MÜSEDDED b. MÜSERHED

(مسدّد بن مسرهد)

Ebü’l-Hasen Müsedded b. Müserhed b. Müserbel el-Esedî el-Basrî (ö. 228/843)

Hadis hâfızı.

150 (767) yılı civarında doğdu. Zehebî bazı kaynaklarda Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Mugarbel b. Mura‘bel b. Erendel b. Serendel b. Garandel şeklinde kaydedilen soy kütüğünü güvenilir bulmaz. Talebesi Buhârî de bu isimlerden ilk beşini aynen zikretmektedir. Ebü’l-Hasan Ahmed el-İclî’nin, “Ebû Nuaym bana Müsedded’in ve babasının adını sorup ben de ona bunu söylediğimde, ‘Ahmed! Bu akrep sokmasına karşı efsundur’ derdi” şeklinde naklettiği anekdot Müsedded’in soy kütüğünün dikkat çekici olduğunu gösterir. Yine Zebîdî’nin (Tâcü’l-Ǿarûs, II, 376), kendi hocalarından naklen Müsedded’in soy kütüğünün yazılıp hummaya tutulmuş bir hastaya takılması halinde bunun en faydalı rukyelerden biri olacağını ve bu işin tecrübe edildiğini belirtmesi, Zehebî’nin de (AǾlâmü’n-nübelâǿ, X, 595) Mâzih’ten naklen, “Eğer onun nesebinin önüne bismillâhirrahmânirrahîm yazılsaydı bu akrep sokmasına karşı bir rukye olurdu” sözüne yer vermesi yukarıdaki anekdotun başka versiyonları olmalıdır.

Kendisi Ebû Avâne el-Vâsıtî, Hammâd b. Zeyd, Yezîd b. Zürey‘, Mu‘temir b. Süleyman, Bişr b. Mufaddal, Fudayl b. İyâz, Îsâ b. Yûnus es-Sebîî, İbn Uleyye, Vekî‘ b. Cerrâh, Yahyâ b. Saîd el-Kattân, Süfyân b. Uyeyne gibi muhaddislerden hadis öğrendi. Kendisine de Muhammed b. İsmâil el-Buhârî, Ebû İshak el-Cûzcânî, İbn Şeybe, Ebû Zür‘a er-Râzî, Ebû Dâvûd es-Sicistânî, Ebû Hâtim Muhammed b. İdrîs er-Râzî gibi hadis hâfızları talebelik etti. Kaynaklarda Buhârî’nin el-CâmiǾu’ś-śaĥîĥ’in 395


yerinde ondan hadis rivayet ettiği belirtilmekte, Sezgin bu sayının 381 olduğunu söylemektedir.

Basra’da ilk müsnedi kaleme almasıyla bilinen Müsedded cerh ve ta‘dîl âlimleri tarafından “sika, sadûk, sebt, hüccet, hâfız” gibi ifadelerle değerlendirilmektedir. Onun Basra’da büyük bir şöhrete sahip olduğu, vefeyât, cerh ve ta‘dîl konularında görüşlerine sıkça başvurulduğu bilinmektedir. Buhârî, Müsedded’in kitaplarını doğrudan kaynak olarak kullanmış, kendisinin adı gibi dosdoğru (müsedded) olduğunu söylemiş, Yahyâ b. Saîd el-Kattân’ın, “Eğer Müsedded’in evine gidip de kendisine hadis rivayet etseydim kesinlikle o buna lâyık olurdu. Kitaplarımın kendi yanımda veya Müsedded’in yanında olması hiç önemli değil” dediğini rivayet etmiştir (Buhârî, “Ĥac”, 41).

Bir diğer öğrencisi Ebû Hâtim, Müsedded → Yahyâ b. Saîd el-Kattân → Ubeydullah b. Ömer → Nâfi‘ → Abdullah b. Ömer senediyle rivayet edilen hadisleri altına benzetir ve onların bizzat Hz. Peygamber’den duyulmuş gibi sağlam olduğunu söylerdi. Hadis münekkidi olan talebesi Ebü’l-Hasan el-İclî hocasından hadis yazarken bazan usandığını, fakat onun, “Hele şu hadisi de yaz!” diye kendisini teşvik ettiğini ve ondan sonra da elli altmış kadar hadis yazdırdığını anlatır.

Müsedded b. Müserhed fitne meselesini ve halkın görüş ayrılığına düştüğü kader, Râfizîlik, i‘tizâl, halku’l-Kur’ân ve ircâ konularını sormak üzere, “Resûlullah’ın sünnetini bana yaz” diyerek Ahmed b. Hanbel’e bir mektup yazar. Mektubu okuyan Ahmed b. Hanbel, “İnnâ lillâh ve innâ ileyhi râciûn! Bu Basralı kendisinin ilim yolunda büyük miktarda mal harcadığını sanıyor, fakat daha bu konularda Resûlullah’ın sünnetini bilmiyor!” dedikten sonra dört sayfalık bir mektup yazarak ona cevap verir (İbn Ebû Ya‘lâ, I, 341-345). Müsedded 228 yılı Ramazan ayı ortalarında (Haziran 843 ortaları) Basra’da vefat etti; 229’da (844) öldüğü de söylenmektedir.

Rivayetleri Śaĥîĥ-i Müslim ve Sünen-i Ebû Dâvûd dışında Kütüb-i Sitte’de yer alan Müsedded’in biri küçük, diğeri büyük olmak üzere iki müsnedinin bulunduğu, küçük olan müsnedin sahâbe isimlerine göre tertip edildiği, bunun üç misli olan diğer müsnedde ise birçok mevkuf ve maktû rivayetin yer aldığı ifade edilmektedir. Zehebî onun Müsned’ini kısmen dinlediğini söylemektedir. İbn Hacer el-Askalânî Müsned’in Kütüb-i Sitte’ye olan zevâidini el-Meŧâlibü’l-Ǿâliye’ye almış, Müsedded’e ulaşan bir isnad ve icâzet sistemiyle onu Ümmü’l-Fazl Hadîce bint Şeyh Ebû İshak İbrâhim el-Ba‘lebekkiyye ed-Dımaşkıyye’ye okuduğunu zikretmiş, bazı eserlerinde (Lisânü’l-Mîzân, VII, 106; el-İśâbe, III, 132) Müsned’den iktibaslar yapmıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

Tâcü’l-Ǿarûs, II, 376; Buhârî, “Ĥac”, 41; a.mlf., et-Târîħu’l-kebîr, VIII, 72-73; a.mlf., et-Târîħu’ś-śaġīr, II, 327; İbn Sa‘d, eŧ-Ŧabaķāt, VII, 307; İclî, eŝ-Ŝiķāt, s. 425; İbn Kuteybe, el-MaǾârif (Ukkâşe), s. 526; İbn Ebû Hâtim, el-Cerĥ ve’t-taǾdîl, VIII, 438; Rabaî, Târîħu mevlidi’l-Ǿulemâǿ ve vefeyâtihim (nşr. Abdullah b. Ahmed b. Süleyman el-Hamed), Riyad 1410, II, 506; İbnü’l-Kayserânî, el-CemǾ beyne ricâli’ś-śaĥîĥayn, Beyrut 1405/1985, II, 522-523; İbn Ebû Ya‘lâ, Ŧabaķātü’l-Ĥanâbile, I, 341-345; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, X, 591-595; a.mlf., Teźkiretü’l-ĥuffâž, II, 421-422; İbn Hacer, Tehźîbü’t-Tehźîb, X, 107-109; a.mlf., el-MuǾcemü’l-müfehres (nşr. M. Şekkûr el-Meyâdînî), Beyrut 1418/1998, s. 13; a.mlf., Lisânü’l-Mîzân, VII, 106; a.mlf., el-İśâbe, III, 132; Keşfü’ž-žunûn, II, 1684-1685; Fuat Sezgin, Buhârî’nin Kaynakları Hakkında Araştırmalar, İstanbul 1956, s. 57, 66, 102, 281; Kehhâle, MuǾcemü’l-müǿellifîn, XII, 224; Kettânî, er-Risâletü’l-müsteŧrafe, s. 62; Ziriklî, el-AǾlâm (Fethullah), VII, 215; Emîn el-Kuzâh, Medresetü’l-ĥadîŝ fi’l-Baśra ĥatte’l-ķarni’ŝ-ŝâliŝi’l-hicrî, Beyrut 1419/1998, s. 195-196; Mehmet Eren, Buhârî’nin Sahîh’i ve Hocaları, Konya 2003, s. 178-179.

Zekeriya Güler