RÂÎ en-NÜMEYRÎ

(الراعي النميري)

Ebû Cendel (Ebû Nûh) Ubeyd b. Husayn b. Muâviye b. Cendel en-Nümeyrî (ö. 97/716 [?])

Emevî dönemi Arap şairi.

Emevî Halifesi I. Yezîd için (680-683) yazdığı methiyeye dayanılarak 40 (660) yılı civarında doğduğu tahmin edilmektedir. Develer ve deve çobanlarına ait tasvirlerinden ya da bunlara dair söylediği bir beyitten dolayı Râilibil (deve çobanı), Râî en-Nümeyrî ve kısaca Râî (çoban) lakabıyla anılmıştır. Arap yarımadasının Yemâme bölgesinde oturan Nümeyr (Nümeyr b. Âmir b. Sa‘saa) kabilesinin soylu bir ailesine mensuptur. Kendisi kabilesinin reisi olduğu gibi babası ile dedesi de Câhiliye devrinde kabilelerinin reisi idiler. Şair olan ve cimriliğiyle tanınan büyük oğlu Cendel’e ait bazı şiir parçaları kaynaklarda yer almaktadır.

Hayatının önemli bir kısmını Basra’da geçiren Râî bir ara, Mekke’de Emevîler’e karşı isyan hareketini başlatan Abdullah b. Zübeyr yanlısı oldu, onun Haccâc tarafından öldürülmesi üzerine (73/692) Emevîler’e meyletti. I. Yezîd, Abdülmelik b. Mervân ve Hişâm b. Abdülmelik ile, ayrıca bazı Emevî vali ve emîrleriyle yakın ilişki kurdu, onlar için methiyeler yazdı. Bişr b. Mervân ile Hişâm’ın saraylarında düzenlenen meclislere katıldı. Divanında bilhassa Saîd b. Abdurrahman’la ilgili çok sayıda methiye yer almaktadır (ŞiǾrü’r-RâǾî, s. 7-9, 97-99, 140-151, 193-196). Abdülmelik b. Mervân nezdinde kabilesi adına elçilik görevi yapan Râî “Lâmiyye”sinde halifeyi överken vergi ve zekât toplama memurlarının halka revâ gördükleri muamelelerden şikâyette bulundu. Ancak halifeyi, halkı verginin toplanmadığı yerlere göçe teşvikle tehdit ettiği için onun öfkelenmesine sebep oldu ve kasidesinden beklenen neticeyi alamadı. Ebû Zeyd el-Kureşî bu kasideye “mülhamât” (mükemmel kasideler) kategorisine giren şiirler arasında yer vermiştir (Cemhere, s. 427-433). Ertesi yıl elçi olarak huzuruna geldiği halifeye sunduğu “Dâliyye” ile (ŞiǾrü’r-RâǾî, s. 54-66) amacına ulaştı ve toplanan vergilerin iadesini sağladı.

Ünlü hiciv şairi Cerîr b. Atıyye ile Râî’nin arası kabileleri yüzünden veya onun Ferezdak tarafını tutması sebebiyle açılmış, sonunda Râî pişman olup Cerîr’den af dilemek istemişse de oğlu Cendel buna engel olmuş, böylece Cerîr’in ağır bir hicviye yazmasına yol açmıştır. Cerîr’in Râî’yi ve kabilesi Nümeyroğulları’nı hicveden kasidesi “ed-Dâmiga” (beyin parçalayan), “el-Mansûre” (zafere ulaşmış) ve “el-Fâzıha” (rezil eden) nitelemeleriyle tanınmıştır. Buna cevap vermeyen Râî bir yıl sonra üzüntüsünden ölmüştür. Bu kaside yüzünden Nümeyroğulları Râî ve ailesini uğursuz ilân etmiş, kabileden birçok kimse Basra’dan ayrılmıştır. Râî’nin bu olaydan önce ve sonraki şairliğiyle ilgili olarak Cumahî, “Râî Mudar’ın erkek devesi (yenilmez üstün şairi) idi, aslan (Cerîr) ona saldırıp pençelerini takıncaya kadar” değerlendirmesini yapmıştır. Bu olay, daha sonra gelen Emîr Muhammed b. Münzir el-Ümevî ile şair Ebû Firâs vb. kişilerin dilinde rezil olma ve alçalma hususunda darbımesel olmuştur.

Kabileler arası çatışmalarda bir gözünü kaybeden Râî, toplumun sorunlarına duyarlı ve saygın bir kişiliğe sahip olarak yöneticiler nezdinde kabilesinin elçiliğini yapıp onların meselelerini çözmeye çalışmıştır. Râî, Ebû Ubeyde’ye göre Emevî devrinin en büyük şairidir. Asmaî’ye göre ise Humeyd b. Sevr ve İbn Mukbil ile birlikte Mudar kabileler topluluğunun hicivde yenilmiş üç şairinden biridir, ancak o Ebû Hayye en-Nümeyrî’den daha üstündür. Mufaddal ed-Dabbî de onu Zürrumme’den üstün sayar. Cumahî’ye göre Râî, İslâm döneminin Cerîr, Ferezdak ve Ahtal düzeyinde birinci tabaka şairlerindendir.

Divanı. Râî’nin divanında daha çok zamanının bazı şairleriyle atışmaları ve kabileler arası anlaşmazlıklara yönelik hicviyeleri yer almaktadır. Zürrumme, Râî’nin üslûbundan etkilenmiş ve onun şiirlerini rivayet etmiştir. Divanı ilk derleyip düzenleyen Asmaî olmuş, Ebû Ubeyd el-Bekrî MuǾcemü me’staǾcem’inde bundan yararlanmıştır. Daha sonra da Sükkerî, Sa‘leb, İbn Düreyd, Ebû Bekir İbnü’l-Enbârî tarafından derlenip şerhedilmiş, Yâkūt el-Hamevî, MuǾcemü’l-büldân’ında Sa‘leb’in derleme ve şerhine sık sık atıfta bulunmuştur. Ancak bu derleme ve şerhlerden hiçbiri zamanımıza intikal etmemiştir. Ebû Gālib İbn Meymûn, Müntehe’ŧ-ŧaleb adlı hacimli antolojisinde Râî’nin yirmi kasidesine yer vermiş, Ebû Zeyd el-Kureşî de Cemheretü eşǾâri’l-ǾArab’ında mülhamât kategorisinde uzun bir kasidesini zikretmiştir. Râî’nin birçok beyit, kıta ve parçaları Cemheretü’l-luġa, Lisânü’l-ǾArab, Tâcü’l-Ǿarûs gibi sözlüklerle Cumahî, İbn Kuteybe, Ebü’l-Ferec el-İsfahânî, Ebû Ubeyd el-Bekrî, İbn Asâkir ve Yâkūt el-Hamevî gibi müelliflerin kitaplarında dağınık halde


bulunmaktadır. Divanı bu kaynaklardan ilk defa Muhammed Nebîh Hicâb derlemiştir (bk. bibl.). Giovanni Oman, Un Poeta Pastore al-Rā’ī adlı eseriyle ilk derleme ve neşir yapanlardandır (bk. bibl.). Nâsır el-Hânî ve İzzeddin et-Tenûhî tarafından ŞiǾrü’r-RâǾî en-Nümeyrî ve aħbâruh adıyla derlenip yayımlanmış (Dımaşk 1383/ 1964), Hilâl Nâcî bu yayımla ilgili düzeltme ve ilâveler yapmıştır (el-Mevrid, I/3-4 [1972], s. 237-276). Nûrî Hammûdî el-Kaysî ve Hilâl Nâcî ŞiǾrü’r-RâǾî en-Nümeyrî (Bağdad 1400/1980), Reinhard Weipert Dîvânü’r-RâǾî en-Nümeyrî (Beyrut 1401/ 1980) adıyla tenkitli neşir gerçekleştirmiştir. Son iki neşir yaklaşık 1300 beyit içerir. Şâkir el-Fehhâm (MMLADm., LXIII [1988], s. 521-523), Halîl Ebû Rahmet (MMMA, XXX [1986], s. 361-428) ve Rıdvân M. Hüseyin en-Neccâr (a.g.e., XXXI [1987], s. 454-456) önceki neşirlere bazı ilâvelerde bulunmuştur. Divanın en iyi neşrini R. Weipert yapmıştır. Vâzıh Samed, Dîvânü’r-RâǾî en-Nümeyrî adıyla divanın önce açıklamalı (Beyrut 1995), ardından ticarî (Beyrut 2000) bir yayımını gerçekleştirmiştir. Râî en-Nümeyrî’nin hayatı ve şiirleriyle ilgili olarak R. Weipert, M. Nebîh Hicâb, Ahmed İhsan Türek, Abdülhalim Muhammed Kanbes çalışmalar yapmış (bk. bibl.), Ali Mehâsine (er-RâǾî en-Nümeyrî: Ĥayâtühû ve şiǾruhû, 1986, Yermük Üniversitesi) ve Sa‘d Bû İyâd (ŞiǾrü’r-RâǾî: Dirâse mevżûǾiyye ve fenniyye, Kahire 1986) yüksek lisans tezi hazırlamış, Ahmed Hasan Besec, er-RâǾî en-Nümeyrî: Śavtü’ś-śaĥrâǿ adıyla bir eser yazmıştır (Beyrut 1995).

BİBLİYOGRAFYA:

Râî en-Nümeyrî, ŞiǾrü’r-RâǾî en-Nümeyrî (nşr. Nûrî Hammûdî el-Kaysî - Hilâl Nâcî), Bağdad 1401/1980, neşredenlerin girişi, s. t-k, ayrıca bk. tür.yer.; Ma‘mer b. Müsennâ, Neķāǿiż (nşr. A. A. Bevan), Leyden 1905, I, 427-431; Asmaî, Fuĥûletü’ş-şuǾarâǿ (nşr. Ch. C. Torrey), Beyrut 1389/ 1971, s. 12, 17, 18; Cumahî, Fuĥûlü’ş-şuǾarâǿ, II, 298-299, 324, 435-438, 502-521, 551; Muhammed b. Habîb, Küne’ş-şuǾarâǿ ve men ġalebet künyetühû Ǿalâ ismih (nşr. Abdüsselâm Hârûn, Nevâdirü’l-maħŧûŧât içinde), Kahire 1373/ 1954, VII, 291; İbn Kuteybe, eş-ŞiǾr ve’ş-şuǾarâǿ, I, 415-418; Ebû Zeyd el-Kureşî, Cemhere (Fâûr), s. 427-433; Ebü’l-Ferec el-İsfahânî, el-Eġānî, Beyrut 1414-15/1994, XXIV, 323-332; Âmidî, el-Müǿtelif, s. 52, 122; Merzübânî, el-Müveşşaĥ (nşr. Ali M. el-Bicâvî), Kahire 1385/1965, s. 106, 210-211, 225, 240; İbnü’n-Nedîm, el-Fihrist (Teceddüd), s. 62, 82, 179; Abdülkādir el-Bağdâdî, Ħizânetü’l-edeb, III, 150-151; M. Nebîh Hicâb, er-RâǾî en-Nümeyrî: ǾAśruhû, ĥayâtühû, şiǾruh, Kahire 1383/ 1963, tür.yer.; Sezgin, GAS, II, 388-389; R. Weipert, Studien zum Diwan des RāǾī, Freiburg 1977; a.mlf., “al-RāǾī”, EI² (İng.), VIII, 400-401; Abdülhalîm M. Kanbes, er-RâǾî en-Nümeyrî: ŞâǾirün maġmûr, Dımaşk 1982; Ahmed eş-Şâyib, “Mülĥametü’r-RâǾî”, Mecelletü Külliyyeti’l-âdâb, XIII/1, Kahire 1951, s. 23-60; G. Oman, “Un poeta pastore: al-RāǾī”, AION, XIV (1964), s. 319-352; XVI (1966), s. 89-100; Ahmet İhsan Türek, “Râ‘î ve Şiirleri”, EFAD, sy. 4 (1972), s. 125-181; Şâkir el-Fehhâm, “RâǾî en-Nümeyrî li-Ebi’l-Ķāsım b. ǾAsâkir”, MMLADm., LXII (1987), s. 669-684.

Süleyman Tülücü