MUKADDİMETÜ İBNİ’s-SALÂH

(مقدّمة ابن الصلاح)

İbnü’s-Salâh eş-Şehrezûrî’nin (ö. 643/1245) usûl-i hadîse dair meşhur eseri.

Tam adı MaǾrifetü envâǾi Ǿilmi’l-ĥadîŝ olup ǾUlûmü’l-ĥadîŝ ve Aķśa’l-emel ve’ş-şevķ fî Ǿulûmi ĥadîŝi’r-Resûl diye de bilinen eserini İbnü’s-Salâh, Eşrefiyye Dârülhadisi’nde hocalığa başladığı 630 (1233) yılından itibaren kaleme almaya başlamış, yazdığı kısımları talebelerine imlâ etmiş ve çalışmasını 634’te (1237) tamamlamıştır. Müellif Râmhürmüzî’nin el-Muĥaddiŝü’l-fâśıl’ına, Hâkim en-Nîsâbûrî’nin MaǾrifetü Ǿulûmi’l-ĥadîŝ’ine Hatîb el-Bağdâdî’nin başta el-Kifâye ve el-CâmiǾ li-aħlâķı’r-râvî adlı eserleri olmak üzere onun usûl-i hadîsin hemen her konuyla ilgili kitaplarına ve diğer usul çalışmalarına dayanarak meydana getirdiği eserinde Hâkim en-Nîsâbûrî’nin elli iki bölüm halinde ele aldığı hadis konularını altmış beşe çıkarmış ve bu çalışma yazıldığı dönemde


usûl-i hadîsin yeniden ihyası olarak kabul edilmiştir.

Eserin mukaddimesinde hadis ilminin ve onunla meşgul olanların değerinden, bu ilmin diğer ilimler için taşıdığı önemden söz eden müellif insanların hadis dinleyip yazmakla yetindiklerini, hadisleri anlamaya gayret etmediklerini, iyi yetişmiş muhaddislerin azaldığını gördükten sonra eserini kaleme almaya karar verdiğini söylemektedir. Ardından ele aldığı sahih, hasen, zayıf, merfû, mevkuf, maktû, mürsel, mu‘dal, mevzû hadis; semâ, kitâbet, ma‘rifetü âdâbi’l-muhaddis, muhtelifü’l-hadîs, sahâbe, elkābü’l-muhaddisîn, evtânü’r-ruvât, ma‘rifetü esbâbi’l-hadîs gibi konuların fihristini kaydetmektedir. Her konuya dair çeşitli tarifler verildikten sonra bunların en doğrusuna işaret edilen eserde bazan da herhangi bir tercih yapılmamıştır. Önemli görülen bazı bilgiler “fevâid mühimme” ve “tefrîât” gibi başlıklar altında ayrıca zikredilmiş, her bölümden sonra o konuda yazılan eserlerin adları kaydedilmiştir. İbnü’s-Salâh daha önceki usulcülerin aksine bilgileri senedsiz olarak nakletmiştir.

Zeynüddin el-Irâkī’nin usûl-i hadîse dair en değerli çalışma kabul ettiği, buna karşılık İbn Hacer el-Askalânî’nin daha önceki eserleri güzel özetlemekle birlikte tertibinin iyi olmadığını söylediği Muķaddime, sahasında ilk derli toplu eser olduğu için büyük ilgi görmüş, üzerinde şerh, ihtisar, ikmal vb. çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmaların bir kısmı şerh diye anılmakla beraber bunların önemli bir bölümü hâşiye mahiyetindedir. Moğultay b. Kılıç Iślâĥu İbni’ś-Śalâĥ’ında müellife bazı eleştiriler yöneltmiştir. Bedreddin ez-Zerkeşî, en-Nüket Ǿalâ Muķaddimeti İbni’ś-Śalâĥ adlı eserinde (I-III, nşr. Zeynelâbidîn b. Muhammed Belfüreyc, Riyad 1419/1998) Muķaddime’de okunması veya anlaşılması zor olan kısımları halletmek, hatalı aktarıldığını düşündüğü yerleri tashih etmek ve İbnü’s-Salâh’ın görüşlerine katılmadığı yerlerde kendi görüşünü belirtmek suretiyle eseri şerhetmiştir. Zeynüddin el-Irâkī esere dair biri manzum olmak üzere iki çalışma yapmış, et-Taķyîd ve’l-îżâĥ limâ uŧliķa ve uġliķa min Muķaddimeti’bni’ś-Śalâĥ (Nüketü İbni’ś-Śalâĥ) adını verdiği birinci eserinde (diğeri için aş.bk.) İbnü’s-Salâh’ın tertibini aynen koruyarak yer yer açıklamalar yapmış, bazan itirazlarını belirtmiş, bazan da İbnü’s-Salâh’a yöneltilen eleştirileri cevaplandırmıştır (I-II, Kahire 1353; → I-II, Beyrut, ts. [Dârü ihyâi’t-türâsi’l-Arabî]; nşr. Muhammed Râgıb et-Tabbâh, Halep 1350; Beyrut 1405; nşr. Abdurrahman Muhammed Osman, Medine 1389; Kahire 1389/1969, 1400/1980; Beyrut 1401/1981; Beyrut 1412/1991. Üsâme Abdullah Hayyât eser üzerinde bir doktora çalışması yapmıştır [1408/1987, Câmiatü Ümmi’l-kurâ külliyyetü’ş-şerîa]). İbn Hacer el-Askalânî de Irâkī’nin bu eserdeki elli kadar görüşünü tenkit etmek üzere el-İfśâĥ bi-tekmîli’n-Nüket Ǿalâ İbni’ś-Śalâĥ’ını kaleme almıştır.

Muķaddime’yi muhtemelen ilk defa Nevevî İrşâdü ŧullâbi’l-ĥaķāǿiķ ilâ maǾrifeti süneni ħayri’l-ħalâǿiķ (s.a.) adıyla ihtisar etmiş (I-II, nşr. Abdülbârî Fethullah es-Selefî, Medine 1408/1987; nşr Nûreddin Itr, Dımaşk 1408/1988), ardından bu eserini et-Taķrîb ve’t-teysîr li-maǾrifeti süneni’l-beşîri’n-neźîr ismiyle ikinci defa özetlemiştir (Paris 1320 [Fransızca tercümesiyle birlikte]; Kahire 1351, 1388; Beyrut 1405; nşr. Abdullah Ömer el-Bârûdî, Beyrut 1406/1986). Kitabı ayrıca William Marçais Fransızca’ya çevirmiştir (“Le Taqrib de en-Nawawi, traduit et annoté”, JA, 9e série XVI [1900], s. 315-346, 478-531; XVII [1901], s. 101-149, 193-232, 524-540; XVIII [1901], s. 61-146). Büyük ilgi gören et-Taķrîb’i Zeynüddin el-Irâkī, Burhâneddin İbrâhim b. Muhammed el-Kabâkıbî, Şemseddin es-Sehâvî gibi âlimler şerhetmiş, fakat Süyûtî’nin Tedrîbü’r-râvî fî şerĥi Taķrîbi’n-Nevevî’si daha çok ilgi görmüştür (Kahire 1307; nşr. Abdüvehhâb Abdüllatîf, I-II, Kahire 1385/1966; I-II, Medine 1392, 1396; I-II, Beyrut 1399, 1409; I-II, Riyad 1400; nşr. İzzet Ali Atıyye, I-II, Kahire 1400-1405; nşr. Ahmed Ömer Hâşim, I-II, Beyrut 1409; nşr. Ebû Kuteybe Nazar Muhammed el-Fâryâbî, I-II, Beyrut 1414/1994). Muķaddimetü İbni’ś-Śalâĥ’ı ihtisar çalışmaları daha sonraları devam etmiş, Bedreddin İbn Cemâa ona önemli açıklama, düzeltme ve ilâveler yaparak çalışmasına el-Menhelü’r-revî fî Ǿulûmi’l-ĥadîŝi’n-nebevî adını vermiş (nşr. Muhyiddin Abdurrahman Ramazan, Dımaşk 1406/1986; Beyrut 1990), torunu İbn Cemâa Muhammed b. Ebû Bekir bu eseri el-Menhecü’s-sevî ismiyle şerhetmiştir. Ardından Tîbî el-Ħulâśa fî uśûli’l-ĥadîŝ (nşr. Subhî es-Sâmerrâî, Bağdat 1391/1971; Beyrut 1985), İbnü’l-Lebbân Muħtaśâru ǾUlûmi’l-ĥadîŝ (Kitâb fî ǾUlûmi’l-ĥadîŝ), Alâeddin İbnü’t-Türkmânî el-Münteħab fî ǾUlûmi’l-ĥadîŝ (Muħtaśaru ǾUlûmi’l-ĥadîŝ, Süleymaniye Ktp., Lâleli, nr. 390; Şehid Ali Paşa, nr. 2762, vr. 90a-115a; Mektebetü’l-esed [Dımaşk], Mustalahu’l-hadîs, nr. 13509) adlı çalışmalarını kaleme almış, Ebü’l-Fidâ İbn Kesîr İħtiśâru ǾUlûmi’l-ĥadîŝ’inde (Şerĥu İħtiśâri’l-ĥadîŝ) esere önemli ilâveler yapmış (nşr. Salâh Muhammed Muhammed Uveyda, Beyrut 1409/1989), Ahmed Muhammed Şâkir bu muhtasarı el-BâǾiŝü’l-ħaŝîŝ adıyla şerhetmiştir (Kahire 1355, 1370, 1377/1958; Beyrut 1387; Riyad-Dımaşk 1414/1994, 1417/1996; nşr. Ali b. Hasan b. Ali el-Halebî, I-II, Riyad 1415/1995, Nâsırüddin el-Elbânî’nin notlarıyla). İbnü’l-Mülakkın, el-MuķniǾ fî Ǿulûmi’l-ĥadîŝ’inde (I-II, nşr. Abdullah Yûsuf el-Cedî, Riyad 1413/1992) eseri ihtisar ederken onu yeniden düzenleyip ilâveler yapmış, daha sonra bu çalışmasını et-Teźkire ismiyle bir daha özetlemiştir (nşr. Ali Hasan Ali Abdülhamîd, Amman 1408). Ömer b. Reslân el-Bulkīnî, Meĥâsinü’l-ıśŧılâĥ fî tażmîni Kitâbi İbni’ś-Śalâĥ adını verdiği muhtasarında (nşr. Âişe Abdurrahman, Kahire 1394/1974) İbnü’s-Salâh’ın eserine beş bölüm daha ekleyerek hadis ilimlerinin sayısını yetmişe çıkarmış, Bulkīnî’nin talebesi İbn Habîb diye tanınan Ebü’l-İz Tâhir b. Hasan el-Halebî de Meĥâsinü’l-ıśŧılâĥ’ı nazma çekmiştir.

Eserin tertibini beğenmeyen İbn Hacer el-Askalânî onu 812’de (1409) Nuħbetü’l-fiker ismiyle yeniden düzenleyip ihtisar etmiş (Kahire 1303 [MecmûǾ müştemil Ǿalâ resâǿili ŝelâŝ adıyla İbnü’l-Cezerî’nin Nebźe min edǾiye nebeviyye ve Birgivî’nin Muśŧalaĥu’l-ĥadîŝ’i ile birlikte], 1352/1934, 1357/1938; Lahor 1305 [taşbaskı]; Delhi 1328, 1905 [Sünenü İbn Mâce ve diğerleriyle birlikte], 1332/1913, İstanbul 1329) ve esere kırk kadar bölüm eklemiş, ardından bu çalışmasını Nüzhetü’n-nažar fî tavżîĥi Nuħbeti’l-fiker adıyla şerhederek 818’de (1415) tamamlamıştır (nşr. W. Nassau Lees v.dğr., Kalküta 1279/1862; Kahire 1252 [Ezher âlimlerinden oluşan bir komisyon tarafından], 1301, 1308, 1323, 1327, 1352, 1353, 1368, 1395/1975, 1401 [İshak Azzûz’un notlarıyla birlikte], 1411/1990; İstanbul 1288, 1305, 1327; Delhi 1332; Cavnpûr 1339/1920; Cidde 1406/1986; Beyrut 1406/1986 [İbn Abdülhak el-Bağdâdî’nin ĶavâǾidü’l-uśûl’ü ile birlikte], 1409 [Salâh Muhammed Muhammed Uveyda’nın notlarıyla birlikte]; Riyad 1416/1996 [el-Manžûmetü’l-Beyķūniyye ile]; nşr. Muhammed Gıyâs es-Sabbâğ, Dımaşk 1399; nşr. Nûreddin Itr, Dımaşk 1413/1992; nşr. Amr Abdülmün‘im Selîm, Kahire 1415/1995). Nuħbetü’l-fiker ve şerhi, usûl-i hadîs konularını özlü bir şekilde ele alması yanında müellifinin şöhreti sebebiyle büyük ilgi görmüş, medreselerde ders


kitabı olarak okutulmuş, bu iki eser üzerine muhtasarlar, şerhler ve hâşiyeler yazılmış, manzum hale getirilmiş ve çeşitli dillere tercüme edilmiştir. İbn Hacer el-Askalânî’nin çağdaşı Kemâleddin Ebû Abdullah Muhammed b. Muhammed b. Hasan eş-Şümünnî Nuħbetü’l-fiker’i müellifinden önce 817’de (1414) Behcetü’n-nažar, İbn Hacer el-Askalânî’nin oğlu Ebü’l-Meâlî Bedreddin Muhammed de Netîcetü’n-nažar adıyla şerhetmiştir. Ayrıca eser üzerinde Muhammed b. Abdullah el-Haraşî’nin Müntehe’r-raġbe fî ĥalli elfâži’n-Nuħbe (Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 664) ve İsmâil Hakkı Bursevî’nin Şerĥu Nuħbeti’l-fiker (Bursa Eski Yazma ve Basma Eserler Ktp., Genel, nr. 35-37 [müellif hattı]; Süleymaniye Ktp., Kasidecizâde Süleyman Sırrı, nr. 46, Pertevniyal, nr. 186-187; Beyazıt Devlet Ktp., nr. 804) adlı çalışmalarının bulunduğu bilinmektedir. Nuħbetü’l-fiker ve şerhi üzerine birçok hâşiye yazılmıştır. Bunlardan İbn Kutluboğa’nın el-Ķavlü’l-mübteker Ǿalâ Şerĥi Nuħbeti’l-fiker (Ĥâşiye Ǿalâ Şerĥi’n-Nuħbe, Ĥâşiye Ǿalâ Nüzheti’n-nažar) (Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye, Tal‘at, Hadis, nr. 165; Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 672, Serez, nr. 620, Şehid Ali Paşa, nr. 336, 348), Ali el-Kārî’nin Şerĥu Şerĥi Nuħbeti’l-fiker fî muśŧalaĥâti ehli’l-eŝer (İstanbul 1327; Beyrut 1398; nşr. Muhammed Nizâr Temîm - Heysem Nizâr Temîm, Beyrut, ts. [Dârü’l-Erkam], Abdülfettâh Ebû Gudde’nin girişiyle birlikte), Muhammed Abdürraûf el-Münâvî’nin el-Yevâķīt ve’d-dürer şerĥu Şerĥi Nuħbeti’l-fiker (nşr. Ebû Abdullah Rebî‘ b. Muhammed es-Suûdî, I-II, Riyad 1411/1991, 1413/1993; Münâvî’nin bundan daha hacimli Netîcetü’l-fiker fî Şerĥi Nuħbeti’l-fiker adlı bir eseri daha vardır), İbrâhim b. İbrâhim el-Lekānî’nin Ķażâǿü’l-vaŧar min Nüzheti’n-nažar fî tavżîĥi Nuħbeti’l-fiker (yazma nüshaları için bk. Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye, nr. 275), Muhammed Ekrem b. Abdurrahman en-Nasrpûrî es-Sindî’nin İmǾânü’n-nažar Şerĥu Nuħbeti’l-fiker (nşr. Ebû Saîd Gulâm Mustafa el-Kāsımî, Haydarâbâd, ts. [Haydarî Press]), Muhammed b. Abdülhâdî es-Sindî’nin Behcetü’n-nažar Ǿalâ Nuħbeti’l-fiker (Mektebetü medreseti Beşîr Ağa [Medine], Usûlü’l-hadîs, nr. 7), Kemâleddin İbn Ebû Şerîf’in Ĥâşiye Ǿalâ şerĥi’n-Nuħbe (Netîcetü’n-nažar fî şerĥi Nuħbeti’l-fiker [Hacı Selim Ağa Ktp., nr. 147], TaǾlîķa Ǿalâ Şerĥi’n-Nuħbe [Süleymaniye Ktp., Hekimoğlu Ali Paşa, nr. 1573]), Muhammed Abdullah et-Tünkî el-Ahmedî el-Hindî’nin Ǿİķdü’d-dürer fî cîdi Nüzheti’n-nažar (Delhi 1332), Abdullah b. Hüseyin Hâtır es-Semîn el-Adevî’nin Ĥâşiyetü Laķŧü’d-dürer bi-şerĥi metni Nuħbeti’l-fiker (Kahire 1323, 1356/1938) adlı hâşiyeleri ve Ali b. Hasan b. Ali b. Abdülhamîd el-Halebî el-Eserî’nin en-Nüket Ǿalâ Nüzheti’n-nažar fî tavżîĥi Nuħbeti’l-fiker isimli çalışması (Demmâm 1416/1995) zikredilebilir. Radıyyüddin İbnü’l-Hanbelî Menĥu’n-Nuġbe Ǿalâ şerĥi’n-Nuħbe adlı hâşiyesini Ķafvü’l-eŝer fî śafvi Ǿulûmi’l-eŝer ismiyle ihtisar etmiş (Kahire 1326; nşr. Abdülfettâh Ebû Gudde, Beyrut 1408), Muhammed Murtazâ ez-Zebîdî de muhtasarına Bülġatü’l-erîb fî muśŧalaĥi âŝâri’l-ĥabîb adını vermiştir (Kahire 1326; nşr. Abdülfettâh Ebû Gudde, Beyrut 1408, Ķafvü’l-eŝer’le birlikte). Nuħbetü’l-fiker’i nazmen ifade etme gayretleri asırlar boyu devam etmiş, eseri ilk defa şerheden Kemâleddin eş-Şümünnî onu er-Rütbe fî şerĥi’n-Nuħbe (Nažmu Nuħbeti’l-fiker) adıyla nazmetmiş (nşr. Muhammed b. Ömer Semâî el-Cezâirî, Büreyde 1415/1994), Takıyyüddin eş-Şümünnî de babasının bu çalışmasını el-ǾÂli’r-rütbe fî şerĥi nažmi’n-Nuħbe ismiyle şerhetmiştir (Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye, nr. 449; Teymûriyye, nr. 163, B. 23.336). İzzeddin el-Askalânî manzum çalışmasına Nüzhetü’n-nažar nažmü Nuħbeti’l-fiker (Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye, Mecâmîu Tal‘at, nr. 880), Burhâneddin İbn Ebû Şerîf Nažmu Nuħbeti’l-fiker, Ebû Hâmid b. Ebü’l-Mehâsin Yûsuf b. Muhammed el-Fâsî Ǿİķdü’d-dürer fî nažmi Nuħbeti’l-fiker adını vermiş, Emîr es-San‘ânî Nuħbetü’l-fiker’i Ķaśabü’s-sükker ismiyle manzum hale getirmiş, ardından onu İsbâlü’l-maŧar adıyla şerhetmiş, bu şerh Muhammed Refîk el-Eserî tarafından yayımlanmıştır (Riyad 1417/1996). Ķaśabü’s-sükker’i Abdülkerîm Murâd el-Eserî Saĥĥu’l-maŧar adıyla şerhetmiştir (Mekke 1380; Medine 1405). Nuħbetü’l-fiker’in Türkçe tercümeleri arasında Muhammed b. Ömer el-İskilibî’nin Terceme-i Nuhbeti’l-fiker (Edirne Selimiye Ktp., nr. 911; İÜ Ktp., TY, nr. 1668), Ahmed b. Abdullah b. Ali Fâtih el-Ağrûsî’nin Terceme-i Nuhbeti’l-fiker (İstanbul 1261, 1327) ve Abdünnâfi İffet Efendi’nin el-Eserü’l-mu‘teber (Enfau’l-eser) fî tercemei Nuhbeti’l-fiker (Ma‘mûretülazîz 1301) adlı eserleri sayılabilir. Talât Koçyiğit, Nüzhetü’n-nažar’ı Hadis Istılahları Hakkında Nuhbetü’l-fiker Şerhi adıyla Türkçe’ye çevirmiştir (Ankara 1971).

Muķaddimetü İbni’ś-Śalâĥ üzerinde tanınmış muhaddislerin manzum çalışmaları bulunmaktadır. İbnü’s-Salâh’ın talebesi Şam Kādılkudâtı Ebû Abdullah Şehâbeddin


Muhammed b. Ahmed b. Halîl el-Huveyyî Aķśa’l-emel ve’s-sûl fî Ǿulûmi ĥadîŝi’r-Resûl adlı urcûzesini meydana getirmiş (Manžûmetü İbn Ħalîl, Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye, Mustalah, nr. 256), Zeynüddin el-Irâkī, kısaca el-Elfiyye diye anılan Tebśıratü’l-mübtedî ve teźkiretü’l-müntehî isimli çalışmasında (et-Tebśıra ve’t-teźkire, nşr. Mahmûd Rebî‘, Kahire 1355/1937) hadis usulü konularının kolayca ezberlenebilmesi için eseri İbnü’s-Salâh’ın tertibine uyarak 1002 beyitte özetlemiş ve bunu daha sonra Fetĥu’l-muġīŝ bi-şerĥi Elfiyyeti’l-ĥadîŝ adıyla şerhetmiştir (Leknev 1303/1885, taşbaskı; nşr. Salâh Muhammed Muhammed Uveyda, Beyrut 1413). el-Elfiyye’yi Şemseddin es-Sehâvî, Bikāî, Zekeriyyâ el-Ensârî, Emîr Pâdişah, Muhammed Abdürraûf el-Münâvî ve Üchûrî gibi âlimler de şerhetmiştir (DİA, XI, 29). İbn Hacer el-Askalânî, bu esere olan itirazlarını ortaya koymak üzere en-Nüket Ǿale’l-Elfiyye’yi kaleme almaya başlamış, fakat bu çalışma yarım kalmıştır (Süyûtî, s. 47). Muķaddime’yi Süyûtî de Nažmü’d-dürer fî Ǿilmi’l-eŝer (Elfiyyetü’l-ĥadîŝ) adıyla 1000 beyitte özetlemiş (nşr. Ahmed b. Yûsuf el-Kādirî, Dımaşk 2000, Zeynüddin el-Irâkī’nin Elfiyye’siyle birlikte), ardından bunu el-Baĥrü’lleźî zeħar fî şerĥi Elfiyyeti’l-eŝer ismiyle şerhetmiş, Süyûtî’nin Elfiyye’sini de Muhammed b. Ali b. Âdem b. Mûsâ el-Vellüvî İsǾâfü źevi’l-vaŧar bi-şerĥi Nažmi’d-dürer adıyla şerhetmiştir.

Muķaddime pek çok defa yayımlanmıştır (nşr. Abdülhay el-Leknevî, Leknev 1304 [taşbaskı], 1314; Kahire 1326; Bombay 1357 → Dımaşk 1392; nşr. Muhammed Râgıb et-Tabbâh, Halep 1350 [Zeynüddin el-Irâkī’nin şerhiyle birlikte], Tabbâh bu iki eser üzerindeki ta’liklerine el-Miśbâĥ Ǿalâ Muķaddimeti İbni’ś-Śalâĥ adını vermiştir; nşr. Nûreddin Itr, Medine-Halep 1386/1966, 1392; Dımaşk 1404, 1406; Beyrut 1398; nşr. Âişe Abdurrahman, Kahire 1974, 1411/1990; Sûse 1988).

BİBLİYOGRAFYA:

İbnü’s-Salâh, ǾUlûmü’l-ĥadîŝ, neşredenin girişi, s. 17-22; a.e.: Muķaddimetü İbni’ś-Śalâĥ ve Meĥâsinü’l-ıśŧılâĥ (nşr. Âişe Abdurrahman), Kahire 1411/1990, neşredenin girişi, s. 39, 52-62; İbn Hacer el-Askalânî, Şerĥu Nuħbeti’l-fiker (nşr. Nûreddin Itr), Dımaşk 1413/1992, neşredenin girişi, s. 18-22, 35-36; Süyûtî, Nažmü’l-Ǿiķyân (nşr. Philip K. Hitti), New York 1927, s. 47; Radıyyüddin İbnü’l-Hanbelî, Ķafvü’l-eŝer fî śafvi Ǿulûmi’l-eŝer (nşr. Abdülfettâh Ebû Gudde), Beyrut 1408, neşredenin girişi, s. 17-30; Ali el-Kārî, Şerĥu Şerĥi Nuħbeti’l-fiker fî muśŧalaĥâti ehli’l-eŝer (nşr. M. Nizâr Temîm - Heysem Nizâr Temîm), Beyrut, ts., neşredenlerin girişi, s. 106-116; Keşfü’ž-žunûn, I, 465; II, 1161-1163, 1936-1937; Kettânî, er-Risâletü’l-müstetrafe (Özbek), s. 432-434; Brockelmann, GAL, I, 440-442; Suppl., I, 610-612; Dârü’l-kütübi’l-Mıśriyye, Fihristü’l-maħŧûŧât I: Muśŧalaĥu’l-ĥadîŝ, Kahire 1375/1956, s. 160-161, 175-176, 223, 258-259, 275, 318; Şâkir Mahmûd Abdülmün‘im, İbn Ĥacer el-ǾAsķalânî ve dirâsetü muśannefâtihî ve menhecihî ve mevâridihî fî kitâbihi’l-İśâbe, Bağdad 1978, I, 288-299; Mahmûd et-Tahhân, el-Ĥâfıž el-Ħaŧîb el-Baġdâdî ve eŝeruhû fî Ǿulûmi’l-ĥadîŝ, Beyrut 1401/1981, s. 450-461, 474-477; Halil İbrahim Kutlay, el-İmâm ǾAlî el-Ķārî ve eŝeruhû fî Ǿilmi’l-ĥadîŝ, Beyrut 1408/1987, s. 170-173; Sâlihiyye, el-MuǾcemü’ş-şâmil, II, 157-158; III, 464-465; Mücteba Uğur, Hadis İlimleri Edebiyatı, Ankara 1996, s. 145-148; a.mlf., “el-Elfiyye”, DİA, XI, 29.

M. Yaşar Kandemir