SAHÎHAYN

(الصحيحين)

Buhârî (ö. 256/870) ile Müslim’in (ö. 261/875) el-CâmiǾu’s-śaĥîĥ’lerine verilen ad.

Muhammed b. İsmâil el-Buhârî ile Müslim b. Haccâc’ın el-CâmiǾu’ś-śaĥîĥ’leri “sahih hadisleri ihtiva eden iki kitap” anlamında Śaĥîĥayn diye anılmış ve İslâm âlimleri tarafından Kur’ân-ı Kerîm’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilmiştir (İbnü’s-Salâh, Muķaddime, s. 160; Nevevî, et-Taķrîb, s. 22; İbn Teymiyye, XX, 321). Buhârî ile Müslim’in adı geçen eserlerine aldıkları hadislerde en üstün sıhhat şartlarını aramaları, diğer bir ifadeyle bu hadislerin baştan sona şâz ve illetli olmayan muttasıl senedlerle rivayet edilmesi, senedlerde yer alan râvilerin adâlet ve zabt özelliklerine sahip bulunmasını şart koşmaları Śaĥîĥayn’ın İslâm dünyasında büyük ilgi görmesini sağlamıştır. Buhârî ile Müslim’in, yaşadıkları yüzyılda hadisleri rivâyet, dirâyet ve ilelü’l-hadîs bakımından en iyi bilen âlimler olması da esere ayrıcalık kazandırmış, hadis otoriteleri bu iki eserde yer alan rivayetlerin sened ve metinleriyle sahih olduğuna dair görüş birliğine varmışlardır. Bazı âlimler bir râvinin hadisinin Śaĥîĥayn’da yer almasının o râvi için ta‘dil anlamına geldiğini, bu iki eserin bir tür muaddil olduğunu kabul etmiştir (İbn Dakīkul‘îd, s. 326-327). Eş‘arî kelâmcısı ve Şâfiî fakihi Ebû İshak el-İsferâyînî, mâkul bir te’vile gitmeden Śaĥîĥ-i Buħârî ile Śaĥîĥ-i Müslim’e aykırı olarak verilen hükümlerin reddedilmesi gerektiğini belirtmiştir (DİA, XXII, 515). Śaĥîĥayn’daki rivayetlerin tarik ve râvilerine yöneltilen bazı eleştiriler (aş.bk.) bu konudaki görüş birliğini değiştirecek nitelikte bulunmamıştır (Tâhir el-Cezâirî, I, 307).

Buhârî’nin eserini tamamladıktan sonra Ali b. Medînî, Yahyâ b. Maîn ve Ahmed b. Hanbel gibi III. (IX.) yüzyılın en büyük hadis otoritelerine sunması, onların eserdeki dört hadis dışında bütün hadisleri sahih kabul etmesi, öte yandan Müslim’in de aynı şekilde eserini Saîd b. Mansûr, Osman b. Ebû Şeybe, Yahyâ b. Maîn ve Ahmed b. Hanbel’e sunup onların sıhhatinde görüş birliği ettikleri rivayetleri alması, o devrin hadis otoritelerinin Śaĥîĥayn hadislerinin sıhhatinde ittifak ettiğini göstermektedir. Son dönem hadis âlimi Ahmed Muhammed Şâkir, meşhur âlimlerin bu iki eser hakkındaki görüşlerini değerlendirirken konuyu çok iyi bilen hadis otoritelerinin Śaĥîĥayn hadislerinin tamamını tereddütsüz sahih kabul ettiğini, bu hadislerin hiçbirinde tenkit edilecek bir yön ve zayıflık bulunmadığını, Śaĥîĥayn hadislerini eleştiren Dârekutnî gibi âlimlerin, ele aldıkları hadislerin zayıf olduğunu değil Buhârî ile Müslim’in kabul ettiği en üstün derecedeki sıhhat şartlarına sahip bulunmadığını ileri sürdüklerini belirtir (el-BâǾiŝü’l-ĥaŝîŝ, s. 35). İmam Şâfiî’nin, “Yeryüzünde Mâlik’in el-Muvaŧŧaǿından daha doğru bir hadis kitabı bilmiyorum” sözü Śaĥîĥayn’ın henüz tasnif edilmediği döneme ait olup (İbnü’s-Salâh, Muķaddime, s. 160) İbn Hacer el-Askalânî, Şâfiî’nin bu sözü o gün elde bulunan Süfyân es-Sevrî’nin el-CâmiǾi, Hammâd b. Seleme’nin el-Muśannef’i gibi kitaplarla el-Muvaŧŧaǿı mukayese ederek söylediğini belirtmiştir (Hedyü’s-sârî, s. 12).

Sahih hadisleri ilk defa Buhârî ile Müslim’in derlemesi eserlerine ilgiyi arttırmış, muhaddisler bu iki eserden kitaplarına


aldıkları hadisleri “müttefakun aleyh” diye vasıflandırmıştır. Geri kalan sahih hadisler yine onların eserlerine bağlı olarak derecelere ayrılmış, sadece Buhârî’nin, ondan sonra sadece Müslim’in sahih kabul edip eserine aldığı hadisler, Śaĥîĥayn’a alınmasa da her iki musannifin şartlarına uyan hadisler, sadece Buhârî’nin şartlarına ve sadece Müslim’in şartlarına uyan hadisler makbul rivayetler kabul edilmiş, bunlardan sonra diğer hadis otoritelerinin sahih diye değerlendirdikleri rivayetlere yer verilmiştir.

Buhârî, sahih olan bütün hadisleri derlemenin kitabın hacmini büyüteceğini düşünerek bu yola gitmediğini, ancak sahih olmayan hiçbir hadisi de eserine almadığını belirtmiştir (İbnü’s-Salâh, Muķaddime, s. 168). Onun eserine el-CâmiǾu’l-müsnedü’ś-śaĥîĥu’l-muħtaśar min umûri Resûlillâh śallallāhü Ǿaleyhi ve sellem ve sünenihî ve eyyâmihî adını vermesi de sahih olan bütün hadisleri derlemeyi düşünmediğini göstermektedir. Aynı düşünceye sahip olan Müslim de sıhhatinde muhaddislerin ittifak ettiği hadisleri derlemekle yetindiğini söylemiştir (Müslim, “Śalât”, 63). Sahih olan bir hadisin Buhârî ile Müslim’in benimsediği şartlara uymaması, senedinin bir başka sahih rivayete göre daha düşük seviyede olması, diğer hadis âlimlerinin sika kabul ettiği râvileri Buhârî ile Müslim’in güvenilir bulmaması, bir hadiste başkalarının farketmediği gizli bir kusuru (illet) onların görmesi ve aynı değerde olan iki sahih hadisten birini tercih etmeleri gibi sebeplerle Śaĥîĥayn’da yer almaması o hadis için bir kusur sayılmaz. Eserine “sahih” adını veren hiçbir musannif kitabındaki bütün hadislerin sahih olduğunu söylememiş, fakat Buhârî ile Müslim’in sahih olmayan hiçbir hadisi eserlerine almadıklarını belirtmeleri ve bunun doğru olduğunun anlaşılması sebebiyle Nevevî’nin dediği gibi İslâm ümmeti, bu iki eserdeki hadislerin tamamının sahih ve bu hadislerle amel etmenin vâcip olduğu hususunda görüş birliği etmiştir (Nevevî, Tehźîbü’l-esmâǿ, s. 143).

İslâm âlimlerinin büyük çoğunluğu bu iki eserden Buhârî’nin kitabının daha sahih olduğu görüşündedir (İbnü’s-Salâh, Muķaddime, s. 160; Nevevî, Śaĥîĥu Müslim, I, 14; a.mlf., Tehźîbü’l-esmâǿ, s. 143). Zira hadis ilmini talebesi olan Müslim’den daha iyi bilen Buhârî eserini daha çok hadisten derlemiş ve kitabını tasnif ettikten sonra on altı yıl üzerinde titizlikle çalışmıştır. İmam Müslim, birbirinden rivayette bulunan hoca ile talebenin aynı asırda yaşadığının bilinmesini rivayetin güvenilir sayılması için yeterli ve bu tür muan‘an rivayetleri mevsul kabul ederken Buhârî’nin bunu yeterli görmeyip hoca ile talebenin görüşmüş olduğunun bilinmesini şart koşması da önemli görülmüş, Śaĥîĥ-i Buħârî’deki rivayetlerin Śaĥîĥ-i Müslim’e göre daha az tenkide uğraması da bu tercihte etkili olmuştur. Ancak Buhârî’nin bir hadisi ilgili gördüğü birçok yerde ve hadisin sağlamlığını gösteren değişik senedlerle defalarca tekrarlamasına karşılık Müslim’in bir hadisi güvenilir senedleri ve farklı lafızlarıyla birlikte genellikle sadece en uygun gördüğü yerde zikretmesi, hadisten hüküm çıkarmak maksadıyla Buhârî’nin yaptığı gibi tâbiîn ve etbâu’t-tâbiîn sözlerini eserine almaması, kitabında muallak rivayetlere az yer vermesi gibi sebeplerle onun eseri daha faydalı ve kullanışlı kabul edilmiştir.

Sahîhayn’a Yöneltilen Eleştiriler. Son zamanlara gelinceye kadar Śaĥîĥayn’a yapılan eleştirilerin tamamına yakını bu eserlerin râvilerine yönelik sened tenkidinden ibarettir. Dârekutnî, el-İlzâmât Ǿale’ś-Śaĥîĥayn adlı eserinde Buhârî ile Müslim’in şartlarına uyduğu halde Śaĥîĥayn’da yer almayan yetmiş hadisi müsned tertibinde bir araya getirmiştir. Dârekutnî’nin çağdaşı Ebû Mes‘ûd ed-Dımaşkī, onun Müslim’in el-CâmiǾu’ś-śaĥîĥ’ine yönelttiği tenkitlere karşı Cevâbü Ebî MesǾûd Muĥammed b. İbrâhîm b. ǾUbeyd ed-Dımaşķī Ǿammâ beyyene fîhi ġalaŧa Ebi’l-Ĥüseyn Müslim b. Ĥaccâc adıyla bir reddiye yazmıştır (Sezgin, I, 208). Dârekutnî’nin aynı konudaki bir diğer eseri de Śaĥîĥayn’da bulunan 218 hadisin illetli olduğunu ileri sürdüğü Kitâbü’t-TetebbuǾdur (Dârekutnî’nin bu iki eseri hakkında bk. DİA, VIII, 489; XXXII, 134). İbn Hacer el-Askalânî, Dârekutnî’nin Śaĥîĥ-i Buħârî hakkındaki görüşlerini eleştirmiş (aş.bk.), Müslim’e yönelttiği tenkitleri de Rebî‘ b. Hâdî `Umeyr el-Medhalî Beyne’l-imâmeyn Müslim ve’d-Dâreķuŧnî adlı eserinde incelemiştir (Riyad 1420/2000). Dârekutnî hepsi de senedle ilgili olan bu eleştirilerinde râvinin ehl-i bid‘attan olup olmadığını, zabtı kendinden daha kuvvetli birine muhalefet edip etmediğini, hâfıza zayıflığı sebebiyle yanılıp yanılmadığını, râvinin adâlet vasfıyla tanınıp tanınmadığını ve senedde inkıtâ bulunup bulunmadığını incelemiş, onun bu tenkitlerini İbn Hacer ele alıp cevaplandırmıştır (Hedyü’s-sârî, s. 405-488).

Ebû Ali el-Gassânî, Śaĥîĥayn’da yer alan yazılışları aynı, okunuşları farklı râvi isimleri, nisbe, lakap ve künyelerle yanlış anlaşılabilecek kelimelere dair Taķyîdü’l-mühmel ve temyîzü’l-müşkil adıyla (nşr. Muhammed Ebü’l-Fazl, I-II, Riyad 1418/1997) bir eser kaleme almış (DİA, XIII, 396), eserin ikinci ve üçüncü bölümlerinde Śaĥîĥayn râvilerinin Buhârî ile Müslim’den rivayetleri sırasında senedlerde yaptıkları bazı hataları zikretmiş, bu hatalarla Śaĥîĥayn müelliflerinin ilgisi bulunmadığını belirtmiştir. Eserin dördüncü bölümü Śaĥîĥayn’daki lakaplarla ilgilidir. Ebû Ali el-Gassânî’yi bu iddialarında haklı bulmayan âlimler de vardır (Muhammed İdrîs Zübeyr - Ferhat Nesîm Hâşimî, XXVI/1-2 [1412/1991], s. 397-399). Reşîd el-Attâr, Gassânî’nin Müslim’in el-CâmiǾu’ś-śaĥîĥ’inde on dört maktû hadis bulunduğu iddiasının yerinde olmadığını, bazı muhaddislerin bunları maktû değil müsned kabul ettiğini söylemiş, bu hadislerin hangi hadis kitaplarında mevsul olarak rivayet edildiğini göstermek üzere Ġurerü’l-fevâǿid adlı eserini kaleme almış, bu arada Dârekutnî gibi muhaddislerin iddialarının haklı olmadığını ileri sürmüştür. İbn Hazm da Buhârî (“Tevĥîd”, 37) ve Müslim’in (“Feżâǿilü’s-śaĥâbe”, 168) el-CâmiǾu’ś-śaĥîĥ’lerindeki birer hadisin râvilerin vehmi yüzünden kusurlu (veya mevzû) olduğunu söylemiş, ancak İslâm âlimleri onun bu itirazlarında haklı olmadığını belirtmiştir (Halîl İbrâhim Molla Hâtır, s. 387-468).

Śaĥîĥayn’daki hadislere yöneltilen eleştirileri cevaplandırmak üzere çeşitli eserler kaleme alınmıştır. Reşîd el-Attâr adı geçen eserinde Müslim’in eś-Śaĥîĥ’ini savunmuş, Zeynüddin el-Irâkī, Śaĥîĥayn hadisleriyle ilgili tenkitleri el-Eĥâdîŝü’l-muħarrece fi’ś-Śaĥîĥayn elletî tüküllime fîhâ bi-żaǾf ve’nķıŧâǾ adlı kitabında cevaplandırmış, fakat İbn Hacer el-Askalânî’nin belirttiğine göre bu eserin müsveddesi kaybolmuştur. İbnü’l-Irâkī’nin el-Beyân ve’t-tavżîĥ li-men uħrice lehû fi’ś-Śaĥîĥ ve ķad müsse bi-đarbin mine’t-tecrîĥ adlı eseri (nşr. Kemal Yûsuf el-Hût, Beyrut 1410/1990), Buhârî ile Müslim’in veya onlardan sadece birinin eserinde rivayeti olup tenkide uğrayan râviler hakkındadır. Müellif önce bu râvileri eleştirenlerin, ardından onları savunanların görüşlerini zikretmiştir. İbn Hacer el-Askalânî Hedyü’s-sârî’de (s. 364-402), başta Dârekutnî olmak üzere çeşitli âlimlerin Buhârî’nin eserinde mevcut 110 hadisle ilgili tenkitlerini cevaplandırmıştır.

Buhârî hakkındaki eleştirileri değerlendiren İbn Hacer el-Askalânî, Buhârî ile Müslim’in eserlerinde kusursuz rivayetlere veya


bazıları tarafından kusurlu sayılması ciddiye alınmayacak hadislere yer verdiklerini söylemiş, rivayetlerinin sıhhati konusunda onları tenkit edenlerin görüşleriyle bu iki imamın görüşü çelişince Buhârî ile Müslim’in görüşlerinin tercih edileceğini belirtmiştir (a.g.e., s. 364-365). İbnü’s-Salâh da Müslim’in el-CâmiǾu’ś-śaĥîĥ’ine yöneltilen tenkitleri önemsiz kabul etmiş, Müslim’in sika, başkalarının zayıf dediği râviler hakkındaki cerhin gerekçeli olmadığı için bir değer ifade etmediğini, yapılan eleştirilerin asıl hadislere değil bu hadisleri takviye için zikredilen mütâbi‘ ve şâhid rivayetlere yönelik olduğunu, râviler hakkında ileri sürülen ihtilât gibi kusurların Müslim’in rivayeti aldıktan sonraki dönemlerde vuku bulduğunu söylemiştir (Śıyânetü Śaĥîĥi Müslim, s. 94-97).

Sahîhayn Üzerinde Yapılan Çalışmalar. A) Cem‘ Çalışmaları. “el-Cem‘ beyne’s-Sahîhayn” adıyla anılan bu tür eserlerde Śaĥîĥayn hadisleri ya senedleri olmaksızın alfabetik şekilde veya sahâbî râvilerine göre müsned tertibinde bir araya getirilmiştir. Cevzakī’nin Kitâbü’ś-Śaĥîĥ mine’l-aħbâr’ı ile Berkānî’nin el-Müsned diye anılan eserleri (DİA, VII, 282) bu türün ilk örnekleridir. Ferrâ el-Begavî’nin hadisleri senedsiz olarak bir araya getirdiği el-CâmiǾ (el-CemǾ) beyne’ś-Śaĥîĥayn adlı çalışmasının günümüze ulaşıp ulaşmadığı bilinmemektedir. Humeydî’nin müsned tertibindeki el-CemǾ beyne’ś-Śaĥîĥayn’ı (nşr. Ali Hüseyin Bevvâb, I-IV, Beyrut 1419/1998) bunların en güzeli kabul edilmiş ve üzerinde bazı çalışmalar yapılmıştır (bk. el-CEM‘ BEYNE’s-SAHÎHAYN). İbnü’l-Harrât’ın Śaĥîĥayn hadislerini senedsiz olarak ve Śaĥîĥ-i Müslim’in tertibinde bir araya getirdiği el-CemǾ beyne’ś-Śaĥîĥayn’ı da (CemǾu Śaĥîĥayn, nşr. Hamd b. Muhammed Gammâs, I-IV, Riyad 1419/1999) önemlidir. Ömer b. Bedr el-Mevsılî, el-CemǾ beyne’ś-Śaĥîĥayn maǾa ĥaźfi’s-senedi ve’l-mükerrer mine’l-beyn’inde (nşr. Sâlih Ahmed eş-Şâmî, I-II, Beyrut 1416/1995) Śaĥîĥayn’da bulunan 2874 rivayeti yalnız sahâbî râvilerini kaydedip hadisleri konularına göre alfabetik sıralamak suretiyle bir araya getirmiş, aynı konuda muhtelif sahâbîler tarafından rivayet edilen hadislerin sadece birini almıştır. Radıyyüddin es-Sâgānî, Meşâriķu’l-envâri’n-nebeviyye adlı eserindeki hadislerin çoğunu Śaĥîĥayn’dan aldığı için eser Meşâriķu’l-envâr fi’l-cemǾ beyne’ś-Śaĥîĥayn (el-CemǾ beyne’ś-Śaĥîĥayn) diye anılmıştır (nşr. Eşref b. Abdülmaksûd, Beyrut 1409/1989). Onun Humeydî’nin el-CemǾ beyne’ś-Śaĥîĥayn’ını ihtisar ettiği de belirtilmektedir. İbn Hacer el-Askalânî’nin, el-CemǾ beyne’ś-Śaĥîĥayn adlı eserinde hadisleri senedlerini zikretmek suretiyle konularına göre düzenlediği kaydedilmekte, fakat eserin günümüze ulaşıp ulaşmadığı bilinmemektedir. Bu konudaki son çalışmalardan biri Sâlih Ahmed eş-Şâmî’nin el-CâmiǾ beyne’ś-Śaĥîĥayn’ı olup (I-V, Dımaşk 1415/1995, fihrist cildiyle birlikte) müelllif Śaĥîĥayn hadislerinden 3896 rivayeti sadece sahâbî râvilerin adlarını zikredip mükerrer rivayetleri hazfederek on başlık altında toplamıştır. Ebû Muhammed Abdülhak b. Abdülvâhid’in Müsnedü’ś-Śaĥîĥayn’ı da burada anılmalıdır (I-IV, Cidde, ts., [Dârü’l-ilm]).

Hem Buhârî hem Müslim’in el-CâmiǾu’ś-śaĥîĥ’lerinde yer aldığı için “müttefekun aleyh” diye anılan hadisleri bir araya getirmek için yapılan çalışmalar da vardır (bk. MÜTTEFEKUN ALEYH). İbnü’l-Mülakkın, Tuĥfetü’l-muĥtâc ilâ edilleti (eĥâdîŝi)’l-Minhâc adlı eserinden Buhârî ile Müslim’in ittifak ettiği 475 hadisi seçerek el-Bülġa fî eĥâdîŝi’l-aĥkâm mimme’ttefeķa Ǿaleyhi’ş-Şeyħân adlı eserini meydana getirmiştir (nşr. Muhyiddin Necîb, Dımaşk 1411). Ebü’l-Kāsım Muhammed Zekiyyüddin Muhammed’in de CâmiǾu’l-beyân lime’ttefeķa Ǿaleyhi’ş-Şeyħân adlı bir eseri bulunmaktadır (Kahire 1410).

B) Müstahrecler. Bir hadis kitabındaki rivayetleri daha farklı isnadlarla toplamak için yapılan müstahrec çalışmaları, sadece Buhârî’nin veya sadece Müslim’in el-CâmiǾu’ś-śaĥîĥ’leri üzerine yapıldığı gibi her iki eser üzerine de yapılmıştır. Kaynaklarda, Śaĥîĥayn üzerine müstahrec yazdığı belirtilen muhaddisler arasında Śaĥîĥayn’daki müttefekun aleyh hadisleri esas alan İbnü’l-Ahrem ile eserini tamamlamaya fırsat bulamayan Ebû Ali el-Mâsercisî, ayrıca Hâkim el-Kebîr, Ebû Nuaym el-İsfahânî, İbn Mencûye, Ebû Zer el-Herevî, Ebû Muhammed Hasan b. Muhammed b. Hasan el-Bağdâdî el-Hallâl, Ebû Mes‘ûd Süleyman b. İbrâhim b. Muhammed el-İsfahânî el-Milencî ve Ebû Bekir Ahmed b. Abdân eş-Şîrâzî zikredilmektedir. Ancak bu çalışmaların günümüze ulaşıp ulaşmadığı bilinmemektedir.

C) Müstedrekler. Bir müellifin şartlarına uyduğu halde kitabına almadığı hadisleri o esere bir zeyil mahiyetinde derleyen çalışmalar özellikle Śaĥîĥayn üzerine yapılmıştır. Dârekutnî’nin yukarıda anılan iki eseri yanında Śaĥîĥayn üzerine yapılan müstedreklerin en meşhuru Hâkim en-Nîsâbûrî’ye aittir (bk. el-MÜSTEDREK). Ebû Zer el-Herevî’nin el-Müstedrek Ǿalâ Śaĥîĥu’l-Buħârî ve Müslim (Ǿale’ś-Śaĥîĥayn)’ında Dârekutnî’nin el-İlzâmât’ındaki yetmiş hadisi kendi senedleriyle tahrîc etmiş, günümüze ulaştığı bilinmeyen bu eserden Zehebî ile İbn Hacer el-Askalânî faydalanmıştır (DİA, X, 270; XXXII, 134). Ziyâeddin el-Makdisî’nin el-Eĥâdîŝü’l-muħtâre mimmâ lem yuħrichü’l-Buħârî ve Müslim fî Śaĥîĥayhimâ’sı da önemlidir (nşr. Abdülmelik b. Abdullah b. Dehîş, I-II, Mekke 1412).

D) Śaĥîĥayn Ricâli. Śaĥîĥayn’daki râvilere dair çeşitli eserler telif edilmiştir. Bunlardan Dârekutnî’nin Ricâlü’l-Buħârî ve Müslim’i (Âsafiye / Haydarâbâd Ktp., Ricâl, nr. 172) ile Hâkim en-Nîsâbûrî’nin el-Medħal ilâ maǾrifeti’ś-Śaĥîĥayn’ı (a.g.e., XV, 191-192) ve râviler hakkında hiçbir değerlendirme yapmadan adlarını alfabetik sıraladığı Tesmiyetü men aħrecehümü’l-Buħârî ve Müslim’i (nşr. Kemâl Yûsuf el-Hût, Beyrut 1407/1987) zikredilebilir. Lâlekâî’nin günümüze ulaştığı bilinmeyen Esmâǿü ricâli’ś-Śaĥîĥayn (MaǾrifetü esmâǿi men fi’ś-Śaĥîĥayn) adlı eserinden Zehebî ve İbn Hacer el-Askalânî faydalanmıştır. İbnü’l-Kayserânî, Ahmed b. Muhammed el-Kelâbâzî’nin Ricâlü Śaĥîĥi’l-Buħârî’si ile İbn Mencûye’nin Ricâlü Śaĥîĥi Müslim’inde bulunan veya sadece birinde yer alan râvileri ele almış, bazı bilgiler ekleyip tashihler yapmış ve çalışmasına el-CemǾ beyne ricâli’ś-Śaĥîĥayn Buħârî ve Müslim (el-CemǾ beyne kitâbey Ebî Naśr el-Kelâbâźî ve Ebî Bekr el-İśfaĥânî fî ricâli’l-Buħârî ve Müslim) adını vermiştir (I-II, Haydarâbâd-Dekken 1323; I-II, Beyrut 1405/1985). Muhammed b. Ali b. Âdem el-İsyûbî el-Vellevî bu eseri Ķurretü’l-Ǿayn fî telħîśi terâcümi ricâli’ś-Śaĥîĥayn adıyla ihtisar etmiştir (Cidde 1414/1993; Beyrut 1421/2000). Abdülganî b. Ahmed el-Bahrânî’nin Ķurretü’l-Ǿayn fî żabŧi esmâǿi ricâli’ś-Śaĥîĥayn’ı da yayımlanmıştır (Haydarâbâd 1323). Saffet Abdülfettâh Mahmûd’un el-Muġnî fî maǾrifeti ricâli’ś-Śaĥîĥayn adlı muhtasar bir eseri vardır. Yahyâ b. Ebû Bekir el-Âmirî de er-Riyâżü’l-müsteŧâbe fî cümleti (maǾrifeti) men revâ fi’ś-Śaĥîĥayn mine’ś-śaĥâbe adıyla bir eser kaleme almıştır (Beyrut 1983). İbn Halfûn’un el-Müfhim fî (el-MuǾlim bi-esmâǿi) şüyûħi’l-Buħârî ve Müslim’i de burada anılmalıdır (a.g.e., XX, 16).

Diğer Çalışmalar. Śaĥîĥayn hadislerinin etrâfı üzerine Halef el-Vâsıtî ile Ebû Mes‘ûd ed-Dımaşkī Eŧrâfü’ś-Śaĥîĥayn adıyla kitaplar yazmıştır (bk. ETRÂF).


Muhammed Fuâd Abdülbâkī’nin Ķurretü’l-Ǿayneyn fî eŧrâfi’ś-Śaĥîĥayn’ı (I-III, Beyrut 1993) bu çalışmaların son örneklerinden biridir. Śaĥîĥayn büyük bir şöhrete sahip olduğu için onda bulunmayan hadisler merak konusu olmuş, Ebû Abdurrahman Mukbil b. Hâdî el-Vâdiî, eś-Śaĥîĥu’l-müsned mimmâ leyse fi’ś-Śaĥîĥayn (I-II, San‘a 1411/1991) ve el-CâmiǾu’ś-śaĥîĥ mimmâ leyse fi’ś-Śaĥîĥayn (I-VI, San‘a 1427/2006) adlı eserlerinde bunları ele almıştır. İbn Hatîbüddehşe, Tuĥfetü źevi’l-ereb’de Śaĥîĥayn ve el-Muvaŧŧaǿda geçen isim ve nisbelerin okunuşunu araştırma konusu yapmış (a.g.e., XX, 31), Muhammed Altuncî Śaĥîĥayn hadislerinde geçen kişi, yer, kabile vb. 420 ismi MuǾcemü aǾlâmi’l-ĥadîŝi’n-nebevî mine’ś-Śaĥîĥayn adlı çalışmasında incelemiştir (Küveyt 1420/1999). Śaĥîĥayn’da yer alan ferd ve garîb hadisleri bazı âlimler genellikle Efrâdü’ś-Śaĥîĥayn veya Ġarâǿibü’ś-Śaĥîĥayn adıyla bir araya getirmiştir. Śaĥîĥayn hadislerinde geçen garîb kelimeleri izah etmek için yazılan eserlerden biri, Muhammed b. Fütûh el-Humeydî’nin kendi eseri olan el-CemǾ beyne’ś-Śaĥîĥayn’ını esas alarak yazdığı Tefsîru ġarîbi mâ fi’ś-Śaĥîĥayn’ı (nşr. Zübeyde Muhammed Saîd Abdülazîz, Kahire 1415/1995), diğeri de Kādî İyâz’ın Śaĥîĥayn hadisleriyle İmam Mâlik’in el-Muvaŧŧaǿında geçen garîb kelimeleri açıklamak üzere kaleme aldığı Meşâriķu’l-envâr Ǿalâ śıĥâĥi’l-âŝâr’ıdır (I-II, Tunus 1333/1914). Śaĥîĥayn’ı anlamaya yönelik çalışmalar da vardır. Bunlardan biri Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî’nin el-Keşf li-müşkili’ś-Śaĥîĥayn (Keşfü müşkili’ś-Śaĥîĥayn) adlı eseridir. Müellif burada Śaĥîĥayn’da anlaşılması zor meseleleri ve rivayetlerden çıkarılabilecek hükümleri ele almıştır (a.g.e., XX, 547). Belli eserlerde yer aldığı halde Śaĥîĥayn’da bulunmayan hadisler de müstakil çalışma konusu olmuştur. İbn Hacer el-Askalânî, Moğultay b. Kılıç’ın Zevâǿidü İbn Ĥibbân Ǿale’ś-Śaĥîĥayn’ının tamamlanmamış müellif nüshasını gördüğünü söylemektedir. Heysemî’nin, İbn Hibbân’ın el-Müsnedü’ś-śaĥîĥ’inde olup da Śaĥîĥayn’da yer almayan 2647 hadisi bablara göre tasnif ettiği Mevâridü’ž-žamǿân ilâ zevâǿidi İbn Ĥibbân’ı günümüze ulaşmıştır (a.g.e., XVII, 293). Śaĥîĥayn üzerindeki çalışmalarıyla bilinen Sâlih Ahmed eş-Şâmî de Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesâî, İbn Mâce ve Dârimî’nin es-Sünen’lerinde bulunup Śaĥîĥayn’da yer almayan 7688 hadisi Zevâǿidü’s-Sünen Ǿale’ś-Śaĥîĥayn adıyla bir araya getirmiştir (I-VII, Dımaşk 1418/1998).

Śaĥîĥayn’ın mahiyeti ve değeri hakkında çalışmalar yapılmıştır. İbn Nâsırüddin’in hadis ve muhaddislerle Śaĥîĥayn’ın değeri ve Śaĥîĥayn’ı okutmanın fazileti konusundaki eseri bunlardan biridir (Beyazıt Devlet Ktp., Mecmua, nr. 278/3, vr. 86a-111b). Halîl İbrâhim Molla Hâtır, Mekânetü’ś-Śaĥîĥayn adlı eserinde (Kahire 1402) Śaĥîĥayn’ı çeşitli yönlerden incelemiş, Abdülmecîd b. Süleyman el-Hadîsî de İrşâdü’l-müslim ile’l-feżâǿil fi’l-Buħârî ve Müslim adıyla bir eser kaleme almıştır (Riyad 1414/1994; ayrıca bk. DİA, VII, 114-129).

BİBLİYOGRAFYA:

Dârekutnî, el-İlzâmât Ǿale’ś-Śaĥîĥayn (nşr. Ebû Abdurrahman Mukbil b. Hâdî el-Vâdiî), Beyrut 1405/1985; Ebû Ali el-Gassânî, Taķyîdü’l-mühmel ve temyîzü’l-müşkil (Şüyûħu’l-Buħârî el-mühmelûn) (nşr. Muhammed Ebü’l-Fazl), Riyad 1418/1997; İbnü’s-Salâh, Muķaddime (nşr. Âişe Abdurrahman), Kahire 1411/1990, s. 159-173; a.mlf., Śıyânetü Śaĥîĥi Müslim mine’l-iħlâli ve’l-ġalat ve ĥimâyetühû mine’l-isķāŧı ve’s-saķāŧ (nşr. Muvaffak b. Abdullah b. Abdülkādir), Beyrut 1404/1984, s. 94-97; Reşîd el-Attâr, Ġurerü’l-fevâǿidi’l-mecmûǾa fî beyâni mâ vaķaǾa fî Śaĥîĥi Müslim mine’l-esânîdi’l-maķŧûǾa (nşr. Sa‘d b. Abdullah Âlü Humeyyid), Riyad 1421/2001, s. 64-71; Nevevî, Śaĥîĥu Müslim bi-şerĥi’n-Nevevî, Riyad 1424/2003, I, 14; a.mlf., Tehźîbü’l-esmâǿ ve’l-luġāt (nşr. Ali M. Muavvaz - Âdil Ahmed Abdülmevcûd), Beyrut 1426/2005, s. 143; a.mlf., et-Taķrîb ve’t-teysîr (nşr. Abdullah Ömer el-Bârûdî), Beyrut 1406/1986, s. 22; İbn Dakīkul‘îd, el-İķtirâĥ (nşr. Kahtân Abdurrahman ed-Dûrî), Bağdad 1402/1982, s. 326-327; İbn Teymiyye, MecmûǾu fetâvâ, XX, 321; İbn Hacer, Hedyü’s-sârî (Hatîb), s. 12, 364-402, 405-488; Emîr es-San‘ânî, Tavżîĥu’l-efkâr (nşr. M. Muhyiddin Abdülhamîd), Medine, ts. (el-Mektebetü’s-selefiyye), I, 56-69; Tâhir el-Cezâirî, Tevcîhü’n-nažar (nşr. Abdülfettâh Ebû Gudde), Beyrut 1416/1995, I, 307; Ahmed Muhammed Şâkir, el-BâǾiŝü’l-ĥaŝîŝ, Kahire 1377/1958, s. 35; Sezgin, GAS, I, 208; Halîl İbrâhim Molla Hâtır, Mekânetü’ś-Śaĥîĥayn, Kahire 1402; M. Yaşar Kandemir, “Sahîhayne Yöneltilen Tenkidlerin Değeri”, Sünnetin Dindeki Yeri, İstanbul 1997, s. 335-376; a.mlf., “el-Câmiu’s-sahîh”, DİA, VII, 114-129; a.mlf., “Gassânî, Ebû Ali”, a.e., XIII, 396; a.mlf., “Hâkim en-Nîsâbûrî”, a.e., XV, 191-192; a.mlf., “Heysemî”, a.e., XVII, 293; M. İdrîs Zübeyr - Ferhat Nesîm Hâşimî, “el-Ġassânî; eĥadü aǾlâmi Ķurŧuba”, ed-Dirâsâtü’l-İslâmiyye, XXVI/1-2, İslâmâbâd 1412/1991, s. 397-399; İsmail L. Çakan, “Dârekutnî”, DİA, VIII, 489; Yusuf Şevki Yavuz - Casim Avcı, “İbnü’l-Cevzî, Ebü’l-Ferec”, a.e., XX, 547; Salih Sabri Yavuz, “İsferâyînî, Ebû İshak”, a.e., XXII, 515.

M. Yaşar Kandemir