RAKS AKSAĞI

Türk mûsikisi usullerinden.

Türk mûsikisinin dokuz zamanlı usullerinden biridir. Bir beş zamanla bir dört zamanın, diğer bir ifadeyle bir Türk aksağı ile bir sofyanın birbirine eklenmesinden meydana gelmiştir. Usul bu terkibiyle aksak usulünün teşekkül bakımından tam tersidir. Çünkü aksak usulü 4 + 5 = 9 şeklinde, raks aksağı ise 5 + 4 = 9 yapısındadır. Çok kullanılmış usullerden olmamakla beraber şarkılarda, ilâhilerde, Bektaşî nefeslerinde, bazı saz semâilerinin dördüncü hânelerinde, bazı oyun havalarında daha çok sekizlik mertebede (9/8) kullanılmıştır. Özel ritmik yapısıyla dikkat çeken raks aksağı usulü hareketli ve daha çok küçük formlu eserlerde tercih edilmiştir. Usul darblarının birincisi kuvvetli, ikincisi yarı kuvvetli, üçüncüsü kuvvetli, dördüncüsü zayıftır.

Kadızâde Tanbûrî Mustafa Çavuş’un, “Dök zülfünü meydâne gel” mısraıyla başlayan hisar-bûselik ve Fâize Ergin’in, “Kız sen geldin Çerkeş’ten” mısraıyla başlayan nihâvend şarkıları, Sadettin Kaynak’ın, “Benim yârim gelişinden bellidir” mısraıyla başlayan hicaz türküsü; Muallim İsmail Hakkı Bey’in, “Niçin sevdim ben seni” mısraıyla başlayan hicazkâr köçekçesi; Zeki Altun’un, “Aşk bağına girsen eğer” mısraıyla başlayan sabâ ilâhisi; Ahmet Hatiboğlu’nun, “Pîr dîvânına uğradım” mısraıyla başlayan uşşak nefesi bu usulle ölçülmüş eserlerden bazılarıdır.

BİBLİYOGRAFYA:

Suphi Ezgi, Nazarî-Amelî Türk Musikisi, İstanbul 1935, II, 46-48; Hüseyin Sâdeddin Arel, Türk Mûsıkîsi Nazariyatı Dersleri (haz. Onur Akdoğu), Ankara 1991, s. 101; İsmail Hakkı Özkan, Türk Mûsikîsi Nazariyatı ve Usûlleri Kudüm Velveleleri, İstanbul 2006, s. 652-653.

İsmail Hakkı Özkan