REDDÂDE

(ردّاده)

Yazma eserlerde birbirini takip eden sayfaları göstermek için sayfa altlarına konulan kelimelere verilen ad.

Yazma eserlerde sayfaların sıralanışını göstermek için bugün uygulanmakta olan sayfaların üstüne veya altına numara koyma sistemi mevcut değildi. VI. (XII.) yüzyıla kadar sadece bir eseri oluşturan cüzlerin sırasını göstermek için rakam kullanılmaktaydı. Bir cüz içinde birbirini takip eden sayfalar ise bir önceki sayfanın altındaki sol köşeye sonra gelen sayfanın ilk kelimesi yazılarak gösterilirdi. Bu kelimelere yaygın biçimde reddâde ismi verilmekle birlikte fonksiyonları göz önünde bulundurularak farklı şekilde adlandırıldıkları da görülmektedir: Sayfaları birbirine bağladığı için “râbıta”; bir sonraki sayfayı gözetlediği için “murâkıb”, “rakabe” veya “müşâhide”; bir sonraki sayfaya işaret ettiği için müş‘ir veya müş‘ire; bir sonraki sayfayı izlediği için “ta‘kībe”; bir sonraki kelimeyi göz önünde bulundurup gözünü ondan ayırmadığı için “pâyende”. Halk arasında reddâde yerine bir sonraki sayfayı kolladığı veya güttüğü için “çoban”, sayfanın alt kısmında bulunduğu için “ayak”, sayfanın altında tek başına kalmış bir kelime olduğu için “garip” terimleri kullanılmıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

Steingass, Dictionary, s. 561; Mine Esiner Özen, Yazma Kitap Sanatları Sözlüğü, İstanbul 1985, s. 5; Hasan Özönder, Ansiklopedik Hat, Tezhib Sanatları Deyim ve Terimleri Sözlüğü, Konya 2003, s. 12; Orhan Şâik Gökyay, “Eski, Yeni ve Ötesi”, Kaynaklar, sy. 1, Ankara 1983, s. 59-61.

İsmail E. Erünsal