POST

(پوست)

Şeyhlik makamını ifade eden terim.

Sözlükte “deri, kabuk, cilt” mânasına gelen Farsça post kelimesi Türkçe’de “hayvan derisi” anlamında kullanılır. Özellikle küçük ve büyük baş hayvan derisinden yapılan minder ve seccadeye post veya pösteki (püsteki) denir. Eskiden evlerde ve bilhassa tekkelerde yaygın biçimde kullanılan posta tasavvufta gerçek anlamının yanı sıra şeyhlik makamını ifade eden bir mâna da yüklenmiştir. Şeyhin oturduğu post mensup bulunduğu tarikatın pîrinin makamıdır ve şeyh posta oturmakla tarikat pîrini temsil eder. Post-nişîn (posta oturan) tekke şeyhi, posta geçmek “bir tekkeye şeyh olmak” anlamına gelir.

Tarikatlarda post geleneği Hz. İbrâhim’e kurban etmesi için gönderilen koçun postuna dayandırılır. Mevlevîlik ve Bektaşîlik’te makam postunun yanı sıra sembolik anlamlar taşıyan çeşitli postlar vardır. Güneş batarken kızıl renk aldığı ve Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî bu sırada vefat ettiği için Mevlevîlik’te Mevlânâ’yı temsil eden makam postunun rengi kızıldır. Ayrıca kızıl tecellî ve zuhur rengi olarak kabul edilir. Mevlevîhânelerde meydân-ı şerifte bulunan kırmızı post Sultan Veled, beyaz post Âteşbâz-ı Velî makamını temsil eder. Matbahtaki “saka postu” veya “ayak postu” denilen siyah post ise dervişin mürşide teslimiyetinin işareti sayılır. Bu posta saka postu denmesinin sebebi Kur’ân-ı Kerîm’deki, “Biz her şeyi sudan yarattık” âyetidir (el-Enbiyâ 21/30). Makam postu semâhâne kapısının tam karşısında serilir; bu postun ucundan semâhâne kapısının ortasına kadar çekilmiş sanal hatta “hatt-ı istivâ” adı verilir. Mevlevîhânelerde postnişinin oturduğu yer zeminden biraz yüksek olduğu için buraya “post kubbesi” denilmiştir. Mevlevîlik’te âyinin sonunda postnişin tarafından post gülbankı okunur. Âyin başlamadan önce şeyhin post üzerinde oturarak okuduğu dua ile âyinin sonunda duâgû dedenin şeyhin huzurunda okuduğu dua “post duası” diye adlandırılır.

Bektaşîlik’te Hacı Bektaş Zâviyesi’nde bulunan on iki post on iki imamı, on iki büyük peygamberi ve on iki büyük Bektaşî velîsini temsil eder. Bektaşîlik’te ayrıca pîr, rehber ve mürşid postları vardır. Pîr postu Hacı Bektâş-ı Velî’yi, mürşid postu Hz. Peygamber’i, rehber postu Hz. Ali’yi ifade eder. Genel olarak bütün tarikatlarda postun şekline de sembolik anlamlar yüklenmiştir. Öne doğru çıkıntı yapan başköşe mihrap, başköşeyle birlikte diğer dört köşe beş vakit namaz, ayrıca dört köşe şeriat, tarikat, mârifet ve hakikat kapılarını ifade eder. Öte yandan dinin zâhirî yönüne “post-ı şerîat”, bâtınî ve mânevî yönüne “mağz-ı hakîkat” adı verilmiştir. “On derviş bir posta sığar, iki padişah bir ülkeye sığmaz” atasözüyle mânevî terbiye görmüş kimselerde makam ve mevki hırsının olmadığı vurgulanır.

BİBLİYOGRAFYA:

Ahmed Rifat, Mir’âtü’l-makāsıd, İstanbul 1293, s. 270; Abdülbâki Gölpınarlı, Mevlânâ’dan Sonra Mevlevîlik, İstanbul 1953, s. 367-389; a.mlf., Mevlevî Âdâb ve Erkânı, İstanbul 1963, s. 37-39;


Süleyman Uludağ, Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, İstanbul 1991, s. 385-386; A. Schimmel, İslam’ın Mistik Boyutları (trc. Ergun Kocabıyık), İstanbul 2001, s. 234; H. Hüseyin Top, Mevlevî Usûl ve Âdâbı, İstanbul 2001, s. 97-98; Yahyâ Âgâh b. Sâlih el-İstanbulî, Mecmûatü’z-Zarâif Sandûkatü’l-Maârif: Tarikat Kıyafetlerinde Sembolizm (haz. M. Serhan Tayşi, s.nşr. Ülker Aytekin), İstanbul 2002, s. 225-230; Nurhan Atasoy, Derviş Çeyizi: Türkiye’de Tarikat Giyim-Kuşam Tarihi, Ankara 2005, s. 259-260; Pakalın, II, 779-780; R. Levy, “Post”, İA, IX, 578.

Safi Arpaguş