NECÎBÜDDİN TEBRÎZÎ

(نجيب الدين تبريزي)

Ebü’l-Mehâmid Necîbüddîn Muhammed Rızâ b. Muhammed-i Tebrîzî İsfahânî (ö. 1100/1689’dan sonra)

Kübrevî-Zehebî şeyhi, şair.

İsfahan’da doğdu. Hayatı Hakkında bilinenler eserlerinde verdiği bilgilerle sınırlıdır. Aslen Tebrizli bir aileye mensup olduğu için daha çok Tebrîzî nisbesiyle tanınmıştır. Bir şiirinde 1100’de (1689) elli yaşını tamamladığını söylediğine göre 1050 (1640) yılı civarında doğmuş olmalıdır. Öğrenimiyle ilgili mâlûmat bulunmadığından bazı tezkire müellifleri onun ümmî olduğunu ileri sürmüştür. Bununla birlikte doğup büyüdüğü İsfahan’ın ilim çevresiyle yakın ilişki içinde olmasına ve özellikle Nûrü’l-hidâye adlı eserinin muhtevasına bakılarak iyi bir eğitim aldığı söylenebilir. On dört yaşında iken o sırada hacdan dönmekte olan Kübrevî-Zehebî şeyhi Muhammed Ali Müezzin-i Horasânî’ye intisap ederek onunla birlikte Meşhed’e giden Necîbüddin şeyhine on yıl hizmet etti. 1073 (1662) yılında halife tayin edilmesinin ardından irşad faaliyetine başladı. İsfahan ve Meşhed’den çok sayıda mürid edindi. 1078’de (1667-68) şeyhinin ölümü üzerine onun yerine geçti. Hayatının bundan sonraki dönemini irşad faaliyetiyle geçirdi; bir taraftan da telif çalışmalarını sürdürdü. İsfahan’da vefat etti ve orada defnedildi. Bir şiirinden 1100 (1689) yılında hayatta olduğu anlaşılan Necîbüddin’in ölümü konusunda


tezkirelerde farklı tarihler verilmektedir. Kübrevî-Zehebî tarikatı onun zamanında Horasan’dan Fars bölgesine intikal etmeye başlamış, halifesi Kutbüddin Tebrîzî döneminde bölgeye iyice yerleşmiş ve günümüze kadar mevcudiyetini sürdürmüştür.

Eserleri. 1. Dîvân. Cevherî, Necîb, Necîbüddin, Zerger mahlaslarını kullanan şairin divanı 4000’i aşkın beyit ihtiva eder. Eserin bir nüshası Tahran Meclis Kütüphanesi’nde bulunmaktadır (nr. 390). 2. SebǾu’l-meŝânî. 1020 beyitlik tasavvufî bir mesnevidir. Safevî Hükümdarı Süleyman Şah zamanında 1094 (1683) yılında yazılan eser Muhsin Hâlî İmâdülfukarâ tarafından taşbaskı olarak neşredilmiştir (Şîraz 1342). 3. Ħulâśatü’l-ĥaķāyıķ. Felsefî, irfanî ve tasavvufî konuları işleyen iki mesnevi Muhammed Kerim Tebrîzî’nin önsözüyle yayımlanmıştır (Şîraz 1338). 4. Nûrü’l-hidâye ve maśdarü’l-vilâye. Bir mukaddime, yedi bölüm ve bir hâtimeden meydana gelen mensur eserde yaratılış, ilim ve âlimlerin tabakaları, Allah’ın zâtını bilmede insanın acziyeti, hak ve bâtıl mezhepler, usûl-i dîn gibi konular ele alınmıştır. Mukaddimede Safevî şahlarının şeceresini manzum olarak veren Necîbüddin Uŝûl-i Kâfî gibi hadis kitaplarını ve Şeyh Muhammed Ali Müezzin-i Horasânî’nin Tuĥfetü’l-ǾAbbâsiyye’sini, Attâr’ın Teźkiretü’l-evliyâǿ ve İbn Sînâ’nın eş-Şifâǿ adlı eserlerini, Safiyyüddîn-i Erdebîlî’nin Maķālât’ını ve kullandığı diğer eserlerin adını zikretmiştir. Sade bir Farsça’nın hâkim olduğu eserde Necîbüddin Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Şeyh Bahâî, Hâfız-ı Şîrâzî ve Sa‘dî-i Şîrâzî gibi şairlerin şiirlerinin yanı sıra kendi şiirlerine de yer vermiştir (Şîraz 1336; Tahran 1365). Necîbüddin’in diğer eserleri arasında Maķālât-ı Vâfiye (Tahran Üniversitesi Merkez Ktp., nr. 1570), Iśŧılâĥât-ı Śûfiyân (Şîraz, Ahmediye Hankahı, nr. 65/3) ve bazı tezkire kitaplarında ismi anılan Destûr-ı Süleymân adlı eserleri bulunmaktadır.

BİBLİYOGRAFYA:

Rızâ Kulı Han Hidâyet, Teźkire-i Riyâżü’l-Ǿârifîn, Tahran 1305, s. 133; Ma‘sûm Ali Şah, Ŧarâǿiķ, III, 216; Münzevî, Fihrist, II,1038, 1473; III, 2568; IV, 2797, 2901; Âgā Büzürg-i Tahrânî, eź-ŹerîǾa ilâ teśânîfi’ş-ŞîǾa, Beyrut 1403/1983, VIII, 225; XII, 130; XXIV, 386; Abdülhüseyin Zerrînkûb, Dünbâle-i Cüstücû der Taśavvuf-i Îrân, Tahran 1369 hş., s. 266; Abdürrefî‘ Hakīkat, Târîħ-i Ǿİrfân ve ǾÂrifân-ı Îrânî, Tahran 1372 hş., s. 661-662; Ahmed Temîm Dâri, Ǿİrfân ve Edeb der ǾAśr-ı Śafevî, Tahran 1372 hş., I, 340-364; M. Ali Terbiyet, Dânişmendân-ı Âźerbâycân, Tahran, ts., s. 374; Ferhat Nâz, “Şeyħ Necîbüddîn Rıża Tebrîzî ve Nûrü’l-hidâye”, Dâniş, sy. 32, İslâmâbâd 1993, s. 123-142.

Rıza Kurtuluş