RAVZATÜ’n-NÂZIR

(روضة الناظر)

Muvaffakuddin İbn Kudâme’nin (ö. 620/1223) fıkıh usulüne dair eseri.

Tam adı Ravżatü’n-nâžır ve cünnetü’l-münâžır fî uśûli’l-fıķh Ǿalâ meźhebi’l-İmâm Aĥmed olan eser, Hanbelî fıkıh usulü literatüründe önemli bir dönüm noktasını teşkil etmektedir. İbn Kudâme’nin eserini yazarken Gazzâlî’nin el-Müstaśfâ’sını esas aldığı anlaşılmaktadır. Bu iki eserin özellikle mantık ilmini ele alan mukaddimeleri arasındaki benzerlik ve paralellikler Gazzâlî’nin fıkıh usulü anlayışının İbn Kudâme’yi derin bir şekilde etkilediğini, ayrıca Ravżatü’n-nâžır’daki kelime seçimi ve meselelerin vazediliş tarzı kaynaklarının başında el-Müstaśfâ’nın geldiğini göstermektedir. Bu özelliklerinden dolayı Ravżatü’n-nâžır, Şâfiî-mütekellimîn usul anlayışının Hanbelî mezhebine giriş sürecindeki en önemli gelişmeyi temsil etmektedir. el-Müstaśfâ’dan farklı bir tasnif ve iç kompozisyona sahip olan Ravżatü’n-nâžır, işlediği meselelerde de yoğun biçimde kendinden önceki Hanbelî literatürünü tartışmaktadır. Ayrıca İbn Kudâme’nin birçok yerde Gazzâlî’den farklı görüşler ileri sürmesi ve kitabında el-Müstaśfâ’dan bahsetmemesi bu eserin bazı kaynaklarda nakledildiği şekilde el-Müstaśfâ’nın bir özetinden ibaret olmadığına işaret etmektedir.


Ravżatü’n-nâžır telif edildiği tarihten itibaren genellikle Hanbelî çevrelerinde kabul görmekle birlikte bu mezhep içinde yukarıda temas edilen özelliklerinden dolayı çeşitli tartışmalara konu olmuştur. Eserin mantıkla ilgili mukaddimesinin müellif tarafından daha sonra çıkartılıp çıkartılmadığı bu tartışmaların başında gelmektedir. Hanbelî çevrelerinin gösterdiği tepkilerden ve özellikle Hanbelî fakihi İshak b. Ahmed el-Alsî’nin tenkitlerinden dolayı İbn Kudâme’nin söz konusu mukaddimeyi eserinden çıkarttığına dair bir iddia gerek geçmişte gerekse günümüzde bazı müellifler tarafından dile getirilmekle beraber bu iddiayı destekleyecek yeterli kayıt bulunmamaktadır. Ayrıca İbn Kudâme’nin, eserinde mantığa dair bir mukaddimeye yer vereceğini ifade eden cümlesi kitabın günümüze ulaşan bütün nüshalarında yer almaktadır. Ravżatü’n-nâžır’ın bazı nüshalarında söz konusu cümlenin zikredilmesine rağmen bu mukaddimeye yer verilmemesi, İbn Kudâme’nin bu bölümü çıkarttığına değil esere yöneltilen eleştiriler yüzünden eserin istinsahlarında zaman zaman bu mukaddimenin çıkartıldığına delâlet etmektedir. Fıkıh usulü konularını muhtasar şekilde ve açık bir dille işleyen Ravżatü’n-nâžır’da bir yandan Ahmed b. Hanbel’in fikirlerinden hareketle ona atfedilebilecek fıkıh usulü görüşleri inşa edilmeye çalışılırken öte yandan Kadı Ebû Ya‘lâ el-Ferrâ, Kelvezânî, İbn Hâmid ve Ebü’l-Vefâ İbn Akīl gibi Hanbelî mezhebi usul âlimlerinin katkılarına sık sık yer verilmektedir.

Ravżatü’n-nâžır’a bazı mevzû hadisleri delil olarak kullandığı, ibaresinin zorluklar taşıdığı ve aktardığı görüşlerin bir kısmının nisbet edildiği kişilere aidiyeti hususunda şüpheler bulunduğu şeklinde tenkitler yöneltilmiştir (Ravżatü’n-nâžır, neşredenin girişi, I, 43-47). Bu tenkitlere rağmen eser, telifinden kısa bir süre sonra Hanbelî ders halkalarında okutulmaya başlanmış ve bu rağbet zamanımıza kadar sürmüştür. Günümüzde de Hanbelî mezhebine bağlı coğrafyada fıkıh usulü müfredatının temel kaynaklarından biri olarak kabul edilmektedir.

Eser Üzerinde Yapılan Çalışmalar. 1. Muhammed b. Ebü’l-Feth el-Ba‘lî, Telħîśu Ravżati’n-nâžır (Mekke, Câmiatü Ümmi’l-kurâ merkezü’l-bahsi’l-ilmî, Usûlü’l-fıkh, nr. 66, fotokopi nüsha). Ravżatü’n-nâžır’ın tertibi ve mantıkla ilgili mukaddimesi korunarak yapılmış bir ihtisardır. 2. Necmeddin et-Tûfî, el-Bülbül fî uśûli’l-fıķh (Riyad 1383). Bu ihtisarda Ravżatü’n-nâžır’ın mantık mukaddimesini çıkaran ve esere bazı yeni meseleler ekleyen Tûfî, mukaddimeye yer vermeyişinin gerekçesini açıklarken mantık ilminin fıkıh usulüne mahsus bir alan sayılmayacağı için bir fıkıh usulü eserinde bu bölümün bulunmasının zorunlu olmadığını, ayrıca gerek İbn Kudâme’nin gerekse kendisinin mantık ilminde uzmanlaşmadıklarını ve üzerinde çalıştığı nüshada mukaddimenin bulunmadığını belirtmektedir (Şerĥu Muħtaśari’r-Ravża, I, 100-101). Tûfî daha sonra bu çalışmasını Şerĥu Muħtaśari’r-Ravża adıyla şerhetmiştir. Ravżatü’n-nâžır’ın en geniş ve en güzel şerhlerinden biri olan eser, Alâeddin Ali b. Süleyman el-Merdâvî ve Takıyyüddin İbnü’n-Neccâr el-Fütûhî gibi Hanbelî müelliflerinin temel kaynaklarından biri olmuştur. Öte yandan Alâeddin Ali b. Muhammed el-Askalânî el-Kinânî, Tûfî’nin ihtisarını Sevâdü’n-nâžır ve şeķāǿiķu’r-ravżi’n-nâżır adıyla şerhetmiş (el-Mektebetü’l-Ezheriyyye, nr. 283), bu şerh Hamza b. Hüseyin b. Hamza el-Fi’r tarafından Câmiatü Ümmi’l-kurâ’da doktora tezi olarak neşre hazırlanmıştır. 3. Abdülkādir Bedrân ed-Dımaşkī, Nüzhetü’l-ħâŧıri’l-Ǿâŧır (I-II, Kahire 1342; Beyrut, ts.; Riyad, ts.). Dımaşkī tarafından Ravżatü’n-nâžır’a eklenen hâşiyelerin hacim ve muhteva açısından genişliği bu çalışmaya şerh niteliği kazandırmıştır. 4. Muhammed Emîn b. Muhtâr eş-Şinkītî, Müźekkire fî uśûli’l-fıķh (Medine 1391; Kahire 1409/1989). Ravżatü’n-nâžır’ın başta mukaddimesi olmak üzere bazı bölümleri çıkarılmıştır.

Ravżatü’n-nâžır, Hanbelî mezhebinin hâkim olduğu bölgelerin modern eğitim kurumlarında fıkıh usulü müfredatının en önemli metinlerinden biri haline geldiği için yakın dönemde söz konusu coğrafyada bu kitap üzerine Abdülkādir b. Şeybe el-Hamd’in İmtâǾu’l-Ǿuķūl bi-Ravżati’l-uśûl’ü (Riyad 1389), Abdülkerîm b. Ali en-Nemle’nin İtĥâfü źevǿi’l-beśâǿir bi-şerĥi Ravżati’n-nâžır fî uśûli’l-fıķh Ǿalâ meźhebi’l-İmâm Aĥmed b. Ĥanbel’i (Riyad 1996), Muhammed Sıdkī b. Ahmed el-Burnû’nun Kitâbü Keşfi’s-sâtir şerĥu ġavâmiżi Ravżati’n-nâžır’ı (Beyrut 2002) ve Ali b. Sa‘d es-Düveyhî’nin Fetĥu’l-veliyyi’n-nâśır bi-şerĥi mâ teyessera min Ravżati’n-nâžır’ı (Riyad 2005) gibi birçok şerh kaleme alınmıştır. Öte yandan Abdülazîz b. Abdurrahman es-Saîd, İbn Ķudâme ve âŝârühü’l-uśûliyye adlı eserinde (I-II, Riyad 1397/1977, 1408/1987) İbn Kudâme ve Ravżatü’n-nâžır’la ilgili tanıtıcı bazı bilgiler aktardıktan sonra Ravżatü’n-nâžır’ın metnini neşretmiştir. Abdülvehhâb İbrâhim Ebû Süleyman da (Abdul Wahab Ibrahim Abu Sulaiman) The Role of Ibn Qudama in Hanbali Jurisprudence adlı çalışmasında (1970, doktora tezi, University of London) Ravżatü’n-nâžır’dan yararlanarak İbn Kudâme’nin Hanbelî usulündeki mevkiini tesbit etmeye çalışmıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

Muvaffakuddin İbn Kudâme, Ravżatü’n-nâžır (nşr. Abdülkerîm b. Ali b. Muhammed en-Nemle), Riyad 1414/1993, neşredenin girişi, I, 1-52; a.mlf., el-Muġnî (nşr. Abdullah b. Abdülmuhsin et-Türkî - Abdülfettâh M. el-Hulv), Kahire 1406/ 1986, neşredenlerin girişi, I, 29-30; a.mlf., Taĥrîmü’n-nažar fî kütübi ehli’l-kelâm (nşr. G. Makdisi), London 1962, neşredenin girişi, s. IX-XXVI; Tûfî, Şerĥu Muħtaśari’r-Ravża (nşr. Abdullah b. Abdülmuhsin et-Türkî), Beyrut 1407/1987, I, 92-93, 100-101; ayrıca bk. neşredenin girişi, I, 10-40; İbn Receb, eź-Źeyl Ǿalâ Ŧabaķāti’l-Ĥanâbile, Beyrut, ts. (Dârü’l-ma‘rife), II, 133-149, 205-211, 263; IV, 429; Ahlwardt, Verzeichnis, IV, 10-11; Abdülkādir Bedrân, Nüzhetü’l-ħâŧıri’l-Ǿâtır, Riyad, ts. (Mektebetü’l-maârif), I, 16; a.mlf., el-Medħal ilâ meźhebi’l-İmâm Aĥmed b. Ĥanbel (nşr. Abdullah b. Abdülmuhsin et-Türkî), Beyrut 1401/ 1981, s. 142, 460-465; Brockelmann, GAL, I, 502-504; Suppl., I, 688-689; M. Hasan eş-Şelebî, Delîlü’r-resâǿili’l-câmiǾiyye fî Külliyyeti’ş-şerîǾa ve’d-dirâsâti’l-İslâmiyye bi-CâmiǾati Ümmi’l-ķurâ, Dımaşk 1403/1983, s. 334-335; Abdülazîz b. Abdurrahman es-Saîd, İbn Ķudâme ve âŝârühü’l-uśûliyye, Riyad 1408/1987, s. 81-143; Cezzâr, Medâħilü’l-müǿellifîn, III, 1243-1244; Ramazan Şeşen, Muħtârât mine’l-maħŧûŧâti’l-ǾArabiyyeti’n-nâdire fî mektebâti Türkiyâ, İstanbul 1997, s. 130-133; Ferhat Koca, İslam Hukuk Tarihinde Selefî Söylem: Hanbelî Mezhebi, Ankara 2002, s. 84, 124, 241-244; a.mlf., “Hanbelî Mezhebi”, DİA, XV, 534, 542; a.mlf., “İbn Kudâme, Muvaffakuddin”, a.e., XX, 140-141; D. Raymond, “L’ijtihâd chez Muwaffaq al-Dîn b. Qudâma”, REI, XXXI (1963), s. 33-47; George Makdisi, “Ibn Ķudāma”, EI² (İng.), III, 842-843.

Ferhat Koca