MÜCCÂA b. MÜRÂRE

(مجّاعة بن مرارة)

Müccâa b. Mürâre b. Sülmâ el-Hanefî (ö. 41/661’den sonra)

Sahâbî.

Yemâme’deki Necid bölgesinde yaşayan Benî Hanîfe kabilesine mensuptur. Babası bu kabilenin önde gelen şahsiyetlerindendi. Müccâa 10 (631) yılında Sülmâ b. Hanzale es-Sühaymî başkanlığında Medine’ye gelen Benî Hanîfe heyetinde yer aldı. Rahhâl b. Unfüve el-Hanefî, Müseylimetülkezzâb ve babası Mürâre b. Sülmâ gibi önemli kimselerin bulunduğu on ya da on yedi kişilik bir heyetle Resûl-i Ekrem’in yanına giderek müslüman oldu ve birkaç gün Medine’de kaldı. Resûlullah’tan ilgi gören heyet Remle bint Hâris en-Neccâriyye’nin evinde ağırlandı. Bu esnada Müccâa, Hz. Peygamber ile sık sık görüşerek İslâm’ı anlamaya ve bu konuda bilgi edinmeye çalıştı; Kur’an dinlemek ve öğrenmek için Mescid-i Nebevî’deki ders halkalarına katıldı.

Güçlü bir hatip, iyi bir siyaset adamı ve kabilesi arasında itibarlı bir şahsiyet olması sebebiyle Resûl-i Ekrem’in yakınlık gösterdiği Müccâa’nın isteği üzerine Necid taraflarındaki Gavre, Gurâbe ve Hubel mevkilerinde bulunan sahipsiz araziler kendisine iktâ edildi. Aralarında düşmanlık bulunan müşrik Benî Zühl kabilesine bağlı Sedüsoğulları tarafından öldürülen kardeşinin diyetini alabilmek için yardım istedi. Ancak Resûlullah, müşriklerden diyet alınamayacağını söyleyerek Zühloğulları ile yapılacak ilk savaşta elde edilecek ganimetlerin beşte birinden diyeti ödeyeceğini belirtti ve buna dair kendisine bir yazı verdi (Ebû Dâvûd, “İmâre”, 20). Medine’den ayrılırken ona ve arkadaşlarına 5’er ukıyye gümüş ihsanda bulunuldu.

Müccâa, Yemâme’ye döndükten sonra kabilesi arasında İslâm’ı yaymaya çalıştı. Resûlullah’ın vefatı esnasında ve daha sonra Müseylimetülkezzâb öncülüğünde Necid taraflarında baş gösteren irtidad hareketlerine karşı çıktı. Hz. Ebû Bekir devrinde mürtedlerle yapılan savaşlarda Hâlid b. Velîd’in başarı kazanmasında önemli katkıları oldu. Savaşın ardından Benî Hanîfe kabilesinin ödeyeceği tazminat konusunda Hâlid b. Velîd nezdinde kabilesini savundu ve hemşehrilerinin en az tazminatla kurtulmasını sağladı. Daha sonra muhtemelen yaşlılığı veya rahatsızlığı sebebiyle savaşlara katılmadı. Ancak onun Hz. Ebû Bekir, Ömer, Osman ve Ali devrinde Medine’ye geldiği ve onlardan itibar gördüğü bilinmektedir. Şair olarak da tanınan Müccâa, Hz. Peygamber’den pek az sayıda hadis nakletmiş olup bilinen tek râvisi oğlu Sirâc b. Müccâa’dır. Kaynaklarda onun Muâviye b. Ebû Süfyân döneminde (661-681) vefat ettiği belirtilmişse de ölüm tarihi hakkında kesin bilgi yoktur.


BİBLİYOGRAFYA :

Ebû Dâvûd, “İmâre”, 20; İbn Sa‘d, eŧ-Ŧabaķāt, V, 549-550; Buhârî, et-Târîħu’l-kebîr, VIII, 44; Belâzürî, Fütûĥ (nşr. Abdullah Enîs et-Tabbâ‘ - Ömer Enîs et-Tabbâ‘), Beyrut 1407/1987, s. 120, 123, 126-127; İbn Ebû Âsım, el-Âĥâd ve’l-meŝânî (nşr. Bâsim Faysal Ahmed el-Cevâbire), Riyad 1411/1991, III, 310; Taberî, Târîħ, Beyrut 1411/1991, II, 277-283; İbn Düreyd, el-İştiķāķ, s. 348; İbn Kāni‘, MuǾcemü’ś-śaĥâbe (nşr. Ebû Abdurrahman Salâh b. Sâlim el-Musarrâtî), Medine 1418/1997, III, 112-113; Merzübânî, MuǾcemü’ş-şuǾarâǿ (nşr. F. Krenkow), Beyrut 1402/1982, s. 472; İbn Abdülber, el-İstîǾâb (Bicâvî), IV, 1458; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ġābe, IV, 285-286; İbn Hacer, el-İśâbe (Bicâvî), V, 768-770; VI, 353-354; Muhammed Hamîdullah, el-Veŝâǿiķu’s-siyâsiyye, Beyrut 1405/1985, s. 157-159; Ali b. Hüseyin Ali el-Ahmedî, Mekâtîbü’r-Resûl, Beyrut, ts. (Dâru Sa‘b), I, 138-139; III, 456-457.

Mehmet Efendioğlu