RAHMİ EFENDİ

(1855-1909)

Osmanlı âlimi.

Erzincan’ın Eğin kazasında (bugünkü Kemaliye) doğdu. Paçacızâde diye bilinen Hacı Ahmed Nazif Efendi’nin oğlu olup dedesinin adı Ali’dir. Eğin Rüşdiyesi’ne üç yıl devam etti. Buradaki Orta Cami’de (Kiremitçi Mustafa Ağa Camii) imamlık ve vâizlik yaptı. Daha sonra İstanbul’a gitti. Hasanzâde Medresesi’nde Arapça ve Farsça okuyarak icâzetnâme aldı. Hocaları arasında Ahaveyn Hâce Efendi’nin adı anılır. 1885’te girdiği Mekteb-i Nüvvâb’dan 1888’de birincilikle mezun oldu. 13 Kasım 1887’de Âsâriye Camii cuma vâizliğine, bunun yanında 5 Temmuz 1894’te Tedkîk-i Müellefât Heyeti üyeliğine tayin edildi. Bir süre Fâtih Camii’nde dersiâmlık yaptı. Eylül 1909’da Mekteb-i Nüvvâb müdürlüğüne getirildi ve burada Molla Hüsrev’in Dürerü’l-ĥükkâm’ını okuttu. 7 Zilhicce 1327 (20 Aralık 1909) tarihinde vefat etti. Son devrin ünlü hânendelerinden Hâfız Sâmi’nin (Ünokur) medrese hocaları arasında yer alan Rahmi Efendi’nin muhtelif hatları Harputlu Saraçzâde Hacı Mehmed Efendi’den tahsil ederek icâzet aldığı, çok sayıda mushaf ve levha yazdığı, bir süre hâfız-ı kütüb olarak görev yaptığı kaydedilir.

Eserleri. 1. ǾUśâretü’l-fünûn (İstanbul 1330). Eserde, öğrencilerin imtihana hazırlanmasına yardımcı olmak üzere soru-cevap tarzında düzenlenmiş vaz‘, mantık, beyân, meânî, kelâm ve usul ilimlerinden oluşan metinlerin özetleri yer alır. 2. Enmûźecü’l-fıķh (İstanbul 1306). Yine imtihanlara hazırlık için soru-cevap şeklinde kaleme alınmış bir eserdir. Fıkhın çeşitli konularını ihtiva eden yirmi üç bölümden oluşan eserin hazırlanmasında Hanefî mezhebine ait fıkıh kitapları yanında Mecelle ve şerhleriyle şeyhülislâmların fetvalarından faydalanılmış, verilen bilgilerin kaynağı rumuzlarla gösterilmiştir. 3. el-ǾUcâletü’r-raĥmiyye şerĥu’r-Risâleti’l-vażǾiyye. Eğinli İbrâhim Hakkı Efendi’nin kaleme aldığı risâleye yazılmış bir şerhtir (Metnü’l-vażǾ li’l-Eġīnî ve Risâletü’l-vażǾiyye el-ǾAđudiyye ile birlikte, İstanbul 1311). el-ǾUcâletü’r-raĥmiyye’nin Ömer Türker tarafından hazırlanan Türkçe çevirisi henüz neşredilmemiştir. 4. Tefcîrü’t-tesnîm fî ķalbin selîm (İstanbul 1310, 1311, 1316, 1321). Vâizlik yaptığı dönemdeki sohbetlerinden oluşan bir mecmua olup otuz altı dersten meydana gelmektedir. 5. Mevhibetü’l-MaǾbûd (Şerĥ-i Maķśûd). Sarf ilmine dair el-Maķśûd adlı eserin şerhidir. Eserin matbu olduğu belirtilir. el-Maŧlûb fî şerĥi’l-Maķśûd adlı kitabın Hacı Selim Ağa Kütüphanesi’nde Rahmi Efendi adına kayıtlı olan (Kemankeş, nr. 637) yazma nüshası ile matbu nüshası (İstanbul 1286; Aziz Mahmud Hüdâyî, nr. 1636) üzerinde yapılan incelemede eserin Rahmi Efendi’ye ait olduğuna dair bir kayda rastlanmamıştır. 6. el-Ǿİķdü’n-nâmî Ǿale’l-Câmî (İstanbul 1314). İbnü’l-Hâcib’in el-Kâfiye’sinin


şerhi olan, el-Câmî veya Molla Câmî olarak bilinen eser üzerine yapılmış bir şerhtir.

Rahmi Efendi’nin kaynaklarda zikredilen diğer eserleri de şunlardır: Devĥatü’l-anâdîl Ǿalâ Tuĥfeti’l-ǾAvâmil (Birgivî’nin ǾAvâmil’ine Gelibolulu Mustafa b. İbrâhim’in yazdığı şerh üzerine yapılan hâşiyedir); Ǿİsâletü’n-nefǾiyye (ilm-i vaz‘a dair bir eserdir); Ġāliyetü’n-nevâfic Ǿale’n-Netâyic (Birgivî’nin İžhârü’l-esrâr’ına Adalı Şeyh Mustafa’nın yazdığı Netâǿicü’l-efkâr isimli şerhin hâşiyesidir); el-Feyzü’l-ķudsî Ǿale’ŧ-Ŧarsûsî (Molla Hüsrev’in Mirǿâtü’l-uśûl’üne Tarsûsî Mehmed Efendi’nin yazdığı hâşiye üzerine yazılmış bir hâşiyedir); Tercüme-i Mir’ât (Mirǿâtü’l-uśûl’ün tercümesidir); Ma‘nây-ı Mutâvaata Dâir Risâle.

BİBLİYOGRAFYA:

İstanbul Müftülüğü Meşihat Arşivi, Sicil Dosyaları, nr. 180, 1193; Sicil Defteri, I, 167; Osmanlı Müellifleri, I, 319; Sadık Albayrak, Son Devir Osmanlı Uleması, İstanbul 1996, III, 278; Her Yönüyle Kemaliye (Eğin), İstanbul 1996, s. 773-774, 779; Nuri Özcan, “Hâfız Sâmi”, DİA, XV, 102.

Tahsin Özcan