NECCÂD

(النجّاد)

Ebû Bekr en-Neccâd Ahmed b. Selmân (Süleymân) b. Hasen el-Bağdâdî (ö. 348/960)

Hadis hâfızı ve Hanbelî fakihi.

253’te (867) doğdu. Ebû Dâvûd es-Sicistânî, İbn Ebü’d-Dünyâ, Hâris b. Ebû Üsâme, Harbî, Abdullah b. Ahmed b. Hanbel ve Keccî gibi âlimlerden faydalandı. Ebû Dâvûd’un Nâsiħu’l-Ķurǿân ve mensûħ’u ile İbn Ebü’d-Dünyâ’nın İśŧınâǾu’l-maǾrûf, eş-Şükr ve Śıfatü’l-cenne adlı eserleri Neccâd’ın kendilerinden rivayeti olarak günümüze ulaştı. Katîî, Dârekutnî, İbn Şâhin, Hattâbî, İbn Batta, Hâkim en-Nîsâbûrî, İbn Merdûye, İbn Hâmid, İbn Ebü’l-Fevâris ve İbn Şâzân el-Bağdâdî ondan hadis alan bazı talebeleridir. Neccâd’ın, cuma günleri Câmiu’l-Mansûr’da biri namazdan önce fetva sormak için toplananların meselelerini Hanbelî mezhebine göre çözmek, diğeri namazdan sonra talebelere hadis yazdırmak üzere iki ders halkası tertip ettiği belirtilmekte, hadis dinlemek için gelenlerin çok kalabalık olmasından dolayı camide izdiham yaşandığı kaydedilmektedir. Neccâdin, zengin hadis bilgisi yanında hadis dinlemek üzere derse giderken yalınayak yürüdüğü, gündüzleri oruç tutup akşamları kuru ekmekle iftar ettiği zikredilmektedir. Sadûk ve ârif olarak tanıtılan Neccâd’ı talebesi Dârekutnî kendisine ait olmayan hadisleri rivayet etmekle itham etmiş, ancak Hatîb el-Bağdâdî bu durumun, onun ömrünün sonlarına doğru gözlerini kaybetmesinin ardından bazı öğrencilerinin bu tür hadisleri kıraat yoluyla ondan rivayet etmeleri sebebiyle gerçekleşmiş olabileceğini söylemiştir (Târîħu Baġdâd, IV, 191). Neccâd 20 Zilhicce 348 (21 Şubat 960) tarihinde Bağdat’ta vefat etti ve Bâbüharb Kabristanı’nda Bişr el-Hâfî’nin yanına defnedildi.

Eserleri. 1. Müsnedü ǾÖmeri’bni’l-Ħaŧŧâb. Neccâd’ın telif ettiği belirtilen geniş Müsned’inin bir bölümünden ibaret olması muhtemel eserin ancak yedinci cüzünün bir kısmı günümüze ulaşmış olup eldeki nüshanın tamamı Nâfi‘-İbn Ömer-Hz. Ömer tarikiyle gelen hadislerden oluşmaktadır. Sened ve metin Hakkında bazı yerlerdeki kısa notlar dışında herhangi bir değerlendirme yapılmadan derlenen hadislerden meydana gelen ve seksen beş rivayet içeren bu cüz Mahfûzurrahman Zeynullah tarafından yayımlanmıştır (Medine 1415/1994). 2. er-Red Ǿalâ men yeķūlü’l-Ķurǿân maħlûķ (nşr. Rızâullah Muhammed İdrîs, Küveyt 1400/1980). 3. el-Ĥadîŝ. Muhtelif cüzleri günümüze kadar gelmiştir (Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye, Mecmua, nr. 31, 115; Hadis, nr. 248). 4. el-Emâlî. Eserin müellif tarafından talebelerine beş oturumda (mecliste) okunan bir bölümü Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye’de olup (Mecmua, nr. 61) aynı kütüphanede birer meclislik iki nüsha daha mevcuttur (Mecmua, nr. 94, 106). 5. Fevâǿidü’l-ĥâc. Bazı bölümleri zamanımıza ulaşmıştır (Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye, Mecmua, nr. 111; Hadis, nr. 234). 6. Źikru men kânet lehü’l-âyât min hâźihi’l-ümme ve men tekelleme baǾde mevtihî min ehli’l-yaķīn (Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye, nr. 76). 7. el-Fevâǿidü’l-ĥisân el-münteķātü Ǿan şüyûħi’ŝ-ŝiķāt (Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye, Hadis, nr. 234). Neccâd’ın bunların dışında es-Sünen, Müsnedü’l-muķıllîn mine’ś-śaĥâbe mimmen ravâ Ǿani’n-nebiyyi śalla’llāhu Ǿaleyhi ve sellem, Kitâbü’l-Ħilâf, Cüzǿü’t-terâcim adlı eserlerinin bulunduğu belirtilmiştir.

BİBLİYOGRAFYA:

Neccâd, Müsnedü ǾÖmeri’bni’l-Ħaŧŧâb (nşr. Mahfûzurrahman Zeynullah), Medine 1415/1994, neşredenin girişi, s. 5-7, 9-18, 34-37; Hatîb, Târîħu Baġdâd, IV, 189-192; İbn Ebû Ya‘lâ, Ŧabaķātü’l-Ĥanâbile, II, 7-12; İbnü’l-Cevzî, Menâķıbü’l-İmâm Aĥmed b. Ĥanbel (nşr. Âdil Nüveyhiz), Beyrut 1977, s. 512; Zehebî, Teźkiretü’l-ĥuffâž, III, 868-869; a.mlf., AǾlâmü’n-nübelâǿ, XV, 502-505; İbn Hacer, Lisânü’l-Mîzân, I, 180-181; a.mlf., el-MuǾcemü’l-müfehres (nşr. M. Şekkûr el-Meydânî), Beyrut 1418/1998, s. 65, 100, 109, 125, 142, 149, 250-251, 371-372; Ebü’l-Yümn el-Uleymî, el-Menhecü’l-aĥmed (nşr. Abdülkādir el-Arnaût - Riyâd Abdülhamîd Murâd), Beyrut 1997, II, 252-256; Sezgin, GAS, I, 513-514; Elbânî, Maħŧûŧât, s. 140-141; Kettânî, er-Risâletü’l-müstetrafe (Özbek), s. 29, 175; G. Makdisi, “Autograph Diary of an Eleventh Century Historian of Baҗћdād”, BSOAS, XVIII/1 (1956), s. 22; Yusuf Şevki Yavuz, “Halku’l-Kur’ân”, DİA, XV, 375.

Abdülkadir Şenel