PORT SAİD

(بور سعيد)

Süveyş Kanalı’nın ağzında yer alan Mısır’ın ikinci büyük liman şehri.

Port Said’in (Bûr Saîd) çekirdeğini, 1859’da Süveyş Kanalı’nın kazı çalışmaları sırasında Menzele gölü ile Akdeniz arasında kalan kıyı kordonunda işçiler için kurulan baraka köyü oluşturur. Başlangıçta beş işçi evinden ibaret olan köy, daha sonra batısında kalan kısmın doldurulması ve başka binaların yapılmasıyla 150 eve, alanı da 30.000 m²’ye ulaştı. Buraya kanal inşaatını yürüten Fransız şirketinin yetkilileri tarafından o dönemdeki Mısır hidivi Said Paşa’ya ithafen “Port Said” (Said limanı) adı verildi (1860). Şehrin büyümesine imkân sağlamak amacıyla Menzele gölünün bir kısmı daha dolduruldu, artık ihtiyaca karşılık vermeyen iskele genişletilerek iki dalgakıranla korundu; daha sonra tekrar genişletildi. Kazı işleminin güneyde yeni kurulmuş olan İsmâiliyye şehrine kadar ilerlemesinin ardından 1865’te kanala su bırakıldı, böylece Port Said’den İsmâiliye’ye botla gitmek mümkün oldu. Hızla büyüyen Port Said 1866’da, üç yıl önce kurulan ve merkezi İsmâiliye olan Süveyş Kanalı muhafazasının merkezi yapıldı. 1869’da kanal açıldığı zaman şehrin nüfusu 10.000’e ulaşmıştı.

1904’te Port Said’in, demiryoluyla Kahire’ye bağlanmasından sonra önemi daha da arttı. Burada Süveyş Kanalı vasıtasıyla taşınan çeşitli tarım ürünlerinin yanı sıra sanayi ürünleri için büyük antrepolar ve kanaldan geçen gemilerin kömür ihtiyacını karşılayan kömür depoları inşa edildi. 1907’de nüfusu 50.000’e yaklaşan ve 9000 civarında Avrupa kökenli yabancıyı barındıran Port Said, artık Mısır’ın büyük şehirlerinden biri ve İskenderiye’den sonra ikinci büyük limanı idi. Yabancıların sayısındaki artışa paralel olarak şehirde çok sayıda Avrupa devletinin konsolosluğu açıldı. Önceleri Mısırlılar’la Avrupalılar’ın mahalleleri ayrı idi. Daha sonraki yıllarda karışık oturmaya başlandı ve şehir kozmopolitleşti; sosyal ve kültürel hayata yabancılar damgasını vurdu. O dönemde hızla büyüyen şehir dar bir mekâna sıkıştığı için kanalın doğu tarafında kalan karşısındaki kıyıya yeni bir yerleşim merkezi kuruldu. Süveyş Kanalı Şirketi buraya da zamanın Mısır kralına ithafen Port Fuâd (Bûr Fuâd) adını verdi (1927).

I. Dünya Savaşı sırasında Port Said’i fiilen işgalleri altında bulunduran İngilizler, Çanakkale Savaşı’nda yaralanan askerleri için burada çok sayıda hastahane kurdular ve ölülerine mezarlık alanı tahsis ettiler. II. Dünya Savaşı’nda ise şehri ve limanı askerî üs olarak kullandılar. Port Said bu savaşın bitmesinden on bir yıl sonra da Cemal Abdünnâsır’ın Süveyş Kanalı’nı devletleştirmesi üzerine çıkan krizde Fransa ve İngiltere tarafından işgal edildi (6 Kasım 1956). Halkın gizli bir mukavemet teşkilâtı kurarak direnmeye çalışması sebebiyle çıkan yangınlar neticesinde şehrin kısmen harap olmasına yol açan bu işgal 22 Aralık 1956’da sona erdi. Port Said, 1967 ve 1973 Mısır-İsrail savaşları sırasında atılan bombalardan büyük zarar gördü. 1967’de Sînâ yarımadasının İsrail işgali altında kalması ve kanalın gemi trafiğine kapatılması büyük ölçüde işsizliğe sebep oldu. O zamana kadar sürekli göç alan şehirden dışarıya, özellikle yine bir liman şehri olan İskenderiye’ye büyük göçler yaşandı. Bu dönemlerde nüfusun büyük ölçüde azaldığı görülür. İsrail’in Sînâ yarımadasını boşaltmasından sonra Süveyş Kanalı’nın 1975’te tekrar trafiğe açılmasının ardından nüfus hızlı bir şekilde artmaya başladı ve 283.000’den (1966), 262.620’ye (1976) düşmüş iken 1986’da 399.793’e ve 2006’da 546.000’e ulaştı.

Süveyş Kanalı’nın devletleştirilmesinden önce Port Said’de çok sayıda yabancının yaşamış olması buradaki dinî hayatın çeşitlilik kazanmasını sağlamıştır (2003’te 427 cami ve yirmi iki kilise bulunuyordu). Şehirde kültürel açıdan önemli iki müze mevcuttur. Bunlardan el-Methafü’l-kavmî’de çoğu Süveyş Kanalı’nın kazılması sırasında çıkarılan Mısır tarihinin en eski devirlerinden itibaren çeşitli safhalarıyla ilgili eserler, el-Methafü’l-harbî’de ise çoğunluğunu Süveyş krizleriyle 1967 ve 1973 savaşlarından kalan malzemelerin oluşturduğu tarihî eşya sergilenmektedir.

İnşasından itibaren sürekli genişletilen ve geliştirilen Port Said Limanı için 1997’de, 2020’li yıllarda tamamlanması hedeflenen Doğu Port Said Limanı (Minâ Şark Bûr Said - Port Said East Port) isimli bir proje başlatıldı. 1975’ten beri ticarî serbest bölge


olan Port Said’in bu özelliği bazı bölümleri zamanımızda açılmış bulunan yeni projeyle daha da büyüyecektir. Kimya, tekstil, deri işlemeciliği, mâmul gıda maddeleri gibi hafif sanayi kollarının geliştiği şehirde kara, hava ve deniz yollarındaki modernleşmeye paralel biçimde turistik faaliyetlerde hızlı bir artış yaşanmaktadır.

BİBLİYOGRAFYA:

Ali Paşa Mübârek, el-Ħıŧaŧü’t-Tevfîķıyye, Kahire 1994, X, 57-64; K. Baedeker, The Mediterranean: Seaports and Sea Routes, Leipzig 1911, s. 436-437; A. T. Wilson, The Suez Canal, Oxford 1939, s. 28-29, 138-142; P. Reymond, Le Port de Port-Saïd, Le Caire 1950; D. A. Farnie, East and West of Suez: The Suez Canal in History 1854-1956, Oxford 1969, tür.yer.; K. Kyle, Suez, New York 1991, s. 12, 169, 172, 235, 358, 422, 445, 461, 502, 511; S. Modelski, Port Said Revisited, Washington 2000; Ali Tanoğlu, “Mısır ve Süveyş Kanalı”, İÜ Coğrafya Enstitüsü Dergisi, 11/ 3-4, İstanbul 1952-53, s. 43; A. S. Atiya, “Port SaǾīd”, EI² (İng.), VIII, 324-325.

Hilal Görgün