RÂFİÎ, Abdülganî b. Ahmed

(عبد الغني بن أحمد الرافعي)

Abdülganî b. Ahmed b. Abdilkādir er-Râfiî (ö. 1308/1891)

Suriyeli âlim, kadı ve edip.

1232 (1817) veya 1236 (1821) yılında Trablusşam’da doğdu. Burada Âl-i Râfiî diye tanınan köklü bir aileyle mensup olup Abdülkādir b. Mustafa er-Râfiî’nin amcasının oğludur. Soyu Hz. Ömer’e dayandırıldığı için “Fârûkī” nisbesiyle de anılır. Kur’an’ı ezberledikten sonra A‘râbî ez-Zeylaî, Necîb ez-Za‘bî el-Cîlânî, İsmâil b. Ahmed el-Hâfız, Reşîd el-Mîkātî gibi âlimlerden aklî ve naklî ilimleri öğrendi. Dımaşk’a giderek Ebü’l-Mehâsin Vecîhüddin Abdurrahman b. Muhammed el-Küzberî’den hadis, Abdullah b. Abdurrahman el-Halebî’den fıkıh, usûl-i fıkıh ve tefsir okudu. Kahire’de Bâcûrî’nin talebesi oldu. İskenderiye’ye müftü olarak tayin edilmek istendiyse de bunu kabul etmedi. Hac için gittiği Mekke’de âlimlerden ders aldı; Mekke Müftüsü Muhammed el-Kütübî’den usûl-i fıkıh okudu. Mısır’dan İstanbul’a gerçekleştirdiği seyahatindeki gözlemlerini el-Maķāmetü’l-baĥriyye isimli kitabında topladı. Trablusşam’a döndüğünde Mansûrî Camii imamı Şeyh Muhammed Reşîd el-Mîkātî’nin önderliğinde Halvetiyye tarikatına intisap etti. Burada üç yıl müftülük yaptıktan sonra Akkâ’da, Yemen’in Tâiz sancağında ve San‘a vilâyetinde kadılık görevinde bulundu. Zeydî âlimleriyle münazaralar yaptı. Şairlik yönü de olan Râfiî Sultan Abdülhamîd, Mısır Hidivi İsmâil Paşa, Tevfik Paşa ve Tosun Paşa’ya kasideler yazdı. Dinî ilimler ve edebiyat okutan Râfiî’nin öğrencileri arasında Hadrâvî, İbrâhim el-Ahdeb, Muhammed Dervîş et-Tedmürî, Hayreddin el-Mîkātî gibi âlimler vardır. Ömrünün son yıllarını Mekke’de geçirdi. 14 Zilhicce 1308’de (21 Temmuz 1891) vebadan öldü ve Cennetülmuallâ’da defnedildi.

Eserleri. 1. Şerĥu’l-Esǿileti’n-naĥviyye (el-ǾUķūdü’d-dürriyye) (Trablus 1413/ 1993). 2. el-Cevherü’s-senî fî şerĥi BedîǾiyyeti’ś-Śafî. Safiyyüddin el-Hillî’ye ait eserin şerhidir (Kahire 1316; nşr. Nesîb Neşâvî, Dımaşk 1403/1983). 3. Nažmü Tuĥfeti’l-iħvân. Derdîr’in Tuĥfetü’l-iħvân fî Ǿilmi’l-beyân adlı eserinin dört varaklık manzum şeklidir (Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye, nr. 5762). 4. TerśîǾu’l-Cevâhiri’l-Mekkiyye fî teźkiyeti’l-aħlâķi’l-marżıyye (Kahire 1301). Ebû Hâmid el-İdrîsî’ye ait eserin gözden geçirilmiş ve bazı ilâvelerle zenginleştirilmiş şeklidir. Şah Vasiyyullah bu eser üzerine el-İfâdâtü’l-vaśiyye adıyla bir şerh yazmıştır (Allahâbâd 2001). 5. Dîvânü şiǾr (MecmûǾatü ķaśâǿid). Çoğunluğu tasavvufî neşve ihtiva eden, bir kısmı bazı peygamberlere methiye özelliği taşıyan şiirlerini içeren eserin bir nüshası torunu Âsım er-Râfiî et-Trablusî’de bulunmaktadır (M. Ahmed Dernîka, s. 131). İbn Âbidîn’in Reddü’l-muĥtâr üzerine bir ta‘lîka hazırlayan Râfiî’nin kaynaklarda el-Fetâvâ, Risâle fî miǿe suǿâl ve suǿâl (nahve dair olup Mahmûd Neşşâbe tarafından şerhedilmiştir), İşrâķu’l-envâr fî ıŧlâķi’l-Ǿiźâr ve Esrârü’l-iǾtibâr fîmâ evdeǾahullāh mine’l-ĥikem fi’l-eşcâr gibi eserlerinin de adı geçmektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

Serkîs, MuǾcem, I, 923-924, II, 1287; Edhem el-Cündî, AǾlâmü’l-edeb ve’l-fen, Dımaşk 1958, II, 301-302; M. Abdülcevâd el-Kayâtî, Nefĥatü’l-beşşâm fî riĥleti’ş-Şâm, Beyrut 1401/1981, s. 71-72; Abdülhay el-Kettânî, Fihrisü’l-fehâris, I, 87, 348, 487; II, 752; el-MevsûǾatü’l-ĥarekiyye (nşr. Müessesetü’l-Buhûs ve’l-meşârîu’l-İslâmiyye), Amman 1403/1983, I, 155-156; Abdullah Habîb Nevfel, Terâcimü Ǿulemâǿi Ŧarâblus ve üdebâǿihâ, Trablus 1984, s. 83-87; Abdullah Mirdâd Ebü’l-Hayr, el-Muħtaśar min Kitâbi Neşri’n-nevr (nşr. M. Saîd el-Âmûdî - Ahmed Ali), Cidde 1406/1986, s. 262; Ömer b. Abdüsselâm Tedmürî, MevsûǾatü Ǿulemâǿi’l-müslimîn fî târîħi Lübnân el-İslâmî, Beyrut 1414/1993, III/III, s. 40-51; M. Ahmed Dernîka, Ķuđâtü’ş-şerǾ ve’l-iftâǿ fî Ŧarâblusi’l-feyĥâǿ Ǿabre’l-Ǿuśûr, Trablus 1416/1996, s. 127-131; Abdullah Muhammed el-Habeşî, CâmiǾu’ş-şürûĥ ve’l-ĥavâşî, Ebûzabî 1425/2004, I, 551.

Phılıp Charles Sadgrove





RÂFİÎ, Abdülkādir b. Mustafa

(عبد القادر بن مصطفى الرافعي)

Abdülkādir b. Mustafâ b. Abdilkādir er-Râfiî el-Fârûkī (1832-1905)

Hanefî fakihi, Mısır müftüsü.

Trablus’ta doğdu. Hz. Ömer’in soyundan olup Trablusşam’da Âl-i Râfiî diye tanınan bir ulemâ ailesine mensuptur. Trablus’ta yetişti. Kur’ân-ı Kerîm’i ezberleyip şehrin ulemâsından dinî ilimlerle ilgili ilk bilgileri aldıktan sonra 1263’te (1847) ağabeyi Muhammed er-Râfiî’nin yanına Kahire’ye gitti. Ondan fıkıh, İbrâhim el-Bâcûrî, İbrâhim es-Sekkā, Muhammed el-Üşmûnî, Ahmed Minnetullah es-Sebâsî el-Umeyrî ve diğer âlimlerden hadis, tefsir ve aklî ilimleri okudu. Tahsilini tamamlayınca 1275 (1859) yılında Ezher’de ders vermeye başladı. Yetiştirdiği yüzlerce talebesi arasında Abdurrahman es-Süveysî, Muhammed el-Arûsî, Ahmed el-Arûsî, Mustafa el-Ebyârî, Ahmed Râfi‘ et-Tahtâvî, Hüseyin el-Cisr, Yûsuf b. İsmâil en-Nebhânî, İbrâhim el-Cârim, Muhammed Sâlih el-Baytâr, Abdurrahman er-Râfiî, Muhammed Ali er-Râfiî, Abdürrezzâk er-Râfiî gibi âlimler bulunmaktadır. Ağabeyi Muhammed er-Râfiî’nin 1280’de (1863) vefatı üzerine onun yerine Ezher’deki Revâku’ş-Şevâm şeyhliğine ve Dîvânü’l-evkāf müftülüğüne tayin edildi. Bu arada Meclisü’l-ahkâm’a üye seçildi. On iki yıl müftülük görevi yaptıktan sonra Hidiv İsmâil Paşa zamanında Büyük Şer‘iyye Mahkemesi’nin iki ilmî meclis şeklinde yeniden düzenlenmesi sırasında ikinci meclisin başkanlığına getirildi (1293/1876) ve beş yıl bu görevde kaldı. Birinci meclis kapatılıp mahkeme tek meclisli hale getirilince reisliği 1313 (1895) yılına kadar yine o yürüttü. Mısır Kadısı Abdullah Cemâleddin’in ayrılması üzerine görevi ona teklif edildiyse de kabul etmedi. Muhammed Abduh’un vefatının ardından 4 Ramazan 1323 (2 Kasım 1905) tarihinde Mısır müftülüğüne getirildiyse de üç gün sonra vefat etti ve Karâfetülmücâvirîn’de defnedildi. İlmî kudretinden dolayı “Küçük Ebû Hanîfe” lakabıyla anılan Râfiî, o sırada biri Ezher şeyhine olmak üzere iki kişiye verilen birinci dereceden “Kisvetü’ş-şerîf” pâyesiyle ödüllendirilmiştir. Râfiî, özellikle Hanefî fıkhına dair değerli yazmaların da içinde bulunduğu 1457 cilt kitabını Ezher Kütüphanesi’ne vakfetmiş, kitaplar 1927 yılında kütüphaneye aktarılmıştır. Oğlu Muhammed Reşîd er-Râfiî Tercemetü ĥayâti’ş-Şeyħ ǾAbdilķādir er-RâfiǾî (Kahire 1323) adıyla bir eser yazmıştır.

Eserleri. 1. Taķrîrâtü’r-RâfiǾî Ǿalâ Reddi’l-muĥtâr (et-Taĥrîrü’l-muħtâr li-Reddi’l-muĥtâr). İbn Âbidîn’in Haskefî’nin ed-Dürrü’l-muħtâr’ına yazdığı Reddü’l-muĥtâr adlı hâşiyedeki anlaşılması zor yerleri açıklamak amacıyla kaleme alınmıştır. Müellifin Reddü’l-muĥtâr’ın kenarına yazdığı açıklamalar önce oğlu Muhammed Reşîd tarafından ayrı bir kitap halinde derlenmiş, daha sonra her ikisi tarafından gözden geçirilmiştir. Râfiî’nin, sağlığında ilâvelerde bulunduğu eser onun vefatından hemen sonra oğlu tarafından yayımlanmıştır (I-II, Bulak 1323, 1329; Beyrut 1407/ 1987; nşr. Muhammed Ali Muavvaz - Âdil Ahmed Abdülmevcûd, I-XIV, Beyrut 1415/ 1994, Reddü’l-muĥtâr ile birlikte, son iki cilt Taķrîrât olup sonradan basılmıştır: Beyrut 1418/1998; I-XIV, Riyad 1423/2003). 2. Taķrîrü’l-Eşbâh ve’n-nežâǿir. Ahmed b. Muhammed el-Hamevî’nin İbn Nüceym’in el-Eşbâh ve’n-nežâǿir’ine yazdığı Ġamzü Ǿuyûni’l-beśâǿir adlı şerh üzerine kaleme alınmıştır. 3. Cedvelü’l-aġlâŧi’l-vâķıǾa fî kitâbi Ķurreti Ǿuyûni’l-aħyâr. İbn Âbidînzâde’nin babasına ait Reddü’l-muĥtâr’a yazdığı tekmiledeki hatalarla ilgilidir.

BİBLİYOGRAFYA:

Abdülkādir b. Mustafa er-Râfiî, Taķrîrâtü’r-RâfiǾî, Riyad 1423/2003, M. Reşîd er-Râfiî’nin girişi, XIII, 3; Serkîs, MuǾcem, I, 924; Brockelmann, GAL, II, 740; Âyide İbrâhim Nusayr, el-Kütübü’l-ǾArabiyyetü’lletî nüşiret fî Mıśr beyne Ǿâmey 1900-1925, Kahire 1983, s. 104, 105; Ziriklî, el-AǾlâm (Fethullah), IV, 46; Abdullah Habîb Nevfel, Terâcimü Ǿulemâǿi Ŧarâblus ve üdebâǿihâ, Trablus 1984, s. 88-91; Ömer Rızâ Kehhâle, MuǾcemü’l-müǿellifîn, Beyrut 1414/1993, II, 198-199; Ömer Abdüsselâm Tedmürî, MevsûǾatü Ǿulemâǿi’l-müslimîn fî târîħi Lübnân el-İslâmî: Ricâlü’l-ĥadîŝ ve’l-Ǿulûmi’l-insâniyye, Beyrut 1414/1993, III, 123-129; Zekî M. Mücâhid, el-AǾlâmü’ş-Şarķıyye, Beyrut 1994, I, 337; Ahmet Özel, Hanefi Fıkıh Âlimleri, Ankara 2006, s. 160; “Vefâtü’ş-Şeyħ ǾAbdilķādir er-RâfiǾî”, el-Menâr, VIII/19, Kahire 1323/1905, s. 759-760.

Ahmet Özel