MÜHELLEB b. EBÛ SUFRE

(المهلّب بن ابي صفرة)

Ebû Saîd Mühelleb b. Ebî Sufre Zâlim b. Serrâk el-Atekî el-Ezdî (ö. 82/702)

Emevîler’in Horasan valisi, Mühellebîler’in atası.

Muhtemelen 8 (629) yılında doğdu. Sahâbeden Ebû Sufre’nin oğludur. Çocukluğunu ve ilk gençlik yıllarını babasının Hz. Ömer zamanında yerleştiği Basra’da geçirdi. Nüfuz sahibi bir liderin oğlu olarak iyi bir şekilde yetişti ve genç yaşta kabilesinin önemli kişileri arasında yer aldı. Cemel Vak‘ası’ndan sonra, Hz. Ali tarafından bu savaşta karşı cephede savaşmış olan Ezdîler’in başına idareci tayin edildi (36/656). Ardından Muâviye b. Ebû Süfyân’ın hizmetine girdi ve 42’de (662) Abdurrahman b. Semüre’nin ordusunda Sicistan (Sîstan) seferine katıldı. Kâbil’in alınmasından sonra fetih müjdesini Basra Valisine ulaştırmakla görevlendirildi (Belâzürî, Fütûĥ, s. 388). 44 (664) yılında kumandanlığına getirildiği birlikle Benne ve Lahor’a kadar ulaştı. Ardından Horasan valisi Hakem b. Amr ile beraber Horasan’a giderek Herat ve Cûzcân dolaylarındaki fetihlerde önemli rol oynadı. Özellikle 47’de (667), Pamir’in güneyindeki Türkler’in yaşadığı Eşel dağlık bölgesinde bir vadide etrafı sarılan İslâm ordusunun kurtulmasını sağladığı için (DİA, XV, 175) büyük takdir topladı. 56 (676) yılında Saîd b. Osman b. Affân’ın Semerkant seferinde bir gözünü kaybetti. Yezîd b. Muâviye zamanında Horasan Valisi Selm b. Ziyâd’ın öncü birliklerinin başında Soğd hükümdarını mağlûp ederek büyük miktarda esir ve ganimet aldı.

Yezîd b. Muâviye’nin ölümünden sonra Abdullah b. Zübeyr’in saflarına katılan Mühelleb 65’te (684) Horasan valiliğine tayin edildi ve o sırada Basra ile Ahvaz arasındaki bölgeyi ele geçirerek şehri tehdide başlayan Ezrakīler’le (Ezârika) savaşmak üzere görevlendirildi. Seçme askerlerden 12.000 (veya 20.000) kişilik bir ordu hazırlayan Mühelleb, gönderdiği öncü birliklerle Ezrakīler’i iyice yıprattıktan sonra Sillabrâ denilen yerde onları ağır bir yenilgiye uğrattı ve 66 (685-86) yılında Ahvaz’ın dağlık kesimine kadar sürdü. Mühelleb’in bu başarısıyla Ezrakī tehlikesinden kurtulan Basra o yıllarda ona nisbetle Basratü’l-Mühelleb diye anılır oldu. Fars valiliğine tayin edilen ve Ezrakīler’den aldığı yerlerin gelirini ordusunu güçlendirmeye


harcayan Mühelleb bir yıl sonra askerlerinin mevcudunu 30.000’e çıkardı.

Basra’da Ezrakī tehlikesi yaşanırken Kûfe isyancı lider Muhtâr es-Sekafî’nin eline geçmişti. Abdullah b. Zübeyr’in Basra valiliğine tayin ettiği kardeşi Mus‘ab, Muhtâr’la savaş için Mühelleb’i yanına çağırdı. Mühelleb önce isteksiz davrandıysa da onun ordusuna katılarak Mezâr, Harûrâ ve Kûfe’de yapılan ve Muhtâr’ın ölümüyle sonuçlanan bir dizi savaşta büyük rol oynadı (67/687). Muhtâr’ın ortadan kaldırılmasının ardından Mus‘ab ile Abdülmelik b. Mervân arasında engel oluşturması için Musul-el-Cezîre-İrmîniye-Azerbaycan valiliğine getirilen Mühelleb, Ezrakīler’in isyanlarının önlenememesi üzerine tekrar onlara karşı gönderildi (68/687-88). Abdülmelik’in Irak üzerine yürüdüğünü duyunca tavsiyelerini isteyen Mus‘ab’a rakibinin bazı Iraklı liderlerle mektuplaştığını söyledi; ayrıca ona savaş sırasında yanında bulunmak istediğini bildirdi. Ancak Mus‘ab, Basralılar’ın cepheye gitmek için Ezrakīler’e karşı onun sefere çıkmasını şart koştuklarını bildirerek bunu kabul etmedi.

Mus‘ab’ın Sûlâf’ta Ezrakīler’le yapılan savaşta öldürüldüğünü duyan Mühelleb, Abdullah b. Zübeyr’den ayrıldı ve askerinden Abdülmelik için biat aldı. Emevî kuvvetleri Ezrakīler’e karşı başarısız kalınca Abdülmelik Mühelleb’i kumandanlığa getirdi (74/693). Mühelleb, Râmhürmüz’e kadar ulaşmakla birlikte yeterli destek alamadığı için beklenen başarıyı sağlayamadı. Ancak 75’te (694) vali Bişr b. Mervân’ın ölümünden sonra yerine gelen Haccâc b. Yûsuf es-Sekafî’nin verdiği kuvvetli destek sayesinde Ezrakīler’i Kâzerûn yakınında ağır bir yenilgiye uğrattı (20 Ramazan 75 / 12 Ocak 695) ve onları üç yıl daha oğlu Yezîd’le beraber Taberistan’a kadar takip ederek tamamen ortadan kaldırdı.

Toplam on dokuz yıllık bir mücadele sonunda Basra, Ahvaz, Fars, Mekrân ve Taberistan bölgelerindeki Hâricî isyanlarını sona erdiren Mühelleb, bu hizmetinden dolayı aynı zamanda damadı olan Haccâc tarafından Horasan valiliğine tayin edildi (78/697). Mühelleb bölgede önemli fetihler gerçekleştirdi. Zilhicce 82’de (Ocak 702) Merv’de vekil bıraktığı oğlu Mugīre’nin ölümünü duyunca Kiş’ten Merv’e dönerken Merverrûz’da vefat etti. İyi bir asker ve başarılı bir devlet adamı olan Mühelleb çok tedbirli davranır ve karargâhının etrafını bir hendekle çevirtirdi. Hilim ve cömertliğiyle meşhurdu. Askerlerine olduğu gibi yönetimi altındaki mevâlîye de iyi davrandığı, hatta onları maaş divanına aldığı ve içlerinden kumandanlar tayin ettiği bilinmektedir. Dönemindeki şairlerin en çok övdüğü liderlerin başında gelen Mühelleb’in kendisi de kaynaklarda şiir ve hikmetli sözleri aktarılan bir şair ve hatipti.

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Sa‘d, eŧ-Ŧabaķāt, VII, 129; İbn Kuteybe, el-MaǾârif (Ukkâşe), s. 400; Belâzürî, Fütûĥ (nşr. Abdullah Enîs et-Tabbâ‘ - Ömer Enîs et-Tabbâ‘), Beyrut 1407/1987, s. 230, 388, 533, 557-558, 578, 586, 608; a.mlf., Ensâbü’l-eşrâf (nşr. Mahmûd Firdevs el-Azm), Dımaşk 2002, XXI, 235-245; Dîneverî, el-Aħbârü’ŧ-ŧıvâl (nşr. M. Saîd er-Râfiî), Kahire 1330, s. 266-267, 271, 274-275; Taberî, Târîħ (Ebü’l-Fazl), V, 614-621; VI, 196-200, 300-305, 325-328, 352-355, 611-613; ayrıca bk. İndeks; Mes‘ûdî, Mürûcü’ź-źeheb (Abdülhamîd), III, 432, 434, 438; İbn Asâkir, Târîħu Dımaşķ (Amrî), LXI, 285-305; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, IV, 195-200, 267-272, 437-441, 473-476; ayrıca bk. İndeks; İbn Hallikân, Vefeyât, V, 350-359; İbn Hacer, el-İśâbe (Bicâvî), VI, 386-387; J. Wellhausen, Arap Devleti ve Sukutu (trc. Fikret Işıltan), Ankara 1963, bk. İndeks; Fatma Odabaşı, Emevîler Döneminde Mühellebîler Ailesi (yüksek lisans tezi, 1993), MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü; Mahmûd Şît Hattâb, “el-Mühelleb b. Ebî Śufre el-Ezdî”, Mecelletü Külliyyeti’l-edeb, VIII, Bağdad 1964, s. 383-420; K. V. Zetterstéen, “Mühelleb”, İA, VIII, 792-793; P. Crone, “Muhallab b. Abī Śufra”, EI² (İng.), VII, 357; Sâdık Seccâdî, “Âl-i Mühelleb”, DMBİ, II, 155-156; Mehmet Ali Sönmez, “Hakem b. Amr”, DİA, XV, 175.

İrfan Aycan