MUSTAFA AĞA, Meremmetçi

XVII. yüzyılın ortalarında görev yapan mimarbaşı.

Hayatı hakkındaki bilgiler yetersizdir. Nasıl yetiştiği ve ne zaman mimarlığa başladığı bilinmemektedir. Arşiv belgelerine göre, Sadrazam Kemankeş Mustafa Paşa’nın 1053’te (1644) idamı ile Kasım Ağa mimarbaşılık görevinden azledilince onun yerine göreve getirilen Mustafa Ağa’ya Muharrem-Cemâziyelevvel 1055 (Mart-Haziran 1645) arasında maaş tahsisi yapılmıştır. 2 Cemâziyelevvel 1055’te (26 Haziran 1645) Suyolu nâzırlığına atanmış ve yerine tekrar Kasım Ağa getirilmiş, 24 Ramazan 1055’te (13 Kasım 1645) ikinci defa mimarbaşı olmuştur. 4 Rebîülâhir 1056’da (20 Mayıs 1646) azledilen Mustafa Ağa, Kasım Ağa’nın 1061 (1651) yılında Hatice Turhan Vâlide Sultan’ın kethüdâsı olması ile 15 Zilhicce 1061’de (29 Kasım 1651) üçüncü defa mimarbaşılığa tayin edilmiştir.

Bundan sonra 1062-1071 (1652-1661) yılları arasında Mustafa Ağa’nın görevde olduğunu gösteren arşiv belgeleri mevcuttur. Zilhicce 1069’da (Eylül 1659) onun nezâreti altında Çanakkale Boğazı’ndaki kalelerin tahkim edilmesine başlandığı ve bu işin Zilhicce 1071’de (Ağustos 1661) tamamlandığı bilinmektedir. Zarif Orgun’un eserinde belirttiği, 1074 (1663-64) yılında Yenicami’nin şadırvan ve çeşmelerine Terkos’un Belgrad köyünden getirilecek su hakkında keşif yapan ve İstavroz Sarayı bahçesine havuz inşa eden Mustafa Ağa’nın da aynı kişi olduğu düşünülebilir. 5 Cemâziyelevvel 1076’da (13 Kasım 1665) Ali Ağa mimarbaşı olduğuna göre Mustafa Ağa’nın da bu tarihe kadar görev yaptığı kabul edilmektedir.

Mustafa Ağa’nın daha sonraki hayatı hakkında farklı rivayetler bulunmaktadır. Evliya Çelebi, 1665 yılında Atmeydanı’nda çıkan karışıklıktan (Çınar Vak‘ası) sonra gizlendiği yerde yakalanarak öldürüldüğünü, mallarının müsadere edildiğini kaydederken Hammer, Yenicami’nin inşası sırasındaki bir hareketinden dolayı Fâzıl Ahmed Paşa tarafından idam edildiğini ileri sürer. İzzet Kumbaracılar eserinde, 1079’da (1668-69) Mimarbaşı Mustafa Ağa’nın Bursa mimarı Mehmed’in ölümü üzerine yerine Mimar Fazlı’yı tayin ettiğini belirtirse de bu şahsın Meremmetçi Mustafa Ağa olup olmadığı anlaşılmamaktadır.


Mustafa Ağa devrinin en önemli imar faaliyeti, o güne kadar yarım bırakılmış olan Eminönü’ndeki Yenicami Külliyesi’nin 1661-1665 yılları arasında tamamlanmasıdır. Üçüncü defa göreve geldiği dönemde ele alınan bu külliye XVII. yüzyıl içindeki önemli son büyük eserdir. Külliyenin inşasında kendisine Mimar Hezarfen İbrâhim yardımcı olmuştur. İbrahim Hilmi Tanışık, Gül Camii yakınında 1071 (1661) tarihli Mimar Mustafa Çeşmesi’nin varlığından bahseder. Zarif Orgun, Mustafa Ağa’nın “râci-i lutf-i ilâhî Mustafa” yazılı mührünü yayımlamıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

İbrahim Hilmi Tanışık, İstanbul Çeşmeleri, İstanbul 1943, I, 80-82; L. A. Mayer, Islamic Architects and Their Works, Genève 1956, s. 111; Zeynep Nayır, Osmanlı Mimarlığında Sultan Ahmet Külliyesi ve Sonrası (1609-1690), İstanbul 1975, s. 141; Fatma Afyoncu, XVII. Yüzyılda Hassa Mimarları Ocağı, Ankara 2001, s. 16-19; a.mlf., “XVII. Yüzyılda Hassa Mimarları Ocağı”, Türkler (nşr. Hasan Celal Güzel v.dğr.), Ankara 2002, XII, 103-110; Ahmet Vefa Çobanoğlu, “Osmanlı’da Baş Mimarlar”, Türk Dünyası Kültür Atlası: Osmanlı Dönemi (haz. Metin Eriş v.dğr.), İstanbul 2002, IV, 317-319; a.mlf., “Mustafa Ağa (Meremmetçi)”, Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, İstanbul 1999, II, 282-283; İzzet Kumbaracılar, “Türk Mimarları”, Arkitekt, VII/2, İstanbul 1937, s. 60; Kemal Altan, “Yeni Cami Mahfili ve Mimar (Hezarfen İbrahim)”, a.e., VII/12 (1937), s. 344-345; Zarif Orgun, “Hassa Mimarları”, a.e., VIII/12 (1938), s. 337, 338 (338. sayfada Mustafa [Hassa başmimarı] bölümünde bulunan mühür 337. sayfada Kasım Ağa’daki mühürle yer değiştirecektir); Muzaffer Erdoğan, “Osmanlı Mimari Tarihinin Arşiv Kaynakları”, TD, III/5-6 (1953), s. 106-107.

Ahmet Vefa Çobanoğlu