NASR b. SEYYÂR

(نصر بن سيّار)

Ebü’l-Leys Nasr b. Seyyâr b. Râfi‘ el-Kinânî el-Leysî (ö. 131/748)

Emevîler’in son Horasan valisi.

46’da (666) doğdu. Mudarî Kinâne’nin kollarından Benî Leys’e mensuptur. Hakkındaki ilk bilgiler, 86’da (705) Kuteybe b. Müslim’in maiyetinde iken Horasan ve Mâverâünnehir fetihlerinde gösterdiği başarılarla ilgilidir. 106’da (724-25) Müslim b. Saîd el-Kilâbî’nin Fergana seferi öncesinde orduya katılmayı reddeden Rebîa ve Ezd kabilelerini ikna etti ve zafer kazanılmasında etkili oldu. 110’da (728-29) Semerkant, kısa süre sonra da Belh valiliğine getirildi. 113’te (731) Cüneyd el-Mürrî’nin Semerkant’ı alışı sırasında İslâm ordusunun Türkler ve Soğdlar karşısında hezimete uğramaktan kurtarılmasında önemli rol oynadı. 119’da (737) Esed b. Abdullah el-Kasrî’nin Huttel seferinde görev aldı ve onun ölümünden sonra Horasan valiliğine tayin edildi (Receb 120 / Temmuz 738).

Nasr, Horasan’da selefinin körüklediği kabile çekişmelerini büyük ölçüde sona erdirdi ve sağladığı istikrarla yeni fetihlere zemin hazırladı. 121’de (739) bir kısmı üç dört yıl önce elden çıkmış olan Mâverâünnehir’e seferler düzenledi ve Semerkant’ı Soğdlar’dan geri alıp 20.000 kişilik ordusuyla Üşrûsene (Uşrusana) üzerinden Şâş’a kadar ilerledi. Mürciî isyancı Hâris b. Süreyc tarafından da desteklenen Türk kumandanı Kürsûl’ü ele geçirerek öldürttü. Barış isteyen Şâş hâkimiyle Hâris b. Süreyc’i ülkesinden çıkarması şartıyla anlaşma yapması üzerine Hâris Fârâb’a kaçtı. Nasr da Fergana’yı barış yoluyla teslim alıp Seyhun’u geçmeden geri döndü. Nasr, Mâverâünnehir’i tekrar hâkimiyet altına aldıktan sonra bölgede istikrarı sağlamaya ve ekonomiyi canlandırmaya çalıştı. Bu arada eyalet merkezini bölgedeki diğer şehirlere uzak olan Belh’ten Merv’e nakletti ve önemli bir vergi reformu yaparak mevâlîden cizye alınmasına nihayet verdi. Bu vergiyi 30.000 kadar mühtediden kaldırırken daha önce muaf tutulan 80.000 zimmîye yükledi. Ayrıca haracî arazileri sınıflara ayırıp farklı miktarlarda vergi koydu. Türkler’le birlikte kendilerine karşı savaşmış olan isyancı Soğdlar’ın topraklarına dönmelerine izin verdi. 123 (741) yılında tarımı güçlendirmek için düzenlemeler yaptı ve Çin’e ticarî ilişki kurmak amacıyla bir heyet gönderdi.

Irak Valisi Yûsuf b. Ömer es-Sekafî 123’te (741) halifeye başvurarak çok yaşlandığını, gözlerinin iyi görmediğini ve sefere çıkamadığını söylediği Nasr’ın valilikten alınmasını önerdi. Fakat Nasr’ı iyi tanıyan ve ona güvenen Hişâm b. Abdülmelik bunu kabul etmedi. Hişâm’dan sonra tahta çıkan II. Velîd de Nasr’ı görevinde bıraktı; ancak Nasr’ı çekemeyen Yûsuf b. Ömer’in para vaadi karşılığında Horasan’ın tekrar Irak vilâyetine bağlanmasına razı oldu. Böylece Nasr’ı emri altına alan Yûsuf b. Ömer onu görevinden uzaklaştırmayı planlarken halifenin öldürülmesi sebebiyle bunu başaramadı. Nasr yeni halife III. Yezîd zamanında da yerini korudu ve tekrar ekonomik konularla ilgilenmeye başladı; bu arada Çin’e yeni bir ticaret heyeti gönderdi (126/744).

Valiliğinin altıncı yılında Cüdey‘ b. Ali el-Kirmânî el-Ezdî’nin Mühellebîler’in intikamını almak bahanesiyle, fakat aslında asker ücretlerinin nakit yerine kıymetli eşya ile ödenmesinden dolayı başlattığı isyanla karşılaşan ve onun yanı sıra Hâris b. Süreyc’le de uğraşmaya devam eden Nasr, onların birleşik kuvvetlerinin karşısında tutunamayarak Merv’den Nîşâbur’a çekilmek zorunda kaldı. Ancak bu sırada birbirlerine düşen âsiler arasında çıkan savaşta Cüdey‘ Hâris’i, daha sonra da Hâris’in oğlu Cüdey‘i öldürdü; böylece Nasr Merv’i tekrar ele geçirdi (129/747).


129 yılının sonlarında (747 sonbaharı) Ebû Müslim-i Horasânî kuvvetlerinin süratle artması Horasan’da kendi aralarında savaşmakta olan Arap kabilelerini ona karşı birleştirmiş, Ali b. Cüdey‘ ve Şeybân b. Seleme el-Harûrî gibi isyancılar Nasr’la ittifak kurmuşlardı. Ancak Ebû Müslim, babasını Nasr’ın öldürttüğüne inandırdığı Ali’nin ittifaktan ayrılıp kendisine katılmasını sağladı ve birlikte Nasr’ın üzerine yürüdüler. Merv’i onlara bırakmak zorunda kalan Nasr (9 Cemâziyelevvel 130 / 15 Ocak 748), sırasıyla Serahs, Tûs ve Nîşâbur’a çekildi. Tûs’u ele geçiren Abbâsî nakib ve kumandanlarından Kahtâbe b. Şebîb, kendisini durdurmaya çalışan Nasr’ın oğlu Temîm’i yenip öldürdükten sonra Nîşâbur’a yöneldi. Bunu duyunca Kūmis’e, halifenin emriyle Irak Valisi Yezîd b. Ömer’in gönderdiği ordunun Kahtabe tarafından hezimete uğratılmasının ardından Rey’e çekilen Nasr orada hastalandı ve Hemedan’a götürülürken Sâve’de öldü (12 Rebîülevvel 131 / 9 Kasım 748).

Kaynaklarda ihtiyatlı, siyaseti iyi bilen, cömert, fesahat ve belâgat sahibi başarılı bir vali olarak tanıtılan Nasr’ın Horasan’da o döneme kadar görülmemiş bir refah sağladığı kaydedilmektedir. Vergi reformu ve imar faaliyetleri yanında divan defterlerini Pehlevîce’den (Orta Farsça) Arapça’ya çevirtmiştir. Aynı zamanda şair olan Nasr’ın şiirleri, Abdullah el-Hatîb tarafından derlenerek Dîvânü Naśr b. Seyyâr adıyla yayımlanmıştır (Bağdat 1972).

BİBLİYOGRAFYA:

Halîfe b. Hayyât, et-Târîħ (Ömerî), s. 359, 366, 370, 388-391, 396-397; Belâzürî, Fütûh (Fayda), bk. İndeks; a.mlf., Ensâbü’l-eşrâf (nşr. Mahmûd Firdevs el-Azm), Dımaşk 1998-2000, III, 133, 136, 144-153; X, 28-29; Ya‘kūbî, Târîħ, s. 312, 326, 332-333, 340-342; Taberî, Târîħ (Ebü’l-Fazl), bk. İndeks; Nerşahî, Târîħu Buħârâ (trc. ve nşr. Emîn Abdülmecîd Bedevî - Nasrullah Mübeşşir et-Tırâzî), Kahire 1385/1965, s. 21, 24, 89-90; J. Wellhausen, Arap Devleti ve Sukutu (trc. Fikret Işıltan), Ankara 1963, s. 216-219, 225-233, 251-256, ayrıca bk. İndeks; M. A. Shaban, The Abbasid Revolution, Cambridge 1970, s. 92, 103, 108, 117-118, 123-137; E. L. Daniel, The Political and Social History of Khurasan under Abbasid Rule, 747-820, Minneapolis 1979, s. 44-58, 74-86; V. V. Barthold, Moğol İstilâsına Kadar Türkistan (haz. Hakkı Dursun Yıldız), İstanbul 1981, s. 247-253; Mehmet Yıldırım, Nasr b. Seyyâr ve Zamanı (yüksek lisans tezi, 1990), EÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü; Yusuf Kısa, Nasr b. Seyyâr ve Emevîlerin Yıkılışı Yıllarında Türk Yurtlarının Siyasî Durumu (yüksek lisans tezi, 1994), SÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü; Nahide Bozkurt, Oluşum Sürecinde Abbasi İhtilali, Ankara 2000, bk. İndeks; Osman Aydınlı, Fethinden Sâmânîler’in Yıkılışına Kadar (93-389/711-999) Semerkant Tarihi (doktora tezi, 2001), MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 251-262, 269-280; H. A. R. Gibb, Orta Asya’da Arap Fetihleri (trc. Hasan Kurt), Ankara 2005, s. 82-103, 106-112; Muhammed b. Nâsır b. Ahmed, “Naśr b. Seyyâr ve eŝeruhû fî Bilâdi’ş-şarķ”, Mecelletü CâmiǾati’l-İmâm Muĥammed b. SuǾûd el-İslâmiyye, sy. 25, Riyad 1420/1999, s. 437-562; K. V. Zetterstéen, “Nasr b. Sayyâr”, İA, IX, 107-109; C. E. Bosworth, “Naśr b. Sayyār”, EI² (İng.), VII, 1015-1016.

Nahide Bozkurt