Sadaka, emirlik menşûrunu almak için Sultan Melikşah’ın huzuruna çıkınca kendisine hil‘at giydirildi ve iktâları arttırıldı. Böylece Dicle’nin batısına kadar uzanan merkezî Irak toprakları Mezyedîler’in kontrolüne geçmiş oldu (Rebîülevvel 479 / Haziran-Temmuz 1086). I. Sadaka, Sultan Melikşah’ın ölümünden (485/1092) sonra başlayan taht kavgaları sırasında önce onun büyük oğlu Berkyaruk’un saflarında yer aldı. Ancak Berkyaruk’un veziri Ebü’l-Mehâsin ed-Debistânî’nin kendisinden daha önceki yıllara ait borçlarını istemesi ve ödemediği takdirde topraklarına yürüyeceği tehdidinde bulunması üzerine 494’te (1101) Berkyaruk’a karşı kardeşi Muhammed Tapar’ı desteklemeye karar verdi. 495’te (1102) Câmiayn şehrinin yerinde yaptırdığı Mezyedîler’in merkezi Hille’de ve hâkimiyetindeki diğer şehirlerde onun adına hutbe okuttu. O zamana kadar Nîl, Fellûce ve Câmiayn’da göçebe olarak yaşayan Mezyedîler bu tarihten itibaren Hille’yi merkez edindiler. Şevval 497’de (Temmuz 1104) Vâsıt ve Hît, Cemâziyelevvel 499’da (Ocak 1106) Basra, Safer 500’de (Ekim 1106) Tikrît Mezyedîler’in eline geçti.

I. Sadaka, Berkyaruk ile Muhammed Tapar arasındaki taht kavgalarından istifade ederek hâkimiyetini bütün Irak topraklarına yaymaya çalıştı. Sadaka’nın yayılmacı bir politika izlediğini, sadece Abbâsî Halifesi Müstazhir-Billâh adına hutbe okuttuğunu ve kendisine muhalif emîrleri koruduğunu gören Sultan Muhammed Tapar onu bertaraf etmeye karar verdi. Hille-Vâsıt arasındaki Nu‘maniye’de meydana gelen savaşta Melikü’l-Arab lakabıyla tanınan Sadaka öldü, oğlu Nûrüddevle Ebü’l-Eaz Dübeys b. Sadaka da esir düştü (19 Receb 501 / 4 Mart 1108). Sultan Muhammed Tapar Dübeys’i Bağdat’a götürdü ve kendisine bağlı kalacağına dair yemin ettirdikten sonra serbest bırakmakla birlikte Mezyedîler’in merkezi Hille’ye dönmesine izin vermedi. Dübeys, ancak Muhammed Tapar’ın ölümünden sonra oğlu Irak Selçuklu Sultanı Mahmud zamanında Hille’ye gidebildi (511/1117).

II. Dübeys de Muhammed Tapar’ın oğulları arasındaki taht kavgalarından faydalanarak hâkimiyet sahalarını genişletmeye çalıştı. 517’de (1123) Halife Müsterşid-Billâh’a karşı girdiği mücadelede yenilerek Ca‘ber Kalesi’ne kaçtı. Urfa Haçlı Kontu Joscelin ve Kudüs Kralı Baudouin ile iş birliği yaptı. Irak Selçuklu Meliki Tuğrul’u Bağdat’ı işgal edip yeni bir Selçuklu Devleti kurmaya teşvik etti. Maceralı bir hayat süren ve şairleri himaye etmesiyle tanınan II. Dübeys, Irak Selçuklu Sultanı Mesud tarafından Halife Müsterşid-Billâh’ın ölümünden sorumlu tutularak öldürüldü (14 Zilhicce 529 / 25 Eylül 1135).

II. Dübeys’in yerine geçen oğlu Seyfüddevle II. Sadaka, Irak Selçuklu Sultanı Mesud ile yeğeni Dâvûd b. Mahmûd arasındaki mücadelede Mesud’un yanında yer aldı ve kazandıkları bir zaferin ardından ganimet peşinde koşarken esir alınıp öldürüldü (532/1138). Yerine kardeşi Muhammed geçti. Ancak diğer kardeşi II. Ali 540’ta (1145) Hille üzerine yürüyüp Muhammed’i şehirden uzaklaştırdı. 542’de (1147-48) Mesud’a bağlı birlikler Ali’yi


Hille’den çıkardılarsa da aynı yıl Ali tekrar şehri ele geçirdi. II. Ali, Halife Muktefî-Liemrillâh’tan aradığı desteği bulamayınca Sultan Mesud’a itaat arzetmek zorunda kaldı (544/1149). Ali ertesi yıl ölünce Sultan Mesud Hille’yi kumandanlarından Sâlârkerd’e verdi (545/1150), Mesud’un ölümü üzerine (547/1152) Bağdat şahnesi Mesud Bilâl şehre hâkim olduysa da Halife Muktefî’ye bağlı birlikler tarafından uzaklaştırıldı.

Hille 551’de (1156) Sultan Muhammed b. Arslan Şah’ın kumandanları tarafından ele geçirildi. Mezyedîler, bu tarihten itibaren Sultan Muhammed’in bir nâibine tâbi olarak hüküm sürmeye başladılar. Selçuklular’ın Irak’ta giderek güç kaybettikleri bir dönemde Hille, Halife Müstencid-Billâh ile müttefiki Benî Müntefik tarafından görevlendirilen birliklerce işgal edildi. Bu sırada Mezyedîler’den 4000 kişi öldürüldü (558/1163); sağ kalanlar çeşitli yerlere dağıldılar. Bölgede Mezyedîler’e mensup olduğu bilinen hiç kimseye hayat hakkı tanınmadı; hâkimiyetleri altındaki topraklar da Benî Müntefik’e teslim edildi. Şiîliğe büyük bir sempati duyan Mezyedîler, bedevî menşeli olmalarına rağmen izledikleri politikayla iyi bir siyasetçi ve teşkilâtçı olduklarını göstermişler, karışık bir dönemde hâkimiyet alanlarını genişletmeyi ve varlıklarını sürdürmeyi başarmışlardır.

BİBLİYOGRAFYA:

İbnü’l-Kalânisî, Târîħu Dımaşķ (Amedroz), s. 147, 156, 159-160, 202, 205-210, 239, 251; İbnü’l-Cevzî, el-Muntažam, VIII, 180-181; IX, 111, 124, 132, 156, 236; Ahbârü’d-devleti’s-Selcûkıyye (Lugal), s. 55-56, 73-75, ayrıca bk. İndeks; Yâkūt, MuǾcemü’l-büldân (Cündî), II, 338-339; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, bk. İndeks; Bündârî, Zübdetü’n-Nusra (Burslan), s. 102-103, 117-118, 128, 165, 186, 235, ayrıca bk. İndeks; İbnü’l-Adîm, Zübdetü’l-ĥaleb, II, 197-200, 221-229, 247-250; İbn Hallikân, Vefeyât, II, 263-265, 490-491; Urfalı Mateos Vekayinâmesi (952-1136) ve Papaz Gorigor’un Zeyli (1136-1162) (trc. H. D. Andreasyan), Ankara 1987, s. 268, 281; Abdülcebbâr Nâcî, el-İmâretü’l-Mezyediyye: 387-558 h., Basra 1970; Bosworth, İslâm Devletleri Tarihi, s. 66-67; a.mlf., “Mazyad”, EI² (İng.), VI, 965-966; Abdülkerim Özaydın, Sultan Muhammed Tapar Devri Selçuklu Tarihi (498-511/1105-1118), Ankara 1990, s. 45-51, ayrıca bk. İndeks; a.mlf., “Dübeys b. Sadaka”, DİA, X, 14; G. Makdisi, “Notes on Hilla and the Mazyadids in Medieval Islam”, JAOS, LXXIV (1954), s. 249-262; Hıdır Câsim ed-Dûrî, “Nažarât ĥavle mülâĥažâti’d-Doktor Corc Maķdisî Ǿani’l-Ĥille ve Benî Mezyed”, Âdâbü’r-Râfideyn, V, Musul 1974, s. 177-189; K. V. Zetterstéen, “Mezyedîler”, İA, VIII, 208-209; a.mlf., “Sadaka”, a.e., X, 24-25.

Abdülkerim Özaydın