SAVTİYYE

(الصوتيّة)

Arapça’daki sesleri inceleyen bilim dalı.

Dil biliminin bir dalı olan ses bilimi (fonetik) dildeki seslerin oluşumunu, çıkış yerlerini, niteliklerini ve seslerle ilgili diğer konuları inceler. Dilciler ilk zamanlardan beri sesler üzerinde durmuştur. Arap filolojisinde “savtiyye, ilmü’l-asvât, ilmü’s-savtiyyât”; Batı dillerinde “fonetik” ve “fonoloji” karşılığı olarak müstakil bir bilim dalı hüviyetinde modern zamanlarda ortaya çıkmış olmakla birlikte seslerle ilgili konu ve meseleler sarf, nahiv, aruz ve belâgatla tıp, felsefe, mûsiki, kıraat ve tecvide dair eserlerin içinde dağınık şekilde çok eski zamanlardan beri ele alınmıştır.

Gırtlak sesin oluşumu ve biçimlenmesinde yardımcı olan ilk organdır. Hava akımı titreşerek ya da titreşmeden gırtlakta sese dönüşür. Burada oluşan tınılar güzel bir ses için gereken özelliklerden yoksundur ve konuşma sesi biçimini almamış salt seslerdir. Bunların biçimlenerek konuşma sesine dönüşmesi ağız, burun ve boğaz boşluklarının oluşturduğu titreşim bölgelerinde gerçekleşir. Dişler seslerin oluşmasında önemli görevler üstlenirse de bu konuda en etkili organ güçlü kaslarla örülü ve her türlü biçimi alabilen dildir. Bu organlar ses yolunu (hançere), yani seslerin çıktığı noktaları (mahreç) meydana getirir. Her harfin kendine has veya bazı harflerle ortaklaşa fonetik özellikleri vardır. Bunlara harflerin sıfatları denir. Arap dilinde -“lâm elif”in (لا) tek harf sayılıp sayılmamasına göre- yirmi sekiz veya yirmi dokuz harf (ses) bulunur. Bunların hepsi de ünsüzdür. Ünlüler ise hareke adı verilen işaretlerle (fetha, zamme, kesre) gösterilir. Arap dilinde bu kısa ünlülerin uzatılmış biçimi olan ve med harfleri (sâkin vâv, yâ ve elif) adı verilen uzun ünlüler de bulunur. Ayrıca harfler aslî harfler-zâit harfler, aslî harfler-fer‘î harfler şeklinde kategorilere ayrılır. Fer‘î harfler aslî harflerin imtizaç ve etkileşiminden doğan, belirli şekilleri olmayan ara sesler olup bir kısmı kıraatte ve şiir inşadında güzel bulunmuş, bir kısmı ise güzel bulunmamıştır (harflerin mahreç, sıfat ve çeşitleri hakkında geniş bilgi için bk. HARF).

İslâm geleneğinde Kur’an’ın nâzil oluşuyla birlikte Arap dilinde yer alan sesler konusuna ilgi gösterilmeye başlanmış, Kur’an öğreticileri ve okuyucuları (kurrâ) seslerin çıkış yerleri (mehâric), birbirinden ayıran nitelikleri, telaffuzu güç seslerin söylenişi, benzer seslerin birbirinden ayırt edilmesi gibi meseleler üzerinde önemle durmuştur. Kurrânın ve Kur’an öğreticilerinin seslerle ilgili birikimleri özellikle ilk dönem Arapça gramer eserlerine yansımıştır. Meselâ kadîm kurrâdan ve nahiv âlimlerinden olan İbn Ebû İshak el-Hadramî’nin (ö. 117/735), özellikle Kur’an kıraatinde ortaya çıkardığı meseleler dolayısıyla hemze sesiyle ilgili beyanları ve öğrencilerine bu konuda yazdırdığı notların müstakil bir kitap oluşturacak kadar çok olduğu, bundan dolayı kendisine Kitâbü’l-Hemz adlı bir eser nisbet edildiği kaydedilir


(Ebü’t-Tayyib el-Lugavî, Merâtibü’n-naĥviyyîn, s. 12). Onun öğrencisi olan, kadîm kurrâdan ve nahiv âlimlerinden Îsâ b. Ömer es-Sekafî’nin zamanımıza ulaşmayan el-CâmiǾ ve el-İkmâl’i ile diğer gramer eserleri de kıraat ve fonetik konuları itibariyle yoğun olmalıdır. Nitekim Sekafî’nin öğrencisi Halîl b. Ahmed’in Kitâbü’l-ǾAyn’ında kelimeler ses esasına göre sıralanmış ve bu eser ilk düzenli ses bilimi çalışması kabul edilmiştir. Aynı şekilde temel kaynaklarından biri Sekafî’nin el-CâmiǾi olan Kitâbü Sîbeveyhi de bu konuda yoğun bilgiler içermektedir. Günümüze ulaşmış ilk gramer eseri olan Kitâbü Sîbeveyhi’de kıraate (sesler) dair verilen bilgiler geniş yer tutmaktadır. Bu eserde hemzenin gerçek ses değeriyle telaffuzu (tahkîk) ve yumuşak telaffuzuna (teshîl) dair hükümler, imâle ve feth, i‘lâl, ibdâl ve idgam gibi seslerin değişim ve dönüşüm kurallarıyla ilgili meseleler ayrıntılarıyla ele alınmıştır. Sîbeveyhi bu tür konulara Arap harflerinin sayısı, aslî-fer‘î, ünlü-ünsüz harfler, harflerin mahreç ve ses özellikleri gibi ses düzeninin oluşumu kapsamında ele alınan bilgileri zikrederek başlar. Bütün bunlar nahiv, dil ve kıraat âlimleri için temel teşkil eden konulardan sayılmıştır.

Sîbeveyhi’den sonra harflerin mahreçleri ve sıfatlarıyla ilgili hususlarda onun ifade ve kavramlarını tekrar eden ve ses bilimi çalışmalarına özel bölümler ayırarak onun izinden giden gramer, lugat ve dil bilimi eserleri kaleme alınmıştır. Bunlardan zamanımıza ulaşanların başında Müberred’in el-Muķteđab’ı, İbnü’s-Serrâc’ın el-Uśûl fi’n-naĥv ve Risâletü’l-İştiķāķ’ı, İbn Düreyd’in Cemheretü’l-luġa’sı, Zeccâcî’nin el-Cümelü’l-kübrâ’sı, Ezherî’nin Tehźîbü’l-luġa’sı, Ebû Ali el-Fârisî’nin el-Îżâĥ’ı, Abdullah b. Ali es-Saymerî’nin et-Tebśıra ve’t-teźkire’si gelir. Kitâbü Sîbeveyhi’nin bir tür özeti niteliğindeki Zemahşerî’nin el-Mufaśśal’ı ile buna İbn Yaîş’in yazdığı şerh seslerin mahreç ve sıfatları ile i‘lâl, ibdâl, imâle, idgam gibi ses değişim ve dönüşümlerine dair zengin mâlûmat içerir. Ses değişim ve dönüşümlerine dair meseleler sarf ilminin esasını teşkil ettiğinden bunlar Ebû Osman el-Mâzinî’nin et-Taśrîf’i, İbn Cinnî’nin et-Taśrîfü’l-mülûkî’si, İbn Usfûr el-İşbîlî’nin el-MümtiǾ fi’t-taśrîf’i, İbnü’l-Hâcib’in eş-Şâfiye’si ile bunun Radî el-Esterâbâdî şerhi gibi müstakil sarf kitaplarında ayrıntılarıyla incelenmiştir.

Sırru śınâǾati’l-iǾrâb adlı hacimli eseriyle Arap dilindeki sesleri ilk defa müstakil bir bilim dalı olarak ele alıp inceleyen İbn Cinnî (ö. 392/1002) Arap dilinde fonetiğin öncüsü ve kurucusu kabul edilmiştir. Müellif bu kitapta Arap harflerinin mahreçleri ve sıfatları ile bu harflere ârız olan i‘lâl, ibdâl, idgam, nakl, hazf gibi değişim ve dönüşümleri, ayrıca savt-harf farkı, savt ve harfin etimolojisi, hareke-harf farkı, aslî, fer‘î ve zâit harfler, güzel ve çirkin görülen fer‘î harfler, harflerin ses yolundaki çıkış noktalarını belirleme yöntemi ve buna göre sıralanışı, kısa ünlüler (harekeler) ve uzun ünlüler (med harfleri), bir kelimeyi oluşturan seslerin uygun olan ve olmayan kompozisyonu gibi meselelerden sonra her harfi (sesi) teker teker ele alıp ona ârız olan asıl-ziyade, i‘lâl, ibdâl, kalb, idgam, hazif gibi değişim ve dönüşümleri ele almıştır. İbn Cinnî’nin diğer eserlerinde ve özellikle el-Ħaśâǿiś’inde de fonetik meselelerle ilgili zengin bilgiler yer alır.

İbn Sînâ, Esbâbü ĥudûŝi’l-ĥurûf’ta Arap dilindeki seslerin hançerede çıktığı yerlerle ses özelliklerini tabiattan ve hariçten verdiği eşdeğer ses örnekleriyle somutlaştırarak açıkladığı gibi el-Ķānûn ve eş-Şifâǿ adlı eserlerinde de fonetikle ilgili bilgilere yer vermiş, onun halefi olan bazı filozoflar da benzer konulara temas etmiştir. Bunlardan biri Abdüllatîf el-Bağdâdî olup Maķāletân fi’l-ĥavâś, en-Nefs ve’ś-śavt ve’l-kelâm, el-Luġa ve keyfiyyetü tevellüdihâ adlı eserleri konuyla ilgili çalışmalardan bazılarıdır. Öte yandan Halîl b. Ahmed, İbnü’s-Sikkît, Ebü’l-Hüseyin el-Müzenî, Fârâbî ve Ahmed b. Muhammed er-Râzî gibi müellifler tarafından yazılan ve “Kitâbü’l-Ĥurûf” genel başlığını taşıyan eserler içinde sadece Râzî’ninki bazı fonetik bilgiler içermektedir.

Seslerin değişim ve dönüşümleriyle ilgili meseleler sarf kitaplarında “ibdâl”, “i‘lâl”, “kalb” gibi başlıklar altında ve sarfî ibdâl kategorisi olarak incelendiği gibi Arap dilindeki kelimelerin bünyesinde meydana gelen ses değişim ve dönüşümleri lugavî ibdâl kategorisi içinde “ibdâl” genel başlığıyla müstakil eserlerde ele alınmıştır. Asmaî’nin Kitâbü’l-İbdâl’i, İbnü’s-Sikkît’in Kitâbü’l-Ķalb ve’l-ibdâl’i, Zeccâcî’nin Kitâbü’l-İbdâl ve’l-muǾâķabe ve’n-nežâǿir’i, Ebü’t-Tayyib el-Lugavî’nin Kitâbü’l-İbdâl’i, İbn Cinnî’nin TeǾâķubü’l-ǾArabiyye’si ile çağdaş yazarlardan Ahmed Muhammed Herrât’ın MuǾcemü müfredâti’l-ibdâl’i bu tür eserlerin başlıcalarıdır. Lugavî ses dönüşümleri daha çok ibdâl adıyla anıldığı gibi değişik eserlerde bedel, mebdûl, kalb, maklûb, muhavvel, muzâraa, nezâir, teâkub, muâkabe, i‘tikāb ve iştikak (kebîr / ekber) adlarıyla da anılmıştır. İbn Cinnî, el-Ħaśâǿiś’inde “Biri diğerinin yerine kullanılan iki harf (ses) bölümü” başlığı altında bu tür dönüşümlerden söz etmiştir. Âlimler eserlerinde bu tür fonetik dönüşümlerin dayandığı kural ve ilkeleri tesbit etmiştir (Ebü’t-Tayyib el-Lugavî, Kitâbü’l-İbdâl, neşredenin girişi, I, 5-42). XX. yüzyılda ses bilimi


ve meseleleriyle ilgili olarak Abdülkādir el-Cedîdî el-Binyetü’ś-śavtiyye fi’l-kelimeti’l-ǾArabiyye, Hüsâm Saîd Naîmî ed-Dirâsâtü’l-leheciyye ve’ś-śavtiyye, Gānim Kaddûrî Hamed el-Medħal ilâ Ǿilmi eś-vâti’l-ǾArabiyye ve ed-Dirâsâtü’ś-śavtiyye inde Ǿulemâǿi’t-tecvîd, Gālib Fâzıl Matlabî Fi’l-eśvâti’l-luġaviyye ve Hasan Abbas Ħaśâǿiśü’l-ĥurûfi’l-ǾArabiyye ve meǾânîhâ adıyla eserler yazmış, ayrıca İbrâhim Enîs ve Alyân b. Muhammed el-Hâzimî tarafından bazı eserler kaleme alınmıştır (bk. bibl.).

Kıraat ve tecvid kitapları da harflerin mahreçleriyle fonetik özelliklerini konu aldığından ses bilimiyle doğrudan ilgilidir. Başta Sîbeveyhi’nin el-Kitâb’ı olmak üzere temel gramer kitaplarını esas alan bu eserler, Arap dilindeki ve Kur’an’daki seslerin tını ve nağme özelliklerine münhasır olarak ses bilimi çalışmalarının işlevsel-pratik yönünü temsil eder. Bunlara örnek olmak üzere İbn Mücâhid’in Kitâbü’s-SebǾa adlı eseri, Mûsâ b. Ubeydullah b. Hâkān’ın el-Ķaśîdetü’l-Ĥâķāniyye fi’t-tecvîd’i, Muhammed b. Ubeydullah b. Süheyl en-Nahvî’nin Kitâbü’đ-Đâd ve’ž-žâǿ min ĥurûfi’l-hicâ’sı, Ebû Amr ed-Dânî’nin et-Taĥdîd fi’l-itķān ve’t-tecvîd adlı risâlesi, İbnü’l-Bennâ el-Bağdâdî’nin Beyânü’l-Ǿuyûbe’lletî yecibü en yectenibehe’l-ķurrâǿ ve îżâĥu’l-edevâte’lletî büniye Ǿaleyhe’l-iķrâǿ adlı kitabı, Mekkî b. Ebû Tâlib’in Kitâbü’r-RiǾâye li-tecvîdi’l-kırâǿe ve taĥķīķi(lafži)’t-tilâve’si, Batalyevsî’nin el-Farķ beyne’l-ĥurûfi’l-ħamse’si, İbnü’t-Tahhân’ın Meħâricü’l-ĥurûf ve śıfatühâ’sı, İbnü’l-Cezerî’nin et-Temhîd fî Ǿilmi’t-tecvîd ve el-Muķaddimetü’l-Cezeriyye adlı meşhur kasidesiyle en-Neşr fî ķırâǿâti’l-Ǿaşr’i, İbn Vesîk diye tanınan İbrâhim b. Muhammed el-Endelüsî’nin Fî Tecvîdi’l-kırâǿe ve meħârici’l-ĥurûf’u zikredilebilir.

BİBLİYOGRAFYA:

Ebü’t-Tayyib el-Lugavî, Merâtibü’n-naĥviyyîn (nşr. M. Ebü’l-Fazl İbrâhim), Kahire 1375/1955, s. 12; a.mlf., Kitâbü’l-İbdâl (nşr. İzzeddin et-Tenûhî), Dımaşk 1379/1960, neşredenin girişi, I, 5-42; İbn Cinnî, Sırru śınâǾati’l-iǾrâb (nşr. Hasan Hindâvî), Dımaşk 1405/1985, I-II, tür.yer.; Ahmed Ateş v.dğr., Arapça Dilbilgisi I, İstanbul 1964, s. 4-14; Demirhan Ünlü, Kur’ân-ı Kerîm’in Tecvîdi, Ankara 1971, s. 47-55, 59-64; Nevin Selen, Söyleyiş Sesbilimi Akustik Sesbilim ve Türkiye Türkçesi, Ankara 1979, s. 1-7; Ahmet Bulut, Arap Dili Araştırmaları I, İstanbul 2000, s. 8-16, 24-46; İbrâhim Enîs, el-Eśvâtü’l-luġaviyye, Kahire, ts. (Mektebetü nehdati Mısr), s. 21-24; a.mlf., “Cühûdü Ǿulemâǿi’l-ǾArab fi’d-dirâseti’s-śavtiyye”, MMLA, XV (1962), s. 41-49; Alyân b. Muhammed el-Hâzimî, “el-Eśvâtü’l-ǾArabiyye beyne’l-Ħalîl ve Sîbeveyhi”, Buĥûŝü Külliyyeti’l-luġati’l-ǾArabiyye, XI, Mekke 1405, s. 347-377; M. Hassân et-Tayyân, “Ǿİlmü’l-eśvât Ǿinde’l-ǾArab”, MMLADm., LXIX/4 (1415/1994), s. 777-802; Semîh Ebû Mağlî, “Cühûdün türâşiyye fi’d-dirâseti’s-śavtiyye”, Mecelletü Külliyyeti’l-âdâb, LIX/ 3, Kahire 1999, s. 325-343; Salman H. Al-Ani, “Śawtiyya”, EI² (Fr.), IX, 100-101.

İsmail Durmuş - Ahmet Yüksel