RÂFİÎ, Abdülkerîm b. Muhammed

(عبد الكريم بن محمد الرافعي)

Ebü’l-Kāsım Abdülkerîm b. Muhammed b. Abdilkerîm er-Râfiî el-Kazvînî (ö. 623/1226)

Şâfiî fakihi.

555 (1160) yılında doğdu. İran’ın Kazvin şehrinden olup Hz. Peygamber’in âzatlısı Ebû Râfi‘ veya Râfi‘ b. Hadîc’in soyundan geldiği için Râfiî nisbesini almıştır. Takıyyüddin İbn Kādî Şühbe’nin, Kazvin Kadısı Muzafferüddin’in elinde mevcut et-Tedvîn fî aħbâri Ķazvîn’in nüshasında müellifin bu nisbeyi Râfi‘ b. Hadîc sebebiyle aldığını ifade ettiği bilgisini aktarmasına karşılık (Ŧabaķātü’l-fuķahâǿi’ş-ŞâfiǾiyye, I, 396) anılan eserin matbu nüshasında Râfiî bu konuda kesin bir kanıta sahip olmadığını, ancak nisbenin Ebû Râfi‘ ile ilgili olduğu düşüncesini taşıdığını belirtir (et-Tedvîn, I, 331). Nevevî, bu nisbenin Kazvin yöresinde Râfian isimli bir beldeden geldiğini ileri sürmekte ve bu bilgi pek çok tabakat kitabında tekrar edilmekteyse de Kazvin yöresinde böyle bir yerin bulunmadığı belirtilmektedir (İbn Kādî Şühbe, I, 396). Râfiî, babasının 527 (1133) yılında yazdığı muhtasarların sonunda ismini bilinen en büyük dedesinden dolayı Râfi‘ b. Abdülkerîm diye yazdığını, daha sonra Hz. Peygamber’in ismiyle uyumlu olması için Ahmed ve nihayet Muhammed olarak değiştirdiğini, babasının isminin eski hadis ve fıkıh notlarında Ahmed şeklinde olduğunu, fıkıh eğitimine başladıktan üç veya dört yıl sonra artık Muhammed isminde karar kıldığını belirtir (et-Tedvîn, I, 330). İlk öğrenimini babasından alan Râfiî’nin tefsir, hadis ve fıkıh okuduğu hocaları arasında Ebü’l-Feth İbnü’l-Bettî, Ebû Süleyman ez-Zübeyrî, Ebü’l-Alâ el-Hemedânî, Müntecebüddin el-Kummî, Ebû Hâmid Abdullah b. Ebü’l-Fütûh el-İmrânî gibi âlimler bulunmaktadır. Kazvin’deki ders halkasında yetiştirdiği talebeleri içinde Şam kādılkudâtlığı yapan Ahmed b. Halîl el-Mühellebî ve Zekiyyüddin el-Münzirî gibi simalar vardır. Râfiî 623 yılı Zilkade ayında (Kasım 1226) vefat etti.

İbnü’s-Salâh eş-Şehrezûrî, Acem diyarında Râfiî gibisini görmediğini söyler. Nevevî de Râfiî’nin Şâfiî mezhebi tarihinde önemli bir yeri olan Fetĥu’l-Ǿazîz’ini ihtisar ettiği Ravżatü’ŧ-ŧâlibîn adlı eserinin mukaddimesinde onun mezhebe katkısından övgüyle söz ederken büyük bir yekün tutan mezhep kaynaklarındaki görüş ve rivayetleri inceleyerek farklı tarikleri birleştirmeye, dağınık bilgileri ayıklayıp mezhep birikimini veciz ifadelerle yansıtmaya müteahhir fukaha içinde Râfiî’nin muvaffak olduğunu belirtir. Râfiî’nin mezhebe en büyük katkısı bu noktadadır. Yazdıkları eserlerle Râfiî ve Nevevî sonraki dönemlerde mezhep görüşünü temsilde belirleyici olmuş, ikisine birlikte “şeyhân” lakabı verilmiştir. İkisinin ittifak ettiği husus mezhep görüşü olarak kesinlik kazanmış, ihtilâfa düştükleri durumlarda Nevevî’nin görüşü tercih edilmiştir.


Eserleri. 1. el-Muĥarrer fî fürûǾi’ş-ŞâfiǾiyye. Büyük oranda Gazzâlî’nin el-Vecîz’inin ihtisarı mahiyetinde olan eser Nevevî’nin Minhâcü’ŧ-ŧâlibîn’inin asıl kaynağını teşkil eder. Çeşitli yazmaları bulunan (Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 2103; TSMK, III. Ahmed, nr. 1060; Amasya Beyazıt İl Halk Ktp., nr. 368; el-Mektebetü’l-Ezheriyye, nr. 13/253, 113/1159; Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye, nr. 243, 1446) kitap için yazılan birçok şerh ve hâşiyeden bazıları şunlardır: Nevevî, Şerĥu’l-Muĥarrer; Şehâbeddin Ahmed b. Yûsuf es-Sindî el-Haskefî, Keşfü’d-dürer fî şerĥi’l-Muĥarrer; Şerefeddin Ali b. Abdullah eş-Şîrâzî, Şerĥu’l-Muĥarrer; Celâleddin ed-Devvânî, Ĥâşiye Ǿale’l-Muĥarrer; Muhammed b. Hidâyetullah el-Hüseynî el-Musannif, el-Vużûĥ fî şerĥi’l-Muĥarrer; Nûreddin Ali b. Yahyâ ez-Zeyyâdî, Şerĥu’l-Muĥarrer; Muhammed el-Ömerî el-Mürşidî, Ĥâşiye Ǿalâ ferâǿiżi’l-Muĥarrer; Muhammed b. Abdürresûl el-Berzencî, Fetĥu’l-ber şerĥu’l-Muĥarrer; Abdülmü’min b. Akīl, Şerĥu’l-Muĥarrer. el-Muĥarrer’e yazılan başlıca ihtisarlar da şunlardır: Nevevî, Minhâcü’ŧ-ŧâlibîn (Kahire 1297, 1305, 1314; Mekke 1306); Tâceddin Mahmûd b. Muhammed el-Kirmânî, el-Îcâz Muħtaśarü’l-Muĥarrer (bu muhtasar üzerine Alâeddin Ali b. Muhammed et-Tâcî el-Halebî Şerĥu Îcâzi’l-Muĥarrer adıyla bir şerh yazmıştır); Alâeddin Ali b. Muhammed el-Bâcî el-Mağribî, Muħtaśarü’l-Muĥarrer. Nevevî’nin eseri üzerine yazılan şerhler arasında Celâleddin el-Mahallî, İbn Hacer el-Heytemî, Hatîb eş-Şirbînî ve Şemseddin er-Remlî’nin eserleri önemlidir. İzzeddin İbn Cemâa Taħrîcü eĥâdîŝi’l-Muĥarrer adlı kitabında hadisleri tahrîc etmiştir (ayrıca bk. Abdullah Muhammed el-Habeşî, III, 1561-1563). Abdullah Ahmed Abdülvelî Seyf, Mekke Ümmülkurâ Üniversitesi’nde İstidrâkâtü’n-Nevevî fi’l-Minhâc Ǿale’r-RâfiǾî fi’l-Muĥarrer adıyla bir yüksek lisans tezi yapmış (1994), Muhammed Abdürrahîm b. Şeyh Muhammed Ali de aynı üniversitede el-Muĥarrer’i doktora tezi olarak neşre hazırlamıştır (1998). 2. eş-Şerĥu’l-maĥmûd. Müellifin eş-Şerĥu’l-kebîr’den önce Gazzâlî’nin el-Vecîz’ini geniş şekilde şerhe giriştiği, ancak namaz bahsine kadar gelebildiği sekiz ciltlik bir şerhtir. 3. Fetĥu’l-Ǿazîz fî Şerĥi’l-Vecîz (eş-Şerĥu’l-kebîr) (Nevevî’nin el-MecmûǾ: Şerĥu’l-Müheźźeb’i ile birlikte, I-XII, Kahire 1344-1352; el-ǾAzîz şerĥu’l-Vecîz, nşr. Âdil Ahmed Abdülmevcûd - Ali Muhammed Muavvez, I-XIV, Beyrut 1417/ 1997). Talebe arasında en çok rağbet gören kitap Gazzâlî’nin el-Vecîz’i olmakla birlikte lafzının güçlüğü ve mânasının giriftliği sebebiyle bir şerhe başvurma zorunluluğundan dolayı Râfiî bu eserini kaleme almıştır. Râfiî şerhin hazırlanmasında İmâmü’l-Haremeyn el-Cüveynî’nin Nihâyetü’l-maŧlab’ı, Ebû Sa‘d Abdurrahman b. Me’mûn el-Mütevellî’nin et-Tetimme’si, Ferrâ el-Begavî’nin et-Tehźîb’i, İbnü’s-Sabbâğ’ın eş-Şâmil’i, İbn Kecc’in et-Tecrîd’i ve Serahsî ez-Zâz’ın el-Emâlî’si gibi Gazzâlî öncesine ait eserleri kullanmakla bir anlamda el-Vecîz’i dayandığı fıkhî zeminde bir çözümlemeye tâbi tutma yoluna gitmiştir. Nevevî’nin Ravżatü’ŧ-ŧâlibîn’i Fetĥu’l-ǾAzîz’in bir muhtasarı niteliğinde olduğu gibi İbrâhim b. Abdülvehhâb ez-Zencânî ve başkaları da eseri ihtisar etmiştir. Bu şerh üzerine muhtasar, hâşiye ve tahrîc türünde pek çok eser kaleme alınmıştır. el-Bedrü’l-münîr fî taħrîci eĥâdîŝi’ş-Şerĥi’l-kebîr adıyla bir eser yazan İbnü’l-Mülakkın (nşr. Cemâl Muhammed Seyyid, I-III, Riyad 1414/1993; nşr. Mustafa Ebü’l-Gayt Abdülhay v.dğr., I-X, Riyad 1425/2004) daha sonra bunu Muħtaśarü’l-Bedri’l-münîr ismiyle özetlemiştir (nşr. Kemâl Yûsuf Hût, Beyrut 1407/1987; Ħulâśatü’l-Bedri’l-münîr, nşr. Hamdî Abdülmecid es-Selefî, Riyad 1410/1989). İbn Hacer el-Askalânî, el-Bedrü’l-münîr’i ihtisar edip bazı ilâvelerle birlikte Telħîśü’l-ħabîr fî taħrîci eĥâdîŝi’r-Râfiyyi’l-kebîr adlı eserini telif etmiştir (Hint 1303/ 1885; Riyad 1384/1964; nşr. Abdullah Hâşim el-Yemânî, Kahire 1384/1964; nşr. Şa‘bân Muhammed İsmâil, Kahire 1399/1979; Muħtaśaru Bedri’l-münîr ile birlikte, Beyrut 1407/1987; el-MecmûǾ: Şerĥu’l-Müheź-źeb ile birlikte, Kahire 1344-1352). Eserdeki hadislerin tahrîci konusunda Ebü’l-Hüseyin Şehâbeddin Ahmed b. Aybek el-Hüsâmî, Şemseddin İbnü’n-Nakkāş, İzzeddin İbn Cemâa, Bedreddin ez-Zerkeşî, Şehâbeddin İbnü’l-Husbânî (Şâfi’l-ây fî taħrîci eĥâdîŝi’r-RâfiǾî) ve Celâleddin es-Süyûtî’nin de (Neşrü’l-Ǿabîr fî taħrîci eĥâdîŝi’r-RâfiǾî) çalışmaları vardır. Ahmed b. Muhammed el-Feyyûmî, Fetĥu’l-Ǿazîz’deki garîb kelimeleri açıklamak için el-Miśbâĥu’l-münîr fî ġarîbi’ş-Şerĥi’l-kebîr adıyla bir sözlük yazmıştır (Kahire 1278; nşr. Abdülazîm eş-Şinâvî, Kahire 1977; nşr. Hızır el-Cevâd, Beyrut 1987). Medine el-Câmiatü’l-İslâmiyye’de Abdülhakîm Muhammed Şâkir, Ziyâdâtü’l-İmâm en-Nevevî ve’stidrâkâtühû Ǿale’r-RâfiǾî fi’ŧ-ŧahâre ve’ś-śalât min ħilâli Kitâbi’r-Ravża (1419) ve Mâverdî Muhammed Sâlih, Ziyâdâtü’l-İmâm en-Nevevî ve’stidrâkâtühû Ǿale’l-İmâm er-RâfiǾî fi’z-zekât ve’ś-śıyâm ve’l-iǾtikâf min ħilâli Kitâbi’r-Ravża (1421) adıyla doktora tezi hazırlamışlardır. 4. eş-Şerĥu’ś-śaġīr. Bu da el-Vecîz üzerine yapılmış bir şerhtir.


5. et-Teźnîb. Gazzâlî’nin el-Vecîz’ine ait bir ta‘lik olup el-Vecîz ile birlikte basılmıştır (nşr. Târık Seyyid - Ahmed el-Mezîdî, Beyrut 2004). 6. Şerĥu Müsnedi’ş-ŞâfiǾî. Muhammed b. Ya‘kūb el-Asam en-Nîsâbûrî’nin Şâfiî’nin eserlerinden derlediği hadisleri içeren Müsnedü’ş-ŞâfiǾî’nin şerhidir (Sezgin, I, 489). 7. el-Emâli’ş-şâriĥa Ǿalâ müfredâti’l-Fâtiĥa. Râfiî’nin, hocalarının Fâtiha sûresi hakkında naklettikleri hadisleri senedleriyle birlikte imlâ edip bunlar hakkında açıklamalarda bulunduğu eser otuz meclisten oluşmaktadır. 8. el-Îcâz fî aħŧâri’l-Ĥicâz. Hac yolculuğu sırasındaki mülâhazalarını içeren küçük hacimli bir kitaptır. 9. et-Tedvîn fî aħbâri Ķazvîn. Müellifin Kitâbü’t-Tedvîn fî źikri ehli’l-Ǿilmi bi-Ķazvîn adını verdiği eserin ilk kısmı dört fasıl halinde şehrin fazileti ve özellikleri, Kazvin adı, kuruluşu ve fethi, bölgeleri, vadileri, kanalları, camileri ve mezarlıkları hakkındadır. Eserin geri kalan kısmı da iki bölüm halinde ünlü kişilerin kısa biyografilerine ayrılmıştır. Birinci bölümde Kazvin’e gelen sahâbî ve tâbiîni, ikinci bölümde kendi zamanına kadar Kazvin’de yetişen veya dışarıdan ilim tahsili için gelen ulemâyı ele alır; bu arada babasının biyografisine geniş yer ayırır (nşr. Azîzullah el-Utâridî, I-IV, Riyad, ts.; Haydarâbâd 1407/1987; Beyrut 1408/1987). Eser İbn Hacer el-Askalânî tarafından Müntaħabü Târîħi Ķazvîn adıyla ihtisar edilmiştir. 10. Sevâdü’l-Ǿayneyn fî menâķıbi’l-ġavŝ Ebi’l-ǾAlemeyn er-RifâǾî (Bulak 1301).

BİBLİYOGRAFYA:

Abdülkerîm b. Muhammed er-Râfiî, et-Tedvîn fî aħbâri Ķazvîn (nşr. Azîzullah el-Utâridî), Beyrut 1408/1987, tür.yer.; a.mlf., el-ǾAzîz şerĥu’l-vecîz: Muķaddime (nşr. Âdil Ahmed Abdülmevcûd - Ali M. Muavvaz), Beyrut 1417/1997, s. 407-421; Nevevî, Tehźîbü’l-esmâǿ ve’l-luġāt (nşr. Âdil Ahmed Abdülmevcûd - Ali M. Muavvaz), Beyrut 1426/2005, s. 768-769; a.mlf., Ravżatü’ŧ-ŧâlibîn (nşr. Âdil Ahmed Abdülmevcûd - Ali M. Muavvaz), Riyad 1423/2003, I, 112-113; Sübkî, Ŧabaķāt (Tanâhî), VIII, 281-292; İsnevî, Ŧabaķātü’ş-ŞâfiǾiyye, I, 570-573; İbn Kādî Şühbe, Ŧabaķātü’l-fuķahâǿi’ş-ŞâfiǾiyye (nşr. Ali M. Ömer), Kahire, ts. (Mektebetü’s-sekāfeti’d-dîniyye), I, 393-397; İbn Hacer el-Askalânî, Telħîśü’l-ĥabîr fî taħrîci eĥâdîŝi’r-RâfiǾiyyi’l-kebîr (nşr. Âdil Ahmed Abdülmevcûd - Ali M. Muavvaz), Beyrut 1419/ 1998, neşredenin girişi, I, 108-110; İbn Tağrîberdî, en-Nücûmü’z-zâhire, VI, 266; Keşfü’ž-žunûn, II, 1612-1613; İbnü’l-İmâd, Şeźerât (Arnaût), VII, 189-191; Ahmed Ebû Ali, Fehârisü’l-mektebeti’l-belediyye, İskenderiye 1926, II, 7; Alevî b. Ahmed es-Sekkāf, el-Fevâǿidü’l-Mekkiyye (MecmûǾatü sebǾati kütübin müfîde içinde), Kahire 1358/ 1940, s. 35-41; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, I, 716, 740, 754; II, 260, 303; Brockelmann, GAL (Ar.), IV, 58-59; Abdullah Muhammed el-Habeşî, CâmiǾu’ş-şürûĥ ve’l-ĥavâşî, Ebûzabî 1425/2004, III, 1561-1563, 1703-1704, 2116-2122; A. Arioli, “al-RāfiǾī”, EI² (İng.), VIII, 389; Sezgin, GAS, I, 489.

Bilal Aybakan