REMLÎ, Şemseddin

(شمس الدين الرملي)

Ebû Abdillâh Şemsüddîn Muhammed b. Ahmed b. Ahmed b. Hamza er-Remlî el-Menûfî el-Ensârî el-Mısrî (ö. 1004/1596)

Şâfiî fakihi.

Öğrencilerinden İbnü’l-Kâsûha diye tanınan Ömer b. İbrâhim el-Hamevî ed-Dımaşkī’ye yazdığı icâzette belirttiği üzere 30 Cemâziyelevvel 917 (25 Ağustos 1511) tarihinde Kahire’de dünyaya geldi (Gazzî, Luŧfü’s-semer, I, 78). Muhibbî, Kādirî ve daha sonraki birçok müellif ise doğum yılını 919 (1513) olarak kaydeder (Ħulâśatü’l-eŝer, III, 347; Neşrü’l-meŝânî, I, 56). Nisbet edildiği Remle, Filistin’deki büyük şehir olmayıp Mısır’da Menûfiye’ye bağlı Minyetülattâr’a yakın küçük bir köydür (Abdülvehhâb b. Ahmed eş-Şa‘rânî, s. 66; Muhibbî, III, 348); Remletülmenûfiye (günümüzde Remletü Benhâ) diye bilinir. Remlî el-Kebîr olarak anılan babasından Arap dili ve edebiyatı, fıkıh, fıkıh usulü, tefsir, hadis ve tarih okudu. Babasının öğrencilerinden Abdülvehhâb eş-Şa‘rânî, onun başka hocalara pek ihtiyaç duymayacak derecede babasından iyi bir eğitim aldığını belirtir. Hocaları arasında İbnü’n-Neccâr el-Fütûhî, Burhâneddin İbn Ebû Şerîf, Yahyâ b. İbrâhim ed-Demîrî, Ali et-Trablusî, Sa‘deddin Muhammed b. Muhammed ez-Zehebî gibi âlimler anılır. Remlî babasının da hocası olan Zekeriyyâ el-Ensârî’den küçük yaşta icâzet almıştır.

Babasının vefatından sonra Ezher Camii’nde onun öğretim halkasına oturan Remlî ayrıca Haşşâbiyye, Şerîfiyye gibi medreselerde ders verdi. Hacca gittiği sıralarda Mekke’de ders okuttu. Kahire Şâfiî müftülüğüne tayin edildi. Öğrencileri arasında Nâsırüddin Muhammed b. Sâlim et-Tıblâvî, Şehâbeddin İbn Kāsım el-Abbâdî, Muhammed Abdürraûf el-Münâvî, Nûreddin el-Halebî, Nûreddin Ali b. Yahyâ ez-Zeyyâdî, Nûreddin el-Üchûrî, Şehâbeddin el-Kalyûbî, Abdurrahman b. Ali el-Hıyârî, Şemseddin Muhammed b. Yûsuf el-Meydânî, Şehâbeddin el-Hafâcî, İbnü’l-Kâsûha gibi âlimler bulunmaktadır. Necmeddin el-Gazzî de mükâtebe yoluyla ondan icâzet almıştır. Devrinin önde gelen âlimleri arasında yer alan Remlî “Küçük Şâfiî” diye anıldı. Bazı âlimlerin onu X. (XVI.) asrın müceddidi olarak nitelendirdiklerini belirten Muhibbî, önemli bir âlim ve hocaların hocası olmakla birlikte methinde aşırılığa gidildiğine dikkat çeker. 13 Cemâziyelevvel 1004 (14 Ocak 1596) tarihinde Kahire’de vefat etti. Kabri babasının kabrinin yanında Meydânülkutn’da Câmiu’r-Remlî’nin içindedir (Ali Paşa Mübârek, IV, 246). Babasının talebesi olup kendisinden bir ay kadar sonra vefat eden Hanefî fakihi Nûreddin İbn Gānim el-Makdisî, Remlî’nin ölümüne tarih düşürmüştür (Tebrîzî, III, 164-165).

Eserleri. 1. Nihâyetü’l-muĥtâc ilâ şerĥi’l-Minhâc. Nevevî’nin Şâfiî fıkhına dair meşhur metni üzerine 963-973 (1556-1566) yılları arasında yazılmıştır. Müellif gereksiz ayrıntılara yer vermediğini, Şâfiî ve talebelerinin görüşleriyle müteahhirîn ulemâsının esas aldığı görüşleri açıkladığını ve müftüler için temel kaynak olduğunu belirttiği bu kitabında çok önem verdiği babasının görüş ve fetvalarından geniş ölçüde faydalanmıştır. Daha sonraki Şâfiî kaynaklarında da hem baba hem oğul Remlî’nin görüşlerine sıkça atıfta bulunulduğu


görülmektedir. Babasının talebesi İbn Hacer el-Heytemî’nin aynı eser için yazdığı Tuĥfetü’l-muĥtâc adlı şerh önceleri daha çok rağbet gördüyse de Nihâyetü’l-muĥtâc, bu kitabın yaygın olduğu Yemen ve Hicaz’ın bazı bölgeleri dışında Şâfiî fıkhının en makbul kaynaklarından biri olmuştur (Nûreddin eş-Şebrâmellisî ve Ahmed b. Abdürrezzâk el-Mağribî er-Reşîdî’nin hâşiyeleriyle, I-VIII, Bulak 1292; Kahire 1286, 1304, 1357, 1389/1969, 1404/1984). Remlî ve İbn Hacer’in bu iki şerhine yansıyan görüş ayrılıkları Ali b. Ahmed b. Saîd Bâ Sabrîn tarafından İŝmidü’l-Ǿayneyn fî baǾżı iħtilâfi’ş-şeyħayn adıyla kitap haline getirilmiştir (Kahire 1303, Abdurrahman b. Muhammed Bâ Alevî’nin Buġyetü’l-müsterşidîn adlı eserinin kenarında). Remlî’nin şerhine ayrıca Süleyman b. Ömer el-Cemel, Hâlid b. Hüseyin eş-Şehrezûrî el-Osmânî ve Muhammed b. Muhammed el-Embâbî (Ezher Ktp., nr. 2832) hâşiye yazmıştır. 2. Ġāyetü’l-beyân fî şerĥi Zübedi İbn Reslân. İbn Reslân diye tanınan Ahmed b. Hüseyin er-Remlî’nin Şâfiî fıkhına dair Śafvetü’z-zübed (ez-Zübed) adlı manzum eserinin şerhidir (kenarında Ahmed b. Hicâzî el-Feşnî’nin aynı esere yazdığı Mevâhibü’ś-śamed adlı şerhle birlikte, I-II, Bulak 1291; Kahire 1305, 1379; nşr. Hâlid Abdülfettâh Şibl, Beyrut 1991; nşr. Ahmed Abdüsselâm Şâhin, Beyrut 1414/1994). 3. Ġāyetü’l-merâm fî şerĥi Şürûŧi’l-meǿmûm ve’l-imâm. Babasının Şürûŧü’l-meǿmûm ve’l-imâm veya Şürûŧü’l-imâme (Süleymaniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 1009; Ezher Ktp., nr. 41687/ 2539) adıyla bilinen risâlesinin şerhidir (nşr. Müsâid b. Kāsım el-Fâlih, Riyad 1413/ 1993). 4. Fetâva’r-Remlî. Babasının fetvalarını fıkıh sistematiğine göre bir araya getirdiği eser önce kendisine (İbn Hacer el-Heytemî’nin el-Fetâva’l-kübrâ’sının kenarında, Kahire 1308, 1329), daha sonra babasına (nşr. Muhammed Abdüsselâm Şâhin, Beyrut 1424/2004) nisbet edilerek yayımlanmıştır. Eser Ahmed b. Abdülfettâh el-Mücîrî el-Melevî tarafından ihtisar edilmiştir (Hidîviyye Ktp., nr. 1523). 5. Şerĥu’l-Îżâĥ. Nevevî’nin el-Îżâĥ fî menâsiki’l-ĥac (Abdülganî ed-Dakr, s. 31-32) adlı eserinin şerhidir. İsmâil Paşa, el-Ġurerü’l-behiyye fî şerĥi’l-Menâsiki’n-Neveviyye adlı bir eseri ona nisbet etmekte (Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 261), Ezher Kütüphanesi’nde de eser onun adına kayıtlı görünmektedir (nr. 7878/1015). Ancak Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye katalogunda bu adı taşıyan bir kitap Zekeriyyâ el-Ensârî (Fuâd Seyyid, II, 151), Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye’de ise Nûreddin Ali b. Abdullah el-Hasenî (Abdülganî ed-Dakr, s. 189) adına kaydedilmiştir. 6. ǾUmdetü’r-râbiħ fî maǾrifeti’ŧ-ŧarîķi’l-vâżıĥ. Şehâbeddin Ahmed b. Muhammed ez-Zâhid’in Hediyyetü’n-nâśıĥ ve ĥiźbü’l-felâĥi’n-nâciĥ adlı eserine yazılmış şerhtir (Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye, nr. 25326 B; Hidîviyye Ktp., nr. 1697, 6977; Ezher Ktp., nr. 8512/1000, 41899/2589). Şemseddin Muhammed b. Dâvûd el-İnânî bu şerh üzerine bir hâşiye kaleme almıştır (Hidîviyye Ktp., nr. 1696). 7. el-Fevâǿidü’l-merżıyye. Abdullah b. Abdurrahman Bâ Fazl el-Hadramî’nin fıkha dair el-Muķaddimetü’l-Ĥađramiyye’sinin muhtasarına yaptığı şerhtir (Cidde 1408/ 1988). 8. Şerĥu’l-Âcurrûmiyye. İbn Âcurrûm’un nahve dair eseri üzerine yazılmıştır (Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye, nr. 438; Ezher Ktp., nr. 26282, 41036). Remlî’nin kaynaklarda adı geçen bazı eserleri de şunlardır: Şerĥu’l-Menâsiki’d-Delciyye, Şerĥu’l-Behce (Zeynüddin İbnü’l-Verdî’nin el-Behcetü’l-Verdiyye adıyla el-Ĥâvi’ś-śaġīr’e yazdığı nazmın şerhidir), Şerĥu’z-Zübed (babasının eseri üzerine yazılmıştır), Şerĥu’l-ǾUķūd fi’n-naĥv, Ĥâşiye Ǿale’l-ǾUbâb.

İsmâil Paşa, Fetĥu’l-Cevâd bi-şerĥi Manžûmeti’bni’l-Ǿİmâd adlı eseri hem Şemseddin er-Remlî’ye hem 973’te (1565-66) vefat ettiğini belirttiği Şehâbeddin Ahmed b. Ahmed b. Hasan er-Remlî’ye nisbet etmiştir (Hediyyetü’l-Ǿârifîn, I, 145; II, 261; Îżâĥu’l-meknûn, II, 161). Ancak İbnü’l-İmâd diye bilinen Ahmed b. İmâdüddin el-Akfehsî’nin Manžûmetü’bni’l-Ǿİmâd fi’l-maǾfüvvât adlı eserinin şerhi olan bu kitap Şemseddin er-Remlî’nin babasına aittir. Bir yerde Şemseddin er-Remlî’ye Şerĥu Manžûmeti’l-maǾfüvvât adlı bir eser nisbet eden Brockelmann da (GAL Suppl., II, 442) başka bir yerde el-İşârât ilâ mâ Ǿufiye mine’n-necesât ismiyle de anılan bu esere baba Remlî’nin Fetĥu’l-Cevâd adıyla şerh yazdığını belirtir, ardından da Fetĥu’l-mübîn adlı bir diğer şerhi yine Şemseddin er-Remlî’ye nisbet eder (a.g.e., II, 110-111). Necmeddin el-Gazzî, Remlî’nin kendi el yazısıyla kaydettiği eserleri arasında Şerĥu Manžûmeti’bni’l-Ǿİmâd fi’l-Ǿaded adlı bir kitabını haber verir ki (Luŧfü’s-semer, II, 81), bu kitabın fıkıhla alâkalı olmadığı anlaşılmaktadır. Brockelmann, baba Remlî’nin Şehâbeddin Ahmed b. Muhammed ez-Zâhid el-Mısrî’nin Sittûn mesǿele fi’l-fıķh diye de anılan kitabı üzerine yazdığı Şerĥu Muķaddimeti’z-Zâhid adlı eserini Şemseddin er-Remlî’ye nisbet etmiştir (GAL Suppl., II, 112).

BİBLİYOGRAFYA:

Abdülvehhâb b. Ahmed eş-Şa‘rânî, eŧ-Ŧabaķātü’ś-śuġrâ (nşr. Abdülkādir Ahmed Atâ), Kahire 1410/1990, s. 66, 67, 117-118; Gazzî, el-Kevâkibü’s-sâǿire, I, 199; II, 119; III, 94; a.mlf., Luŧfü’s-semer ve ķaŧfü’ŝ-ŝemer (nşr. Mahmûd eş-Şeyh), Dımaşk, ts. (Vezâretü’s-sekāfe ve’l-irşâd), I, 15, 77-85, 174, 230, 265, 567, 586, 690; II, 81, 468; Hafâcî, Reyĥânetü’l-elibbâ, II, 327-328; İbnü’l-İmâd, Şeźerât, VIII, 316, 359; Ayyâşî, İķtifâǿü’l-eŝer baǾde źehâbi ehli’l-eŝer (nşr. Nüfeyse ez-Zehebî), Rabat 1996, s. 121, 124, 125, 127, 130, 136, 141, 177, 182, 184, 185, 187, 199; Muhibbî, Ħulâśatü’l-eŝer, III, 208, 342-348; Kādirî, Neşrü’l-meŝânî, I, 56-57; Şevkânî, el-Bedrü’ŧ-ŧâliǾ, II, 102-103; Ali Paşa Mübârek, el-Ħıŧaŧü’t-Tevfîķıyye, Bulak 1305, IV, 246-248; Fihristü’l-Kütübħâneti’l-Ħidîviyye, III, 198-199, 220, 222, 227, 245, 246, 247, 249, 287, 288; Serkîs, MuǾcem, I, 937, 952; II, 1359; Brockelmann, GAL, II, 418-419; Suppl., II, 110-111, 112, 113, 416, 442; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, I, 145, 406; II, 261; Îżâĥu’l-meknûn, II, 121, 161; Tebrîzî, Reyĥânetü’l-edeb, III, 164-165; Abdülmüteâl es-Saîdî, el-Müceddidûn fi’l-İslâm, Kahire, ts. (Mektebetü’l-âdâb), s. 374-376; Muhammed Remzî, el-Ķāmûsü’l-coġrâfî li’l-bilâdi’l-Mıśriyye, Kahire 1954-55, II, 19; Fuâd Seyyid, Fihrisü’l-maħŧûŧât, Kahire 1382/1962, II, 73, 148-149, 151, 162-163; Abdülganî ed-Dakr, Fihrisü maħŧûŧâti Dâri’l-kütübi’ž-Žâhiriyye: el-Fıķhü’ş-ŞâfiǾî, Dımaşk 1383/1963, s. 31-32, 161, 189, 296-302; Hacvî, el-Fikrü’s-sâmî, II, 352-353; Abdülvehhâb İbrâhim Ebû Süleyman, Kitâbetü’l-baĥŝi’l-Ǿilmî, Cidde 1403/1983, s. 366-367; Ziriklî, el-AǾlâm (Fethullah), VI, 7; Sâlihiyye, el-MuǾcemü’ş-şâmil, III, 73-74; Abdullah Muhammed el-Habeşî, CâmiǾu’ş-şürûĥ ve’l-ĥavâşî, Ebûzabî 1425/2004, I, 29, 369, 543; III, 1804, 1926, 2096; A. Zysow, “al-Ramlī”, EI² (İng.), VIII, 424-425.

Ahmet Özel